Malatya
03 Temmuz, 2025, Perşembe
  • DOLAR
    38.77
  • EURO
    43.89
  • ALTIN
    4143.5
  • BIST
    9.391
  • BTC
    102916.45$

Borç Dondu, Fatura Büyüdü!


Borç Dondu, Fatura Büyüdü!
Bir gece eksi 13’te yanan mahsulün ardından, üreticiye sadece geçmiş değil, gelecek de borç oldu. Ramazan Özcan, “Bu artık sadece bir kayıp değil; zincirleme ekonomik çöküştür” diyor.

 

ZİRAÎ FELAKET DOSYASI – 4. BÖLÜM

Bu bir yazı dizisidir. Her iki günde bir yeni bölümü yayımlanmaktadır.

Malatya’da yalnızca ağaç donmadı…
Umut da dondu. Borç da. Dönemeyen taksit de.

Çünkü bu şehirde çiftçi ürünü kaybettiği an, sadece gelirini değil,
geçimini, güvenini ve gururunu da kaybeder.

Ramazan Özcan Meclis kürsüsünde şunu dedi:
“Zarar sadece kayısıda değil. Zarar, şehir ekonomisinin bütün bileşenlerinde.”

Aynı soğukla, iki kez yıkıldık

Malatya hâlâ 6 Şubat’ın enkazını omzundan indirememişken,
12 Nisan’da ikinci bir yıkım yaşadı.
İlkinde binalar yıkıldı.
İkincisinde ekonominin kolonları.

34 ilde don görüldü ama Malatya’da olan başka bir şeydi.
Çünkü diğer iller yüzde 20 zarar gördü.
Malatya’da kayıp yüzde yüz.

Ramazan Özcan bu yüzden ısrarla diyor:
“Bizi herkesle aynı kefeye koyamazsınız!”

Hasat yoksa, ödeme yok

Hasat gelmeden gübre almıştı…
Zirai ilaç borcunu “nasıl olsa mahsul gelecek” diye yazdırmıştı…
Tarladan para kazanacak diye pazardan veresiye almıştı…
Ama kayısı gitmişti.
Kalan sadece borçtu.

Üstelik bu borç sadece üreticide değil.
Esnafta var, tüccarda var, pazarcıda var.
“Hasatla döneriz” diyen bir şehir, şimdi faizle dönüyor.

Malatya’nın dosyası ayrı tutulmalı

Meclis Zirai Don Araştırma Komisyonu’na yapılan sunum netti:
Malatya sadece ürün değil, düzen kaybetti.
Sadece gelir değil, denge kaybetti.

Bu yüzden Ramazan Özcan’ın talepleri “destek” değil, kurtarma planı niteliğinde:

– Devlet bankalarına ve tarım kooperatiflerine olan borçlar ertelensin
– Üreticiye, hasat öncesi bakım kredisi verilsin
– Gübre ve ilaç borçları için yapılandırma sağlansın
– Enerji ve sulama maliyetleri deprem bölgesi şartlarına indirilsin

Kayısı dışardan gelirse, içerisi çöker

Malatya’daki kriz derinleşirken, dışarıdan gelen ucuz kayısı iç piyasaya sızarsa, bu sadece ticaret değil, ihanettir.

Çünkü içerde kayısı yanarken, dışarıdan ithal ürünle piyasa baskılamak,
zararın üstüne beton dökmektir.

Ramazan Özcan bu yüzden gümrük kapılarında daha sıkı denetim istiyor.

Bu saatten sonra yapılacak her gecikme,
bir mahsul yılı değil, bir şehrin direncini kaybettirecek.

Çünkü Malatya’nın kaybı, sadece tarımsal değil;
toplumsal.

Beşinci bölümde:

Depolar neden umut oldu?

Elektronik senetler çiftçiye ne kazandırdı?

Kayısıyı saklamak, geleceği korumak mı?

Röportaj: Murat Çetin

İLGİLİ BÖLÜMLER: 

Bir Gece Dondu, Bir Şehir Çöktü!

Bir Milyar Dolarlık Buz Kırığı

Sigorta Var Ama Koruma Yok!

 

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 1
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorumlar

  • yorum avatar
    Yusuf Özen
    03-07-2025 00:34

    Ramazan Özcan’ın tespitleriyle yüzde yüz katılıyorum. Çünkü biz sahadayız, biz bu gerçeği yaşıyoruz. 40 bin üreticiden sadece 20 bini sigortalı ve onların da çoğu donu kapsamıyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Üreticinin yarısından fazlası “çaresiz” kalmış. Devlet şimdiye kadar sadece verim odaklı baktı. Oysa tarım, iklim, finans ve güven meselesidir. Bu yazı, Malatya’nın sesidir. Ama bu ses Meclis’te yankı bulmazsa, gelecek sene üretici tarlaya küsecek. Çünkü güvenmediği bir sistem için borca girmek istemeyecek. O yüzden çağrım açık: bu çağrıya kulak verin, yoksa şehir susar, toprak küsür.

  • yorum avatar
    Av. Filiz Karaca
    03-07-2025 00:34

    Haberde adı geçen konular yalnızca tarımsal değil; aynı zamanda hukuksal boşluklara işaret ediyor. TARSİM yönetmeliği hâlâ iklim değişikliğini hesaba katmayan bir yapıda. Bugünkü mevzuat, üreticiyi değil; sigorta sistemini koruyor. “Fizyolojik sebepler” gibi muğlak ifadeler, tazminat taleplerinin önünde duvar oluşturuyor. Mevzuatın üretici lehine revize edilmesi gerekiyor. Ayrıca, eksper sisteminin bağımsızlaştırılması hayati. Çünkü zarar tespiti sübjektif kaldığı sürece adalet de gecikiyor. Ramazan Özcan’ın dile getirdiği bütün bu eksiklikler, aslında bir hukuk reformunun da zeminini hazırlıyor. Üreticiye sigorta yaptırmak kolay, ama onun haklarını korumak için düzenleme yapmak zor geliyor.

  • yorum avatar
    Mehmet Uçar
    03-07-2025 00:33

    Ben bu işin içindeyim. Gerçekten “hasatla döneriz” diye yazdırdığımız borçlar şimdi kabus oldu. Gübreciye, ilaççıya, pazarcıya borcum var. Kayısı yok, para yok ama alacaklılar kapıda. En acısı ne biliyor musunuz? Dışarıdan ithal kayısı gelirse, bizim kalan umudumuz da bitecek. Ramazan Özcan’ın sesine kulak verilmeli. Bizi sıradan bir don afetiyle değerlendirmesinler. Maraş’ta, Erzincan’da %20 zarar varsa, bizde %100 zarar var. Borçları ertelemek yetmez; devlet, bu sene kayısı üretemeyen üreticiyi yaşatmalı. Biz bu memleketin ekmeğiyiz. Ekmeğimiz yanarsa, şehir de aç kalır.

  • yorum avatar
    Derya Kalaycı
    03-07-2025 00:33

    Haberde geçen “gelir değil, düzen kaybı” tespiti, sosyal bilimlerin kavramsal çerçevesine cuk oturuyor. Malatya’da yaşanan bu felaket, klasik anlamda bir üretim daralması değil; bir ekonomik dengenin çöküşüdür. Çünkü üretici, tarım kooperatifine, bakkala, tüccara borçlanmak suretiyle sadece mal değil; güven ve istikrar satın alır. Bu güven kaybolursa, sadece borçlar değil, sosyal sermaye de çürür. Meclis’teki konuşmaların sadece politik retorik düzeyinde kalması büyük eksikliktir. Malatya’nın reel sektörel verileri baz alınarak, bir tarımsal afetten sonra ne kadar “toplumsal direnç kaybı” yaşandığı bilimsel olarak ölçülmelidir. Tarım politikası artık sadece verimliliği değil, sosyal sürdürülebilirliği de hedeflemelidir. Bu haber, buna dair ciddi bir çağrıdır.

  • yorum avatar
    Ayhan Sevim
    03-07-2025 00:33

    Ramazan Özcan’ın tespitleri yerli yerinde. Malatya’daki zirai donun etkisi sadece tarımsal üretimle sınırlı değil; bu durum bölgesel ekonominin tüm damarlarını dondurdu. Türkiye’de tarımsal üretimin kredi sistemine dayalı olduğunu biliyoruz. Üretici “hasat öncesi borçlanır, hasatla öder” döngüsü içinde yaşar. Bu döngü kırıldığında sadece çiftçi değil, nakliyeci, ambalajcı, tüccar, hatta pazarcı da iflasa sürüklenir. Bu yüzden Malatya’daki kriz münferit bir afet değil; zincirleme bir ekonomik depremdir. Devletin bu tabloya “mevcut teşvik araçlarıyla” yaklaşması çözüm değil, ertelemedir. Yapılması gereken şey, Ramazan Bey’in de belirttiği gibi, sektörel bir kurtarma planıdır. Hasat yapılmadan alınan krediler ertelenmeli, TARSİM yönetmelikleri güncellenmeli, girdi maliyetleri bölgesel afete göre revize edilmelidir. Yoksa bu borç, sadece çiftçinin değil; kamunun da sırtında kalır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!