Sadıkoğlu, üçüncü zarfa yaklaştı!..

Saygıdeğer okurlar; Malum olduğu üzere Malatyamız büyük bir sınavdan geçiyor. 

Halen “düzeltilmemiş”, halen “düzelmemiş” ve halen “eksik” giden bazı şeyler var.

İlimizi yönetenlerin hal-i pürmelali hakkında önceki yazılarımda uyarılarım olmuştu. 

Bu uyarıların “ukalalık” olarak görülmemesi için de, elimden geldiğince kelimelerimi doğru seçme gayretinde oldum. 

3 ZARF MESELESİ…

Sözün burasında sizlere küçük, anlamlı ve bir o kadar da esprili bir hikaye anlatayım da, ortam biraz yumuşasın: Devrin birinde bir yönetici bir makama geçmiş. Masasına oturmuş ve sümenin altında 3 tane zarf olduğunu görmüş. 

Birinci zarfın üzerinde “Dara düştüğünde bu zarfı aç” yazıyormuş. 

İkincisinde “İşler düzelmezse bu zarfı aç” ve üçüncüsünde de “Yine de düzelmezse bu zarfı aç” yazıyormuş. 

Yönetici bir müddet sonra, hayli sıkıntılı bir duruma düşmüş.

Koltuk elden gitti-gidecek bir durum hasıl olmuş. 

Yönetici ilk zarfı açmış. 

İçinden “Kötü durum dolayısıyla senden öncekileri suçla” notu çıkmış. 

Hemen geçmiş gazetecilerin karşısına başlamış, önceki yönetimin kötü yönetimini anlatmaya.

Bir müddet işler rayına oturmuş. 

Ancak yine işler karışmaya başlayınca ikinci zarfı açmış. “Etrafındakileri suçla” notu çıkmış zarfın içinden. 

Yönetici başlamış etrafındakileri suçlamaya. 

Yine işi kurtarmış bir müddet daha. İşler yeniden kötüleşince, üçüncü zarfı açmış. Zarftan çıkan notta “Sen de üç zarf hazırla”yazıyormuş. 

SEÇİLDİĞİ GÜN, SELAHATTİN GÜRKAN VE BÜLENT TÜFENKCİ’Yİ HEDEFE KOYDU

Yukarıda zikrettiğim hikayede olduğu gibi Malatyamızı yönetenlerden bazıları, kendilerinden öncekileri suçladı. 

İşler yine kötü gidiyor, bu kez de etrafındakileri suçlamaya başladılar. 

Üçüncü zarf için gün sayanlar, artmaya başladı. 

Yukarıdaki hikayeyi ve kendi notumu ilettikten sonra, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı sayın Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’na sözü getirmek istiyorum. 

Yazılarımı takip edenlerin dikkatinden kaçmayacak bir kaç yazı kaleme almıştım kendisiyle ilgili olarak. 

Bu yazılarımdan birinde MTSO seçimleri sonrası, yaptığı açıklamada “Özellikle köşe başını tutan birilerinin güdümüyle, ya da bu anlamda bizi zorlamayla bir şey olmayacağını da birileri anlamıştır. Bugün Malatya kazanmıştır, Selahattin Gürkan ve Bülent Tüfenkci kaybetmiştir.” diyerek şehrimizin hem belediye başkanını, hem de şehrimizin eski bakanı ve milletvekilini hedef tahtasına oturtmuştu.

Göreve gelir gelmez, şehri yöneten siyasileri karşısına alan Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, aradan geçen aylara rağmen, doğru dürüst bir icraat gösteremedi. 

Üzerine bir de deprem olunca, MTSO’nun bulanık hali, iyice silikleşmiş oldu. 

Hatırlanacağı üzere, deprem sonrası yapılan ve yapılması gerekenlerle ilgili yazılarımdan birinde Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’yla ilgili bir kaç kelam etmiştim. “İcra makamı” olmak yerine, “havale makamı” olmayı tercih ettiğini belirtmiştim. Aynı yazımda, “Yaptım, ettim, getirdim…” demek yerine “Yapılmalı, edilmeli, getirilmeli…” demesi, Malatyamız için “büyük kayıpların” yaşanmasına sebep oluyor. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı’nın “Yapılmalı, edilmeli, getirilmeli” demesi, maalesef “acziyetin” göstergesidir.” ifadelerini de kullanmıştım. 

OLUR-OLMADIK YERDE, OLUR-OLMADIK AÇIKLAMALAR YAPIYOR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ziyareti sırasında, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’la bir “Kayısı protokolü” imzalamıştı. 

Sanki kayısının pazarlanmasıyla (!) ilgili bir sıkıntı varmış gibi.

CHP’nin hazırladığı şovda figüranlık yapmak hoşuna gitmiş anlaşılan, benzer şovlara devam etmeyi uygun gördü kendisine. 

Olur olmadık yerlerde, olur olmadık açıklamalar yapmayı adet haline getirdi sayın Sadıkoğlu..

“BENİ MUHATAP ALMIYORLAR”

İşte o olur-olmadık yerlerde, olur-olmadık açıklamalardan biri: Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Yunus Elitaş, Malatya’ya bir ziyaret gerçekleştirdi. 

Elitaş’a bu ziyaret sırasında, Gelir İdaresi Başkanı Bekir Bayrakdar, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıflar Bankası ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği temsilcileri eşlik etmişti. 

Gerçekleştirilen istişare toplantısında söz alan MTSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, “Yerel koordinasyon da ciddi zayıflıklar görüyoruz. İstişareden uzak, tamamen sivil toplum örgütleri ile diyalog kopukluğu içerisinde bizlerden bertaraf fikirlerin, bizlerin adına yürütülürken fikirlerimizin alınmadığını görüyoruz; bu da bizi üzüyor. Bu şehir yeniden yapılandırılırken, burada yaşayan insanların düşüncelerinin alınması kıymetli diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

DİRAYETLİ VALİ VE SİYASETÇİ(!) İSTEDİ

Sayın Sadıkoğlu’nun bir başka icraatı ise, bir takım iş adamının, geniş bir heyetle geldiği Malatya’da; istişare toplantıları devam ediyor. 

Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, yine bir önceki toplantıda olduğu gibi, yerel yöneticileri, siyasileri şikayet ediyor.

Yine benzer sözlerle, kendi acziyetini örtmenin yolunu seçiyor. 

“Aslında biz çok çalışıyoruz. Her birimiz, her işe koşturuyoruz. Ama belediye başkanı, vali ve diğer yöneticiler bizlerle muhatap olmuyorlar” tarzında açıklamalarda bulunuyor.

 “Malatya çok sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Deprem sebebiyle yaşanan ölüm hadisesi az olsa da, yıkılan bina stoğu çok fazla. Depremden sonra 600-700 bin kişinin dışarıda olduğunu biliyoruz. Bu anlamda telefon sinyalleri 52 binlere kadar düştü. Malatya milliyetçiliğimizi bilmeyen yoktur. İçeride birbirimize bir takım sıkıntılar yaratsak da, dışarıda birbirimize kenetlenmiş bir iliz. Dışarı giden kardeşlerimizi tekrar ilimize geri getiremezsek, demografik yapımız da değişimi olacak. Özellikle küçük çocukların simit parasıyla, emeklilerin ceplerindeki son harçlıklarını verdiklerini gördükçe, hepimiz duygulandık. Biz ticaret ve sanayi odası olarak, bu ilin tekrar eski günlerine gelmesi için çalışmalıyız. Bu şehrin çocukları olarak, ilk günden bugüne 60-70 tıra yakın eş-dost kardeşlerimizden gelen yardımları dağıttık. Biz torba torba dağıtırken, fotoğraf çektirmedik. Kare kare fotoğraf paylaşmadık. Bu Allah rızası için yapılması gereken bir hareketti.” diyen Sadıkoğlu, yine topu taca atmayı tercih etti.

VALİYİ VE SİYASETÇİLERİ SUÇLAMAYA DEVAM ETTİ

Seçim sürecine girildiğini hatırlatan Oğuzhan Ata Sadıkoğlu “Burada bizim organize sanayideki hakkımızı teslim etmediler. Burada memleketi sevmek lazım. Birilerini buraya oturtmayla bir şey olmaz. Daha dirayetli bir valiyle, daha dirayetli bir siyasi altyapıyla, Malatya daha güçlü bir adım atacaktır.” diyerek, hem valiyi hem de siyasetçileri kötülemekten öteye geçmedi. 

TOKİ Başkanı haricinde şehri yönetenlerin dirayetsiz olduğunu söyleyen Sadıkoğlu, “Yapılan işler, seçim için yapılan yatırımlardır. Bunu siyasette yeniden var olmak için yapıyorlar. Bazen de yaptıkları basiretsizliği kapatmak için Malatya’daki yıkımı ve vahim ortamı göstermiyorlar” ifadelerini kullandı.   

ÜÇÜNCÜ ZARFA ÇOK YAKLAŞTI

Sonuç olarak görüyoruz ki; Sayın Sadıkoğlu, “Havale makamı” olmayı “İcra makamı” olmaya tercih ediyor. 

Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’nun 7-8 ay önce seçildiği gün şehrin yöneticilerini hedef alan açıklaması, gereksiz icraatları, vali ve belediye başkanıyla gereksiz bir kavgaya tutuşması, ortada dururken, “Beni muhatap almıyorlar” açıklaması her şeyin tuzu biberi oldu. 

Hem bu insanlarla kavga ediyor, hem de kendisine danışmadıkları için şikayetçi oluyor.  Göreve geldi, önceki yönetimi suçladı. İşler kötüye gitti yanında yöresinde kim varsa onları suçladı. Onun da çare olmadığını görünce, üçüncü zarfa elini atar artık!..

Kalın sağlıcakla…