ALTIN KÜÇÜK ŞEHRİN BÜYÜK UMUDU

Malatya gibi Anadolu’nun nabzını yavaş ama derin atan şehirlerinde altın fiyatı, sadece bir rakam değildir. Bir annenin bileziğidir. Bir babanın borç karşılığıdır. Bir gencin düğün hayalidir. Ve artık her geçen gün daha fazla insan için, ekonomik güvencenin son kalıntısıdır.

20 Ağustos sabahı itibariyle gram altın 4.461 liraya dayanmış durumda. Çeyrek altın 7.324 TL, yarım 14.648 TL, Ata Lira ise 30 binin sınırında. Yani artık sadece “küçük yatırımcı” değil, “bütçesini ay sonuna yetiremeyen vatandaş” bile gram altına döndü.

Altın fiyatı artıyor mu?
Bu soru yanlış. Çünkü altın yerinde duruyor, düşen sizin paranızın alım gücü. Türkiye’de ekonomi politikası ne olursa olsun; dolar, enflasyon ve faiz arasında sıkışan her karar, vatandaşı altına yönlendiriyor. Malatya gibi şehirlerde bu yöneliş daha da derin. Çünkü ne borsa güvenilir bulunuyor, ne de banka.

Peki bu seviyeden alınır mı?
Bu cümle, altınla yeni tanışanların cümlesidir. Altın, alınacak ya da satılacak bir araç değil; biriktirilecek, saklanacak ve ihtiyaç duyulana kadar dokunulmayacak bir mirastır. Düğün, eğitim, sağlık ya da bir kriz günü… Altın, o zaman konuşur.

Bu aralar “altın düşer mi” diyenler, Merkez Bankası’nın faiz artışlarına bakıyor. Ama altın, faizle değil, güvenle ilgilenir. Türkiye’de ekonomik güven yerlerdeyse, altın yukarılardadır.

Kuyumcu vitrinlerinde bugün 146 bin liraya çıkan beşibirlik, artık bir yatırım değil; bir özlem… Esnafın kasasında değil, zihninde tuttuğu bir figür. Ama vatandaş hâlâ çeyreği biriktiriyor. Belki ayda bir tane, belki iki ayda bir. Ama unutmayın, bu ülke savaşlar, depremler, darbeler gördü; ama her zaman altını olan ayakta kaldı.

Altın küçük yerin büyük gücüdür. Malatya da bu gerçeği çoktan fark etti.

Piyasa oynar, altın yolunu bulur. Siz bereketle kalın.