Hatice’yle netice!..

Eskiler derlerdi ki; “Hatice’ye değil, neticeye bak sen!”
Şimdi ise tersinden bakmak istiyorum. Bu şehirde canlı canlı bir olay yaşıyoruz. Acaba  mesele, Malatya Milli eğitim Müdürlüğüne atanan Hatice mi? Yoksa ulaşmak istenen netice mi?...
Altı üstü bir Milli Eğitim Müdürlüğünden bir isim alınıp yerine başka bir isim gelmesi değil mi demeyin!?.
Görünürde öyle. Battal Kanbay görevden alındı, yerine Hatice ÖZDEMİR atandı. Peki, ya hakikat sadece bundan mı ibaret? Buyurun beraber irdeleyelim;

Belli ki bazıları için Malatya’da işler yolunda gitmiyor. Birileri başarıyı hazmedemiyor. Malatya Büyükşehir Belediyesinin yaptıklarını başka bir ilin belediyesi yapmış olsaydı, namını Viyana’ya kadar duyurmuşlardı. İktidarın 20 yılda yapamadığından fazlasını üç yılda tek kuruş borçlanmadan, üstelik eski borçları da ödeyerek yapan bir belediye var. Ama Başkan Selahattin GÜRKAN olunca, bazıları kötülemede yarışa giriyor. Belediyede ne kadar masa başı iş yapan, daha doğrusu iş yapmayan varsa, belediyeyi ve sayın başkanı kötülüyor. Çalışan işçilerde problem yok. Onlar işlerini yapıp maaşlarını helal ediyorlar. Ama gel gör ki, masa başında bir çete, işi gücü bırakmış sayın başkanı ve ekibinin dedikodusunu yapmakla, onları kötülemekle geçiriyor vaktini!

Aynı durumu Malatya Milli Eğitim Müdürlüğünde yaşadık. Bu şehre emin, ehil ve layık biri atandı derken, kendini bilmezler, adama etmedik bırakmadılar! Dürümcü tayfasının taleplerini reddeden müdürümüz hedef tahtasına konuldu. Kendi tabiriyle istekleri kursağında bırakıldı. O da siyasi davransaydı, helal-haram demeden bazı şeyleri bir güruha peşkeş çekseydi, şimdi makamında oturuyor olacaktı!
Bir insanı bir yerden alırken bir çok sebep olur değil mi!?. Buyursun, birileri bana Sayın Battal Kanbay’ın görevden alınmasına ilişkin tek bir sebep söylesin!.
Ama gelin ben söyleyeyim;
Başarısını ve Malatyalılığını hazmedemediler!.. Adaletsizlik, adam kayırmacılık yaptıramadılar!. Çiftlikte yayılamadılar!.. Beklemedikleri kadar dişli ve kaliteli bir bürokrat çıktı. Varlığı gerçekten birilerini rahatsız etti. Daha yazayım mı!?.

Bu işin bir boyutuydu. Diğer başka boyutu ise;
Görünen o ki, birileri birilerine yağcılıkta sınır tanımıyor. Hadi Malatya’nın öz evladını görevden aldınız, yerine neden Rizeli bir bayanı getiriyorsunuz!?. Bu yapılacak iş mi!?
Kim yaptı dersiniz!?
Gerçekten İl Başkanı ve dört milletvekilinin ortak onayıyla mı oldu!? İktidar partisinin il başkanı ve milletvekillerinin onayı olmadan o ile Milli Eğitim Müdürü atanamaz, atanmamıştır da şimdiye kadar!.

Şimdi sorsam X vekile, diyecek ki; ben getirdim, götürene sorun!. Götüren dediği vekile sorsam, bu memleket Edirne’den Kars’a bizim memleketimizdir. Ankara böyle uygun gördü, atadı diyecek ve bana siyaset yapacak, ben de yiyeceğim! İki tane vekilin de zaten irabda mahalli yok. Zaman dolduruyorlar. Belli ki dertleri de yok. Kısacası bu atamayı Malatya’da kimse sahiplenmez. Ama Ankara’ya gitsek acaba durum aynı mı!?
Buyurun yola çıkıp bakalım hele!. 
Birileri kendi siyasi geleceğine yatırım yapmak için birilerini kurban ederken, bu şehrin itibarını da yerle bir ediyor. Bir taraftan ülke idaresinde 27 yıl bulunmuş Malatya şehrinde benden başka siyasetçi kalmamış mesajını veriyor. Öbür taraftan da Ankara’ya acayip yağcılık yapıyor!. Yani bir taşla birkaç kuş… Çarkın içindeyim ve emrinizdeyim diyor adeta…

Allah aşkına Rize veya Karadeniz illerinden birinde, Karadenizli birini görevden alıp yerine Malatyalı birini atarlar mı!?...
Peki, Rizeli bir bayan, İstanbul’da konumu, prestiji daha yüksek, rahatı yerinde bir Milli Eğitim Müdür Yardımcısı, neden Malatya’ya gelmek istesin?.
Birileri bunu ya birilerine yağcılık olsun diye yapar. Ya da o kişi sadece burayı bir üst makama terfi etmek için basamak olarak kullanır. Atayan da, atanan da karşılıkla menfaat güder. Başka izahı var mı!?. Sayın Hatice ÖZDEMİR hanımefendiye ve atamasını yaptırana baktığınızda her iki ihtimal söz konusu. Sayın müdüre hanımın burada görev süresi bir buçuk yıl olmayacaktır. Onu getirenin de amaçladığı süre bu kadardan azdır. Yarın da o kendisinden bir talepte bulunacaktır elbet!. Bu talep, daha büyük olacak belki!. Hatice Hanım’ın kim olduğuna baktığınızda bunu net olarak görebilirsiniz.

Bu şehirde siyasi miadını doldurmuş işe yaramazlar, dönüp dolaşıp tekrar iş başı yapıyor. Sonra da bu şehrin kredisini tüketiyor, sermayesinden yiyor. Önümüzdeki seçimde Büyükşehir Belediye Başkanlığına göz dikenler aynı şeyi tekrar etmek istiyor. Nerede görevini yapan, bu şehre hizmet eden, dürüst, adam gibi adam varsa da, ya yanlışlıkla bunların arasında, ya da apar topar aynen Milli Eğitim Müdürü gibi yerinden ediliyor, Malatya’dan uzaklaştırılıyor. 
Aynı şeyleri Milletvekilimiz Ömer Faruk ÖZ’E de yapmadılar mı!?. Sen misin bu kadar milletin kalbine giren!? Sen misin milletin derdiyle dertlenen!? Sen misin Malatya’yı kendine dert edinen!? Sen misin beni geçen!?. Sen misin, sen misin vs vs…

Keza, Fuat ÖLMEZTOPRAK Bey’e de aynı filmleri oynamadılar mı? Ama Allah’a şükürler olsun ki o asalet, bugün asaletsizlerin arasında değil!. Bunu, tüm Malatya ve Türkiye biliyor. Fuat Bey, bugün parti kursa, hâlihazırda seçime girecek olan onlarca partiden daha çok oyu vardır. Çünkü o bir gönül insanıdır. Her şeyden önce, siyasetten de önce gönüllerdeydi. Siyasetle tanınmadı, bilinmedi!. Siyasetle kimlik de kazanmadı!. Tam tersi siyaset onu yıprattı. Bunu görmek isteyen buyursun, bir gün Örüşkü’ye davet edeyim de gözleriyle müşahede etsin…

Sonuç olarak; Ayakların baş olduğu yerde başlar ayakaltında kalır. Oysa baş, bedenin başında, ayakların üstünde olmalı. Rahmetli babam derdi ki; “Oğlum, bir büyüğün sana başın yerinde değil derse, elini başına at, zarar etmezsin!” 
Şimdi ben diyorum; Başınız yerinde değil, elinizi bir atın, bakın hele nerede!?.
Acele edin…
Vakit kılıç gibidir, sen onu kesmezsen o seni keser.

Fi Emanillah…

Ebuzer AYDIN
“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”