Kilo almak kolay mıdır?

 SESLİ MAKALE

 

Geçen haftaki sağlıklı beslenme önerilerinden sonra bir takipçimiz hep kilo vermekten bahsetmeyin biraz da nasıl sağlıklı kilo alınır bize söyleyin diye rica ettiği için bu hafta bu çok merak edilen konuyu yazmak istedim. Bu konuda sizlerle bilgi paylaşımına başlamadan hemen önce yani yaklaşık 3 dakika önce Google' ye kilo alma yazdım ve neler çıkacak bakayım dedim. İlk 4-5 haber yine insanlara bir şeyler satarak kandırmaya çalışanlarla dolu. Ardından diyetisyenlerin ve bazı doktorların blog yazıları mevcut. Neyse en azından birkaç doğru şey varmış diye sonraki haberler için heveslendim diyebilirim. Zira zayıflama söz konusu olduğunda daha fazla bilgi kirliliği var ortada, maalesef.

Zayıf bireyler ne yazık ki her zaman kilolu bireylerin hedefinde olmuştur. Hele de yiyip yiyip kilo alamayanlar… İçtiğim su yarıyor diyen biri yiyip yiyip de kilo alamayan birini o içtiği bir yudum suda boğmak istiyor artık sistem bizi bu hale getirdi. Zayıflığın ideal olduğu algısı çığ gibi büyürken bütün insanlar zayıflamak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Peki, zayıflar açısından durum böyle mi? Öncelikle şu konuya açıklık getirmekte fayda görüyorum. Bizler sınıflandırma yaparken Beden Kütle İndeksi (BKI) 18.5 ‘in altında kalan bireyleri zayıf ya da düşük kilolu olarak adlandırıyoruz. Bu değer azaldıkça birtakım problemler ortaya çıkmaya başlıyor. Ve diyeceğimi sadece bu dertten mustarip olanlar anlayacak biliyorum ama bu bireyler kilo almaya çalışıp bir türlü alamıyorlar.

Bu bireylerde ilk yapılacak eylem bir dahiliye polikliniğine giderek gerekli tahlilleri yaptırıp bu zayıflığın sebebini bulmak olacaktır. Acaba hormonlarda mı bir sıkıntı var yoksa bireyin fark etmediği bir hastalığı mı var, enzimlerde mi bir sorun var da hastanın metabolizması hızlı çalışıyor? Asıl sebebi tespit ettikten sonra doktor zaten hastayı diyetisyene yönlendirecektir.

Biz gelen hastayla ayrıntılı görüşüp hikâyesini dinler ve sorununa çözüm olacak bir yol izleriz. Tabii ki bu hastaların daha fazla enerji alması gerekmektedir ancak mide hacimleri küçük olduğu için tek seferde o kadar besini alamayabilirler veya yeseler dahi kilo alamayabilirler. Sabırla besin miktarını azar azar artırarak ancak daha yüksek enerjili besinler vererek bireylere ağırlık kazandırmaya çalışırız. Bu durum burada okuduğunuz kadar kolay değil tabii ‘neyi var ya yemek yiyecek' diye düşünmeyin. Ayda 1 kilo aldırabilmek bile çok zor olabiliyor. Dışardan bakan insanlar kilo almak için diyetisyene gitmenin gereksiz olduğunu düşünebiliyor bazen. Çünkü sürekli yemek yiyeceksin çok kolay bir şey diye düşünüyorlar. Ama durum o kadar kolay değil kişiler kilo almaya çalışırken enerji kaynağı diye zararlı besinlere fazla yüklenebiliyorlar ya da aşırı yağ tüketip kas kütlesi kazanmak yerine vücutlarını yağlandırabiliyorlar. Bu yüzden profesyonel bir danışmanla çalışmak çok daha faydalı olacaktır. Bütün bu yazdıklarım durumu kabullenip çözüm isteyen bireyler için geçerli.

Asıl problem hep daha zayıf daha daha zayıf olmaya çalışanlarda. Kişiler asla kabul etmese de bu aslında bir psikolojik hastalıktır.  Anoreksiya nervosa dediğimiz bu hastalıkta bireyler televizyonlarda gördükleri mankenlere özenerek sıfır bedene düşmeye çalışırlar. Yada daha zayıf olunca en güzel insan olacaklarına inandıkları için kilo almaktan çok korkarlar. Aç kalmak, mide bağırsak seslerini duymak onlara haz verir. Hatta kilo almamak için uykuda bile parmaklarını oynatırlar. Bu vakaların ne yazık ki büyük çoğunluğu ölümle sonuçlanmaktadır. Bu yüzden etrafınızda böyle bireyler varsa hiç zaman kaybetmeden hastane yollarına düşün. Psikolog – diyetisyen işbirliği ile bu hastalık iyileştirilebilir.

Sevgili takipçilerim özetleyecek olursam kilo almak asla kolay bir eylem değildir. Bu problemle başvuran her danışanım endişe ile bana kilo alabilecek miyim diye soruyor. Ben de onlara bu durumu anlatıp kilo almak vermekten çok daha zordur ama imkânsız değildir diyorum. Yeter ki yanlış yollara sapmadan en doğru ve sağlıklı yöntemle kilo almaya çalışın.

Sağlıklı haftalar diliyorum.