Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri!..

Kulağa ne kadar hoş geliyor demi!?.
Nefis, nasıl da, ben ben, deyip kıpırdamaya başlıyor!.
Aaaa, ben başkanım, herkes bana Sayın Başkanım diyor!.
Vay beee, vekil benim, herkes bana Sayın Vekilim diyor!.
Ama bu sayınların öyle sayılmayan günahları vardır ki, bir gün sayıldığında, keşke o ben olmasaydım diyeceklerdir belki!. 

Bir süre önce Malatya Büyükşehir Belediyesi "vefa gecesi" düzenleyerek Malatya’nın geçmiş Belediye Başkanlarını bir araya getirdi. Mehmet Yaşar ÇERÇİ de o gecedeydi. Bu şehirde gelmiş geçmiş en çok sevilen Sayın ÇERÇİ'YE bir kardeşimiz özelde;
Sayın Başkanım! Aday olmayı düşünüyor musunuz? demiş.
O da;
Aslanım, Başkanlık yaptığımız beş yılın hesabını Allah'a nasıl vereceğimi düşünüyorum, sen bana tekrar aday olur musun, diyorsun!? demiş...
Ne olduğunu bilen, herkesin sokakta, pazarda, markette, her yerde gördüğü başkandı o. Ne zaman gelse Malatya'ya baş tacı edilendir o. Halkın arasında eski ayakkabıyla gezendir o. Allah öyle olan herkesten razı olsun.

Gelelim öyle olmasını istediklerimize;
Kasap sevdiği postu ayaklar misali, iktidar partisinin il başkanı olması hasebiyle de hepimiz Ak Parti İl Başkanının iyi olmasını isteriz. Arayanlara cevap vermesini, cevap veremediklerine daha sonra dönüş yapmasını isteriz. Bahaneye bakarsak, meşgul olduğumuz zaman rehberimizde kayıtlı olan yakınlarımızın da telefonlarına bakamayabiliyoruz. Sonra da dönüp, hakkınızı helal edin, diyoruz...
Bazen bu helallik alınamıyor işte!..
Sorun da burada ya!..
Hele hele enkazın altında kalan Malatya'yı memnun etmek çok zordur. Sen ancak elinden geleni yaparsan, Allah da sana o vakti, o imkanı verir. Kim bilir belki de telefonuna bakamadığın kişi, senin cennetine vesile olacaktı!. Maddi zaten kayıptasın, bir de manevi treni kaçırmaktan daha büyük bir kayıp var mı!?.. 

Sayın İl Başkanım,
Belli ki eski siyasetin ile bugün içinde bulunduğun siyaset aynı değildir. Tecrübelerin de bazı şeyleri kurtaramayabilir. Akıllı insan başkasının aklından ve tecrübesinden faydalanandır. Danıştığında iyiyi tavsiye edecek, istişare ettiğinde doğru sonuca varacağın, değer verdiğinde seni daha değerli kılacak, etrafında konumu senden daha kıymetli ağır abilerin var. Ankara'da var BİLİYORSUN!.
Malatya'da da Malatya'yı ve Ankara'yı iyi bilen, siyaseti bilen, sorunları ve çözümlerini bilen Bülent TÜFENKCİ gibi Bakanlık yapmış biri var. Aynı dönemi beraber geçirmeniz büyük bir talihtir. Birazcık daha istifade etsen!. Başına buyruk hareket edeceğine, yarın siyasette kelleni alacaklara karşı bugünden doğru yol arkadaşları seçsen daha iyi olmaz mı!?.

Bak Sayın Başkan, siyasette bir çok eksiler yazılmış hanene!. 
Şimdiden telefonlara cevap vermiyor, sonra da dönüş yapmıyormuşsun. Halef selefini aratmıyor diyorlar!.
Toplantıyı ortadan kesip çıkabiliyorsun!. Sigaran o toplantıdan, oradaki insanlardan daha kıymetli değildir!.
İl binasında makamdayken, gelenlere, burada değil, dedirtiyorsun. Bu nedir sence!?. Müsait olmayabilirsin, ama oraya kadar gelmiş birine, neden yok dedirtiyorsun!?. Burada, ama sizinle şu an görüşme imkanı yok, deseniz, numarasını alıp, talebini yazsanız, size dönüş yapacağız deyip güzellikle gönderseniz, o kişi, ben zamansız gelmişim, adamın başını kaşıyacak vakti yok zaten, demez mi!?..
Kendi başınıza hareket ediyorsunuz. Yine yanınızda dünya kadar tecrübesi olan, il başkanlığı yapmış, milletvekilliği yapmış, Bakanlık yapmış, MKYK'DA bulunmuş, Malatya’nın Bülent abisiyle hareket etmiyorsun!. Diğerleriyle de tabi ki, ama yanındaki siyasi hazineden neden istifade etmiyorsun!?.
Velhasıl, yazılacak çok şey var. Bunlar hatalardır, düzeltilir. Düzeltileceğine de inanıyorum. 
Yoğunluğunuzu biliyorum, fakat bu durum size özür teşkil etmez. 

Sayın Başkanım,
Öyle bir il başkanlığı yapınız ki, yarın bu halkın içinde yaşayacaksınız, onlarla yüzyüze geleceksiniz. Millet sizi gördüğü yerde selam versin, elini sıksın, Allah razı olsun, şu işimi gördünüz desin, aradım bana cevap verdiniz, dönüş yaptınız, işim olmasa da uğraştınız desin. 

Bakın millete dönüş yapmayanların, telefonlarına bakmamayanların genlerinde var. Tuzu kurudur, Malatya'ya gelmeseler de olur!. Gelip Malatya’da çarşıya halkın arasına çıkmasalar da olur!. Ama sen öyle değilsin. Her şeyden önce sen bir Pütürgelisin!. Soyun sopun belli, ecdadın belli. Pütürge'nin namı var, şerefi var. İstesen de sen başkası gibi olamazsın!.

Çünkü sen başkaları gibi götüremezsin. Sen Muhsin Başkan'la muhabbeti olmuş, düşüncesine, davasına inanmış birisin. Haksızlığa karşı çıkarsın. Geldiğin yer belli. Seleflerinin götürdüğünü sen götüremezsin, götürmezsin zaten. İstesen de o kadar süre tanımayacaklar sana!. Baltaları ağaçtan çıkınca ilk götürecekleri kişi sen olacaksın Sayın Başkanım. Belediye seçimlerinden sonra belki de konumu değişecek ilk kişi sen olacaksın!. İnan bana, kardeş sözüdür bu!.

Sen bu şehirde onurunla helal çalışan birisin. Bir gün bindiğin bu siyasi otobüs arıza yapar, yolda kalırsan yine burada işine devam edeceksin. Biliyoruz ki senin gidecek başka memleketin yoktur. Sen buralısın!. Öyleyse imkan varken bu memleketi de bu milleti de dert edin!.

Yaklaşan Belediye seçimleri dolayısıyla gördüğüm tablo şudur;
Çok şey kaybedilecek, iktidarın kalesi Malatya sallanacak!.. Hiç ummadıkları sonuçlar alınacak belki!.. Bu seçim tüm seçimlerden farklı sonuçlar doğuracak!.
Dolayısıyla içinde kayıbı çok olan bir seçimi kazansan da kaybetti diyecekler!. Sonunda siyasette keçiler hep lazım. Günahkar ilan edip, bir süre sonra kan tazelerler.
En zor zamanda geldiniz, adeta geçiş sürecindesiniz. Sonra demedi deme!..

Fi Emanillah. 

Ebuzer AYDIN 

"Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni"