Sıcak ve Susuz: Malatya'da Çaresiz Bir Yaz

Malatya'da bu yaz hayat, adeta bir sabır sınavına dönüştü. Kavurucu sıcaklar ve kronikleşen su kesintileri, binlerce insanın yaşamını doğrudan etkiliyor. Termometrelerin 44 dereceye kadar gösterdiği günlerde susuz kalan vatandaşlar, hem bedensel hem de ruhsal olarak tükenmiş durumda.

GÜNDÜZ KESİNTİLERİ YAYGINLAŞTI, YAŞAM DURMA NOKTASINDA

Uzun zamandır gece saatlerinde yapılan su kesintilerine alışan Malatyalılar, artık gündüz vakitlerinde de çeşmelerden su akmamasıyla karşı karşıya. Bu durum yalnızca günlük rutini değil, insanların en temel ihtiyaçlarını bile karşılamasını imkânsız hale getiriyor. Banyo yapamayan, çamaşır ve bulaşık yıkayamayan aileler, hijyen sorunlarının pençesinde mücadele veriyor.

ÇOCUKLAR, HASTALAR VE YAŞLILAR RİSK ALTINDA

Sıcakla birleşen susuzluk en çok çocukları, yaşlıları ve kronik rahatsızlığı olanları etkiliyor. Sıcaktan bunalan çocukların serinlemek için musluk başında beklediği, hastaların ilaçlarını dahi suyla içmekte zorlandığı görüntüler artık sıradan hale geldi. Özellikle apartmanlarda oturan yurttaşlar, su depolarının boş kalması nedeniyle günlerce damla suya hasret kalıyor.

HİJYEN SORUNU BÜYÜYOR, HASTALIK RİSKİ KAPIDA

Apartmanlarda çöplerin yıkanamaması, tuvaletlerin kullanılamaması gibi sorunlar büyük hijyen tehlikeleri yaratıyor. Sıcak havayla birlikte mikroorganizmaların hızla çoğalması, salgın hastalık riskini de beraberinde getiriyor. Özellikle yaz aylarında artan mide ve bağırsak enfeksiyonları bu yıl çok daha yaygın görülüyor.

YETKİLİLERİN AÇIKLAMALARI TATMİN ETMİYOR

Yetkililerin kamuoyuyla paylaştığı açıklamalar ise vatandaşı rahatlatmaktan çok uzak. “Arıza var”, “Planlı kesinti yapıldı” gibi söylemler, yaşanan sorunun büyüklüğü karşısında yetersiz kalıyor. Vatandaş artık geçici çözümler değil, köklü ve kalıcı adımlar atılmasını bekliyor.

ALTYAPI YETERSİZLİĞİ SORUNUN KALBİNDE YATIYOR

Uzmanlar, yaşanan bu krizin temelinde yıllardır ihmal edilen su altyapısı ve şehirleşme planlamasındaki eksikliklerin yattığını vurguluyor. Özellikle hızlı yapılaşan bölgelerde su şebekelerinin yetersiz kalması, sistemin çökmesine neden oluyor. 

SABIR TÜKENDİ, GÖZLER YÖNETİCİLERDE

Sıcakla mücadele ederken bir de su bulamama derdiyle baş etmeye çalışan Malatyalıların sabrı tükenmiş durumda. Sosyal medyada her gün yüzlerce şikâyet paylaşılırken, sokak röportajlarında da halkın öfkesi açıkça görülüyor. Artık insanlar sadece şikâyet etmekle kalmıyor, yerel yöneticileri ve kurumları doğrudan sorumlu tutarak çözüm talep ediyor.

MALATYALILAR ÇÖZÜM BEKLİYOR

Malatya, yazın en zor günlerini yaşıyor. Kavurucu sıcaklar yetmezmiş gibi susuzlukla mücadele eden halk, çaresizliğin gölgesinde bir yaz geçiriyor. Beklenti net: Geçici değil, kalıcı çözümler. Yöneticiler bu sese kulak verirse, belki bu yazın çilesi hafifletilebilir. Aksi halde, yaşanan bu tablo ileride çok daha büyük sorunların habercisi olabilir.

Malatya’da musluktan akan su, artık sadece bir yaşam kaynağı değil; aynı zamanda derin bir güven krizinin de sembolü haline geldi. Özellikle son dönemde artan su kesintileriyle birlikte, her geri gelen su dalgasında beraberinde getirdiği yoğun klor kokusu, vatandaşın burnunun direğini sızlatıyor. Ama esas sızı burunda değil, içimizde.

MALATYA'DA SUYUN TADI DA KAÇTI

MASKİ her ne kadar teknik başarılarından bahsetse de – ki saniyede 450 litre suyu sisteme geri kazandırdıklarını söylüyorlar – vatandaşa yansıyan tablo bu değil. Çünkü su yönetimi sadece borularla, rakamlarla, grafiklerle ölçülmez; asıl başarı evde çay kaynarken tencerede görünür, çocuğun ağzına uzatılan bardakta hissedilir.

En basitinden şu soruyu sormak gerekiyor: Musluk suyunun içilemediği bir şehirde, biz hangi altyapı başarısından söz ediyoruz?

Klor, bu kentin yeni kokusu olmuş durumda. Ve ne yazık ki, her solukta halkın sabrı biraz daha tükeniyor. Bir diğer üzücü tablo ise, su gibi hayati bir meselede bile sosyal medya yorumlarının kapatılması. İnsanlar artık şikayetlerini bile iletemeyecek duruma geldiyse, bu yalnızca suyun değil, iletişimin de kesildiğinin göstergesidir.

Malatya susuyor, ama susuzluktan değil. Konuşsa ne olacak ki, kimse duymuyor zaten.

Sevgiyle Kalın.