Verilen müjdeyi gören var mı?

Ülkemizin art arda yaşanan birçok doğa olayıyla karşı karşıya kaldığı ve bunların insan kusurlarıyla felakete dönüştüğü günlerden geçiyoruz. Her gün yeni bir habere uyanıyoruz ve hemen herkeste ‘bugün ne olacak, bir şey olacak mı?’ endişesinin olduğunu görüyoruz.
Bununla birlikte ülkemizi doğrudan ilgilendiren seçim başlığı gündemi hızla değiştirmiş ve depremden etkilenen bölge ve bölge insanının seçim malzemesi olduğu üzücü bir tabloyu önümüze çıkarmıştır.
Ülkemizin son yıllarda art arda yaşadığı ve derinden etkilendiği küresel ve bölgesel olayları burada saymaya kalksak kalemimizin mürekkebi yetmeyecektir.
Son yaşadığımız felaketler nezdinde konuşacak olursak önümüze iki başlık çıkıyor: ‘Deprem bölgesindeki insanlarımızın fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçları’.
Peki, bu noktada neler yapılıyor?
İlk andan itibaren herkes bölge halkının fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanmışken maalesef psikolojik destek noktasındaki ihtiyaçların göz ardı edildiğini görüyoruz. Diğer bölgelerden buraya gönderilen gönüllü ekiplerle bu olayın kısa sürede çözülecek bir olaymış muamelesi gördüğünü, geçici çözümlerin arandığını üzülerek takip ediyoruz. Fakat gerçek önümüzde bir buzdağı gibi duruyor. Yani görünmeyen kısım, görünen kısmın kat be kat daha fazlası. Bu sebeple asıl etkileri önümüzdeki aylarda ve yıllarda çok daha çarpıcı bir şekilde ortaya çıkacaktır.
Durum böyleyken psikolojik yıkımda en az fizyolojik yıkım kadar büyük iken, sorumlu mercilerin bu konuyu yeteri kadar ciddiye almamalarının sebebi ne olabilir diye düşünmeden edemiyor insan.
Son yapılan öğretmen atamaları bu ciddiye alınmayışın en somut örneği olarak önümüzde duruyor. Yapılan alımın beklentinin çok altında olması bir yana, branş dağılımındaki yanlışlar yukarıda da bahsettiğimiz özensizliği bir kez daha gün yüzüne çıkardı.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer’in, depremden önce, 23 Ocakta yapmış olduğu konuşmasında, Psikolojik Danışmanlara ‘2023 atamasında’ öncelik verileceğine dair sözleri memnuniyetle karşılanmıştı. Ülkemizde insan psikolojisine ve geleceğimiz olan çocuklara verilen önem açısından büyük bir umut uyandıran bu sözleri eğitim camiası adına yeni bir dönemin açıldığının bir göstergesi olarak kabul edilmişti. Depremle birlikte ×10 önem kazanan ‘Okul Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri’ herkesin son dönemde uzun uzun konuştuğu üzerinde durduğu bir konu olmuşken, maalesef yapılan öğretmen atamalarında bu konuşmalar ve verilen sözler karşılık bulmadı. Bizzat Sayın Bakanın ifadesi 2023 atamasında Psikolojik Danışmanlara öncelik verilmesi yönünde iken tablo ‘7 bin 878 sınıf öğretmeni’, ‘3 bin 604 Psikolojik Danışman ve Rehber öğretmen’ olarak karşımıza çıktı. Hal böyle iken mağdur edilen binlerce psikolojik danışman Sayın Bakanın ifadelerine güvenerek KPSS sınavına hazırlanmamıştır, hazırlanmak için ise 4 ay gibi kısa bir süreleri kalmıştır. Yaşanan mağduriyet sözlerle ifade edilemeyecek kadar büyük. Bu mağduriyeti dile getiren binlerce psikolojik danışmana üzerinden günler geçmiş olmasına rağmen bir açıklama dahi yapılmamıştır.
Şimdi burada sizlere mağdur olan binlerce psikolojik danışman meslektaşımın sesi olarak şunları ifade etmek istiyorum. Devletimiz vatandaşlarının fizyolojik ve psikolojik tüm ihtiyaçlarını karşılamaya muktedirdir. Öncelikle bu sebeple ve daha sonra Sayın Bakanımızın vermiş olduğu sözün yerine getirilmesi noktasında Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü mezunlarına ek bir atama yapılması, deprem ve yaşanan diğer afetler sebebiyle ruhlarda açılan yaraların sarılması adına çok yerinde bir adım olacaktır. Ayrıca okullarımızı tehdit eden akran zorbalığı, eğitsel, sosyal ve psikolojik birçok sorunla mücadele edilmesi noktasında yerinde ve doğru bir adım olacaktır.
Bu noktada öncelikle eşit eğitim hakkına sahip her bir öğrenci için okul öncesi eğitimden başlanarak bu hakkın sağlanması ve öğrenci sayısına bakılmaksızın ‘her okula en az bir psikolojik danışman atamasının yapılmasının’ ivedi olarak gerçekleştirilmesi talebimizdir. Bununla birlikte PDR norm kadro düzenlemesinin bir an önce yapılması ve her 100-150 öğrenciye bir psikolojik danışman olacak şekilde hayata geçirilmesi yine tüm meslektaşlarımız ve PDR hizmetlerine ihtiyaç duyan herkes adına talebimizdir.