KALEM SENDE ÖZNUR ÇALIK!…

MKYK'YA seçildiğinde tebrik etmiştim. Ardından MYK'YA girdin. Eğer yağcılardan, işe yaramazlardan sıra gelmişse benim gibilerine, tebrik edeyim. Allah hayırlı mübarek etsin. Geçmişte de aynı konumda oldun. Ancak o zaman başkasının, şimdi ise REİS'İN, yani herkesin sevgilisi Recep Tayyip ERDOĞAN'NIN yardımcısı ve 15 kişiden birisin. Bu konumunun farkındaysan, yükünü ve sorumluluğunu bilirsin. Gereğini de yaparsan hem insanların, hem de Allah'ın katında görevini yapmış olursun. Yoksa değerini kaybeder gidersin.

Şöyle bir dön geriye bak! Nereden nereye geldiğini iyi analiz et. Bir zamanlar Malatya'da siyaset arenasına çıktığında objektiflere poz verirken kime benzetilmek istediğini, bugün ise kimlerle ve nerede olduğunu gör ve şükret!. Dünyanın makam ve mevkilerinin birer lütuf olmadığını iyi bil. Belkide Allah senin imtihanını ağırlaştırıyor. Bununla ya kendini affettirip imtihanını kazanırsın. Ya da ahiretteki yerini daraltırsın. Konumun ya senin cennetin, ya da cehennemin olur. Ne kadar yüksek makamlara gelirsen, o kadar risk ve büyük imtihandasın.

Sen Öznur ÇALIK, beraber yola çıktığın siyasi rakiplerini geride bıraktın. Siyaset oyununu kuralına göre oynarsın. Bileğini bükebilen olmadı. Daha dün seninle uğraşanlar, bilmem bugün gelip öptüler mi o elini!?. Zira “Bükemediğin eli öpersin” der atalarımız… Bunu söylerken fazla havalara girme!. Yüksek yerdesin, en ufak bir dengesizlik düşmene sebep olabilir!!!...

Seni tanıdığımdan beri kötülüğünü görmedim. Başkaları için talep ettiklerimi hep yaptın. Şahsım için de bir isteğim olmadı, inşaallah da olmaz. Benim de sana zararım olmadı. İnandığım davam adına katkı sağlamaya çalıştım. Yapılan iftiralara siper oldum. Fitneyi körükleyenlerin rüzgarını kestim. Ateşe su ile yaklaştım. Fitneye alet olmadım. Abla oldun, kimse abla dediğimiz kişiye karşı kullanamadı. Suizanda bulunmadık. Sorunları, hakkında söylenenleri, sokağın dilini, milletin duygu ve düşüncelerini ilettim. Bazen dinlemedin, bazen de es geçtin. Başkaları olsaydı es geçmezlerdi. Belkide bundan dolayı başkalarının olamadığı yerdesin. Bizleri dinledin, ama çoğu zaman inanmadın. Belkide hiç inanmadın!...

Bugün siyasette Öznur ÇALIK oluşun, ne senin soyundan, nede hünerlerindendir. Bu milletin inancıyla bağlı olduğu, uğruna canını seve seve vermeye hazır olduğu Recep Tayyip ERDOĞAN'DANDIR. O olmasaydı, belki de kimse bugünkü siz siyasetçileri ne tanır, nede takardı!. Bu nedenle, neydim ne oldum havasına girmemeli kimse!. Dün bunu yapanların bugün ne olduklarına şahit olduk.

Sözün özü;
Allah sana bir makam nasib etti. Bir imkan verdi. Yanlışları telafi etme, hataları düzeltme, virüsleri temizleme, kısacası har diski formatlama imkanı verdi. Bazı şeyleri yapma zamanı geldi. Millet elektrik yüklü trafo gibi patlamaya hazır haldeyken, fabrika ayarlarına dönmek için, kısa vadede yapman gereken şeyler var. Kulak verirsen, kendini kurtarır, milleti sevindirir, Ak Parti'yi de bu şehirde yüceltirsin. Millet bu imkanı da tanır. Yoksa hemşehrilerinin dilinde ve gönlünde nefret ile anılır, Ak Parti'ye de Malatya'da kaybettirirsin. Bu saatten sonra milletin birden fazla şans verme kontenjanı da dolmuştur, bıçak kemiğe dayanmıştır.

Önce hatırlaman ve bilmen gerekenler var:
Ak Partiye geçişinden bugüne kadar olan her şeyi gözlerinin önüne getir. Sonra, Ak parti öncesine gidip 28 Şubat sürecini ve öncesini bir daha sesli oku. İdeolojilerin ve tekfirlerin havada uçuştuğu bir dönem!. Hani oy kullanmak küfürdü, sandığa giden kafirdi, parti küfürdü, partici olduğumuz için bize küfrün askerleri dedikleri günleri hatırla!. Müslümanlar parlamentoya girmesin, idarede olmasın diye dini boykot edenleri hatırla!. Türkiye Daru'l Harptir deyip devlete savaş açanları, Cuma namazını kılmayanları hatırla!. İmamlar maaşlıdır diye arkalarında namaz kılınmaz deyip Müslüman gençleri camiye bırakmayan, çay ocaklarına ve derneklere çekenleri hatırla!. İrancı yazarların kitaplarıyla gençlerin beynini yıkayan cemaatleri hatırla!. 28 Şubat sürecinde nasıl kullanıldıklarını, sürece nasıl zemin hazırladıklarını, Müslümanların duygularını ve inançlarını nasıl sömürdüklerini, evladı babaya nasıl düşman ettiklerini hatırla!. Aslında Malatyalı olup hatırlaması gereken ne kadar şey varsa, işte onların hepsini hatırla ve bil!...

Sonra Ak Parti dönemine gel;
Dün partiye küfür ve şirk diyenlerin parti mücahitliği yaptığını söyle!. Dünyalarını mamur eden, servetlerine servet katan, eski görüşlerini bıraktıklarını, değiştiklerini söyleyip, bugün dünün siyaset sahnesindeki insanları bertaraf edenleri ve onlara nefes aldırmamalarını gör!. Sonra bunların senin sırtına basarak bir yerlere geldiklerini itiraf et!. Son seçimde kimseye selam vermeyecek kadar büyüyen, BAKAN aday getirdik diyen, o kanal senin bu kanal benim diyerek ulusal televizyonlarda pofpoflanan, daha aday iken Kömürhan köprüsünde konvoylarla karşılanan, bugün halktan kopuk sabun köpüklerini itiraf et!. Onların söylemlerine göre aynı ideolojiyi paylaşan, onlarca vekilin mecliste olduğunu da söyle!. Dün dini cemaat olup, bugün Ak Partinin sırtında siyasallaşan, Neoparalel cemaatleri gör!. Artık sana ihtiyaçlarının olmadığını, senin de Malatya'nın başına bela olduğunu, kamuoyunda aleyhinde propaganda yaptıklarını söyle. 3. Büyük Kongre öncesinde medyada sana savaş açtıklarını, üstünün çizildiğini, bir daha siyaset sahnesinde olamayacak beklentisiyle aleyhinde haber yaptıklarını, yine sen söyle!.

Ak Partiyle büyüyen, seninle kök salan, bugün onların tezgahına uğramadan Malatya'da hiç kimsenin iş yapamadığını, işadamlarının önünün kesildiğini, bağış adı altında oraya buraya rüşvet vermekten insanların bıktığını sağır sultan duydu!... Malatya'da hiç bir şey güllük gülistanlık değil!. Paralel gitti, sonunda yerine Paralele rahmet okutturanlar topyekun geldi. Paralelcilerden ders almadıysak, artık ders alacağımız bir musibet de kalmadı.

Bugün ya üzerine düşeni yapar, gönülleri fethetmiş siyasetçilerle yeniden bir yapılanmaya gider, milleti tertemiz ehliyet ve liyakat sahibi kişilerle temsil edersin. Ya da bu halk, seni onların tanıttığı gibi bilmeye devam eder, ilk fırsatta dersini verir ve telafisi olmayan ağır bedelleri de Ak Parti öder. Bunları yazarken kendi cephemi genişlettiğimi de biliyorum. Ancak inandığım davam için, söylemem ve uyarmam gerekir. Kaybedecek bir şeyim yoktur. Allah'tan başka kimseye eyvallahım da yoktur. Halk bunları yazmamı ısrarla istedi. Aylarca bekledim, zamanı geldi diyerek doğruluğuna inandıklarımı yazdım. Gereğini yapacağını umut ediyorum.

Karar senin, kalemini çoktan kıranların kalemi sende!. REİS Malatya ile ilgili duyması gereken her şeyi duyduğu kanaatindeyim. Ama halk senin bu konuya neler katacağını merakla bekliyor. Kendini bu millete affettir, halkla ol, kahramanı ol. Kuyunu kazanlarla ortak yol yürümeyi bırak artık!. Onlar seni çoktan bıraktı. Kurt kuzuya arkadaş olamaz. Milletin sırtındaki kamburu indir, yolundaki dikenleri at. Yapamayacak mazeretin yoktur. Bugün fazlasını yapabilecek konumdasın, memleketini ihmal etme.
Geleceğin yerdir Malatya... Ya ölü, yada diri!…

Fi Emanillah…
Ebuzer AYDIN
“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”