Kimleri Islatmamız lazım?

Sevgili dostlar bugünkü konumuza geçmeden önce sizlere kısa bir hikaye anlatmak istiyorum:

“Kafese beş tane maymunu koyarlar. Ortaya bir merdiven tepesine de bir kangal muz asılır. Maymunlar merdivene çıkarak muzlara ulaşmaya çalışırlar. Yukarı çıkmak isteyen her bir maymuna soğuk su sıkılır. Bütün maymunlar aynı denemeyi yapar. Ancak buz gibi soğuk suyla ıslatılırlar. Bütün maymunlar bu denemeler sonunda sırılsıklam ıslanırlar. Bir süre sonra muzlara doğru hareketleneni diğer maymunlar engellemeye başlar. Su kapatılıp maymunlardan biri dışarı alınır, yerine yeni ve ıslatılmamış bir maymun konulur. İlk yaptığı iş, koşup muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmaktır. Fakat diğer dört maymun buna izin vermeyerek yeni maymunu bir güzel döverler.

Daha sonra ıslanmış maymunlardan biri daha yeni bir maymunla değiştirilir. Ve o da merdivene ilk yaptığı atakta dayağı yer. Bu maymunu en şiddetli ve istekli döven ise biraz önce diğerleri tarafından engellenen ve ilk dayağı yiyen birinci yeni maymundur.

Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. Bu da ilk atağında diğerleri tarafından cezalandırılır. Diğer dört maymundan yeni gelen ikisinin en yeni gelen maymunu niye dövdükleri konusunda hiçbir fikirleri yoktur ama en iştahlı dövenler de onlardır.

Sonra en baştaki ıslanan maymunların dördüncü ve beşincisi de yenileriyle değiştirilir.
Ama tepelerinde o bir kangal muz hala asılı durmaktadır. Artık hiç biri merdivene yaklaşmak istemez.

Neden mi?

Çünkü burada işler böyle gelmiş ve böyle gitmektedir…”

ACEMİLİK VE İŞ BİLMEZLİK…

Malatyamız adına yapılan hemen hemen bütün organizasyonlarda göze çarpan bir yamukluk vardır. Organizasyonun neresini tutarsanız bir acemilik bir iş bilmezlik görürsünüz. Malatya'yı temsil eden kurumlarımız arasındaki çekişmeler, organizasyonu yapan kurumdaki ahbap-çavuşilişkisi sebebiyle hak etmediği yerde bulunan kişiler ve reklam denilen olgunun farkında olmayan sadece ben bilirim mantığıyla hareket eden büyüklerimiz sebebiyle organizasyonlarımız pek bir sönük geçer.

KÖRLER SAĞIRLAR BİRBİRİNİ AĞIRLAR

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Malatya Tanıtım Günleri de aynen biraz önce anlattığım sebepler dolayısıyla Türkiye gündeminde yer bulamadı. Ancak birkaç yerel medya organında yer bulan bu organizasyonun bu yıl dördüncüsü yapıldı. Bundan önce düzenlenen Malatya Tanıtım Günleri'nde olduğu gibi bu seneki organizasyonda da reklam ve organizasyon eksikliklerinden ders alınmadığını gördük. Yine doğru düzgün bir reklam çalışması yapılmadığı için basında gerektiği ilgiyi bulamayan Malatya Tanıtım Günleri'nde profesyonellikten uzak bir görüntü vardı. Bu gibi organizasyonlarda ilk yapılacak şey iyi bir reklam çalışmasıdır. Eğer bu dördüncüsü ise daha profesyonel hareket edilir. Hani bizde bir tabir var “Şapkayı önüne koyup düşünmek” diye. İlk İstanbul günleri anladık aynı hatalar ikincisinde neden tekrar etti.

Yetersiz reklam ve tanıtım çalışmalarının olmadığı etkinliğe zamanlama hatası da eklenince Malatyalıların yoğun olarak yaşadıkları İstanbul'da Malatya Günleri tam bir fiyaskoya sonuçlandı. Körler sağırlar birbirini ağırlar misali 3 gün boyunca stant görevlileri ancak birbirlerini ağırladılar. Başka bir tabirle çocukluğumuzda oynadığımız evcilik oyunu oynadılar. Valilikle ters düşmek istemeyen taklacı gazetecilerin “Yoğun ilgi var” haberleri asparagas kültürünü biraz daha ilerletti.

MALATYALI MİLLETVEKİLLERİ NEREDE?

İşin içimizi acıtan bir başka yönü de siyasilerimizin ilgisizliğiydi. “Ma­lat­ya, İs­tan­bulu fet­het­me­ye gi­di­yor” slo­ga­nıy­la çı­kı­lan yolun kapalı olduğu ilk günden anlaşıldı. “Ma­lat­ya Ta­nı­tın Gün­le­ri”nin a­çı­lı­şı­na, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı aynı zamanda Malatya'nın gelini olan Fatma Şahih ile birlikte AK Parti Millet­ve­kil­le­ri Öz­nur Çalık, Cemal AKIN ve CHP İs­tan­bul Mil­let­ve­ki­li Ferit Mev­lüt Aslanoğlu'nun dı­şın­da hiçbir si­ya­sinin ka­tıl­ma­ma­sı gözlerden kaç­ma­dı. Öznur Çalık ile Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun organizasyona sahip çıkmalarına karşın, milletvekilleri Mücahit Fındıklı, Ömer Faruk Öz, Mustafa Şahin ve Veli Ağababa'nın programa dahil olmamaları bizleri ziyadesiyle üzdü.

Malatya'nın eski ve hırçın valisi Ulvi Saran'ın siyasi arena ile arasındaki küslük milletvekillerinin ziyaret etmemeleriyle gün yüzüne çıktı. Seçim zamanı oy isteyecek yüzsüzleri bu organizasyonda göremedik. İnşallah seçim zamanıgörüşürüz. “Gözden ırak olan gönüldende ırak olur” kaidesine binaen “MEV ve Prof. Dr. Mesut Parlak'ın adını hiç duymadık.” desek yeridir.

Malatya'nın tanıtımı denilince akla ilk gelen kurum Malatya Kültür ve Turizm Müdürlüğü'dür. Derviş Özbay gibi Malatya'ya ciddi katkıları bulunan bir daire müdürünün standının ve yetkililerinin bulunmaması hangi aklı evvelin işiydi? Burada şuna da dikkat çekelim: Eski Vali Doç. Dr. Ulvi Saran'ın Kültür ve Turizm Müdürlüğü koltuğuna kimi layık gördüğünü bilmeyen yok.

YEMEKLERİMİZİN LEZZET VE KOKUSU ZİYAREÇLERİN HAYAL GÜCÜNE BIRAKILDI!..

Malatya'yı sadece kayısıdan ibaret gören organizasyon sahipleri, yemeklerimizle ilgili bir garabeti de Malatya Tanıtım Günleri'nde tüm Türkiye'ye gösterdiler. Yemeklerin kendilerini değil de resimlerini ziyaretçilere sunan bu zihniyetin, lezzet ve koku işini nasıl halledeceğini düşünürken, organizasyon sona erdi. Bu arada bu trajikomik olay ulusal basında yer buldu.

TAKDİRİN BÜYÜĞÜ MASTÖB VE MİAD'A

Malatya Tanıtım Günleri'nde stant açanların bir kısmıise sadece “Katılmış olmak için” burada bulunuyor gibiydiler. (MASTÖB ve MİAD'ıayrı tutuyorum) Stant açan MASTÖB'ün büyük takdir topladığını da belirmek isterim. MASTÖB Genel Başkan Yardımcısı Nazife Özdemir'in organize ettiği Malatya ve ilçelerindeki iftarların MASTÖB standına ilgiyi artırdığını gördük. Ayrıca Malatya Tanıtım Günleri'nin açılışında günboyu standı terk etmeyen MASTÖB Genel Başkanı sayın Bekir Alyüz'ü de tebrik etmek isterim. Ayrıca verdikleri sabah kahvaltısı ile sınıfı son anda geçen MİAD'ı ve Başkanı Yunus Akdaş'ı da unutmamak gerektiğini düşünüyorum.

İLÇELERİN DE KATILMASI GEREKİRDİ

Programın Perşembe başlayıp Pazar günü sol bulması özellikle son günün hınca hınç dolmasına sebep oldu. Bu arada Malatya ilçelerindeki kaymakamlar ve belediye başkanları ile birlikte hareket edilmiş olsaydı, dernekleri desteğiyle daha büyük bir sinerji elde edilebilirdi. Programın kapanışında hiçbir siyasinin ve bürokratın olmaması, gözlerden kaçmadı.

Evet bir Malatya Tanıtım Günleri daha bu şekilde son bulurken, yazımızın başında anlattığımız hikayenin sonunu yeniden hatırlayarak soralım: Böyle gelip böyle gitmemesi için kimleri ıslatmamız lazım?