Malatya: Dünden Bugüne, Yitirilen ve Aranan Yeni Ruh

Kadim değerleri, Anadolu irfanı ve tevhid şuuruyla yoğrulmuş bir şehir olan Malatya, sadece coğrafi bir konum değil, aynı zamanda yaşayan bir ruhu temsil ederdi. Battalgazi'nin yiğitliği ile Niyazi Mısri ve Somuncu Baba'nın derin irfanından beslenen bu topraklar, bir zamanlar terzihanelerinden mütefekkirlerin, çay ocaklarından ise akademisyenlerin çıktığı bir hikmet şehriydi. Her mecliste erdem ve fazilet konuşulur, misafirperverlik ve cömertlik şehrin kimliğini oluştururdu.

Ancak şimdi, bu köklü şehrin temellerinden çatlama sesleri geliyor. Malatya, ne yazık ki değerlerini birer birer yitirme tehlikesiyle karşı karşıya. Hazin göçler, kültürel erozyon ve modernleşmenin getirdiği yabancılaşma, şehrin o sıcak ve bereketli bağrını katılaştırıyor. Geriye, mazisinin haşmetli günlerine duyulan bir özlem ve yeni nesillerin bu mirastan ne kadar haberdar olduğu sorusu kalıyor.

Peki, bu çatırtıları durdurmak mümkün mü?

Evet, mümkün.

Çözüm, Battalgazi ruhunu yeniden canlandırmakta yatıyor.

Bu, sadece bir efsaneyi hatırlamak değil, onun cesaretini, adaletini ve liderliğini günlük hayatımıza taşımak demektir. Yeni neslin karakterini, irfan ve faziletle inşa etmek, kaybolan ruhu yeniden abad etmenin tek yoludur.

Malatya'nın ruhu, binalarında değil, insanlarında ve onların sahip olduğu değerlerde saklıdır. Battalgazi'yi şehir hayatında yaşatmak, sadece bir sembol olarak değil, bir duruş ve kimlik olarak onu her alanda temsil etmekle mümkündür.

Yeniden ayağa kalkmak, eski ihtişamına geri dönmek ve geleceğe umutla bakmak için bu köklü değerlere sımsıkı sarılmalıyız. Yoksa Malatya, sadece geçmişiyle anılan bir şehir olarak kalabilir.

Selam ve muhabbetle...