Malatya Sizi Seçti, Siz Habertürk’ü

“Zekatını versek, ancak oraya yetişirsiniz…”
dedi.

Ağzından dökülen bu cümleyle birlikte,
bir milletvekili olmaktan çıkıp
bir kürsü sahibi oldunuz sayın Babacan.
    •    
Bir Malatya milletvekilisiniz…
Ama Malatya’da değilsiniz.

Görünürlükte ekran,
temsil görevinde eksen kayması.

Sel olmuş, taşkın olmuş, vatandaş konteynerde çocuk büyütüyormuş…
Sizin gündeminizde değil.
Sizin gündeminizde kurultay var, kongre var, sosyolojik örgü var.
Organik mi, inorganik mi…
Hayır yani kayısı bile böyle tasnif edilmez.
    •    
Karşınızdaki kişi, gayet sakin.
İsim vermeden konuşuyor.
Nezaketini bozmuyor.
Ama siz…
Zekatla başlıyorsunuz,
ayarla devam ediyorsunuz.

Bir cümleyle hem polemiğe girmiyor gibi yapıyorsunuz…
Hem de polemiğin alasını yapıyorsunuz.

Sonra da “kişisel saldırı geldi” deyip yayına darılıyorsunuz.
    •    
Sayın Babacan…
Kusura bakmayın ama
Habertürk ekranı Malatya değildir.

Sizi oraya çağıranlar, belki bir tartışma programına nezaket gösterip davet etmiştir.
Ama bu, seçilmiş vekil sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.

Temsil ettiğiniz yer;
ekran değil, Elazığ sınırındaki Arguvan’dır.
Stüdyo değil, sel altındaki Hanımın Çiftliği’dir.
    •    
Kürsüde “sosyolojik örüntü” var,
ama sahada çözülmeyen çöp var.

Yayında “akademik düzey” var,
ama sahada asfalt yok, su yok, ses yok.

Malatya’ya ne zaman geleceksiniz Sayın Babacan?
Bir gün vaktiniz olur da uğrarsanız,
bir konteynerde çay ikram ederler belki size.

Ama siz “bizim zekatımızı versek” dediğiniz halktan,
ne çay içersiniz,
ne de yüz bakışı alırsınız.
    •    
Malatya sizi seçti,
siz ekranı tercih ettiniz.

Buyurun devam edin.
Organik mi, inorganik mi?

Sadece halk seçmeni değil artık,
siyaset vicdanı da o soruyu size soruyor.

Kalın Sağlıcakla...