Sadıkoğlu “yönetici” mi, yoksa “havaleci” mi?

“Afet bölgesi olan Malatya”daki “yönetici” konumundaki insanların, kendilerini “konumladırma” gibi bir sıkıntı “yaşadıklarını” düşünüyorum. Hatırlarsanız dünkü yazımda, “Enkaz haline gelmiş Malatya”nın, sesinin “duyulmadığıyla” ilgili “sıkıntılar” olduğunu belirtmiştim. Bunun sebeplerini de, günlerdir sıralıyoruz.

ÜZERİNE VAZİFE OLMAYAN İŞLERLE MEŞGUL OLUYOR

Bütün yöneticilerin bir işin “ucundan” tutmaya çalıştığını, “özverili” bir şekilde hareket ettikleri, hemen her işe yetişmek için “çabaladıklarını” görüyor ve takdir ediyorum. 

İyi niyetlerinden zerre şüphem yok. 

Ancak kendilerini “konumlandırmayla” ilgili sıkıntılarının olduğunu düşünüyorum. 

Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’nun, depremin ilk gününden bugüne kadar, “üzerine vazife olmayan” işlerle meşgul (!) olduğunu görüyor ve üzülüyorum. 

Hatırlarsanız, bir-iki hafta önce Ankara Büyükşehir Belediye Başkanıyla bir “protokol” imzalamışlardı (!).

İmzalanan protokol, CHP’li belediyelerin organize edeceği yerlerde, “kayısı satışı”yla ilgiliydi. 

Elbette Malatya’nın “kalkınmasında” ve “normale dönmesinde”, kayısı etkili olacaktır. 

Ancak imzalanan bu protokol “gereksiz bir uygulama” olarak kaldı. 

Çünkü, kayısının “satışı” veya “pazarlamasıyla” ilgili bir sorun ortada yokken, yapılmış bir protokoldü (!) bu… 
Malatya Time olarak, Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan’dan kayısıyla ilgili bilgi aldığımızda, “pazarlama” ve “satışla” ilgili herhangi bir “sıkıntı” olmadığını öğrenmiştik. 

SORUNU ÇÖZMEK İÇİN, ÖNCELİĞİ İÇERİYE VERMEK GEREK…

Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, bugün de Ziraat Bankası Genel Müdürü ve Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar’a, esnaf, tüccar ve sanayicinin deprem sonrası öncelikli ihtiyacı olan “finansmana” erişim konusundaki yaşadığı sorunları anlatmış. 

Elbette bu yaptığı iyi bir şey ancak, bundan önce MTSO olarak herhangi bir “çözüm” üretti mi?

Dernek, vakıf veya bir odanın yönetiminin yapacağı ilk iş, üyelerinin sıkıntılarını, “kendi kurumu çatısı” altında “çözmeye” çalışmaktır. 

Öncelik bu olması gerekirken, sorunların çözümünü içeriye bakmadan, dışarıda aramak; bulunduğu konumu “unutmak” olarak görülür.

Daha önce de Malatya Time, Sadıkoğlu için “Şikayet makamında değil, icra makamındasın” demişti. 

Tabii ki MTSO bir devlet değil, sınırlı imkanları belli. 

Ancak o imkanları da sonuna kadar kullanıp, ondan sonra devlete müracaat etmek gerekmez mi? 

Sadıkoğlu bir an önce “Sorun çözen, ya da sorunu başka yere havale eden” konumunda olup olmadığının farkına varmalı. 

Sorun çözen ise, “çözdüğü” herhangi bir sorun görmedik. 

Sorunları başka yerlere havale eden ise, onu da “basın mensupları” ve “sosyal medya”, daha iyi yapıyor.

Selam ve dua ile…
Fiemanillah