Sosyal medya terörü

Sosyal medyada, insanlar birbirlerine, gerçek hayatta olduğundan daha fazla kötülük yapabiliyor. 

Çünkü sosyal medya platformları görünmezliği, kimlikleri gizlemeyi, camın arkasına saklanmayı sağladığı için, içinde kötülük besleyen insanlar rahatlıkla, hiç bir engel tanımadan karakter cinayetine varacak boyutta saldırganlaşabiliyorlar. 
Gerçek hayatta, yüz yüze yapılan kötülüklerin ve işlenen suçların hukuki açıdan hesabı sorulabilirken, sosyal medyada işlenen suçların kontrol edilememesi, hesabının sorulamaması sosyal medya kullanıcılarını kötülük işlemede daha da cesaretli hale getirebiliyor. 
Bu yüzden sosyal medya mağdurları çığ gibi büyüyor. Hakaret, iftira, yalan, manipülasyon (çarpıtma), dezenformasyon (bilgi kirliliği), küfür, alay, şiddet gibi saldırılara maruz kalmayan kimse yok gibi... Bu durum insan ilişkileri ve toplumsal hayatı dumura uğratıyor, barış ve huzur ortamını büyük ölçüde tahrip ediyor. Sonuçta kişilerin ruhsal sağlığı ciddi hasar görmekte, bir çok hastalıklara sebep olmakta, intihara kadar varan vahim sonuçlar doğurabilmektedir. 

Çözüm nedir?

Tabi ki eğitim… 

Ve caydırıcı cezalar… 

Affetmeyeceksin. Ağır cezalar ve yaptırımları gözünün yaşına bakmadan uygulacaksın. 

Fakat maalesef bunu uygulayacak adli sistem yeterli değil, o kadar çok suç işleniyor ki, hukuk bunlarla baş edemiyor. Dosyalar birikiyor, altından kalkamıyor. 

Yargı çökünce, mağdur kesim hukuki yollardan hakkını aramaktan vazgeçiyor. “Kim uğraşa” diyor. Bu durum suç işleyenlerin işine geliyor. 

Ve sonuçta ortalık toz duman!

Sosyal medya platformları bir iletişim aracı olmaktan çıkıp bir savaş, şiddet, kavga, terör platformu haline dönüşüyor.

Allah yardımcımız olsun. 

Canını seven, ruh sağlığını düşünen sosyal medya platformlarından uzak dursun.

Bir çözüm daha var: Siyasi ve dini paylaşımlar yerine benim gibi dağ taş, çiçek böcek fotoğrafları paylaşın.