FETÖ'yü Yendik, Vefasızlığı Yenemedik
11 Ağustos 2025, Pazartesi 08:18
Malatya’da garip bir huy var…
Adam, memleketi için gövdesini siper eder…
Alkışlanacak yerde ıslık çalarlar.
Tahşiye davası, FETÖ’nün terör örgütü olduğunun hukuktaki ilk damgası…
2010’da 128 masum insanı aldılar, içeri attılar.
Ben, daha ortada dershane kavgası yokken belgeleriyle yazdım.
O gün, herkes “Hocaefendi” diye önünde ceket iliklerken,
ben kayınbiraderime çocuklarımı emanet edip,
“Beni götürürlerse sana emanet” dedim.
Anlattım…
Öznur Çalık biliyor.
Ömer Faruk Öz biliyor.
Mücahit Fındıklı biliyor.
Bülent Tüfenkci biliyor.
STK başkanları biliyor.
Kanaat önderleri biliyor.
Ama Malatya, bilmiyor gibi yapıyor.
Ulusal basın yazdı…
Sabah, Star, Yeni Şafak, Takvim…
Sevilay Yılman, Nazif Karaman destek verdi.
Devlet, bu dosyayla FETÖ’yü tanıdı.
Malatya ise beni tanımadı.
Yıllar geçti…
Hamdolsun, burnumuz kanamadan çıktık.
Ama hâlâ bir tek yetkili, bir tek STK çıkıp
“Helal olsun, cesaret gösterdin” demedi.
Aksine…
Bugün bile yazdıklarımdan, çizdiklerimden,
menfaatine dokunduğum için bana tepki gösteren var.
Peki, bu vefasızlığa rağmen neden yazıyoruz?
Neden hâlâ uğraşıyoruz?
Çünkü Peygamberimiz buyuruyor:
“İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.”
O yüzden diyoruz ki:
Balık bilmezse de Halık bilir.
Ve biliyorum…
FETÖ biter, vefasızlık bitmez.
Acaba Gülmeli mi, Ağlamalı mı?
Malatya yanıyor…
Ama musluklardan su damlamıyor.
Şehir boşalmış…
Hani derler ya, köyde düğün var, şehirde su yok…
Aynı o hesap.
Ama buradaki fark şu:
Köyde davul çalıyor, şehirde damacana arıyorlar.
Yetkililer çıkmış, “Debi düştü” diyor.
Debi…
Sanki Uzakdoğulu çizgi film kahramanı.
Aslında bildiğin suyun akışı.
Ama bu şehirde akmayan tek şey su değil…
Vicdan da akmıyor, sorumluluk da akmıyor.
Su kaçmış.
Borular delik.
Kapatmayı unutmuşlar.
Yani Malatya’nın suyunu, Malatya’nın altına gömmüşler.
Kör borular, kör siyasetçiler…
Ve hâlâ çıkıp “geçen seneye göre” diye masal anlatıyorlar.
Uzman diyor ki:
“Geçen sene de düşmüştü.”
Doğru…
Ama geçen sene millet gusül abdesti alabiliyordu.
Bu sene…
Cemaatle teyemmüm provası yapacak hâle geldik.
Artık insanlar MASKİ’yi arayıp soruyor:
“Hocam, cenabet geziyoruz… Teyemmüm nasıl alınır?”
Malatya susuz değil…
Malatya sahipsiz.
Ama buradaki susuzluk, sadece çeşmeden değil, yürekten de kesilmiş.
Ve bu şehirde hâlâ bazıları çıkıp, “Biz işimizi yapıyoruz” diyor.
Doğru…
Boruyu delip suyu kaçırmak da bir iş sonuçta.
Video Savaşları
Malatya’da seçim bitmiş…
Ama meydan hâlâ dolu.
Seçim yok… Miting var.
Vali, elinde kamera…
Bazen vali… Bazen bakan… Bazen AK Parti il başkanı…
Ama hep prodüktör.
Videolar kısa… net… etkili…
İzleyen umutlanıyor.
“Şehir düzeliyor” diyor.
Milletvekilleri?
Onlar da video çekiyor…
Ama 17 dakika.
Kimse izlemiyor.
Yirmi beşinci saniyede “kaydır” tuşuna basılıyor.
Belediye başkanları?
Biri köy köy geziyor.
Ekip halinde…
Yanına müdürünü, başkan yardımcısını, zabıtasını alıyor…
“İş yok bari gezecek yer var” kafasında.
Diğeri?
Tek tabanca…
Hizmet alanı kırsal.
Orada da umut yok.
Ortada koca bir şehir var…
Ama umut, bir telefon ekranına sığmış.
Vali’nin iki dakikalık videosuna.
Bu şehirde yatırım yok…
Plan yok…
Proje yok…
Ama montaj var.
Eskiden büyüklerimiz derdi ki…
“Bu şehri kim ayağa kaldıracak?”
Cevap belli:
Kameraman.
Battalgazi Zabıtası: Kaçak Barakaya Dokunma, Dükkân Açana Çök
Bir zamanlar Malatya’nın kalbi Organize Sanayi’de atardı…
Şimdi, sessizliğin kalbi orada atıyor.
Sanayici gitmiş…
Esnaf tek başına kalmış…
Ve tam da o esnada… Zabıta çıkmış sahneye!
Kaçak baraka mı?
Köşeye atılmış konteyner mi?
Hiç dokunma, görmezden gel…
Ruhsatı olmayan, vergisiz, kayıtsız işletme mi?
Varsın dursun…
Ama depremde yeri yıkılmış, kendi arsasına, imara uygun dükkân yapmış bir esnaf mı?
Ona dokun…
Hatta çök!
Mühürle, ceza yaz, “şikâyet geldi” bahanesini iliştir.
O şikâyet kimden?
Rakipten mi, kıskanç komşudan mı, yoksa belediyede canı sıkılandan mı?
Fark etmez…
Battalgazi Belediyesi için asıl mesele, yerine oturmuş vidaları sökmek.
Köşedeki barakaya dokunmayan belediye, üretim yapan, istihdam sağlayan, vergisini ödeyen esnafa demir yumruk gibi…
Hindistan pazarı gibi olmuş şehir, kimsenin umurunda değil.
Ama muntazam dükkâna göz dikilmiş.
Sonra da çıkıp “şehrin ekonomisini canlandıracağız” diye demeçler veriliyor.
Sanayici gitmiş…
Esnaf kepenk kapatırsa…
Malatya’da rüzgâr bile esmez!
Bu şehri yeniden ayağa kaldırmak isteyen varsa…
Önce zabıtanın elinden o mühürleri, o makbuzları alın.
Yoksa, mühürlenecek tek şey Malatya’nın geleceği olacak.
Büyükler Mücbir, Küçükler Mecbur
Deprem oldu. Duvarlar yıkıldı… Çarşılar yıkıldı… Hayatlar yıkıldı…
Devlet, “Mücbir sebep” dedi.
Ama dikkat edin…
Mücbir sebep, sadece büyükler için.
Küçükler?
Onlar mecbur…
Milyon cirolu firmalara “Bir yıl daha nefes”…
Ama depremde dükkânı çöken, borçla ayakta duran, cirosu iki buçuk milyonun altında kalan vatandaşa “Haydi bakalım, kasanı aç”…
Adı “mücbir sebep”…
Ama küçük esnafın mücbiri, vergi dairesinin sebebi yok!
Vergi Usul Kanunu’nun 15. maddesi, genel tebliğler, kriterler…
Kâğıt üzerinde çok şık…
Ama hayatın enkazında, kâğıt yanar…
Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya…
Dört şehir…
Dört yara…
Ama yaranın büyüklüğünü ciro ile ölçüyorlar!
Diyorlar ki:
“İşini kapattın mı? Mücbir sebep bitti.”
Depremden mi kapattın? O ayrı mesele…
Ciron düşük mü? O zaman sen mücbir değil, mecbursun.
Yani…
En büyük darbe, zaten yerle bir olmuş olana!
En sert tokat, zaten borç içinde boğulana!
Halk, “Bizi de dahil edin” diyor…
“Eşitlik” diyor…
“Vicdan” diyor…
Ama kriter diyorlar.
Mücbir sebep…
Büyükler için nefes, küçükler için kepenk.
Kalem Hakkı: Topu Attı, Sahadan Kaçtı
İlhan Geçit, bir yıllık hizmet konuşmasında “Sermayenin el değiştirmesini engelledik” dedi. Büyük laf! Ama hangi sermaye? Kimden kime geçecekti? Kimden kurtarıp kime verdiniz? Cevap yok. Lafı ortaya attı, sonra da sahanın kenarına çekildi. Malatya ise tribünde hâlâ soruyor: Topu attın da, golü kim yedi?
LAF EBESİ: “19 Eksik, 1 Fazla Gerginlik”
MESTON, 19 personeli kapının önüne koydu.
Gerekçe: araçlı protesto, kamu güvenliğini tehlikeye atmak.
Hukuken sağlam mı?
Evet.
Ama vicdan terazisi mi?
O terazinin kefesi kırık.
Malatya’da iş bulmak deve, işten çıkarmak sinek.
Ve belediyede kural hâlâ aynı:
Yanlış yapan değil, ses çıkaran gider.
FİSKOS MASASI
Malatya’da bu hafta sıcaklık sadece havada değil… Kulisler yanıyor, dedikodular terletiyor!
– Erdoğan’ın Ziyareti Sıcağa Takıldı!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Malatya ziyareti, “bu sıcakta miting olmaz, millet gölgede bekler” gerekçesiyle Eylül sonuna ertelenebilirmiş. Takvim sessizce değişiyor ama kimse “iptal” demiyor, herkes “hava serinleyince” diyor.
– Kaysı Pahalı, Pazar Uzak!
Malatya kaysısı o kadar pahalı ki, ihracatçılar gözünü Orta Asya’ya dikmiş. “Bizim kaysı, bizim pazarı kaybediyor” diyenler var… Yakında kendi memleketinde bile misafir meyve olur mu, orasını kimse konuşmuyor.
– TSO’da Küçük Esnaf Romantizmi!
TSO Başkanı Oğuzhan Atasadıkoğlu’nun “küçük esnaf candır” modunda olduğu söyleniyor. Büyük sanayiciler bavulu toplayıp şehirden giderken, fabrikalar kapanırken, Başkan’ın tek odağı çarşıdaki dükkân olmuş. Makam korunuyor ama ekonomi eriyor.
– 50 Bin Taşeron, 1 Şehir Gerilimi!
Taşeron işçiler arasında gerilim tırmanıyor. Çamurlu’daki konteyner yakma olayının izi silinmedi. “Bu kavga şehre de iner mi?” sorusu dolaşıyor. Herkes izliyor, kimse önlem almıyor.
– Gürkan’ın Ziyareti Nabız Yükseltti!
Eski Belediye Başkanı Selahattin Gürkan Malatya’da görüldü, bazı isimlerle özel toplantılar yaptı. Siyaset kulislerinde “bu ziyaret tesadüf mü, yoksa dönüş provası mı?” sorusu geziniyor. Rahatsız olan rahatsız, belli eden belli etmiyor.
Selam ve dua ile
Fiemanillah
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Sami Er in yol haritası yok
11-08-2025 12:04Sami Er verdiği sözleri de unuttu.. 13 şubatta tramvay etüt ihalesi yapılacak dedi ama ortada ihale yok.. İnönü Caddesi çok gecikti çalışmalar çok lokal.. Belediyecilik hizmetleri kaplumbağa hızında...
Hakan Arslan
11-08-2025 12:00Selahattin Gürkan’ın ziyaretinin “tesadüf” olmadığı belli. Malatya’da siyaset kulisleri, seçim atmosferine şimdiden girmiş gibi görünüyor.
Fadime Polat
11-08-2025 12:00TSO’nun sadece küçük esnafa odaklanması, büyük sanayicinin şehri terk etmesine göz yummaktır. Bu, şehir ekonomisinin geleceğini tehlikeye atar.
Selçuk Demir
11-08-2025 11:59Taşeron işçilerin gerilimi, görmezden gelinmeyecek kadar büyük. Çamurlu’daki konteyner olayı, önlem alınmadığında şehre yayılabilecek sosyal bir tehlikedir.
Mustafa Bekar
11-08-2025 11:59Kaysının pazarını Orta Asya’ya kaydırmak, yereldeki üreticiyi daha da zor durumda bırakır. Bu durum, tarım politikalarının ne kadar plansız yürütüldüğünü gösteriyor.
Ebru Yıldırım
11-08-2025 11:58Cumhurbaşkanı ziyaretinin “hava sıcak” bahanesiyle ertelenmesi, Malatya siyasetine yakışmayan bir mazerettir. Sıcak havada miting yapamayan siyaset, soğuk havada icraat da yapamaz.
Adem
11-08-2025 10:19Sayın Çetin sizinde dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, bütün eleştirilerinizi tel noktaya yapıyorsunuz. Sürekli ve defaatle Büyükşehir ve bağlı kuruluşlar üzerinden eleştiri yapıyorsunuz. Yapulan güzel işleri yazdığınıza hiç şahit olmadım. Belki de bu birazda onların suçu. Size kendilerini ifade edemiyorlar. Fakat siz Battalgazi Zabıtası yazmışsınız ama Bayram Başkana laf yok. Esnaflara tepeden bakan hatta muhatap bile almayan bir Başkan Yardımcısı var Metin isminde. Siyaseten gelmiş birisi. Onu yazmıyorsunuz. Yeşilyurt Belediyesi bir yıldır gezme tozma faaliyeti dışında bir iş yok. Hafif dozajlı eleştiri dışında bir şey yapmadınız. Emin olun eleştirileriniz de haklısınız. Neticede Halık bilsin yeter derdindesiniz. Ama bazen dozajı kaçıyor. Ayrıca sürekli aynı kurum üzerinden gidiyorsunuz. Bu doğru değil. Ha birde bunların siyasi bir ayağı var, Ak Parti. Orda da durumu düzeltmeye yönelik bir işlem yok. Onu görmüyorsunuz. Ya umudu kestiler ya bunlar gitsin bizim önümüz açılsın derdindeler.
Adem
11-08-2025 09:39Sizi temin ederim ki, bu şehirde TOKİ dışında yatırım yapan tek kurum Maski. Kolay değil altyapısı tahrip olmuş bir şehri yeniden imar etmek. Üstelik işler burada biraz tersten yapılıyor. Önce altyapı yapılması gerekirken devlet dört koldan üstyapı ile uğraşıyor. Temel hedef vatandaşı evine sokmak, esnafın dükkanını teslim etmek. Bunlar yapılırken kimse altyapı ne olacak diye sormadı! Eski yönetim şehirde altyapı sorunu yok deyip ağırlığı üstyapıya verdi. Neticede üstyapı bitti bitecek biter inşallah. Üstyapısı yapılmış bir yerin sonrasında altyapısını yapmanın zorluğu ortada. Dünyanın en iyi su kanal idarecilerini de getirseniz bu şartlarda daha iyi verim alamazsınız. Sadece biraz sabır gerekli. Emin olun sadece sabır.
Halil Güven
11-08-2025 09:21Malatya’da iş bulmak deve, işten çıkarmak sinek meselesi oldu. Kural hâlâ aynı: Rahatsızlık veren gider. Bu zihniyetle şehir büyümez.
Berrin Akbulut
11-08-2025 09:21Toplumda işini kaybetme korkusu, sessizliği besler. Bu tür işten çıkarmalar, belediye personelinin üzerinde psikolojik baskı kurmanın en etkili yöntemidir.
Nihat Şahin
11-08-2025 09:20Belediyede hâlâ “yanlış yapan değil, ses çıkaran gider” anlayışı varsa, orada adaletin kırıntısı bile kalmamış demektir. 19 kişinin işten atılması, hukuken doğru olsa bile vicdani olarak yanlıştır.
Merve Taş
11-08-2025 09:20Topu ortaya atıp sahadan kaçmak, yerel yöneticilerin sık başvurduğu bir taktiktir. Ama Malatya halkı, bu taktiği çoktan çözdü. Artık kimse lafla ikna olmuyor.
Ali Duman
11-08-2025 09:19İlhan Geçit’in “sermayenin el değiştirmesini engelledik” sözünün içini doldurmaması, politik sorumluluktan kaçıştır. Böyle muğlak ifadeler, halkın zihninde soru işareti bırakır.
Sevim Aksoy
11-08-2025 09:19Mücbir sebep kriterlerinin ciro üzerinden belirlenmesi, küçük esnafı tamamen dışarıda bırakıyor. Depremden en çok zarar gören kesimin borçla yaşamaya mecbur bırakılması, ekonomik adaletin en açık ihlalidir.
Murat Karaca
11-08-2025 09:05Kamera bazen bir şehrin en güçlü silahıdır. Ama Malatya’da bu silah, gerçekleri değil, illüzyonu göstermek için kullanılıyor. İki dakikalık umut videosu, yıllarca süren ihmalin üstünü örtemez.
Elif Yaman
11-08-2025 09:05Biz gençler artık uzun videoları izlemiyoruz, 15 saniyede karar veriyoruz. Belediyeler hâlâ 17 dakikalık video çekiyor. Çağa ayak uyduramayan yönetimler, gençlerin güvenini de kaybeder.
Kemal Aslan
11-08-2025 09:04Valinin iki dakikalık videosunun şehirde umut yaratması, aslında siyasetin nasıl bir algı oyununa dönüştüğünü gösteriyor. Gerçekte proje yok, yatırım yok, ama montaj var. Bu, “görsel siyaset”in en çarpıcı örneğidir.
Zeynep Güler
11-08-2025 09:04İmar uygunluğu olan bir dükkânı mühürlemek, ama kaçak barakaları görmezden gelmek… Bu tamamen çifte standarttır. Bu tavır, hem şehir estetiğini hem de adalet duygusunu zedeliyor.
Yasin Kılıç
11-08-2025 09:04Battalgazi Belediyesi’nin bu “barakaya dokunma, dükkâna çök” anlayışı, yatırımcının güvenini yerle bir eder. Deprem sonrası toparlanma sürecinde, üretim yapan esnafa yüklenmek, şehrin ekonomik geleceğine vurulmuş bir darbedir.
Orhan Polat
11-08-2025 09:03İşin dini boyutuna bakarsak, temiz suya erişim temel bir ihtiyaçtır. İnsanların cemaatle teyemmüm yapacak hale gelmesi, bir belediye için en ağır hizmet ayıbıdır. Bu durum, yönetimlerin önceliklerini sorgulamamız gerektiğini gösteriyor.
Fatma Demirtaş
11-08-2025 09:03Bizim mahallede iki gündür su yoktu, kimse gelip açıklama yapmadı. Hadi su kesildi, peki bu kadar masrafla yapılan borular neden patlıyor? İnsanlar cenabet gezmekten utanıyor ama yetkililer çıkıp hâlâ geçen seneyle kıyas yapıyor. Böyle belediyecilik olmaz, insan biraz utanır.
Ahmet Yıldız
11-08-2025 09:02MASKİ meselesi, sadece teknik bir su sorunu değil, aynı zamanda yönetişim krizidir. “Debi düştü” gibi teknik terimlerle halkı oyalamak, sorumluluğu gizlemenin yöntemidir. Ancak şehirde insanlar gusül abdesti alamayacak hale gelmişse, bu artık hizmet kusurundan öte, yönetsel bir fiyaskodur.
Nilüfer
11-08-2025 09:00Vefasızlık bu şehrin kaderi olmuş. Murat Bey doğrulardan vazgeçmediğiniz için sizi tebrik ederim.
Gülperi
11-08-2025 08:58Geçenlerde geçmiş zamanda 10 yıl Malatya'da yaşayan biri ile tanıştım. Avucumu musluğa tutarak su içtiğim tek şehirde yaşıyorsunuz, dedi. Hele kayısısı ve havası diye de ekledi. Sanırım Malatya'ya gelmeyeli uzun yıllar olmuş, dedim. Çünkü o anlattıklarınız artık çok geride kaldı, dedim. Şuanda değil çeşmeden su içebilmek su bile akmıyor. Havası desen nefes almak istemeyecek kadar kötü. Beni şaşkınlıkla dinledi. Çünkü aklı almadı. Depremden sonra belimizi doğrultamadık, dedim. İnsanların aklının almadığı şeyleri yaşıyoruz. Ve şunu fark ettim ki, durumumuzu anlatacak mecalimiz bile kalmamış. Gerçekten çok üzgünüm. Böyle olmamalıydı.
İsmail Kaya
11-08-2025 08:56Ben esnafım, siyasetle çok işim olmaz. Ama gördüğüm şu: Bir adam memleket için risk alıyorsa, biz ona sahip çıkmalıyız. FETÖ meselesinde Murat Çetin’e sahip çıkmayan Malatya, aslında kendi onurunu da korumamış oldu. Yarın bir başkası yine memleket için konuşsa, bu şehir onu da yalnız bırakacak.
İsmail Kaya
11-08-2025 08:56Ben esnafım, siyasetle çok işim olmaz. Ama gördüğüm şu: Bir adam memleket için risk alıyorsa, biz ona sahip çıkmalıyız. FETÖ meselesinde Murat Çetin’e sahip çıkmayan Malatya, aslında kendi onurunu da korumamış oldu. Yarın bir başkası yine memleket için konuşsa, bu şehir onu da yalnız bırakacak.
Selma Karahan
11-08-2025 08:56Ulusal basında manşet olmuş, devletin FETÖ’ye “terör örgütü” damgasını vurmasında rol oynamış bir dosya var. Ama yerelde bu dosyanın sahibine teşekkür eden yok! Bu, Malatya’nın basın ahlakı açısından da düşündürücü bir tablo. Çünkü yerel basın, ulusal basının yazdığı kahramanlık hikâyesini, kendi şehrinde yazmaktan imtina ediyorsa, orada ciddi bir çıkar ilişkisi ağı var demektir.
Hasan Eroğlu
11-08-2025 08:55Hukuki açıdan Tahşiye davası, FETÖ’nün yargıdaki ilk kırılma noktalarından biridir. Ancak yerelde bu başarıyı görmezden gelmek, siyasal hafızanın ne kadar kısa olduğunu kanıtlar. Malatya’nın, bu tür insanlara sahip çıkmaması, uzun vadede kendi demokratik reflekslerini de zayıflatır. Vefa, sadece insani bir erdem değil, aynı zamanda toplumsal dayanıklılığın teminatıdır.
Ayşe Öztürk
11-08-2025 08:55Ben o dönemleri çok iyi hatırlıyorum. İnsanlar korkudan ağzını açamıyordu, bazıları ise çıkar ilişkileriyle “cemaat”in önünde eğiliyordu. Şimdi dönüp bakınca, cesur birinin bile arkasında durmamış olmak, toplumsal utancımızdır. Murat Çetin’in “balık bilmezse Halık bilir” sözü tam da bu durumu özetliyor. Toplum olarak, dik duran insanlara sahip çıkmazsak, yarın çocuklarımız korkak bir toplumda yaşayacak.
Mehmet Korkmaz
11-08-2025 08:54Murat Çetin’in anlattığı FETÖ meselesi, Malatya’da vefasızlığın ne kadar kök saldığını gösteriyor. Bir insan, ortada “dava” yokken, elini taşın altına koyup belgeleriyle konuşuyorsa, bu toplumun onu baş tacı etmesi gerekir. Ama ne yazık ki, Türkiye’de vatanseverlik alkışlanmak yerine, çoğu zaman cezalandırılır. Burada mesele sadece Murat Çetin değil, adalet duygusunun şehir bazında çürümüş olmasıdır. Bu tavır, gelecek nesillere “aman sesini çıkarma” mesajı veriyor ki, bu da toplumsal hafızaya büyük bir darbedir.
Emre Ballı
11-08-2025 08:53MESTON’daki 19 kişi meselesi vicdanları sızlattı. Ekmek kavgası veren insanları kapının önüne koymak kolay. Ama adaletli davranmak zor.
Asel
11-08-2025 08:52Sizden önceki başkanı kötüleyerek bir numara mı oluyorsunuz şimdi?
Burak Can
11-08-2025 08:52İlhan Geçit’in dediğini anlamak için kâhin olmak lazım. Sermaye el değiştirmedi dedi, kimse ne olduğunu anlamadı.
Ayşe
11-08-2025 08:51Zabıta kendi halindeki esnafa diz çöktürüyor ama konteynerde neler döndüğünü kimse sormuyor. Üretenin değil susanın kazandığı bir şehirde adalet aramak zor
Fatih Yavuz
11-08-2025 08:51Vali video çekiyor, milletvekili vlog çekiyor… Ama icraat? Sokakta çamur ve toz var. Bu işler kamerayla değil planla olur. Video ile şehir kalkınmaz
Tahsin
11-08-2025 08:50Şehir yandı, kurudu bir bardak suya hasret kaldık. Ama çıkıp hâlâ geçen seneye göre daha iyiyiz diyenler var. Geçen sene duş alıyorduk bu sene Instagram filtresiyle yıkanıyoruz