Seçilmişimmiş!..

“Ben seçilmişim!” diyor Sami Er…
Sanki Malatya’da halk referandum yaptı, sonuçları YSK değil de Birleşmiş Milletler onayladı…
Sanki halk sandığı değil, gökten inen hilali doldurdu da Sami Er’in önüne koydu…
Seçilmişmiş!

Hadi oradan!
Cumhurbaşkanı’na şikayet edileceği konuşuluyor.
Aynı günlerde CHP’li belediye başkanlarının görevden alındığı, kayyumların atandığı bir Türkiye’de…
AK Parti’nin belediye başkanı, kendi partisinin meclis üyelerini savcılığa veriyor.
Yetmiyor, selefi Selahattin Gürkan’ı ekranlarda didik didik ediyor.
Genel Merkez “Yapma!” diyor, dinlemiyor.
Bakanlık “Dur!” diyor, takmıyor.
Ama kendi kendine “Ben seçilmişim” diyerek meydan okuyor.

Peki…
Bağımsız aday olsan Malatya’da kaç oy alırsın?
Bir dur, aynaya bak…
Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafını kaldır sandıktan, geriye kaç pusula kalır?
AK Parti’nin damgasını sil listeden, kaç parmak havada kalır?
Seçilmişlik iddiası, Erdoğan’ın gölgesinde yapılan siyasette ne kadar eder?

Çünkü mesele şu:
Bugün sırtını Cumhurbaşkanı’nın riyasetine yaslayanların yarın tek başına gölgeleri bile olmaz.
Bunu en iyi Sami Er bilmeli.
Ama hâlâ “Ben seçilmişim” diyor…
Oysa seçilmiş değil, seçtirilmiş olduğunu unutarak.

Nikah İndirime Girdi, Aile İflasa Sürüklendi

2025… Aile Yılı!
Belediye çıkıyor, büyük müjde:
“Nikah ücreti 550 TL’den 250 TL’ye düştü!”

Tebrikler!
Ama ufak bir ayrıntı var…
Ağustos ayındayız, düğün sezonu bitmiş!
Yani herkes evlenmiş, nikah masası boş kalmış, belediye şimdi aklına getirmiş.
Koskoca “Aile Yılı”nda aileyi kurtaramamış, nikahı ucuzlatmış!

Ama asıl mesele bu değil…
Mesele, nikah masası boşalırken boşanma dosyalarının mahkemeleri doldurması.
Mesele, gençlerin kırkına dayanıp hâlâ nikah masasına oturmaması.
Mesele, nikahın kutsiyetinin yok sayılması, gayrimeşru yolların normalleşmesi.

Ve belediye ne yapıyor?
Aileyi korumak için seminer düzenlemiyor.
Gençleri yönlendirmek için rehberlik vermiyor.
Evlilik şartlarını kolaylaştırmıyor.
Onun yerine çıkıp diyor ki:
“Bakın, nikah masrafı 300 lira ucuzladı!”

Sanki mesele üç beş kuruşmuş gibi…
Sanki aileyi indirim tabelasıyla kurtaracaklarmış gibi…

Gerçek şu:
Nikah ücretini 250 liraya düşürmek kolaydır,
ama aileyi ayağa kaldırmak için irade düşmüştür.

Susuz Şehir, Suskun Başkan!

Bir zamanlar Malatya’nın suyu şöhretliydi…
1,5 milyon insana yetecek denirdi.
Bugün musluğu açıyorsun…
Çamur akıyor. Ya da “fıs” diye bir ses geliyor.
Burası Malatya, çölde değiliz!

Ama asıl kuraklık, muslukta değil koltukta!
MASKİ susuyor… Başkan susuyor…
Halk susuz, yöneticiler sessiz.
Sanki Malatya’nın muhtarları yok. Milletvekilleri yok. Basını yok.
Kibir öyle büyümüş ki, koca şehir “adam yerine konmuyor.”

Ve Başkan ne yapıyor?
Sorunu halkla masada tartışacağına…
Kamerayı karşısına alıyor, sosyal medyada video çekiyor.
MASKİ ne yapıyor?
Sorunu çözmek yerine anlaşılmaz açıklamalar yazıyor.
Su yerine laf akıtıyorlar.

Oysa mesele çok basit:
Bu şehir susuz kalamaz!
Kayıp-kaçak ortaya konacak, sıkıntı izah edilecek.
Muhtar, mühendis, vatandaşla birlikte oturulacak.
Ama nerede?
Koltuk rahat, masa uzak!

Bugün Malatya’nın çeşmesinden akması gereken berrak su değil,
beceriksizliktir, kibirdir, aymazlıktır.

Ve unutmayın…
Susuzlukla imtihan edilen halk, suskunlukla imtihan edilen başkanı affetmez!

Bayram Başkan’a Bayramlık Teşekkür

Geçen hafta yazdık.
Battalgazi’de esnafa yük olmayın dedik.
Cezayla bunaltmayın dedik.

Ve…
Bana gelen bilgiye göre, Bayram Başkan kulak verdi.
Cezalar geri alındı.
Yanlışı gördü.
Doğruya yürüdü.

İşte bu!
Başkanlık budur.
Dinlemektir.
Düzeltmektir.
Doğruya yönelmektir.

Yetmedi…
Aile Yılı kapsamında yeni evlenecek çiftlere ev eşyası desteği başlattı.
Battalgazi Belediyesi, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, iş insanları…
Herkes bir araya geldi.
Bir protokol imzalandı.

Bakın…
İşte sosyal belediyecilik budur.
Evlenecek gence ceza değil, eşya verilir.
Halka yük değil, destek olunur.
Nikah masasına oturan gence, evine mutluluk götürülür.

Teşekkürler Bayram Başkan.
Çünkü belediyecilik, halkın sesini duymaktır.
Ve siz, bu defa o sesi duydunuz.

Deprem Yıktı, Dolandırıcı Bitirdi

Malatya deprem görmüş.
Malatya don görmüş.
Malatya susuz kalmış.
Malatya… paratoner gibi, ne kadar bela varsa üzerine çekmiş.

Ve şimdi…
Müteahhit gibi görünen dolandırıcıların eline düşmüş.

Bir bina diyelim…
Cengiz Topel’de, Cevherizade’de.
Ada 369, parsel 223.
Hasarlı binayı yerinde dönüşüme vermişler.
Umutla beklemişler.

Aralarına bir şahıs girmiş.
“Ben yaparım” demiş.
“Hallederim” demiş.
İkna etmiş.

Kiminden 100 bin.
Kiminden 85 bin.
Kiminden 60 bin.

Ne belediyede kaydı var.
Ne projesi.
Ne de yüzü.

Bir bina değil bu…
Bir fotoğraf bu.
Malatya’nın kader fotoğrafı.

Depremle yıkılmış.
Dolandırıcıyla tekrar yıkılmış.

Ve hâlâ susan makamlar var…

Devlet kurumları, belediyeler, savcılık…
Artık görevinizi yapın.

Çünkü Malatya, ikinci kez yıkılmayı hak etmiyor.

Kalem Hakkı: Vali Konuşuyor, Siyaset Susuyor

Ebuzer Aydın çok net yazdı… Malatya’da TOKİ’den kura çekimine, MASKİ’den altyapıya kadar her açıklama artık valinin ağzından çıkıyor. Vali konuşuyor. Vekil susuyor. Başkan yok. Teşkilat zaten görünmüyor.
Vali parladıkça siyaset gölgede kalıyor. Sandıkta da fatura ağırlaşıyor.
Siyaseti bürokrat yapmaz…
Çünkü bürokratın yaptığı siyaset, hükümetin ayağına sıkılan kurşundur.

LAF EBESİ: “Para mı, Dava mı?”

Malatya City satışı geçmişte oy birliğiyle meclisten geçti.
Bugün Sami Er, aynı karar için meclis üyelerinin tamamını savcılığa verdi.
Dosyanın içinde CHP’li Günnur Tabel de var.

Asıl ironi burada…
Çünkü Sami’nin borazanı da, Günnur’un megafonu da aynı medya organı!
Yani aynı kalem hem Günnur’un davasını yazıyor, hem Sami’nin kesesinden besleniyor.

Şimdi herkesin merakı şu:
O medya hangi tarafı seçer?
Dava mı ağır basacak,
Yoksa kasa mı?

FİSKOS MASASI

Malatya’da bu hafta kulisler yine kaynıyor… Kimi şikâyet ediyor, kimi sitem ediyor, kimi de fısıltıyla konuşuyor!

– AK Partililerden Erdoğan’a Sami Er Şikâyeti!
6 Eylül’de Malatya’ya gelmesi planlanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, bazı AK Partililerin “Sami Er başına buyruk hareket ediyor” diyerek şikâyet hazırlığında olduğu konuşuluyor. Kulislerde “bu sefer işler sertleşecek” deniyor.

– Kaysı Malatya’dan Değil, Etiket Malatya’dan!
Malatya dışından getirilen kaysıların, Malatya kaysısı etiketiyle satıldığı fısıldanıyor. Esnaf rahatsız, tüketici şaşkın… Şehirde “Kaysının memleketi kayboluyor” diyenler çoğalıyor.

– Gençlerde Uyuşturucu Alarmı!
Malatya’da gençler arasında uyuşturucu kullanımının arttığı konuşuluyor. Vatandaş, “Herkes duyuyor ama kimse önlem almıyor” diyerek tepkili. Güvenlik ve aileler diken üstünde.

– Memurlar Konteyneri Bırakmıyor!
Deprem sonrası yerleşilen konteynerlerde kalan bazı kamu personeli, “Kira yok, elektrik su bedava” diyerek çıkmak istemiyormuş. Normalleşmesi gereken süreç, konfor hesabına takılmış gibi görünüyor.

– Yeni Dükkanlar Esnafa Küçük Geldi!
Deprem sonrası yapılan yeni iş yerleri esnafın dilinde. Tuvalet yok, lavabo yok, altyapı yok… Esnaf öfkeli:
“Bu dükkânlarda ancak şerefçilik yapılır!”

Selam ve dua ile
Fiemanillah