dore okulları
Malatya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2420.3
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64396.59$

2011 Genel seçimi Ö.Faruk Öz ve 1 Kasım!..

12 Eylül 2015, Cumartesi 09:59



İşin doğrusu çatışmaların yaşandığı, her gün şehit haberlerini aldığımız, herkesin tedirgin olduğu, kardeş halkların birbirine düşürülmek istendiği bir zamanda yazmak zordur. Başta hayatını kaybeden tüm güvenlik kuvvetlerimize ve sivil halkımıza Yüce Allah'tan rahmet, ailelerine sabr-ı cemil niyaz ediyorum.

7 Haziran seçimlerinde Ak Partinin 550 tane vekil adayını halk beğenmedi ki, Türkiye genelinde Ak Parti oy kaybıyla birlikte tek başına iktidarı da kaybetti. Bunu Ak Parti Genel Başkan yardımcısı Numan KURTULMUŞ, “millet bize abdestinizi tazeleyin” olarak ifade etti. Evet  abdestler tazelenecek fakat, abdestin şartları tamamlanmazsa Ak Parti yine aynı akibete uğrayabilir. Hatta bazı yerlerde kılpayı farkla aldıklarını da kaybedebilir. Buna mukabil aynı farkla kaybettiği yerlerden de vekil çıkarabilir. Sonucu değiştirecek tek etken ise 550 aday olacaktır.

Ak Parti dokuz tane seçim ve referandumu Recep Tayyip Erdoğan'ın ismiyle, kredisiyle, milletin ona sevdasıyla aldı. Her kemalin bir zevali, her zirvenin bir inişi vardır. Zirveye çıkmaktan daha önemlisi de zirvede tutunabilmektir. Ak Partinin şu merhalede en büyük çıkmazı zirvede kalamaması oldu. Gerçi nasıl kalacak!? Bütün dünya bir olmuş Türkiye'yi eski günlerine döndürmeye çalışırken ve Türkiyenin istikrarına kurşun sıkarken birde diyorlar ki sizi diktatörlerden kurtaracağız!. Sizi Ak Parti iktidarından kurtaracağız!. Bunun için asla bir araya gelemeyecek olan bütün güçler Ak Parti karşısında ittifak etmiş vaziyetteler. Hal böyle olunca balık hafızalı halkımız geçmişini unuttuğu için bir an önce adeta eski Türkiye'ye dönmeye çalışıyor. Diktatörlerden kurtulmaya, hırsızlardan arınmaya çalışıyor!... Bunlar bugün en ufak bir taviz kopardıkları taktirde bu milletin başına neleri getireceklerini tahmin bile edemeyiz. Bu nedenle millet başta hata yapmamalı, sarı öküzü vermemelidir.

 

Sarı öküz nedir soranlara ise, anlatayım hikayesini;

 

Sonbaharda yaylada tekbaşına kalan ve bir anda kışa tutulan Aslan ve üç tane öküzün hikayesidir sarı öküz meselesi. Üç öküz beraber hareket ettikçe bunlara bir şey yapamayacağını anlayan aslan, bir gün siyah öküzün yanına gelir ve şunları söyler; Bak öküz kardeş, önümüz kış, erzağımız az, hepimizin ilkbahara çıkması mümkün değil der. Öküz ne yapalım? Çare nedir o zaman deyince aslan; şu sarı öküz fazla yiyor, çelimsizin tekide. Gel onu bana bırak, ben yiyeyim ki, diğerlerimiz kurtulsun. Siyaz öküz bu teklifi çok mantıklı bulur ve sarı öküzü aslana verir. Aslan bir süre bol etli yemeye devam eder. Daha sonra iki tane öküze de saldıramayacağını anlayınca, tekrar siyah öküzün yanına gider ve der ki; Öküz kardeş, bak erzağımız gittikçe azalıyor, kış bitmedi, hepimiz öleceğimize birimiz ölsün de, bari diğer ikisi kurtulsun. Gel sen şu kahverengi öküzü de bana ver, ikimiz rahat rahat bahara çıkalım. Öküz tekrar inanır ve kahverengi öküzü de aslana verir. Aslan acımasız bir pençe ile öküzü devirir, yavaş yavaş yemeye devam eder. Günler sonra oda biter ve aslanın canı tekrar et çeker. Gözleri fal taşı gibi açılarak siyah öküze yaklaşır. Gel hele gel öküz kardeş, sana söyleyeceklerim var der. Öküz aslanın gözlerine bakınca ürperir ve sağını solunu kontrol ettikten sonra bakar ki, aslan ile başbaşa kalmış. Yapılacak bir şey yok, artık benide yiyeceksin biliyorum. Bunun sebebinide biliyorum. Hatayı sana sarı öküzü verdiğim gün yaptım, ama artık iş işten geçti der.

 

Bu millet, 17-25 Aralık tarihlerinde yemek istediklerini vermedi. 7 Haziran seçimlerinde bütün siyasi partilerin hedefindeki tek isim yine aynıydı. Devirmek istedikleri, iktidardan indirmek istedikleri Ak Parti olmasına rağmen, hedefteki kişi Sayın Cumhurbaşkanımızdı. Bunlar önce Ak Partiyi iktidardan indirince amaçlarına ulaşacaklarını sanmışlardı, ama olmadı. HDP bir projeydi, Ak Partiyi tek başına iktidar olmaktan alıkoydu ama istediklerini yapmaya yetmedi. Bunun için asıl hedef Cumhurbaşkanımız oldu. Onu devirmeden bu işin içinden çıkamayacaklarını anladılar. Bunun yolu yine Ak Partinin elini zayıflatmaktan geçtiğini şimdi daha iyi biliyorlar. Buda yine 550 tane halka uzak aday ile mümkündür. Şu an ağızlarını açmış, kara propaganda yapmak için merakla beklerler. Bu sefer de Ak Parti bunun farkına varmaz, halkın değil, birilerinin istediği listeyi milletin önüne koyarsa artık dönüşü olmayan iniş başlamış olur ki, Ak Parti bir daha belini doğrultamaz.

 

Şimdi biraz 2011 genel seçimlerini hatırlayalım;

O gün de durum pek farklı değildi. Ülke genelinde olduğu gibi Malatya'da da listeye olan tepki vardı. Ayrıca tepkinin büyüğü de sıralamaya idi. Malatya'nın istemediği isimler başa, en çok sevilen iki isim ise listenin son iki sırasına konulmuştu. 5. Sıra adayı Sayın Ömer Faruk ÖZ istifaya davet edilmişti. Millet kendisine, sana bu sırayı reva görenlere gününü göster de halkın gözünde kahraman ol demişti. O ise, bütün vakarıyla; Arkadaşlar! biz bir dava için yola çıktık. Sıralamanın önemi yoktur. Ben sizden beşinciyi değil, altı sıfır yapmayı istiyorum demiş ve ayağa kalkmıştı. Halkta onunla beraber ayağa kalkmıştı. Seçim akşamı beş bir alıncaya kadar kimse oturmamıştı. Peki ne olmuştu da Malatya'da 7 Haziranda Ak Parti kırk bin oy kaybına uğramıştı? Yine tek sebebi vardı, o da Ömer Faruk Öz gibilerin olmayışı ve halkın listeye tepkisiydi. Çünkü Türkiye genelindeki kara propaganda Malatya'yı fazla etkilememişti. Liste etkilemiş, bunun sonucu da kısmen sandığa yansımıştı. Sonuçta Ak Parti her ne kadar beş bir aldıysa da, 1 Kasım'da yedi yüz oy gibi küçük bir kayıba uğraması halinde bir vekil kaybedeceği de aşikardır.

 

Bu nedenle;

Seçim çalışmalarında halkımızı inandıracağımız, oyunu istediğimizde, kime oy verelim? Bu listeye mi? dememeleri için, Ak Parti Genel Merkezinin çok dikkatli olması ve Sayın Ömer Faruk ÖZ'Ü listenin başına koyması gerektiği kanaatindeyim. Bununla da, önce 2011 yılının sıralama hatası telafi edilmiş, sonra da 7 Haziran'da kaybettiği oylarını almayı garanti etmiş olur. Ayrıca bu isme paralel olarak, halkın istediği kişileri, aday adayı olmamışlarsa dahi, davet edip listeye koymaları  gerekir. Bu hareket milletin şevkini ve umudunu arttırır ve bir sonraki seçimde Ak Partide aday patlaması yaşatır. İyiler adeta listeye girmek için yarışır. Bugün bu sebeplerden dolayı aday adaylık müracaatları az oldu. Buda gelecek için hayra alamet değildir. Bu bir yılgınlık, bıkkınlık, nasıl olsa adaylar bellidir algısının sonucudur. Birde halk nezdinde düşünün!...

 

Türkiye'de istikrarın ve Ak Parti iktidarının devamı için en az 276 milletvekili çıkaracak kadar oy alması gerekir. Oy almak içinde her ilde olduğu gibi Malatya'da halkta en çok karşılığı olan kişilerin listeye konulması gerekir. Oy getireceğini bile bile bir adayın dışarıda tutulmasının doğru olmadığını, bunun vebalinin büyük olduğunu bilmek gerekir. Bu nedenle il teşkilatının ve Ak Parti genel merkezinin de dikkatli olması gerekir. Ayrıca konuyu sadece Ak parti seçmeni tarafından değil, diğer parti seçmeninin gözüylede değerlendirmek gerekir. Eğer bir adayın kamuoyunda karşılığı varsa onu dikkate almak gerekir. Bu konuda azami gayret sarfetmek, insani, vicdani ve dava adına bir sorumluluktur. Mesele nefsi değil, sözkonusu vatan millet meselesidir.

 

Benim ve herkesin tanıdığı Ömer Faruk ÖZ'ÜN inandığı değerleri vardır. Kimseye karşı nefsi bir kızgınlığının olmadığını, birilerini kırmış, birilerine kızmış, yada sert uslup takınmışsa da sebebinin davası olduğunu herkes bilir. Yetkilileri vicdani sorumluluğa davet ediyorum. Zira iktidara gelmenin yolu oy almaktan geçiyor. Ehliyet ve liyakat sahibi, halkta karşılığı olan insanları bu süreçte liste dışında bırakmak büyük bir vebaldir. Başta Sayın il başkanımı, sonra partimizin yetkili kurullarını duyarlı olmaya, taraf tutmamaya, kamuoyunda karşılığı olanları listeye alıp, 1 Kasımda Türkiye'den ve Malatya'dan zaferle çıkmaya davet ediyorum…

Fi Emanillah…

Ebuzer AYDIN /[email protected]

“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”