dore okulları
Malatya
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.33
  • EURO
    35.09
  • ALTIN
    2298.0
  • BIST
    8988.79
  • BTC
    70589.46$

6’lı masadan bir tık öndeyim

08 Ocak 2023, Pazar 11:53
6’lı masadan bir tık öndeyim

Sevgili Okurlarım. Ersoy babanın yazılarında konular size; neşeli vakit geçirtmeyi, ama bunu yaparken de ince tüyolar vermeyi, kenardan kenardan bilgilendirmeyi amaçlayarak hazırlanmaktadır. Yoksa ben de bilirim ciddi ciddi siyasi, ilmi yazıları, araştırma belgelerini, şehrimizdeki ayak oyunlarını yazmayı. Ama bir iş yaparken çevremi de düşünürüm. Kimsenin ciddi, akademik yazılarını, çalışmalarını hafta boyunca “kim kime ne demiş” diye kulak kabartıp yazılan enteresan makaleleri gölgelemek istemem.  Hele dünya gündemini kaşıyarak; çıkmış savaşları coşturmak, savaş çıkarmamış olanları azdırmak benim karakterimde yok. Yazamadığımdan değil. Yazmadığımdan. 
Bu sebeple bu tür yazı tarzıyla gidiyorum ki gerginlikleriniz azalsın. Buruşukluklar yok olsun. 

Pazar sabahları tok karnına okuyunca yaradığı için bu saate kadar editöre göndermiyorum ki aç aç okursanız çekilmez. Okur aç olunca verilmek istenen mesajların da algılanması zor oluyor. Yorum bile yazamıyorlar. 

Bazı haftalar yazamadığım oluyor. Eczaneye gittiğimizde eczacı kızımız reçeteye bakıp:

-“Bu ilaç yok! Ama muadili var. Onu verebilirim.” Der ya. Keşke öyle olsa. Ersoy baba makalesi yayınlanmadığı hafta editör kendisini arayan okurlara:

-“Ersoy amcam bu hafta yazamadı. Ama onun yerine falancanın makalesini okuyabilirsiniz” diyemiyor. Çünkü muadilim yok. Bu durumun benim omuzlarıma bıraktığı yükü tahmin edebiliyorsanız mesele yok. Yazıya geçelim. 

Akşam misafirlerim vardı. Gece geç saate kadar da sohbet, muhabbet güzel oldu. Muhabbetin ortalarında aklıma gelmedi değil. “Keşke konuşulanları kaydetseydim. En az 5 Ersoy Baba makalesi çıkardı” dedim.

Ancak benim teknoloji ile aramın 6’li masanın teknoloji bilgisinden bir tık önde olmasına rağmen kaydetmeyi beceremedim. 6’lı masadakilerden çok, ama çok daha düşünceli olmama rağmen önceden bunu düşünemedim. Onlar sonrasını (!) düşünmüyorlar. Ben öncesinde bunu yapmayı. 

Bundan yıllar önce sanıyorum bir bayram akşamı evimde arkadaşlardan, akrabalardan kalabalık misafirlerim vardı. Genelde haremlik-selamlık otururuz. Kadınların sohbeti bizi sarmaz. Bizim sohbetimiz de onları. Bu sebeple ayrı oturmak her zaman iyi ve muhabbetli oluyor. 

Bizim tarafta sohbet muhabbet kırla gidiyor. Arkadaşlarımdan biri bir konuyu anlatıyordu ki 6-7 yaşlarındaki kızı salon kapısından içeri süzüldü. Babasının kolunu çekiştirerek onun dikkatini çektikten sonra:

-“Babacım, annem kalkalım diyor” dedi. Arkadaşımız kızına “tamam kızım” dedi. Kızını gönderdikten sonra konuşmaya sohbete devam etti. 

Henüz birkaç dakika geçmemişti ki küçük kız tekrar babasının yanına geldi”
“-Babacım haydi. Annem kalkalım dedi. O kalktı. Haydiii”

Arkadaşımız bir yandan başladığı konuyu bitirmek için konuşmaya devam ederken bir yandan da sandalyeye astığı ceketini giymeye çalışıyordu. Küçük kız 3. Kez içeri girdi ve:

-“Babacıım. Annem kapıda bekliyor. Haydii”

Arkadaşımız konuyu orada kesip vedalaştı. Salondan çıkıp antreye geçti, ben de ev sahibi olarak uğurlamak için arkasından. Antrede karı-koca karşılaşınca hanımı:

-“Ya bey ayda yılda bi araya gelmişken neden acele ettin. Ne güzel oturuyor, konuşuyorduk!”

-“Ben acele etmedim ki. Sen kızı gönderdin 3 kere. Kalkalım diye”. 

Birden durakladılar. İkisi de sert bakışlarla küçük kıza döndüler.

Operasyon çökmüş, durum anlaşılmıştı. İkisi de geri dönüp geç saatlere kadar süren muhabbetin tadını çıkarmışlardı.  

 Dün akşamki misafirlerimle sohbette köy yerlerindeki küçük olayların nasıl dev hale geldiği ve köyün tadını tuzunu kaçırdığı konusu da geçti. Bu küçük yerleşim birimlerinde hırs birçok şeyi yıkıyor. Bir ömür süren mahkemeler, mahkeme süresince küs, hatta kavgalı bir hayat geçiyor. Kimsenin istediği sonucu alamadığı bu durumlar ömür törpüsü oluyor.

Çocukluğumla yaz tatillerim köyle geçerdi. Orada olmayı, inek otlatmayı, köyümün yağmurlarında ıslanmayı severdim.

Amcamın torunu Remzi yaşıtımdı. Evin altındaki tarlanın aşağısında boş bir düzlük vardı. Orada top oynamış, yorulmuştuk. Bir ağacın altında oturduk. Konuşurken Remzi biraz espriyle:

-“Siz hep şehirdesiniz. Buralara gelip yerleşmezsiniz. Bu tarlalar da, sizin tarlalar da hepsinin sahibi ben olacağım” demişti. Çok önemsememiş gülüp geçmiştim. Ama Remzi büyüdükçe hırslı biri haline gelmişti. Yıllar sonra bir trafik kazasında vefat etti. Köyde defnedildi. Yakın bir zamanda da babası, çok sevdiğim ve saydığım Alirıza abim vefat etti. Cenazesine gitmek nasip oldu. Bizim küçükken top oynadığımız yerin yakınında kendi arazilerine defnedildi. Oraya kadar gitmişken merak edip sordum:
-“Remzi’nin mezarı nerede. O nereye defnedilmişti” diye.

Bana küçükken top oynadıktan sonra dinlendiğimiz o ağacın altını gösterdiler. “Oradaki mezar onun” dediler. “Buraların sahibin” tek o olacağını söylediği noktada. O ağacın altında. Sadece onun, benim ve Allah’ın şahit olduğu konuşmanın tam da yapıldığı noktada. Tevafuk. İstediği olmuş olmalı. Bir şey konuşurken, bir şey yaparken dikkat etmek gerek. İşin sonunu düşünmek gerek.

Hırs çok iyi bir şey değil. 30 santimlik duvarın birazının kendi arazisine taşması sebebiyle açılan davalar, köy yerinde birbirlerinin yüzüne bakmamalar. Bunlar da yaşanan şeyler. Hatta husumeti ileri taşıyıp; karşı tarafın bahçesindeki meyve ağaçlarını dibinden kesip yatırmak. Köyde yaşayanlar daha kötülerini de bilir. Allah akıl ve basiret versin. 

Yazacak çok olay var. Ama bu hafta kısa kesmem lazım. Kahvaltıya sıcak bir şeyler hazırlamak bana düştü. Kasım Bey de “yazıyı görmeden çizim yapmam” diye tutturdu. Yazımın en güzel kısımlarını budamaz inşallah. Yaparsa ben de onun karikatürünün ters yayınlanmasını sağlarım. Böylece bir husumet de onunla aramızda başlar. Sonu hepimize zarar. Onun için baştan suyuna gidelim ihtiyarın.   

İşinin sonu hayır olanlardan olmanız, olmamız dileğiyle. 

Kalın sağlıcakla. 
  . 

Yorumlar

  • yorum avatar
    Ali
    13-01-2023 18:02

    Ersoy bey yazınızı yine zevkle okudum. İnanın çok ama çok lezzet alıyorum. Elinize yüreğinize sağlık.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.