dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.59
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2450.9
  • BIST
    9766.98
  • BTC
    64290.42$

Adamlık, böyle şeylerde aranmaz!..

25 Mart 2022, Cuma 12:31
Adamlık, böyle şeylerde aranmaz!..



 -Ankara’da, “Yolu Malatya’dan geçenler” programına dair izlenimlerim…

-“Yolu Malatya’dan Geçenler” ne demek?

-Adamlık nerelerde aranmalıdır?

-Yemekli etkinlikleri takip edenlerin amacı ne?

-Davet edilmediği yere gitmek istemenin “hırsızlık” ile eş değer olduğunu biliyor musunuz?

-İş yapmayıp boy göstermek isteyenler kimler?

-Haftanın karikatüründe ne var?


 




Şair Eşref’e: “Efendim” diye sormuşlar. “Hicivleriniz, zehir gibi olmasına rağmen, neden hicvettiğiniz kişilerin isimlerini vermiyorsunuz?”

Şair Eşref: “Numarasız gözlük gibi kullanılsın diye…” karşılık vermiş. “Bütün bozuk kişilere uygulanması için, öyle yapıyorum” diye de eklemiş. Maalesef şöhret müptelası, o kadar bozuk plaklarımız varken; hangisinin ismini vereyim ki?

İmam-ı Gazali Hazretleri, “Davet edildiğin yere gitmek vacip, davet edilmediğin yere gitmek ise hırsızlıktır” diye buyurur. Bu sözleri bana der-hatır ettiren sebep, Malatya’mızın boş ve kof gündeminin, bu minval üzere olmasıdır.

Malatya Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz günlerde Ankara’da güzel bir organizasyona imza attı. “Yolu Malatya’dan Geçenler” ismiyle düzenlenen organizasyon, Ankara İlbank Sosyal Tesislerinde’ydi. Katılımın hayli yüksek olduğu organizasyonda, Malatya’da görev yapmış bürokratlar bulunuyordu. Malatya’nın tanıtımı açısından önemli organizasyonlardan biri olduğuna inandığım gece, aynı zamanda Malatyalıların vefasının da göstergesiydi. Malatya’ya hizmet etmiş bir çok bürokratlarla hasret giderildi. 

Gayet başarılı bir şekilde yapılan organizasyon bittikten sonra, Malatya’mızın iş yapmayıp, boy gösterme meraklısı sivil toplum kuruluşu yöneticilerinden çatlak sesler yükseldi. İş yapmayan ve iş yapmak isteyeni de engelleyen zihniyet, yine davulu zurnayı kapmış, “Biz niye davet edilmedik?” tarzında feveran etmeye başlamıştı. 

“Biz niye davet edilmedik?” diye feryat-figan edenlerin cehaletleri bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Okumayan, okuduğunu anlamayan bu zevat, organizasyonun ismi olan “Yolu Malatya’dan geçenler”i de anlayamamıştı. Belki anlarlar diye bir açıklama yapayım: Yolu Malatya’da geçenler demek; Malatya’da yaşamayan, Malatyalı olmayan ve Malatya’ya bürokrat olarak gelen kişiler için kullanılıyor. Yani Malatyalı olmayıp, görevi icabı Malatya’da bulunan (Hakim, Savcı, Kaymakam, İl veya Bölge müdürü, Vali gibi) kişiler demek oluyor. 

Feryad-u figanla ortalığı birbirine katan zevatın derdi ne ola ki?.. Gündemi boş yere meşgul etmekten başka amaçları ne?


Kendisi henüz görevine Malatya’da devam eden Vali Bey’in bile bulunmadığı bir programda, sivil toplum kuruluşu başkan veya yöneticilerinin ne gibi bir ayrıcalığı olabilir? Kaldı ki; bunların hepsi Malatya’da doğmuş, büyümüş ve varlığını Malatya’da devam ettiren kişilerdir. 

“Ahde vefa” adına yapılan organizasyonu takdir etmek yerine, almışlar ellerine sazı-borazanı “Bizi niye davet etmediler?” türküsünü söylüyorlar. 

Malatyamızın en büyük sorunu, temsil yetkisinden yoksun ve liyakatsiz kişilere, koltukların teslim edilmesidir. Bunun böyle olduğunun en büyük kanıtı da, gündemde “zirve olayım” derken, “dipte gezinenlerin” varlığıdır.

Malatya için proje üreten, Malatya için çalışan ve Malatya’nın gelişmesi için didinen birinin “zaman fakiri” olması gerekir. Oranın-buranın yemeğini-gecesini kovalayacak vaktinin olmaması gerekir. O kişinin gece veya yemek kovalamak yerine, her yönüyle Malatya’ya katma değer sağlaması gerekir. Malatya-Ankara ve İstanbul arasında “mekik” dokuması gerekir. 

Anlaşılan, birileri programa davet edilmediğinizden dolayı, kulağınıza “adam yerine konulmadığınızı” üflemiş. Adam olduğunuzdan şüphe eden yok. Bence siz, sizi ilgilendirmeyen konuların peşine düşerek; kendinizi tartışılır konuma getirmeyin. Adamlık böyle şeylerde aranmaz. Atalarımız boş konuşmamış “Taş yerinde ağırdır” diye. Oturun, oturduğunuz yerde…

Bu arada dilin kemiği yok ya, o sebepten organizasyonun yapıldığı sosyal tesislere verilen ücret hakkında, çok absürt rakamları telaffuz etmişler. O rakamları duyunca, bir an için ben de sosyal tesisin çok pahalı bir yer olduğunu düşünerek, mantıksız buldum. Çünkü İstanbul’un en lüks otellerinde dahi, bahsedilen miktarın onda biri fiyatına böyle bir organizasyon yapmak mümkündür. Bari atarken, biraz destekli atın…

Bu yalanı geçtik de, bunlara inananlara ne demeli?.. Kaldı ki; gündemimizin “yemek” gibi basit şeyler olmasına, dün de itiraz etmiştim; bugün de itiraz ediyorum. Bu tarz meseleler, bize yakışmaz.

Selam ve dua ile
Fiemanillah