dore okulları
Malatya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.96
  • ALTIN
    2423.8
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64374.07$

Afganistan Gerçeği

17 Ağustos 2021, Salı 09:49
Afganistan Gerçeği




Afganistan zor bir coğrafya bu nedenle Afganistan’da yaşayan insanlar da zor şartlara alışık insanlar. Böyle şartlar insanları kaderci ve mutaassıp yapıyor. Afganistan’ın bir baştan diğer uca uçakla geçerken gördüğüm manzara, hayatımda hiç görmediğim yükseklikte ve sarplıkta dağlardı. Bu dağlar coğrafyayla birlikte insanları da bölüyor. Birbirinden uzak tutuyor. Hep denir ya Afganistan imparatorlukların mezarlığı diye. Son imparatorluk da Amerikan imparatorluğu oldu sanırım. Bunun yanı sıra Afganistan sadece dış güçlere değil kendi içinde yaşayan insanlara da mezar olmuş ve olmaya devam ediyor. Ülkenin bu zorlu coğrafyası Afganistan’ın İslam ülkeleri arasında uzun süre bağımsız bir ülke olarak yaşamasını da kolaylaştırmış. Fakat bu kez de ülke, kendi tarihi boyunca savaş lordları arasında süren sürtüşmelerle yaşamaya devam etmek zorunda kalmıştır. 

2.Abdülhamid Ruslar’ın güneye inmelerini engellemek için Afganlıları İngilizlere yanaştırmak istemiştir. Bunun için Abdülhamid’in gönderdiği heyete Emir Şir Ali Han Rusya bizim dostumuz, İngilizler düşmanımız diye cevap vermiştir.  İngilizler ise Rusya ile kendi nüfuz alanı arasına Afganistan’ı bir tampon olarak yerleştirmek istediklerinden tüm Afganistan’ı yanlarına çekemeyince Pakistan’ın Kuzeyini Afganlara vererek meşhur Vahan Koridorunu oluşturmuşlar. Bir ucu Çine dayanan bu koridor dünyanın en izole yerlerinden biri olarak hala haritada amacına hizmet ediyor. 

Bizde muhafazakârlar Afganistan’ı meşhur Cemalettin Afgani ile tanır.  Abdülhamid, çok zeki ve girişken biri olan Afgani’den Pan-İslamizm politikasında yararlanmak için onu İstanbul’da himayesine alır. Cemaleddin Afgani’nin İslam dünyası ile ilgili düşünceleri ise her bir ülkenin bağımsız olarak güçlenmesi ve İslam dünyasının tek bir imparatorluk değil federal bir yapılanmaya gitmesi yönündedir. Abdülhamid bunu hissedince onu yanından ve İstanbul’dan uzaklaştırır. Fakat Osmanlılar Afganistanlılara sıcak davranmaya, saygı göstermeye devam etmişler ve Abdülhamid dönemi de dâhil olmak üzere Afganistan’dan Türk ülkesine göçler hep devam etmiştir. 

Aslında Afganlılar demekte zorlanıyorum. Çünkü Afganistan ulusal bütünlüğe hiç sahip olamamış bir yer. Tarihi boyunca Peştun, Hazara, Tacik ve Özbeklerden oluşan bu bölünmüşlük hiç sona ermemiş.  Afganistan’da ki en büyük grup Peştunlar. Günümüzde Taliban’ın ana öğesini oluşturan Peştunların Özbekler ve Türkmenlerle arası iyi değil.
Afganistan satranç tahtasında Türkler General Raşit Dostum’un yanında yer almışlardır. Oldukça tartışmalı ve kimilerince güvenilmez bulunan Dostum Afganistan’da en organize olan gruplardan birini oluşturuyordu. Türkiye’deki muhafazakâr kesim dindar olmaması nedeniyle Dostum'a soğuk bakmışlardır. 

Bu karmaşa arasında Afganistan’da bütünlüğü savunan ılımlı liderlerde vardı bunların en tanınmışlarından biri olan Ahmet Şah Mesut Tacik asıllıdır. Ruslara kök söktüren bu komutan Türklerle ve Dostum’la da arası iyi olan bir liderdi. Taliban’a karşı en büyük direnişi gösteren bu komutan Kabil’i ele geçirmiş ve savunmasını üstlenmiştir. Fakat güvenilen ve sevilen bir lider olan Mesud bir suikastla ortadan kaldırıldı. Bir diğer başarılı isim ise Burhaneddin Rabbani dir. Mesud gibi Tacik asıllı olan Rabbani İslam dünyasında da saygı duyulan bir isim olmuştur. ABD Afganistan’a Talibanı devirmek bahanesiyle müdahale edene kadar BM nezdinde Afganistan’ı temsil eden devlet başkanıydı. Ilımlı, dengeli bir insan ve eğitimli bir İslam Hukuku profesörü olan Rabbani ise Taliban tarafından suikastla ortadan kaldırıldı. Türkiye’ye en yakın isimlerden biri olan Rabbani aslında kendi realitesi içinde Afganistan’ın son umuduydu. 

Bu kısa tarihe baktığımızda bile aslında bugün Afganistan’da kaybedenin sadece ABD olmadığını rahatlıkla anlayabiliriz. Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesinin hemen ardından Ahmet Şah Mesut’un oğlu Taliban’a karşı direniş çağrısı yaptı. Yani sözün özü Afganistan tarihi boyunca yabancı güçleri ülkeden dışarı çıkardıktan sonra barışa ulaşan bir ülke hiç olmamıştır. O nedenle Türkiye’nin Afganistan’a karşı oldukça dikkatli bir politika takip etmesi gerekiyor. 

Afganistan’ın bölgede en büyük rakibi ve düşmanı Pakistan. Pakistan Afganistan’ın ulusal bütünlüğünü savunan Özbek ve Taciklere karşı Peştunları destekliyor bu nedenle hep Taliban’ın güvenli cenneti oldu. Yani bir anlamda Pakistan Afganistan’da Türklere karşı diyebiliriz. Fakat Pakistan’ın kendisi ise Türkiye’ye dost. Buna karşın Türkiye’ye dost olan Afgan hükumeti Pakistan’a düşman, Hindistan’a ve Çin’e ise dosttur. Çin ise Hindistan’a karşı olduğu için Pakistan’ın yanında fakat Pakistan Afganistan’ın karşısında olduğu için Afganistan’la ilişkisinde dikkatlidir. İran’ın ise Talibanla geçinmesi zor, ama Çin’le arası iyi, fakat Pakistan’la kötü. Özellikle büyük satranç tahtasında önemli bir yeri olan Afganistan konusunda soğukkanlı hareket etmekte fayda var.