dore okulları
Malatya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.38
  • EURO
    35.11
  • ALTIN
    2326.3
  • BIST
    9117.07
  • BTC
    70104.96$

"Ayı ile yatağa girmek"

03 Kasım 2022, Perşembe 10:38
"Ayı ile yatağa girmek"

 

 

 

Rusya’nın ABD’deki seçimlere ve İngiltere’deki Brexit’e siber yeteneklerini ve kamuoyunu etkileme araçlarını kullanarak müdahale ettiği yönünde ciddi şüpheleri ve suçlamaları işitmiştik. Haliyle bu kapsamda Rusya’nın Türkiye’de yaklaşan seçimleri bir şekilde etkilemeye çalışıp çalışmayacağı bir soru olarak insanın hatırına gelmiyor değil. Bu konudaki şüpheleri tetikleyecek bir olay bu tahıl koridoru hadisesi olabilir mi? Şöyle ki:

Temmuz ayında imzalan tahıl koridoru anlaşması Türkiye ve sn. Cumhurbaşkanının bir başarısı olarak iç ve dış basında yer aldı. Fakat birkaç gün önce Rusya birden bire tahıl anlaşması bağlamında yapılan sevkiyatı tek taraflı olarak durdurduğunu duyurdu. Haber Türk’ün bildirdiğine göre; Rusya’nın İstanbul Başkonsolosluğu bu konuda  "Rusya'nın Dünya gıda piyasalarındaki durumu istikrara kavuşturmaya yönelik attığı adımlara rağmen, söz konusu "Kolektif Batı", ayrım gözetmeksizin Rusya'yı küresel gıda güvenliği krizini derinleştirmekle suçlamaya devam ediyor." gibisinden muğlak bir açıklama yaptı.

Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov ise; Rusya’nın Karadeniz Tahıl Girişimi anlaşmasını askıya almasına ilişkin, "Anlaşma pek yürütülebilir değil, Ukrayna'nın adımları anlaşmaya zarar verdi." ifadelerini kullanmış. "Tahıl anlaşması riskli ve garanti altında değil" diyen Peskov, anlaşmayı hangi şartlarda sürdürebilecekleri konusunda sorulan soruyu ise yanıtlamamış.  
HaberlerCom sitesinde yer alan bir başka habere göre; Putin, tahıl gemilerinin fakir ülkeler yerine Avrupa'ya gittiğini ifade ederek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la konuyu görüşeceğini dile getirmiş. Yine başka bir iddiaya göre Rusya, anlaşmadan vazgeçmesinin sebebi olarak son zamanlarda Karadeniz'de bulunan Rus filosuna yapılan saldırıları ve göstermiş.   Bir başka açıklamaya göre gemilerinin yaşadığı güvenlik sorunları ve kendi gübresini dünyaya satamadığı gerekçesi de bu kararda etkili olmuş. 

Neticede 29 Ekimde başlayan bu kriz Sn. Erdoğan’ın girişimleri üzerine yeniden çözüldü. Türkiye basınında bu haber Sn.Erdoğan’ın büyük bir diplomatik başarısı olarak duyuruldu. TRT’ye göre dünyadan Türkiye’ye tebrik yağdı.  Cumhurbaşkanının kendisi ifadelerine göre  Türkiye yapılmış olan bu anlaşma sayesinde “Küresel gıda krizinin nispeden azalmasını sağladı”. “Bu buğdayların, açlık tehdidiyle karşı karşıya olan ülkelere ulaştırılması konusunda gayret gösterdi” ve son krizde de “Türkiye’nin göstermiş olduğu diplomatik başarılarıyla Türkiye yüzyılı deniz feneri mahiyetinde bir rehber olma”  eğiliminde.

Tüm açıklamaları kısa bir süreliğine kenara bırakıp tahıl sevkiyatının işleyişine baktığımızda önümüze çıkan tablo şu şekilde. Anadolu Ajansının verdiği habere göre bu anlaşma yürürlüğe girdiği günden itibaren 105 gemi Ukrayna limanlarından ayrıldı. Bunların 66’sı henüz varış noktalarına ulaşmış değil. Haberde bunların nerelere gittiğine dair bir bilgi yok. Fakat hedefine ulaşmış olan 39 gemiden 21’i yükünü Türkiye limanlarına boşaltmış. 3’ü Romanya’ya, 4’ü İtalya’ya,1’i İspanyaya, 4’ü Mısıra, 1’i İsrail’e, 1’i ise tüm bunlar arasında fakir diye adlandırabileceğimiz tek ülke olan Cibuti’ye ulaşmış. Dolayısıyla bu anlaşmanın şuana kadar en çok Türkiye lehine işlediği aşikâr. 

---

  https://www.haberturk.com/rusya-tahil-koridoru-anlasmasini-askiya-aldi-diplomasi-trafigi-suruyor-3534753?page=4
  https://www.haberler.com/haberler/rusya-neden-tahil-koridoru-anlasmasindan-cekildi-15394273-haberi/
  https://www.trthaber.com/haber/gundem/tahil-krizi-istanbulda-cozuldu-turkiyeye-tebrik-yagdi-696609.html
  https://www.ntv.com.tr/turkiye/cumhurbaskani-erdogandan-rusyanin-tahil-anlasmasi-karariyla-ilgili-aciklama,LD-HsSU5BUGqi4f-zO0m5A

---

Şimdi bu noktadan sonra olayın seyrine baktığımızda 29 Ekimde başlayıp 2 Kasım gibi biten 3-4 günlük kriz sırasında Türkiye mili savunma bakanının da dahil olduğu bir görüşme trafiği ile sorunu çözdüğünü duyurdu.

Şimdi hani derler ya “şeytanın avukatlığını yapacak olursak” hatıra gelen şu. Durup dururken çıkan bu kriz Putin’in Türkiye’de gerçekleşecek olan seçime etki etme çabası olabilir mi? Bu yolla Putin sn. Erdoğan’a destek mi verdi, yoksa hedefine ulaşan gemilerin yaklaşık %60’ı Türk limanlarına yükünü boşalttığına göre Türkiye’yi üstü örtülü bir şekilde etki altına almaya mı çalışıyor? Veya her ikisi birden mi? Yani Putin “bir taşla iki kuş” mu vuruyor? Hatta Putin’in mahareti bir taşla üç veya dört kuş vuracak kadar gelişmiş mi?

Çünkü Türkiye’nin bu savaşta Ukrayna’ya da destek verdiği göz önüne alınırsa, Rusya bu dengeleri Türkiye’deki seçimleri bir fırsat olarak değerlendirip kendi lehine etkilemeye çalışabili veya Türkiye,  kamuoyu gururu okşanarak farkında olmadan bir noktaya doğru çekiliyor olabilir mi acaba? 

Ayrıca Putin bu son krizin çözülmesinin ardından bir açıklama yaparak Ukrayna'nın Karadeniz'de saldırılarını tekrarlamayacağının garantisini vermesini talep etti. Putin bu yolla işgal ettiği Ukrayna topraklarında kendisine yönelik bir saldırı olmaması yönünde garip bir istek sergiliyor. Acaba böyle bir garanti talebiyle Rusy bu bölgenin işgalini tahıl koridoru gibi insani bir anlaşma üzerinden ve Türkiye’nin “zafer sarhoşluğu” arasında zımmi bir biçimde (en azından Türkiye nezdinde ) meşrulaştırmaya mı çalışıyor?

Şimdiye kadar (yani yakın zamanda diyelim) Rusya ile olan ilişkilerimizi dikkate aldığımızda Rusya’nın her defasında nasıl karlı çıktığını göz önüne alırsak “ayı ile yatağa girmenin” bize ne gibi sonuçlar doğurduğunu veya doğuracağını dikkatlice düşünmemiz gerekiyor. Ayrıca, seçim sürecinin zorlukları milli çıkarlarımızı zedelememeli. 

Bu vesile ile bir ikazda bulunmakta fayda var dış politikayı seçim malzemesi yapmasak iyi olur. Çünkü dış politikanın sonuçları siyasi partilerin görev sürelerini hatta ömürlerini aşan bir etkiye sahiptir.