dore okulları
Malatya
18 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.52
  • EURO
    34.76
  • ALTIN
    2489.3
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    62454.95$

Bir gün CHP'yi savunacağım aklımın ucundan geçmezdi!...

23 Şubat 2019, Cumartesi 05:44

 

 

Şahsımı tanıyan, bilen, yaptığımız çalışmalara şahit olan, nasıl bir Ak Partili olduğumu bilir. Bilmeyenler de, Ak Partinin kuruluşundan bugüne kadar geçen zaman içerisindeki yazılarıma, televizyon programlarıma, bana açılan davalara baktıklarında, tartışma götürmez Ak Partili olduğumu göreceklerdir. Ama hiçbir zaman AKP'Lİ olmadım, Parti fanatiği hiç olmadım… Reisi nasıl ölümüne savunduğumu, seçimlerde hangi bedelleri ödediğimi, Ya Rabbi! Haktan ayrılmadığı ve adaletle hükmettiği müddetçe sen ömrümü al, Recep Tayyip Erdoğan'a ver dualarıyla bitirdiğim makalelerimi de göreceklerdir.

 Bunu hayatımda ilk defa neden yazıyorum biliyor musunuz!?..

Son zamanlarda dost düşman fark edilmeksizin sosyal medyada yapılan paylaşımlardan dolayı takibe alınan, ifadelere çağrılanların sayısı o kadar arttı ki, bu beyanda bulunmadan geçemedim. Gerçi karşıma bir bayan dikilse, söylediğimin aksini söylese, Sayın Aile Bakanının, “Kadının tek başına beyanı yeterlidir” buyruğu gereği, yinede hakkımdan gelirler!. İfade vermekten yada hapishaneden korktuğum için değil, hayata bakışımın değişmesinden, müslümanlarla ilgili kanaatimden, bedel ödeyerek bir yerlere gelenlerimiz için bu sefer yine bedel ödeyerek oradan indirmekten korktuğum için bu açıklamayı yapma zorunluluğu hissettim. Bugün bir yazıdan, bir paylaşımdan dolayı kapıma polis dayanmasın, 28 Şubatlar gözlerimin önünde yeniden canlanmasın diye böyle bir giriş yaptım. Çünkü biz, “Yola çıktıklarımızı, çoktan yolda bulduklarımızla değiştirdik”

 KILIÇDAROĞLU, çöp konteynırı içerisinde bir şeyler toplayan bir kadının fotoğrafını izinsiz almış, basmış ve üzerine kısa bir konuşma yapmış. 21. yüzyıl Türkiyesindeki manzaraya bakın demiş!. Keşke yapmasaydı!. Keşke demeseydi!. Keşke o fotoğrafı göstermeseydi!.

Eminim ki onun da kastı, o kadını rencide etmek değil, iktidara biraz yüklenmekti!. Belki böyle bir sonuç doğacağını bilseydi o da bu fotoğrafı göstermeyecekti!. Ama hakikat şu ki, binlerce insan bu ülkede çöpü karıştırarak, pazar atıklarını toplayarak evine ekmek götürmeye devam ediyor. Her taraf öyle güllük gülistanlık da değil!.

 Bugüne kadar yapılmış güzel şeyler var, yapılmamış veya yapılamamış şeyler de var!. Kılıçdaroğlu'nun yaptığı bu hata ile bazı hakikatlerin üzeri de kapatılamaz. Keşke o fotoğraf yerine bu ülkede ekmeğini çöpten çıkaranlarla ilgili bir teknik ve istatistiki bir bilgi verseydi!. Ya da çöpten ekmek toplayan onlarca fotoğrafı alıp üstünü mozaikleyip öyle havaya kaldırsaydı kimse rencide olmasaydı!. Demek ki eldeki ekip bu kadarını yapabilmiş!...

 Fakat garibanım nereden bilecekti ki, çöpü karıştırırken kimsenin umurunda olmayan, Kılıçdaroğlu tarafından işaret edilince bu kadar kıymete bineceğini!... Şahsen bende olsam o an düşünemezdim. Ama seçim öncesidir ya, malûm herkes oy peşinde, sözler daha etkili olsun, daha iyi muhalefet yapılsın diye herkes görsel objeler kullanıyor. O da bu fotoğrafı izinsiz kullanmış!. Bu bir hatadır, düzeltilip kapatılmalıydı!...

 Ama gel gör ki;

Bu kadını ekranlara çıkarıyorlar, canlı yayınlara bağlıyorlar, sanki Kılıçdaroğlu'nun rakibiymiş gibi demeçler verdiriyorlar!. Ülkenin birinci meselesi gibi haber yapıyorlar!. 15 Temmuz darbesini yapanların başını yakalamış getiriyorlar gibi bir telaş bir telaş!... Altı üstü mağdur olduğuna inanılan, çöpten ekmek toplayanlar var bu ülkede ey iktidar! Sen ne ile övünüyorsun hâlâ demek için, havaya kaldırılmış bir fotoğraf karesi!...

Olmaz olaydı!. Göstermez olaydı Kılıçdaroğlu bunu!...

 Kim ne yapıyor veya yapmak istiyor bilmiyorum ama, bir gazeteci olarak detaylara bakıp, bir iki cümle aralarını irdelemek isterim;

Kadıncağız verdiği bir röportajında cümle arasında; “Avukat temin edildi, davacıyım” diyor!. Yani avukatı birileri tutmuş!!!...

“Tazminat alacağım ve sokak hayvanlarına barınak yapacağım” diyor.

Belli ki birileri davayı kazanacağını da söylemiş!. Alacağı tazminatla ne yapacağını da kulağına fısıldamış!. Aman Ya Rabbim! Bu ne çirkef haberler ki, bir çok kanalda sadece mide bulandırıyorlar!...

Farzedelim ki, bu kadın ihtiyaçtan bunu yapmadı. Bu kadar büyütülecek bir olay mı!?.

Bizim başka derdimiz yok mu!?.

CHP'Yİ eleştirmekten, onlara bağırmaktan, küfretmekten, rencide etmekten, ötekileştirmekten, alay etmekten, yalancı demekten başka işimiz yok mu!?.

Temcid pilavı gibi her gün aynı şeyleri elli defa söyleyip önümüze koymaktan başka yapacak bir işimiz yok mu!?.

Daha dün Mısır'da dokuz genç, suçsuz olarak idam edildi. Müslüman oldukları için annelerinin gözleri önünde ölüme götürüldüler. Haberini niye yapmıyorsunuz!?. Fındık kabuğunu doldurmayan kıytırık haberleri yapıyoruz da, ümmet ağlıyor, neden haberimiz olmuyor!?.

Dün medya elimizde değilken dünyadan haberdardık. Bugün televizyonların hepsi bizim, ama dünyadan haber alamıyoruz. Neden acaba!?...

Farzedelim ki bu kadın hayvanlar için çöpten bu yiyecekleri topluyor!. Yahu gözümüzün önünde koca çöp konteynırı yere serilmiş ve kadın içine girmiş!. Bu manzara bu ülkede yaşanmış, yakışıyor mu bize!?...

Niye birileri demiyor ki;

Yahu teyzem, hayvanlara yiyecek götürmek için çöp konteynırlarını mi devirmelisin!?...

Çöplere atılan döner atıklarını sen mi toplamalısın!?.

 Kadıncağız cümle aralarında yine diyor ki:

“Bir komşumun köpeği var, diğerinin kedileri var, onlar için topluyorum...”

E peki be teyze, sana mı kalmış sahipli hayvanlar için çöp bidonlarını devirip yiyecek toplamak!?...

Sahipleri olduğuna göre sana ne hacet!?.

Kedi köpek besleyemeyecek durumda olsalardı, bu hayvanları sahiplenirler miydi!?...

Velhasıl kafam bu konuyu da, bu haberi de almadı...

 Eğer ortada rencide edilmiş bir durum varsa, bunu daha fazla ayyuka çıkarmaya, daha fazla teşhir etmeye, röportajlar yapmaya, devletin ajansını çağırıp haberini servis etmeye, sokaklarda mahkemeler kurmaya kadar götürülmemeliydi!...

Amaç üzüm yemekse şayet!. Ama amaç bağcıyı dövmekse orasını bilmem!!!...

 Fakat belli ki birileri değil, bütün partiler süreçte çöpten bile oy devşirmeye çalışıyorlar!.

CHP dönemlerini de gördük!. Yoksulluk ve sefalet yıllarını unutan mı var!?. Kuyrukları en iyi bu millet bilir!. Şimdi de başladı!. Hıyarı, patlıcanı kotalı, yani en fazla üçer kilo alarak, iki lira düşük almak için saatlerce kuyrukta bekleyenlerimiz yok mu artık!?.

Tanzimler nedir!?. Bataklığı kurutmayıp sinekleri öldürmektir!. Bu ülkede sadece patlıcan biber mi tüketiliyor ki, yedi tane sera sebzesi için Bakanlarımız açıklamalar yapıyor, millet heyecana getiriliyor, kurtulduk artık! Fırsatçıya, stokçuya geçit vermeyeceğiz diyoruz!. Yani bu ülkede her şeyi herkes kendisi yapıyor, rahat alıyor, fiyatlar gayet uygun, Sadece bu sebzeler pahalı, soğanı domatesi de devlet temin ediyor, öyle mi!?.

Vallahi ne onların, ne de bu haberleri yapıp birilerine şakşakçılık yapanların umurunda değil çöpten ekmek toplayanlar!...

Seçim öncesidir, oy telaşı domatese, hıyara, patlıcana, poşete ve çöpe kadar inmiş!...

 Başka bir ülkede bunlar yaşanır mı bilmem ama bize yakışmıyor!. Bir çuval inciri berbat ediyorlar. Bana göre denizin altından tüneller yapıp yollar götüren, üstünde köprüler kurup kıtaları birleştiren, tüneller açan, duble yollar yapan, dünyanın en büyük havalimanının açılışını yapan bir iktidar, bu tür şeylerden medet ummamalı!.

Belki de ummuyor. Şakşakçılar, goygoycular, ekmeğini yağcılıktan kazananlar, bir şeyler yapıyorum için iş başındalar kim bilir!. Ama birileri bilmeli bunları!. Oy uğruna bu tür haberler, her ne kadar cahilleri ve fanatikleri etkilese de, bu iktidarda büyük yaralar açar!.

 İktidarın bu kadar küçük şeylerle uğraşacak vakti olmamalı!. Bu kadar ucuz reklama, bu kadar düşük kaliteye talip olmamalı!.

Reis çıkıp argo tabirle, noluyor lan size!? 17 yıldır yaptıklarımızı anlatmak neyinize yetmiyor!? Anlattınız bitti de bugün reklamımız, tanıtımımız çöpe mi kaldı demeli!. Hatta bu haberleri yapanların yanına kâr bırakmamalı. Sanki yapacakları, anlatacakları bir icraat kalmamış gibi CHP'NİN gösterdiği bir fotoğraftan medet umuyorlar!.

 Unutmayın; Bu millet fakir, cahil, zayıf, güçsüz olabilir. Ama her şeyi görüyor ve biliyor. Bu kadar telaş boşuna değildir. Tatil zili çalıyor gibi!. Sanki bu millet Ak Partiyi bir süreliğine tatile gönderecek havası var!. Çok yoruldunuz biraz dinlenin der gibi. Hepinizde toptan metal yorgunluğu var sanki!. İyi dinlenin, akıllanarak tekrar öyle gelin sandığa diyecek gibi!. Boş beleş sözler, bu tür haberler milleti etkilemeyecek gibi!…

 Devletin başındakilere nasihat edilmez. Fakat bunlar bizim derdimiz, ve acizane gördüklerimizdir. Bir şey olursa devlete değil, iktidarda olanlara olur. Muhalefetin de kaybedecek bir şeyi yoktur zaten. İktidar değiller ki kaybettik desinler!. Ama kaybederse, iktidar kaybeder. Onların kaybı ise, muhalefetin kazanması demektir. Ak Parti kaybedecek propaganda dilini değiştirmelidir. Kimseyi ötekileştirmemelidir. Elinin zayıfladığı bu günlerde, ilk günlerdeki gibi, hatta daha fazla kucaklayıcı olmalıdır.

 Sayın Cumhurbaşkanım diyor ki:

“1994 ruhuyla sandığa gidin.”

Allah muhafaza Reis!... Millet o ruhla sandığa giderse Ak Partiye kaç tane oy verir!?. Kendilerine oy verilecek o günden kaç kişi kaldı elimizde!?.

O ruh, şarabı marka yapacak adaya oy verir mi!?.

O ruh, zinayı yasalaştıran iktidara oy verir mi!?.

O ruh, faizcilere oy verir mi!?.

O ruh, rüşvetçilere oy verir mi!?.

O ruh, ailenin temeline dinamit koyanlara oy verir mi!?.

O ruh, ehliyet ve liyakati olmayanlara oy verir mi!?.

O günkü teşkilatları, o günkü milli görüşçüleri, o günkü müslümanları geri getir. O ruh kendiliğinden ortaya çıkar. Ama rica ve minnetle o ruh asla geri gelmez.

 Reis!

Vallahi bizler seni kendimizden daha çok sevdik. Kimseye vermediğimiz desteği sana verdik. Kimseye inanmadığımız kadar sana inandık. Kimseye etmediğimiz kadar sana dua ettik. Kimseye güvenmediğimiz kadar sana güvendik. Sadece Türkiye'nin değil, ümmetin umudu oldun. Seninle yükselişe geçtik. Seninle başımız dimdik oldu. Ama her ne hikmetse son zamanlarda her şey farklı oluyor!.

Bizden uzaklaştın sanki!.

Sana ulaşamıyoruz!.

Dua bile edemiyoruz sana!.

Sen mi, yoksa biz mi değiştik!?.

Biz değişmedik Reis. Çünkü biz olduğumuz yerdeyiz. Davayı beraber yüklendiğimiz,  fakat sırtımıza birilerinin binip yukarılara tırmandığı yerdeyiz hâlâ!.

Zengin olmadık!.

Yatlarımız, katlarımız olmadı!.

Özel uçaklarımız yok.

Tır filolarımız yok!.

İsrail'e mal taşıyanımız yok!.

Gemilerimiz yok!.

Metreslerimiz, dostlarımız yok!.

Amerika'da yer almadık!.

Başka ülkenin vatandaşı olmadık!.

Biz dava için gidiyoruz, siz cephede bekleyin, nöbete devam dediniz. Bizlerde hala nöbetteyiz, gidenleri bekliyoruz!.

 Ne olduysa sizlere oldu!. Yukarıya çıkanlara oldu. Zaten biliyorduk fazla yukarı çıkmanın iyi olmadığını. Düşüşü çok kötü olurmuş!. Tecrübe etmemişiz ama başkalarının tecrübelerini biliyoruz.

Şimdi orada neler oluyor!?.

Neden uzaktasınız!?.

Neden görüşemiyoruz!?.

Bizi görüyor musunuz!?.

Davamızı biliyor musunuz!?. Yoksa biz de nöbet yerini terk edelim mi!?. Zaten çoğu gelmezsiniz diye gitti. Kalanlar da gitsin mi!?.

 Bu gidişle kimse kalmayacak Reis!. Dün bize sövenlerle aynı saftasın!. Etrafındakiler ürpertiyor bizi!. Salınan korku seli bizi yutacak gibi!. Zorla itaat ettirmeye çalışıyorsunuz!. Allah'ın mülkünde, herkese istediği ilahı seçme hakkı veriyorsunuz. Ama Ak Partiden başka kimseye oy verme hakkı vermiyorsunuz!...

Nedendir bilmiyoruz!...

Bize verdiğiniz geçici bir dünya metaı idi, onuda bugün alıyorsunuz. Baştan beri biliyorduk ki bu bizden alınacak!. Sizde biliyordunuz geçici olduğunu!. Dünya geçici, CHP'YE kalmamış Ak Partiye hiç kalıcı olur mu!?...

 Reis!

Bizi korkutuyorsunuz!. Etrafınızdan korkuyoruz!. Yalnızlığınız bizi ürkütüyor!. Gidişatımız hiç hayra alamet değil!. Ama Yüce Allah'ın şu ayeti bize teselli oluyor:

“Hoşunuza gitmeyen şeyler vardır ki, o sizin için hayır, hoşunuza giden şeyler vardır ki, o sizin için şerdir. Allah bilir, siz bilemezsiniz”

 Fi Emanillah…

Ebuzer AYDIN

“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”