dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    34.99
  • ALTIN
    2461.1
  • BIST
    9886.72
  • BTC
    64422.64$

BİR TEKLİF

24 Temmuz 2018, Salı 21:51

 “Ziraat Fakültesinin” devredildiği Malatya Turgut Özal Üniversitesi için; Atatürk Üniversitesi “Ziraat Tarım Makinaları” Bölümünde mezun olan, Prof. Dr. İbrahim Gezer neden rektör olmasın? Bence Malatya milletvekilleri liyakati ve ehliyeti yerinde olan İbrahim hocamızı evvela “ikna” edip; sonrasında ise Devlet Başkanımıza “arz” etmeleri; gayet makul olur kanaatindeyim.


OKUYUCULARIMDAN ÖZÜR...

Star gazetesinden Kemal Gümüş ve Yenişafak gazetesinden Çağlar Çağatay ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Malatya programından ötürü; her Pazartesi günü yayınlanan yazımı yetiştiremedim. Bu sebepten okuyucularımın beni mazur görmelerini arz ederim. Hassaten İnönü Üniversitesi rektörümüz Ahmet Kızılay ve Battalgazi Belediye Başkanımız Selahattin Gürkan'ın göstermiş oldukları misafirperverlikten dolayı da kendilerine teşekkür ederim.

ALİ KAZGAN MUHTAR OLUR MUYDU?
Misafirlerimizle birlikte Akçadağ'da bulunan “Levent vadisine” gittik. Sonrasında ise Akçadağ'a uğrayınca; Akçadağ Belediye Başkan'ı Ali Kazgan ile ilgili hayli şikâyet işittik. Ali Kazgan hakkında “Malatya Milletvekilliği ve Belediye Başkanlığı için aday adayı olan Ali Kazgan'ın nihayetinde Akçadağ belediye başkanlığı için aday olmasına çok taaccüp etmiştim. Acaba Akçadağ'a  belediye başkanı yapmasalardı; Ali Kazgan'ın tepkisi nasıl olurdu?” şeklindeki soruma Akçadağlı bir vatandaşımız “Her halde bu defa da “muhtarlık” için başvuruda bulunurdu” diye cevap verdi.

CUMHURİYETTEN BU YANA EN ÇOK HİZMET YAPAN BAŞKAN
Battalgazi Belediye Başkanımız Selahattin Gürkan, bana ve gazeteci misafirlerimize yaptıkları hizmetleri anlatınca; Battalgazi belediye binası gibi dev asa bir hizmeti, on üç ay gibi kısa bir zamanda yapmış olması çok dikkatimi çekti. Normalde bu süre Malatya şartlarında “imkansız” olsa gerek.. Ayrıca 150 milyona mal edilebilecek bu eseri; zamanında yaptığı müdahale ile 30 milyon gibi düşük bir maliyetle yapması, hakikaten taktire şayan. Yapılan hizmetleri gördükten sonra, Selahattin Gürkan hakkında şu şekilde bir değerlendirmem oldu:

-Cumhuriyet tarihinden bu yana yapılan hizmetlerin en az “kırk katını” dört yıllık hizmet süresinde yapması...

-Bu eserleri çok ama çok kısa bir “zaman diliminde” hizmete açması

-Yapılan onlarca eser gibi “reel” bir gerçek varken; belediyenin “borcunun” dahi bulunmaması...

KEBABIN KÜTÜĞÜ MALATYA'DAYMIŞ...
Malatya'da Bakırcılar çarşısında bulunan meşhur “Öz Güngör”  zırh kebapçısına uğradığımız için misafirlerimiz çok memnun kaldı. Malatya'nın “Gurmesi” olan Valilik Basın müdürü İbrahim Halil Kılıç bu durumu şu şekilde yorumladı: “Kebabın, doğum yeri Adana; Nüfusa kayıtlı olduğu yer Gaziantep ama Malatya'da ise kütüğü var

BAKANLIĞIN MALATYA'YA YANSIMASI...
Malatya milletvekili Bülent Tüfenkci'ye Bakanlığının Malatya'ya yansımasını sordum. Aldığım geniş cevabı, icmalen nakledeyim:

-Kuzey çevre yolu

-Onkoloji hastanesi

-Turgut Özal Üniversitesi

-Soğuk hava depoları, kayısı için lisanslı depolar ve daha niceleri...


ALLAH MESUT ETSİN

A Haber Yurt Haber Müdürü Kerim Ulak'ın kız kardeşi dünya evine girdi. Davetli olduğum düğüne katılma imkanım oldu. Allah mesut ve bahtiyar etsin. Cenab-ı hak ağızlarının tadını bozmasın. Her şey gönüllerince olsun...


HACI BAŞKAN SİNERJİ RUHLU...
Malatya Büyükşehir Belediyesinin düzenlemiş olduğu “Birlikte yürüyeceğiz” toplantısı ile ilgili kanaatimi inşallah nasip olursa  önümüzdeki günlerde yazmayı planlıyorum. Geçenlerde AK Parti Genel Başkanımız Öznur Çalık'a, Hacı Uğur Polat hakkındaki kanaatimi şu cümlelerimle anlatmıştım: “Hacı Başkan; vizyon sahibi, entelektüel ve  muamelatta idareci bir kişidir. “Akıllı insan, insanlarla iyi geçinendir” hadis-i şerifini şiar edinmiş bir şahsiyettir." Zaten yapılan toplantıda; Malatya'nın kanaat önderlerinin, Muhtarlarının ve STK Başkanlarının davet edilmesi ve 112 acil eylem planının anlatılması; bana göre onun “sinerji ruhlu” olduğunun bariz örneğidir.

44_5


SOFİZM'İN GERÇEK YÜZÜ
(Akşam gazetesindeki köşe yazım)

990'lardan itibaren, Amerika merkezli batılı devletler tarafından; İslam ülkelerinde “sofizm” hareketini canlandırıp; Müslümanları “cihat” ruhundan uzaklaştırmak ve pasifize etmek için yapılan her türlü çalışmaya destek vermişlerdir. Bu destek sonucunda ise; hesap rakamlarına sığmayacak miktarda para; PakistanAfganistanIrakSuriye ve Türkiye'ye gönderilmiştir. Bu ülkelerde paranın teslimat adresi ise; o bölgelerde nüfusu kuvvetli ve etki alanı geniş hocalar(!) ve şeyhler(!) olmuştur. Günümüzdeki şeyhlerin ve hocaların “batı sempatizanı” olması, Kur'an ‘sız ve hadis siz bir dini yayma çabaları; yalnızca  “sofizmden” ibaret bir İslamiyet'in halka anlatılması ve halkın sadece bu yönden yetiştirilmesi(!) istenmiştir. Hatta bundan bir kaç sene evvel bir tarikat liderinin Amerikalı bir heyet tarafından cezaevinde ziyaret edilmesi  ve “Size Mısır'da, Pakistan'da ve Afganistan'da medreseler açalım” şeklinde bir teklifle gidilmesi; o tarikat şeyhinin de bu olayı televizyon ekranlarında canlı yayında itiraf etmesi; bu iddiamın en bariz delillerinden biridir.

Sofizm ile “ılımlı İslam” projesi aynı muhteviyata sahip ve eşdeğer projelerdir. Son dönemlerde sofizmin diğer bir versiyonu olan “ılımlı İslam'ın” temsilcisi kabul edilen soytarının maskesinin düşmesiyle, batılı devletler oyunlarını devam ettirmek için; bu sefer de yeni birilerini nazara verip, İslam aleminde sofizm hareketini canlandırmaya başlamıştır. Ülkemizde İslam'ı temsil eden “bazı kurumların” içine de batının beslemesi “müsteşrikler” nüfuz ederek, bir kısım alimleri yanlarına çekmenin gayreti içerisine girmişlerdir. Türkiye'de sofizm maskesi altında, İslam dinine tıpkı FETÖ gibi yeni bir “darbe” yapılarak tahrif edilmek isteniyor. Üst akıl bu oyununu ve projesini Müslümanlara hiç hissettirmeden; sofizm perdesi altında bitirmek istiyor. Dedikodudan, yalandan, keşfu-kerametten ve bir kısım menkıbelerden ibaret bir İslamiyet'i  Müslümanlara kabul ettirmek istiyorlar. Sofizm ile yalan ve cerbezeyi iyi kullanan bir kısım şeyhler “Ben İsa'yı ve  Musa'yı gördüm” gibi yalanlarla; sözde kerametlerini(!) anlatarak halkı kandırmayı ve hurafelerden ibaret bir dini hakim kılmayı istiyorlar. Bunlar sofizmi getirmek için bir kısım dışı süslü, içi kof sözlerin arkasına saklanıyorlar. “Biz herkesin ahlaklı ve erdemli olmasını istiyoruz; biz ahlaklıyız ve küresel barış istiyoruz. Yahudileri, Hristiyanları, hatta Müşrikleri de hoş göreceğiz. Çünkü biz masivadan vaz geçmişiz. Masivadan vaz geçen ve Lailaheillallah diyen herkes birdir ve eşittir. Hepimiz Allah'ın kuluyuz ve birbirimizi hor görmeyiz” gibi aldatıcı sözler söyleyip; bu inancı yavaş yavaş kabullendirmeye; neticede ise iman ve küfür farkını ortadan kaldırıncaya kadar yerleştirmeye çalışıyorlar. “Her şeyi hoş göreceksin, çünkü; her şeyi Allah yaratmış” diyorlar. Böyle bir inanç yerleştiği takdirde Kur'an'ın tüm ahkamı silinir ve bir tek hükmü bile kalmaz.

KUR'AN'IN AHKAMI NEDİR?

Yazının devamı için gelecek linki lütfen tıklayın: https://www.aksam.com.tr/pazar/sofizmin-gercek-yuzu/haber-756872





Selam ve dua ile...

Fiemanillah