Bir Valinin Vicdanı Üzerinden Devletin Karakter Beyanı
06 Ekim 2025, Pazartesi 17:50
VALİLİK MAKAMINDAN VİCDANIN SESİ YÜKSELDİ
Türkiye’nin son yıllarda yetiştirdiği en vakur, en devlet aklına sahip yöneticilerden biri olan İstanbul Valisi Davut Gül, bir kez daha farkını ortaya koydu. Gazze’ye insani yardım götürmek için yola çıkan Sumud Filosu’nda yer alan ve sonrasında yaşanan karışıklık nedeniyle gündeme gelen Erdem Özveren adlı aktivist hakkında yapılan tartışmalara, Davut Gül’ün açıklamaları adeta bir vicdan manifestosu niteliğinde oldu.
Vali Gül’ün, “Ben sadece kamu görevlilerinin değil, herkesin valisiyim” sözü; bürokratik bir açıklama değil, devleti yeniden halkın yüreğine taşıyan bir duruştu. Bu söz, makamın değil, insanlığın konuştuğu andı. Çünkü devletin gerçek itibarı; gücünden değil, merhametinden gelir. Davut Gül, o merhameti hatırlattı.
GAZZE İÇİN YOLA ÇIKANLARA VEFANIN ADI: ERDEM ÖZVEREN
Erdem Özveren’in Sumud Filosuna katılması, sadece bir aktivizm eylemi değil; insanlık onurunun sesi olma çabasıydı. Gazze’de her gün yüzlerce çocuk, kadın ve sivil katledilirken, Özveren gibi isimlerin “küresel vicdan” adına bedel ödemeyi göze alması, bir cesaret değil, bir ahlak çağrısıdır. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz şöyle buyurur:
“Kim bir canı kurtarırsa, bütün insanlığı kurtarmış gibi olur.” (Maide Suresi, 32. Ayet)
Ne var ki, modern dünya, Filistin’deki soykırımı “normal”leştirmeye çalışırken, bu davaya gönül veren her ses tehdit olarak görülüyor. Türkiye’de ise devletin tepe yöneticilerinin bu duyarlılığa sahip çıkması, hem insanlık hem de milli şuur adına önemlidir. Davut Gül, bu anlamda bir bürokrat değil; bir ahlak temsilcisi gibi davrandı.
MEDYANIN GÖZÜYLE: GERÇEĞİN ÖTESİNDEKİ ALGI
Ne yazık ki, bazı medya organları bu olayı bir “gözaltı” gibi yansıttı. Oysa gerçekte ortada sadece bir “kayıp bulunma tutanağı” vardı. Bir vatandaşın kayıp ilanı sonrası yapılan rutin işlem, birkaç saat içinde çözüldü. Ama belli çevreler, bu durumu devletin Filistin davasına duyarsızlığı gibi göstermek istedi.
Oysa gerçek tam tersidir. Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yıllardır Filistin meselesinde en net, en dik duruşu sergileyen ülkedir. BM Genel Kurulu’nda bile Filistin’in onurunu savunan tek lider Erdoğan olmuştur. Dolayısıyla İstanbul Valisi’nin, bu olayda gösterdiği insani hassasiyet, devletin genel duruşuyla da tam bir uyum içindedir. Burada asıl mesele, bir olayın değil, bir anlayışın nasıl temsil edildiğidir.
DEVLETİN MERHAMET YÜZÜ: DAVUT GÜL’ÜN TELEFONU
Vali Davut Gül’ün, Erdem Özveren’i bizzat arayarak gönül almak istemesi, Türk devlet geleneğinde unutulmaya yüz tutmuş bir inceliğin geri dönüşüdür. Bu hareket, “devlet baba” anlayışının sadece kâğıt üzerinde değil, kalplerde de yaşadığının kanıtıdır. Vali Gül, bu tavrıyla bürokrasinin duvarını değil, merhametin kapısını açmıştır.
Sayın Valimiz Davut Gül’ün açıklamasında yer alan, “Hiçbir kişi veya olay, Gazze’nin kurtuluşundan daha önemli değildir” ifadesi ise tarihe geçecek bir cümledir. Çünkü bu cümlede sadece bir idari hassasiyet değil, bir dava bilinci vardır. Gazze meselesi, siyaset üstü bir insanlık meselesidir. Ve İstanbul Valisi Davut Gül, bunu makamın diliyle değil, vicdanın sesiyle dile getirmiştir.
GAZZE İÇİN YOLA ÇIKANLARIN ARKASINDA BİR DEVLET DURUYOR
Bugün dünyada Gazze için konuşan çok ama harekete geçen az. Oysa Türkiye, hem siyasetiyle hem halkıyla bu davanın en büyük savunucusudur. Davut Gül gibi yöneticiler, bu duruşun sahadaki teminatıdır. Çünkü onların gözünde makam değil, merhamet değerlidir.
Erdem Özveren’in yaşadığı olay, yanlış anlamalardan ibaret olsa da, devletin bunu anında fark edip düzeltmesi, Türkiye’nin kurumsal olgunluğunun göstergesidir. Artık bir dönemin “devlet soğuktur” anlayışı yerini “devlet kucaklar” anlayışına bırakıyor. Bu anlayış, hem halkın devlete olan güvenini tazeliyor hem de dış dünyaya Türkiye’nin medeniyet kodlarını yeniden hatırlatıyor.
Bu olay, sadece bir açıklama değil; bir devletin karakter beyanıdır. Çünkü adaletin yanında merhamet, gücün yanında şefkat, disiplinin yanında vicdan olmadıkça devlet eksik kalır. Davut Gül, bu boşluğu dolduran bir duruşun sembolüdür. Ve bugün bu ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu şey, işte tam da budur: vicdanlı devlet adamları.
UNUTULMAMALIDIR Kİ;
Gazze için yola çıkanlara uzanan el, sadece bir valinin değil; vicdan sahibi bir devletin elidir.
SAYGILARIMLA!
AVUKAT MEHMET ALİ KÖROĞLU
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.