dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.47
  • EURO
    34.84
  • ALTIN
    2440.5
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63941.69$

Bir yangının külünü yeniden yakmayın!

06 Ağustos 2022, Cumartesi 13:57
Bir yangının külünü yeniden yakmayın!

 

 

 

 

Ya yüreklerde tutuşturulan yangınlar? 
Ya toplumsal hayatta hızla yayılan alevler? 
Ya yalan, fitne, fesat, hırs, intikam, iftira, tahrik, siyasi yobaz ve bağnazlık, ideolojik körlük, ötekileştirme, dışlama, ülkemizi kasıp kavuran sevgisizlik, acımasızlık ne olacak? 
Bir kibrit nasıl ki, insan ayırmadan, hayvan ayırmadan, ağaç ayırmadan önüne geleni yakıp kül ediyorsa, toplumsal hayattaki bir yalan, bir iftira, bir hakaret, bir küfür de siyasi görüş düşünce, inanç ve etnik aidiyet ayırmadan insanımızı yok ediyor. 
Birbirimizi yiyip bitiriyoruz. 
Toplumsal hayattaki dayanışma ve iletişim akslarının hepsi birer birer kırılıyor. Bizi birbirimize bağlayan manevi zincirler kopuyor. 
Güç kaybediyoruz. 
Zayıf düşüyoruz. 
Tarihten gelen mirasımızı bir hiç uğruna, kimsenin kazanamayacağı bir savaş uğruna yok ediyoruz. Her siyasi görüşe mensup kişi ya da grup kendisine yaşam alanı açayım derken, aslında kendi yaşam alanını da yok ediyor. Rakibi gördüğü insanları ateşe atarken aslında kendisini de ateşe atıyor.
Dedim ya yangın bu… 
Bu yangın başka yangın… Kibriti yalan, iftira, akıl tutulması, sağduyu kaybı, hoşgörüsüzlük, sevgisizlik, yapay farklılar, yobazlık ve bağnazlık… Hızla yayılıyor manevi yangın, toplumsal kundaklama… 
Yakıyoruz birbirimizi… Herkes yangına körükle gidiyor. 
Tutuşturduğumuz bir yangın kendi evimize sıçrıyor. 
Yanıyoruz. 
Bir yudum su getirip söndüren yok. 
Herkes rakibi gördüğü insanın yanmasından haz duyuyor. 
Ortada toplumsal bir enkaz, manevi bir kül var. Sürekli yangın enkazının üzerinde tepişiyoruz. Kundakçı, çıkardığı yangının önünde sonunda, sığındığı kendi ideolojik ve siyasi görüşünün korunaklı kalesine sıçramayacağını sanıyor. 
Ormanı nasıl bir kibrit, bir kıvılcım, bir küçücük alev yakıp yok ederse, kırıcı bir kelime, acı bir cümle, bir yan bakış, bir el sallama, bir kötü niyet de beyinleri tutuşturur, yürekleri yakar, hayatı simsiyah bir dumana çevirir. 
Herkes mensup olduğu siyasi cephenin neferi, herkes gladyatör, herkes mücahit, herkes militan, herkes meçhul bir kahraman, herkes kurtarıcı… Kuş beyninde beslediği kelimelerle etrafa kurşun sıkıyor. Benzin döküp yakıyor. Herkes kendi mensup olduğu camianın gözüne girmek, taktir toplamak için benzin taşıyor yangına… 
Bir siyasi görüşe, inanca ve ideolojiye mensup olmakla, sağa sola saldırmaya hak kazandığını sanıyor… Başkasına hayat hakkı yok. 
Bu nasıl bir görüş, düşünce, inanç ki hep rakibini yok etmeye kurgulanmış, hep karşı mahallede yangın çıkarmaya odaklanmış… 
Bu gidişatın sonu hüsran, sonu uçurum… 
Durun ey kalabalıklar! 
Elinizdeki kibriti söndürün, benzin bidonlarını bırakın! 
Susamış yüreklere su taşıyın! 
Yakıcı ideolojilerinizi çöpe atın, elinize bir gül alın! 
Sevgi tomurcukları, sevda fideleri yetiştirin. 
Devrimin kurtarıcıları, hidayetin temsilcileri! İdeolojileriniz, inançlarınız toplumsal hayatı yakıp kül etti. 
Sizin olsun siyasi görüşleriniz, ideolojileriniz, inançlarınız… 
Bize bir yudum su, bir ağaç gölgesi, bir kelebek, bir arı vızıltısı yeter! 
Bir şarkı, bir şiir, bir sevda masalı yeter! 
Bir yangının külünü yeniden yakmanın anlamı yok! 
Cennet vatanımızı cehenneme çevirdiğimiz, çıkardığım yangınlar yeter! 
Yanan yüreklere bir yudum su verin! 
Kararan kalplere bir sevgi, bir aşk kelimesi fısıldayın! 

***
Yağdır Mevla’m su yağdır,
Üzerimize merhamet ve sevgi damlacıkları yağdır! 
Bizi siyasi görüş ve düşüncelerin kasırgasından koru! 
Bizi kör kuyulara bırakma!
Gökyüzünü kaplayan simsiyah bulutları dağıt! 
Bizi aydınlığa kavuştur! 
Bizi toplumsal yangının içinden çekip kurtar! 
Beyinlerimize akıl, kalplerimize merhamet tohumları ek!