dore okulları
Malatya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.48
  • EURO
    35.14
  • ALTIN
    2325.9
  • BIST
    9079.97
  • BTC
    70716.1$

BİTMEYEN GÜN -28 ŞUBAT-

28 Şubat 2014, Cuma 06:50

Bina yapmada yarışmıyorduk,

Kızlarımız pantolonla gezmiyordu,

Tesettür başı kapatmaktan ibaret değildi,

Kadınlar henüz erkekleşmemişlerdi,

Kimse kocasını mahkemelere şikayet etmiyordu,

Bu kadar çok aile cinayetleri işlenmiyordu,

Baba, mahkeme kararıyla evinden uzaklaştırılmıyordu henüz,

Ahlak, edep, haya ve insanlık vardı.

Soğuk bir kış günüydü önce sokakta sonra ortada kalmıştık. Soğuğunu iliklerimize kadar hissettiğimiz demir parmaklıklar arkasındaydık. Umut ışığını söndürmemiştik kalplerimizde.

Dünya sevgisi bu kadar yerleşmemişti içimize. Çok zengin değildik. Herkesin kapısının önünde özel arabası yoktu. Malatya'nın ana caddelerinde at arabaları dolaşır yük taşırdıSularımız tertemiz akardı, klor bile atılmazdı. Litresini de yedi liraya içmezdik.

Cennete gitmek gibi yarışmıyorduk siyaset yapmak için. Radikallerimiz, bugünkü partili mücahitlerimiz henüz müteahhit değillerdi  oy kullanmayı red ve tekfir ediyorlardı ama bugün kü gibi kadınların eteklerinin altına sığınıp siyaset yapmıyorlardı enazından.

 

Tam 17 yıl önceydi…

 

Bugün, insan onurunun ayaklar altına alındığı bu günün acısını daha fazla hissettirmek için, öncesinden binlerce faili meçhulün işlendiği, binlerce masum insanın kanının akıtıldığı, geride nice dul, yetim ve öksüzün bırakıldığı, köylerin yakıldığı, Postmodern darbenin yıldönümünü.

Nefretle anıyoruz. Allah'ın, Meleklerinin ve tüm insanlığın laneti, bu günü bize yaşatan,organizasyonunda bulunan, çarkına yağ, harcına çamur, çamuruna saman katan, vatandaşınıacımasızca işkencelerden geçiren, sivil iktidara Postmodern el koyup darbe yapanların, onlar adına sözde sivil idarede kalanların üzerine olsun.

 

Allah bir milletin tarihine böyle kara gün yazmasın. Bu gün, Türkiye tarihinin en vahim ve en karanlık günüdür.

Kurt ile beraber koyunu yeyip, sonrada çoban ile beraber izini arayanların günüdür.

kahpeliğin zirvesi, ordunun kendisi için varolduğu milletine ihanet ettiği gündür.

Zulmün kaynayan kazanı, münafıkların kol gezdiği gündür.

Türkiye toprakları üzerinde yaşayan herkese açılan savaşın en şiddetli hissedildiği gündür.

Şahsımın hayatıyla altı yıl bedel ödediği gündür.

İnsanlığımdan utandığım, bu ülke vatandaşı olmaya bin pişman edildiğim, vatanıma, milletime, bayrağıma zoraki düşman edildiğim gündür.

Yılların içine sığdırıldığı, bin yıl devam edecek dedikleri gündür.

Başbakanların indirildiği, Belediye başkanlarının azledildiği, istiklal mahkemelerinin yeniden kurulduğu, bir celsede kararların verildiği ve Yargıtay'da onandığı gündür.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken okuduğu şiirden dolayı görevinden azledilen Recep Tayyip Erdoğan'ın artık muhtar bile olamaz dedikleri gündür.

 

Akabinde bir devri kapatacak, yeni bir devir açacak, Türkiye'yi dünya gündemine taşıyacak,bir zamanlar komşu ülkelerde parası geçmeyen, vize uygulanan, kapılarda bekletilen, şimdi ise söylemleriyle Ortadoğu'yu şekillendirecek, yeni bir dünya liderini doğuracak gündür bugün.

 

O gün ve öncesinde ne çileler çekildi! Neler yaşandıAkla hayale gelmeyen işkenceler, fişlemeler ve iddianameler! El konulan sermayeler! Hedef seçilen şahıslar ve cemaatler! Hapishanelerde çürüyen insanlar! Öldürülen ve öldüren insanlar! katilin niçin öldürdüğünü, maktulün de niçin öldüğünü bilmediği gün!

Tefrika ve nifak tohumları! Ayrılıklar! Demir parmaklıklar arkasında çekilen hasretler! Ekmek kapısıyken bir ekmeğe muhtaç olanlar! kağıda dökülemeyecek, kalemle yazılamayacak kadar vahim olaylar! Bitmeyen bir film!

Kısacası bugün, bir yazıyla anlatılamayacak kadar vahim, kanlı göz yaşlarımızı içimize akıttığımız, acısını kalbimize gömdüğümüz karanlık, çok soğuk, ama bitmeyen bir gün.

 

Ama Fema ba'del kemali İllaz-Zeval” sözündeki gibi, zirveden düşüşün başlayacağı gündü.

Aslında aydınlığa en yakın gün.

Zira zifiri karanlıktan sonra aydınlığın geldiği, şafağın söktüğü, aydınlık yarınlara umudun yeşerdiği gündü.

Bu ülke toprakları üzerinde yaşayan insanların kahhar ekseriyetin yenildiği gündü.

Ama nice yenilgiler vardır ki, fetihtir. Fethin aslanlarının şahlanacağı günün öncesiydi bugün.

Bunca sıkıntılar çekilmeseydi belki de bugün cennet ülkemde cehennemi yaşayacak,gözlerimizi kapatarak güneşi inkar edip sadece kendimize gölge yapamaya devam edecektik. Birbirimizi belki hala tekfir edecektik. Camiye gitmiyor, Cuma namazlarını hala kılmıyorolacaktık.

 

Bir millet nasihatle uyanmazsa Allah musibetle uyandırır.Ne yazık ki bitmeyen günde musibetle uyanmıştır. Hala uyku sersemi olanlarımız, yaşadıklarımızı rüya sananlarımız, bana değmeyen yılan bin yaşasın diyenimiz var. Ama unutmayınız ki Allah'ın va'di haktır“Bir kavim kendi kendisini değiştirmedikçe Allah onları değiştirmez” İyi iken kötü, kötü iken de iyi etmez. Neye layıksa onu verir, nasıl ise öyle yönetilir. Allah, içimizdeki beyinsizlerden dolayı bize gazap etmesin, idarecilerimizi, sistemimizi adil eylesin. Devletimizin başına Allah'tan korkan, herkesin hakkını veren, fakirine sahip çıkan, adaletle hükmeden, vatandaşının malını, canını, namusunu ve aklını koruyan adil idareciler versin.

 

“Fıratın kenarında yayılan bir devenin ölmesinden Allah'ın Ömer'i sorumlu tutacağından korkuyorum” diyen Hz. Ömer gibi adil devlet adamları nasib etsin bu ülkeye. Vatandaşınışefkat kanatları altına alacak, affedecek, akan kanı durduracak, herkesi kardeş yapacak, güzelbir gelecek umudu verecek, dünyada söz sahibi ve lider ülke yapacak bir devlet sistemi nasib etsin.

 

Ey Rabbimiz!

Verdiklerinin şükrünü eda edenlerden eyle. Bitmeyen güne göre binlerce defa şükredenlerden eyle.

Sahip olduklarımızı elimizden alma! Umud ettiklerimize de bizleri ulaştır! Adil devlet adamlarımızı koru Ya Rabb!

 

Ey Rabbimiz!

Bizleri bugün idare edenler şayet millet, ülke ve insanlık için hayırlı iseler, hak ve adalet ile hükmediyorlarsa onları hükümde daim ve kaim eyle. Yok eğer kendi heva ve heveslerininpeşine düşmüşlerse de sen onların yerine bize acıyacak, merhamet edecek, adaletle hükmedecek, idareciler nasib eyle!

 

 

28 Şubat sözün bittiği yerdir. kelimeler tükenir, boğaz düğümlenir, göz yaşlarımız sel olup kalbimize akar. Kalplere korku salar, ortalık kan kokar. Allah bugün yaşadıklarımızı yalancı fecir kılmasın. Bitti sanılan ama henüz bitmeyen, benim gibi binlerin mağduriyeti daha devam ederken bu darbeyi yapanların hiç birinin artık ne içerde nede yargılanıyor olması çok ürkütücüdür! Allah bu millete bu günün benzerini bir daha yaşatmasın. Postmodern darbelerden sonra da dostmodern darbelerden de korusun.

 

Fi Emanillah…

Ebuzer AYDIN

 

“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”