dore okulları
Malatya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.96
  • ALTIN
    2423.8
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64374.07$

Biz paralelle, Ak Partililer bizimle uğraşıyor!

24 Aralık 2014, Çarşamba 11:14

"Paralel Yapı"ya vurulan darbenin üzerinden 10 gün geçti. Bu 10 gün zarfında Tahşiye ismiyle kurulan kumpasın detayları tartışıldı-tartışılmaya devam edildi. Yıllardır ülkenin en kritik yerlerine çöreklenmiş olan “Paralel Yapı”nın lideri olduğu iddia edilen “Okyanus Ötesindeki Zat”ı ele veren en önemli delil kullandığı “Tahşiye” kelimesidir. Malum konuşmasında “Tahşiye diye bir şey uydururlar” cümlesi “Paralel zihniyet”in kumpas için çıkış noktasıydı. O konuşmayla başlayan süreç 122 vatandaşımızın aylarca eziyet görmesinin yolunu açmıştır. 

Yaklaşık 1 yıl önce bu kumpası deşifre eden bir dosya hazırlamıştım. Bu dosyayı ulusal yayın yapan televizyon ve gazetelere ulaştırmış, kurulan kumpasın detaylarını duyurmaya çalışmıştım. Bu çalışmam özellikle Sabah Gazetesi'nde birinci sayfadan duyurulmuş, diğer televizyon ve gazetelerde de yer bulmuştu.

SEVİLAY YÜKSELİR HAKKIMIZI TESLİM ETTİ

Geçen hafta “ahaber” televizyon kanalında Sevilay Yükselir'in programına konuk oldum. Söz konusu programda hazırladığım bu dosyayla ilgili açıklamalarım oldu. Açıklamalarım, hazırladığım dosyanın tekrarı niteliğindeydi. Program konukları ve Sevilay Yükselir'in tebrik ederek anlattıkları bu dosyamda  gözaltına alınıp daha sonra aylarca cezaevinde tutulan masum insanların nasıl bir kumpasın içine çekildiklerini anlatmıştım. Yaklaşık 1 yıl önce hazırladığım bu dosyanın içindeki bilgileri o dönemde Malatya Milletvekili sayın Öznur Çalık hanımefendiyle de paylaşmıştım. Öznur hanımın anlattıklarımı ciddiye almayarak beni Malatya İl Başkanı Bülent Tüfenkçi'ye havale etmesi şevkimi bir nebze olsun kırmıştı. Bülent Tüfenkçi'nin de umursamaz bir tavırla “Ben zaten  mağdurların avukatlığını yapıyorum. Davayı senden daha iyi biliyorum” sözlerini sarf etmesi beni ulusal kanallara yöneltmişti. Aradan aylar geçti 14 Aralık operasyonu yapıldı. Bugün geldiğimiz noktada, “Paralel Yapı” ve kurduğu kumpaslar konuşulur oldu.

ÜLKEMİZİN AYLARINA SEBEP OLDULAR

Gazetecilik adına önemli bir başarı olan haber dosyamıza ilgi göstermeyen Öznur Çalık, Malatya Milletvekilliğinin yanı sıra bugün Genel Başkan Yardımcısı sıfatını taşımaktadır. O günlerde bakanlık umutları taşıyan bir insandı. Bülent Tüfenkçi ise bugün önümüzdeki seçimlerde Ak Parti Malatya Milletvekili Namzedi olmak için çalışmaktadır. Söz konusu bu iki kişi o günlerde kurulan kumpası ciddiye almış, bu olayı dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan'a ulaştırma görevini yerine getirmiş olsalardı, şimdi çok daha farklı konumlarda olma ihtimalleri yüksekti. Ayrıca ülke menfaati açısından bakılacak olursa maalesef söz konusu belgeleri gerekli yerlere ulaştırmadıkları için Türkiye'nin aylarını da dolaylı olarak gasp etmiş oldular. Ülkemizin aylarını heba ettiler. O dönemde yapılacak bir operasyon, bugün “Paralel Yapı” belasını bertaraf etmiş bir Türkiye'nin emin adımlar atmasının önünü açacaktı.

BEN “PARALEL”LE, AK PARTİLİLER DE BENİMLE UĞRAŞIYOR

Aylardır “Paralelcilerin” deşifre edilmesi için canımı ortaya koyarak hareket ettim. Mazlumun sesi olmaya çalıştığım için “Paralelciler” hedefi yapıldım. İşlerimi sekteye uğratmak için ellerinden geleni yaptılar. Resmi ve gayrı resmi yollardan beni sindirmeye çalıştılar. Çıkardığım gazetemi ekonomik sıkıntılar içinde yüzdürmek için ellerinden geleni yaptılar. “Paralelciler”le uğraştığım dönemde hakkımda açılan onlarca farklı dava vardı. Halen devam edenleri sonuçlananları var. Böyle bir dönemde uğraştığım davaların büyük bir çoğunluğu da maalesef “Paralelciler”in boy hedefi haline gelmiş Ak Partililer tarafından açılmış davalardır. Tahşiyeci yaftası takılan grubun avukatlığını yaptığını gururla söyleyen Bülent Tüfenkçi , İl Gençik Konseyi Başkanı Ali Yıldırım ve Ali Bakan, bahsettiğim aleyhimdeki davaların avukatlarıdır.

ÇALIK VE TÜFENKÇİ'YE ÖZEL SORULAR

Sözün burasında Öznur Çalık ve Bülent Tüfenkçi'ye birkaç sorum olacak:

Hazırladığım dosyayı dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan'a götürmemenizin sebebi kimin galip geleceğini kestiremediğiniz için mi?

Erdoğan'a bu dosyayı ulaştırmaktan imtina etmenizin sebebi Adalet ve Kalkınma Partisi'nin “Adalet” kelimesine olan inançsızlığınız olabilir mi?

Yoksa daha da başka nedenlerle bu konuyu Başbakan'a götürmemiş olabilir misiniz?

O dönemde Başbakan “Biz Paralelcilerden çektiğimizin daha fazlasını suskun vekillerden çekiyoruz” diyerek güzel bir tespitte bulunmuştu. Erdoğan, “Suskun vekiller derken” kimi veya kimleri kast ediyordu? Şimdi geldiğimiz noktada BİLEREK SUSANLAR siz bu açıklamanın kapsama alanına girmiyor musunuz?

Sayın Çalık, sayın Tüfenkçi, sizin bu vurdumduymazlığınızın sebebini açıklamanız için yeni bir paralel operasyonu daha mı gerekiyor?