dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.94
  • ALTIN
    2445.6
  • BIST
    9716.77
  • BTC
    64191.64$

BU DENSİZ REKTÖR OLMAK İSTİYOR!

16 Temmuz 2018, Pazartesi 13:22

Turgut Özal Üniversitesine rektör olmak için herkese saldıran ve her sebebe asılan “densiz”, “dengesiz” ve “paranoyak” aday; telefona sarılır ve aramaya cevap verenle şöyle bir konuşma geçer aralarında:

-(...) nasılsın?
 Sağol hocam sen nasılsın? Dün aradım (...) açtı telefonu.

-Canım kusura bakma, arayacağım seni ama; önce kısa bir isteğim var senden. Bunlar kurtulduklarını sanıyorlar ama yanılıyorlar. Senden ricam şu (...) “bimerden” daha önce konuştuğumuz gibi şikayet et.  Diğer hocalarla da konuştum, Onlar da (...), (...) ve diğerlerini şikayet edecekler.
Not: Parantez içerisinde üç nokta (...) bulunan işaretler; ayrı ayrı isimleri ihtiva etmektedir.

HERKES KAFASINA  “RACON” KESERSE...

Geçtiğimiz günlerde Malatya yine olumsuz bir haber ile Türkiye'nin “gündemine” oturdu. Çekim için çağırıldığı yere giden bir fotoğrafçı, iddiaya göre “gelin hanıma” yaşını sorar. Gelin hanım ise yaşının “On beş” olduğunu söyler. “Çekim yapamayacağını” söyleyen fotoğrafçı; kendisine gösterilen tepki karşısında damat ile tartışır ve akabinde “burnunu kırar”. Evet, bir çok gazete, dergi ve televizyon haberi aynen bu şekilde servis etti. Benim merak ettiğim konu ise şu: Fotoğrafçı çekim yapıp yapmamak hususunda elbette ki serbest. Kendisinin tercihi, hatta kanaati. Ayrıca çekim yapmamakla kanunlara ne derece bağlı(!) olduğunu da gösteriyor. Fakat bu kadar kanunlara olan  bağlı(!) olan bu “boksöre”; neden kimse bir devletin varlığını hatırlatmıyor?  Acaba bu “kafacı”(!), kendini savcı, hakim ya da polis mi zannediyor? Savcının, polisin ve hakimin bile “darp” etme yetkisi yokken; bu vatandaş(!) bu yetkiyi nereden almış? Her suç işleyenin cezası birileri tarafından verilecekse; o zaman “devlet” ne iş yapar? Daha doğrusu her “tribüne” oynayan kişi kafasına göre “racon” kesecekse; o zaman polise, askere, savcıya ve hakime ne hacet?

PARLAMENTER SİSTEMİN KİRLİ YÜZÜ

Başkanlık sisteminin en güzel yönü nedir? Diye, bana sorsalar; “parlamentoşartının olmayışı” derim. Gerçekten parlamentoya bulaşmamış, asil, kirlenmemiş, zeki, memleket için katma değer üreten; dahası “Bizans entrikalarından” uzak; temiz yürekli insanlarımız da varmış...

 

UYUZ KEDİ GİBİSİN...
Son günlerde gündeme damgasını vuran Adnan Oktar ve “kedicikleri” sayesinde bir yaşıma daha girdim. Özellikle kediciklerin makyajsız hali televizyon ekranlarına yansıyınca; aklıma şu şiir geldi: “Ah sevgilim bir gül gibisin, makyajını silince uyuz kedi gibisin...



İTTİHAD-I İSLAM BU İNANÇLA OLUR...

"Biz Kálû Belâ'dan Cem'ıyyet-i Muhammedî'ye dahiliz. Toplanma merkezlerimiz câmiler, mescitler, Kâbe-i Muazzama ve Cebel-i Arafat'tır. Câmi ve mescitlerimizde bütün mümin kardeşlerimizle sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarında günde beş defa; Cuma namazlarında haftada bir; ve bayram namazlarında yılda ikişer defa omuz omuza ibadet ederiz. Senede bir defa da mümin kardeşler olarak Kâbe-i Muazzama ‘da umumi kongremizi yapar, Cebel-i Arafat'ta vakfeye dururuz."

ŞABAN TAÇYILDIZ DUA BEKLİYOR...

Gökte ay yıldız, Malatya'da Şaban Taçyıldız” ismiyle müsemma olan Malatyalıların Şaban ağabeyi, geçirdiği rahatsızlıktan ötürü; Çapa Tıp Fakültesinde hassas bir operasyona maruz kalmış. Cenab-ı hak, en yakın zamanda ağabeyimize şifa versin. O hakikaten Malatya'nın ortak değeri. Allah o'nu başımızdan eksik etmesin...

İSTANBUL KAPALIÇARŞIDA KONU TÖTM...

Zaman zaman İstanbul'da “Kapalıçarşı' ya” gider, orada dostlarımla birlikte hasbihal ederdim. Hatta bu adetimi; geçmişte her Cuma günü ise tekrarlardım. İşlerimin yoğunluğundan dolayı aylardır gidemediğim Kapalıçarşı'ya, geçtiğimiz Cuma günü yine gitme fırsatım oldu. Orada fahri Malatyalı olan Fidel Tavra isimli bir hanımefendi ile tanışma imkanım oldu. Fidel hanım, aslen Sivaslı ve iki çocuk annesi. Konu Malatya'ya gelince “rahmetli” eşinden bahsetti. Karaciğer komasına giren eşi, ta Paris'e kadar gittiği halde derdine derman bulamamış. Hürriyet gazetesinde, Turgut Özal Tıp Merkezi(TÖTM) ile ilgili küçük bir haber; Fidel hanıma ve eşine ümit kaynağı olmuş. Yapılan operasyon neticesinde; dört buçuk yıl yaşayan hasta “zatürre” rahatsızlığına yakalandıktan sonra; hayata gözlerini yummuş. Sezai Yılmaz hocamızdan o kadar övgüyle bahsetti ki; şahsen bir Malatyalı olarak gurur duydum.
15PZR08

 

GÂVURA ‘KÜRDAN' HİZMETİ GÖREN ‘CEMAATLER'


(Akşam gazetesindeki yazım)

 

Beşeri sistemler, din ve devlet işlerini birbirinden ayırmaktan ziyade, ümmeti birbirinden tefrik etmek üzerine kurulmuş sistemlerdir. Devlet Kur'an ve sünnetin makamını temsil etmelidir. Beşeri sistemler ise din ve devleti bir birinden ayırıyor. Devlet bu dini temsil etmezse, insanlar dinsiz olamayacağından elbette bu ihtiyaçlarını cemaatlerle giderecek. Bu sefer o cemaatlere elbette kuvvet de verecek. O cemaatler devletten ayrı bir kuvvet kazanacaklar. Yeni tabirle paralel yapılara dönüşecekler.Halbuki Müslümanların kuvvetini temsil eden asa, devletin elinde bulunmalıdır. Aksi takdirde şakk'ul asa olur. Yani asa kırılır. Bir asa kırılırsa iki küçük asa olur. Onlar da kırılırsa daha küçük dört asa olur. Kimin elinde olduğu, kime hizmet ettiği belli olmayan bu asalar git gide kırıla kırıla, şimdi olduğu gibi değil bir asa, belki küçük küçük kürdanlar haline gelir. Bizi parçalayıp yiyen ecnebilerin dişlerini temizler. Şimdiki cemaatlerin çoğu maalesef böyle ecnebilerin kürdanı olmuştur.

 

Detaylar: https://m.aksam.com.tr/pazar/gavura-kurdan-hizmeti-goren-cemaatler/haber-754555