dore okulları
Malatya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.60
  • EURO
    34.84
  • ALTIN
    2498.1
  • BIST
    9456.33
  • BTC
    64689.59$

Bugün zamlar sandıkta mamlar!..

18 Şubat 2022, Cuma 09:39
Bugün zamlar sandıkta mamlar!..



Sözü anlatırken hikmetlerle süslemek, örneklerle zenginleştirmek, hikayelerle anlaşılmasını sağlamak, hem Yüce Allah’ın bize önerisidir, hem de dilimizin güzelliklerindendir.
Bu konuda kelamı kibardan bir nakil ile başlamak istedim. Örneğini Urfa’dan vereceğim için de, Urfalı kardeşlerimden peşinen özür diliyorum, bu sadece bir hikayedir.

Düşman Akçakale’ye girerken marabalar koşarak ağanın yanına gelirler. Ağam, düşman Akçakale’ye girdi derler. Ağa keyfini hiç bozmadan, bişey olmaz der. Bir süre sonra yine gelip, ağam düşman Urfa’ya girdi derler. Ağanın umurunda değildir, yine bişey olmaz der. Bir müddet sonra, ağam düşman evlerimize kadar ulaştı, ne yapalım deyince; Ağa umursamadan tekrar bişey olmaz der. Dördüncü sefere marabalar gelip ağam, düşman isot tarlalarına girdi deyince; Ağa ayağa kalkar ve, “derhal silahlarınızı kuşanın vatan elden gidiyor” der.

Son yıllarda iktidarın çıkardığı ve bu milletin geniyle uyuşmayan yasalar, düşmanın dört bir yanımızı sarmasından daha tehlikeliydi. Ama kimsenin gıkı çıkmadı. Rahatsız olanları da çeşitli ithamlarla suçlayıp, trol ordusunun linçine maruz bıraktılar. Ayet okuyan hocaları görevlerinden ve yerlerinden ettiler. Alimleri itibarsızlaştırdılar. Ne zaman ki, faturalara zamlar geldi, biraz cebe dokundu, ayağa kalktılar. Oysa bu durum, diğer ülkelerde daha da vahim!. Ama biz, şimdi düşmanı isot tarlasında görmeye başladık. Manevitamız kalmadı, maddiyatımıza dokununcaya kadar sesimiz çıkmadı. Hal böyle olunca da,
İbrahim Ethem’in dediği gibi olduk!.
“Yamadık dünyamızı, yırtarak dinimizden,
Din de gitti, dünya da gitti elimizden.”


Hiç şüphesiz son zamlar fakir fukaranın iflahını kesti. Bu zamları hafif gören, konuşurken başı öne eğilmeyen kişi vicdan ve merhamet yoksunudur. Ne pahasına olursa olsun iktidarın bu kış gününde, her şeyin kat kat zamlandığı, ülkenin yarısının marketlerde istediğini alamadığı bir zamanda, bu zamları yapmaması lazımdı. Hatayı anlamışlar ama görüyorum ki, küçük rötuşlarla günü kurtarmaya çalışıyorlar!. 
Halkı enflasyona ezdirmeyeceğiz diyorlar ama halka yansıyan bir şey yok. %7-8’lik olan KDV’yi %1’e indiriyorlar. Devlete ait olan faturalardan indirim yapmıyorlar. Allah aşkına söyler misiniz elektriğe, doğalgaza neden alelacele bu kadar fahiş zam yaparlar!? Eğer iktidar bunu yapmasaydı, ne dese millet inanırdı. Ama gördüler ki zammı önce hükümet yapıyor, sonra vatandaş!.
Dolar 18 liraya çıktığında dokuz lira olan benzin, dolar 13 buçuk liraya düştüğünde kademe kademe nasıl 16 liraya çıkardıklarına şahit oldu!.
Bunu zincir marketler mi yapıyor? Hatta o marketler olmasa belki bugün fiyatlar bir bu kadar daha yukarıda olacaktı!.

Dün sabah Malatya’dan bir arkadaşım aradı. Hali vakti yerinde biri. Sana bugün başımdan geçen bir olayı anlatacağım, belki yazarsın dedi. Bende buyurun dedim ve anlattı;
Bu sabah büromun kapısı çalındı. Açtığımda iki tane serseri tipli, kılık kıyafetleri dağınık genç gördüm. Birinin elinde sigara, diğeri benimle konuşurken, sanki kavgaya gelmiş gibi bir hal içerisindelerdi dedi. Bu arkadaşım da bu konuda öyle kimseye pabuç bırakan biri değildir. Memleket onu tanır ve bilir. Elektrik faturanı ödememişsin, elektriğini kesmeye geldik dediler!. 
Bende, kardaşım elektrik faturalarımız otomatik ödemede. Bir yanlışınız olmaya dedim!?.
Adamlar hayır, ödenmemiş 600 lira faturan var dediler. Bende tamam o zaman, bir yanlışlık olmuştur, bugün öderim dedim. 
Dediler ki; Hayır, şimdi yanımızda ödeyip dekontu bize göstermezsen, elektriğini hemen keseceğiz dediler. 
Tamam dedim, iki dakika müsaade ediniz o zaman, arkadaşları arıyorum ödetiyorum ve dekontu size veriyorum dedim. Kapıyı açık bırakıp içeri girip telefonu alıp arıyordum ki, elektrikler kesildi. Kapıya döndüğümde, elektriğimin kesildiğini, gençlerin de adeta ortadan kaybolduklarını gördüm. 
Bu olay, bugün benim gibi birinin başına geldi. Ya fakir fukaranın başına neler geliyordur acaba diye düşündüm ve seninle paylaşmak istedim dedi. 
Yetkililer bana kim olduğunu sorarlarsa ismini veririm. Ama biliyorum ki kimse sormayacaktır. Bunun gibi binler bu şekilde mağdur olmuşlarsa kimin umurunda ki!?.
Bu adamlar, bu iktidarın halka hizmet için maaş verdiği kişilerdir. Onların umurunda değilse Ankara’daki iktidar, artık benim hiç umurumda değil diyor vatandaş!.

Peki bu cep yakan faturalar ne olacak!?
Sanırım hepsi iktidara destek sloganıyla hayır hasenat olarak sandıkta geri dönecektir!.
Balkon kilidini keserken biri hırsızı görmüş. 
Ne yapıyorsun la orada demiş!? 
Hırsız, keman çalıyorum demiş. 
Adam, benim bildiğim kemanın sesi olur!. 
Hırsız, bunun sesi yarın çıkar demiş!.
Bugün duyulmayan tüm sesler o gün sandıkta çıkacaktır…

Yılların yanlış ekonomi yönetimi bizi bu hale getirirken, iktidarın düşük faize, kur korumalı mevduata fetva araması biçareliktir. Buna fetva verenin arkasında da namaz kılınmaz. Birileri demiyor ki; Laik bir ülkede, siz ne zamandan beri yaptıklarınıza fetva aradınız!?. Zinayı suç olmaktan çıkardığınızda, İstanbul Sözleşmesini gururla imzaladığınızda, aileyi yok eden 6284’ü çıkardığınızda, fahişe ve türevlerine tüm hakları sağladığınızda niye bize sormadınız!?.
Ama ne yazık ki bunu sorgulayan olmadığı gibi, birilerinin keyfine göre de fetva yarışına giriyor bazı zavallılar!. Sanıyorlar ki o fetvayı vermezlerse hükümet bu işten vaz geçecek, Türkiye de perişan olacak!. Ne içler acısı bir duruma düşmüşüz demi!?.

Hükümetin ekonomiyi düzetme çabaları taktire şayandır. 
Şöyle ki;
Padişahın biri emrine itaatsizlik yapan saraydan birini idama mahkum eder. Darağacı kurulur, mahkuma son isteği sorulur: O da, bana bir yıl süre verin, padişahın atına Arapça öğreteceğim der. Herkes birbirine bakar. Padişah der ki; Bu zaten bir ölüdür. Ha bugün ölmüş, ha bir yıl sonra!. Nasıl olsa asılacak der ve son isteğini kabul eder. Mahkum hemen Arapça öğretmek üzere soluğu padişahın atının yanında alır. 
Vezirlerden biri merakla gelir yanına ve der ki;
Ata bir yılda nasıl Arapça öğreteceksin der!?
Adam, bir yıl içerisinde, ya at ölür, ya padişah ölür, ya da ben ata Arapçayı öğretirim der. 
İktidar da aynısını yapıyor. Belki bu krizi aşarım, ekonomiyi düzeltirim diyerek yeni bir ekonomi düzeni getirdi. 
Düzelmesini istemeyenin gözü çıksın. Size bir yıl süre, bakalım ekonomi düzelecek mi? Diğer altı ayı saymıyoruz, seçim çalışmalarıyla geçecektir.

50 yıllık manevi kazanımlarımızı Avrupa Birliği müktesebatı uğruna, Aile Bakanlığıyla birlikte aileyi ve nesli yok ederken, yirmi yılın sonunda bizleri yine soğuk bir Şubat ayında üşütürken, 28 Şubat mağduru biri olarak bozdukları hiç bir şeyin yeniden düzeleceğine dair umudum kalmamıştır. Yerine geleceklerin de daha da kötü yapacaklarını düşünüyorum. Çünkü çıkarılan yasaları uygulamaya koyarken, sizin 20 yıl oy verdikleriniz bunları yaptı deyip geçmişe atıfta bulunacaklar ve bizleri belki de inim inim inleteceklerdir!.
 
Siyasetçiye ne dini sorulur, ne de fetva verilir. Onların ıslahı için sadece dua edilir. Adil olan iktidarda kalır, olmayan pılını pırtını toplar gider. Ama olan yine millete olur…

Fi Emanillah…

Ebuzer AYDIN
“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”