dore okulları
Malatya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.38
  • EURO
    35.11
  • ALTIN
    2326.3
  • BIST
    9117.07
  • BTC
    70104.96$

CESARET, FERASET VE DİRAYET!..

01 Aralık 2019, Pazar 22:28

 

SESLİ MAKALE


Birçoğumuzun malumu bir hikaye vardır. Hikaye, askerlerinin “cesaretini” göstermeyi amaçlayan komutanlarla ilgilidir.

Karacıların komutanı tatbikat sırasında emrindeki askerlerden birini çağırır ve yere yatmasını emreder. Asker hemen yere yatar ve hareketsiz bir şekilde bekler. Daha sonra da bir tankın askerin üzerinden geçmesi için emir verir. Tank ilerler, yerde yatan asker kılını bile kıpırdatmadığı için ezilerek can verir. Komutan, diğer askerlere dönerek, "İşte cesaret" der.

Havacıların komutanı da bir askerini çağırır, asker gelir. Komutan askerin hazır bekleyen helikoptere binmesini emreder. Asker hemen emri yerine getirir. Helikopter bir hayli yükselir. Komutan telsizden aynı askere  helikopterden paraşütsüz atlaması talimatını verir. Asker ise onlarca metre yüksekten aşağı atlar ve hazin son gerçekleşmiş olur. Komutan orada bekleyenlere dönerek, "İşte cesaret" der.

Karacı ile havacılar sıralarını savmış, sıra denizciye gelmiştir. Denizci komutan da askerini çağırır ve "Derhal denize atla. 10 dakika boyunca da yüzeye çıkma" der. Emri duyan asker, "Hadi lan" diye karşılık verir. Komutan diğerlerine döner ve "İşte asıl cesaret "
der. 

ANLAMAYANLARA VEYA ANLAMAK İSTEMEYENLERE

Bu kısa hikayeden biz dersimizi aldık. Ders almayan veya almak istemeyenlere de bir iki kelamı kendi lisanımızca anlatmaya çalışalım.
 

Nezahet, nezafet ve nezaket dururken “Hadi lan” demek bize yakışmadığı gibi; kimseye de bu üslubu tavsiye etmem. Acizane 3 kelime üzerinden meramımı anlatayım.


Malatya'nın selameti için Vali Aydın Baruş'a “Sayın(!) Valim, ülkemizin güçlü yayın kuruluşlarından biri olan CNN Türk'te, ünü dillere destan olmuş “Yeşilyurt”umuza “Yeşilhisar” diyerek bizce büyük bir hata yaptınız. Göreve gelişinizin üzerinden hayli zaman geçmiş olmasına rağmen, hâlâ bir Malatyalı gibi davranmıyorsunuz.  Malatya'yı kabullenmemiş gibisiniz. Teskeresini bekleyen bir asker gibi  tavır sergiliyorsunuz. Lütfen Malatyalı olmaya gayret gösterin” diyecek bir CESARET

Son zamanlarda gelişi güzel projelerle(!) milletin tepkisini çeken Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan'a “Sayın Başkanım(!) Burası, Battalgazi'nin memleketi, dini ve milli hassasiyetin zirve yaptığı Niyazi-i Mısri'nin şehri Malatya. 28 Şubat sürecinde olayların olduğu tek ilimiz. Bu insanlar ki sana güvendi ve yüzde 68.7 oranında oy verdi. Tam da her kesimin gönlünde “taht” kurmuşken, sana ne “Pembe trambüsten?” Sana tavsiyemiz Özal gibi her kesimi kucakla. Yanlış yapıyorsun” diyecek bir FERASET

Kulislerde AK Parti İl Başkanının değişmesi lazım geldiğine “vurgu” yapanların çoğaldığı şu günlerde İhsan Koca'ya “Sayın(!) İhsan Koca. Sen ki bir dönem Milletvekilliği yaptın. Sen ki bulunduğun her platformda ‘ağabey' pozisyonunda kaldın. Sen ki siyasette başarılı olmadığın halde, tekrardan il Başkanı oldun. ‘Burası (İl Başkanlığı binası) bir okul dedin.  Lakin bir ‘mezun' bile veremedin. Yeter gayrı, sıkma bizi. Bırak ki yeni isimler ve yeni simalar gelsin” diyecek bir DİRAYET lazım…

Not:Pembe Trambüs” Türkiye'de bir ilk olduğu halde, Selahattin Gürkan'ın sessiz-sedasız ilimizin bu “zenginliğini” sonlandırmasına bir anlam veremedim. Troleybüsün renginin pembe olmasıyla ve bazı kesimlerin bu troleybüsü “tercih” etmesiyle “şeriat” gelmez. Kimse korkmasın.
 

KURTULMUŞ'U BEKLERKEN!..

Fotoğraf” çekileceğini duyunca AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş'a doğru yöneldi. Belki de bu fotoğraf karesi sayesinde hakkındaki bütün “olumsuz düşünceler” gidecekti. Kendi kendine “Eğer bu fotoğraf karesini iyi kullanabilirsem güzel bir algı oluşturabilirim” diye düşünmeye başladı. Hemen köşe başında bulunan kendisi gibi “kurt” siyasetçiyi yok saydı. Birden AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş'a yaklaştı. Güya bir şey diyormuş gibi yaptı. İçinden fotoğrafçısına “Hadi oğlum al şu kareyi” diye geçirdi. Bir anda hesap ettiği “kurt” siyasetçiye; “Pardon müsaade eder misiniz?” dedi ve araya girdi. Bu fırsatı çokta iyi kullandı. Aksi durumda öfkesini gizleyemeyip “Allah'ım bu ne talihsizlik. Bu ne şansızlık. Bazılarının uğursuzluk getirdiğine inandığı ‘kara kediyi' de görmedim; lakin bu ‘münasebetsiz' edeceğini etti.. Demek nasip değilmiş” Diye mırıldanarak kendi kendini teselli edecekti…

Not: Bu hikaye kısmen “kurmaca” olup, geçtiğimiz hafta Malatya'ya gelen Numan Kurtulmuş'u Elazığ'da beklerken yaşanmıştır.


KEŞKE ANALAR AĞLAMASAYDI…

Ülkemizin birçok ilinde yuvalanmış FETÖ'cü hainlere yapılan operasyonlar halen devam ediyor. Son operasyonlarla devletimizin sinir uçlarına yerleşen habis urun parçaları birer ikişer kazınıyor. Malatya'yı da ele geçirmeyi gaye edinmiş “15 Temmuz artıkları” Malatya'dan temizlendikçe, asayiş olaylarında da bir nebze de olsa düşüş yaşandığının bilmem farkında mısınız? “FETÖ beslemesi” olduğuna inandığım bazı kişiler; Malatya'da çok can yaktığı gibi, çokça kanın dökülmesine de göz yummuşlardır. Bu konu hakkında geçmişte yazdığım yazılardan dolayı beni “yargılayan-yadırgayan” birçok isim arayarak “Haklıymışsın” demeye başladı. Ben de “Yahu birader keşke haksız olsaydım da Malatya'da bu kadar kan dökülmeseydi, cinayet olmasaydı ve analar ağlamasaydı.” diyerek karşılık veriyorum. Bu vesile ile Malatya il emniyet müdürümüz sayın Ercan Dağdeviren'in şahsında emniyet teşkilatımıza teşekkür ederek, başarılı hizmetinden dolayı “Allah nazarlardan korusun.” diye duada bulunuyorum.


ELDEKİ MALZEMEDEN BU ÇIKIYOR…

Herkesçe malum bir atasözü vardır “Çuvaldızı kendine, iğneyi başkasına batır” diye. Maatteessüf bu edebi şiar edinmeyen bazı kişiler, hem çuvaldızı, hem de iğneyi başkalarına batırıyorlar. Kendilerini de “Sütten çıkmış ak kaşık” zannediyorlar(!). Ben bu tip insanları Hz. Hüseyin (r.a)'in kanı üzerinde kurumadığı halde “Acaba sineğin kanı üzerime bulaşsa, namazım olur mu?” diyen Yezid'e benzetiyorum. Kendisi boğazına kadar necasete bulaşmış, başkasının beyaz gömleğinin üstündeki  “leke”yle meşgul oluyor. Ne diyelim, eldeki “malzeme”den ancak bu çıkıyor.


SARAÇ'IN PAYLAŞIMINA ZİAKIL YORUMU!..

Geçtiğimiz günlerde AK Parti İl Başkan Yardımcısı ve İl Genel Sekreteri Şeyma Saraç, sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu. Paylaşım, AK Parti Malatya İl Başkanı İhsan Koca'yla ilgiliydi. Saraç'ın paylaşımı şu şekildeydi: “Koca Yürekli Dava Adamı İl Başkanımız Sayın Av.@İhsanKoca44 yı ofisinde ziyaret ettik. Allah birliğimizi beraberliğimizi daim eylesin.

Tüm iyi niyet ve samimiyetle yayımlanan bu mesajda “Kasıttan öte biraz acemilik var” desem yeridir. Bu mesajı okuyan ziakıl “Ofiste ziyarette nedir? İhsan Koca zaten il başkanı. Bu ofis ziyareti istifa ya da kovulma anlamına gelir. Keza, ikna ziyareti de olabilir…” diye sormaz veya yorumlamaz mı?


AZİZ YENİAY'LA İLGİLİ TESPİTLERİM

Küçükçekmece Belediyesi'ne “Kaptanlık” yaparak hâlâ adından söz ettiren isim olan Aziz Yeniay ile yaptığım röportaj, büyük bir zevkle yaptığım işlerden biriydi. Bir hayli olumlu geri dönüş aldığım bu röportajla ilgili olarak, rektör kimliğiyle yıllara damgasını vuran ve gazeteci-yazar kimliğini de taşıyan Prof. Dr. Mesut ParlakKutluyorum, Aziz Başkan Malatyamızın yetiştirdiği gerçek bir değerdir.” şeklinde yorumda bulundu. Sayın Parlak'ın kıymetli yorumunun da ışığında, Aziz Yeniay'la ilgili tespitlerimi aktarmak isterim:


-Liderlik özelliğini her daim koruyor.

-Entelektüel bir kişiliğe sahip.

-Siyaseti mutfağından öğrenmiş.

-Siyasetin yanı-sıra iş dünyasında da stratejik hareket ediyor.

-Son derece naif, nazik ve kibar bir insan…

Selam ve dua ile

Fiemanillah