dore okulları
Malatya
06 Mayıs, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.29
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2409.3
  • BIST
    10270.25
  • BTC
    65234.07$

Ciğerleri beş para etmez, ama derileri!

26 Kasım 2023, Pazar 10:22
Ciğerleri beş para etmez, ama derileri!

Temel Almanya’da bir fabrikada aşçı olarak çalışıyordu. Diğer çalışanların hemen tamamı Yunan idi. 

Fabrikadaki tek Türk Temel olunca Yunan işçiler her fırsatta buna zulmediyorlardı. Kimisi yemek taşırken çelme takıp dengesini bozuyordu. Kimi koridorda omuz atıyordu. Kimi de sırtına hakaret içeren yazılar yapıştırıyordu. 

Temel adeta canından bezmişti. Onun öfkesi yaşlı bir Yunan işçinin dikkatini çekti. 

Yaşlı işçi diğer Yunan işçileri toparlayıp bir konuşma yaptı:

-“Bakın arkadaşlar. Bu Türk’e Buradaki tek Türk olmasının cesaretiyle her fırsatta kötülükler yapıyoruz. Ancak bu adam fabrikanın aşçısı. Yemeklerimizi o yapıyor. Bir gün bu yaptıklarımıza çok sinirlenip yemeğimize zehir de katabilir, müshil de. Zararını hep beraber çekeriz. Bence bu Türk ile barışalım. Onunla iyi geçinelim. Kendimizi tutalım.”

Bu fikri herkes makul ve mantıklı bulmuştu. 

Yunan işçileri temsilen 3 kişi Temel’in yanına gittiler ve:

-“Temel Bey. Biz bundan sonra sana takılmayacağız. Bizden kötülük görmeyeceksin.”

Temel şaşkın şaşkın:

-“Ne yani? Pundan sonra bana çelme takup tüşürmeyecek misinuz?”

-“Sana çelme takıp düşürmeyeceğiz.”

-“Koritorta omuz çarpmaycaksunuz öyle mi?”

-“Öyle. Omuz çarpmayacağız.”

-“Yaptuğum yemeklere gizlice tuz da toldurmayacaksunuz yani?”

-“Evet yapmayacağız. Sana hiçbir kötülük yapmayacağız Temel.”

Temel rahatlamıştı. Bu kötülüklerin durmasına sevinmişti. 

-“Eyi o zaman. Pen da sizun yemeklerinuze işemeyceğum.”

***

Merhaba Türkiye’deki binlerce haber sitesi içinden sitemizi seçip buradaki haberleri, yorumları, makaleleri okuyan güzel insanlar. İyi ki varsınız. 

İsrail zulmünün katlanarak devam ettiği bu günlerde elinden gelenin asgarisini bile yapmayanlara göre gazetemizin okurlarının duyarlılıklarını duyuyor görüyorum. 
Protesto gösterilerine kalbi orada olmasına rağmen hiç katılamayanlara göre katılanlar ve orada bağıranlar daha da güzel insanlar. 

Hem kendi katılıp hem de küçük çocuklarını bile getirenler, orada onlara da slogan attıranlar çok daha güzel insanlar.

O çocuklar yetişiyor. Markette boykot etmeleri gereken ürünleri bile biliyor, ezberliyorlar. 

Ankara’da babasıyla markete giden küçük kız çocuğu hemen yanında market arabasına ürün koyan teyzeyi uyarıyor:

-“Teyzee! Onu alma. O deterjan Yahudi malı. Senin ödediğin para ile çocukları öldüren kurşunlar yapıyorlar.”

O teyze belki boykota katılmış ama farkında olmadan ürünü almıştır. Belki de hiç umursamayan biridir. Ama küçük çocuğun sözleri karşısında utanarak o ürünü geri rafına koymuştur.


 
Sakarya’da yaşanan ilginç olay da Adapazarı Agora AVM’de yaşanmış. AVM güvenliği kraldan fazla kralcılık oynayıp boynunda Filistin atkısı olduğu için bir kadını AVM’ye almıyor. Kafasınca yasak koyuyor. AVM’ye alınmadığı iddia edilen kadın olay yerinden ayrıldıktan sonra yaşadığı durumu sosyal medyada paylaşıp arkadaşlarını çağırır. Olay Adapazarı’nda çok hızlı bir şekilde duyulur. Yüzlerce kadın AVM önüne gelerek olayı protesto eder. Kadınlar ellerinde, “Siz yok saydıkça biz daha çok var olacağız” gibi pankartlarla içeri girerek AVM içinde de tepkilerini sürdürür.

Benzer yüzlerce olay vardır.

Boykota katılmayanları anlayamıyorum. Tartıştığı, sahibiyle kavgalı olduğu dükkândan bırakın alışveriş etmeyi, sokağından geçmeyen insanlar ödediği her kuruşun mermi olarak kardeşine döneceği restoranlardan, kafelerden çıkmıyor. Özellikle oralarda yiyip içerek, özellikle boykot ürünlerini satın alarak kendi çaplarında “İslam karşıtlıklarını” tescillemek, göstermek istiyorlar. Kendilerine tepki verenleri de umursamıyorlar.

Umursamıyorlar çünkü suratlarının derileri kayış gibi. İsrail’in tam da işine yarayacak şekildeler. 

Biliyorsunuz dünyanın en büyük insan derisi bankası İsrail’de. 1973 savaşı sonrasında, çatışmalarda yanan İsrail askerlerinin tedavisi için "İsrail Deri Bankası"nın kurulması fikri ortaya çıktı. Ancak hemen kurulamadı. Çünkü Yahudilikte organ bağışı yasaktı. Hahamlarını bu işe izin vermesi için ikna etmek 12 yıl sürdü. 12 yıl sonra hahamlar bu bankanın İnsan organlarının depolanması da eklenerek kurulmasına izin vermişti.

Banka kuruldu. Ancak hahamların “zoraki” fetvasına rağmen hiçbir Yahudi buraya derisinin veya organının bağışı için başvurmuyordu. Buna rağmen bu “İnsan Derisi ve organ” Bankası çok kısa zamanda dünyanın en büyük İnsan Derisi ve Organ Bankası haline gelmişti. Bu “İnsan Derisi ve Organ Bankası” bağış olmamasına rağmen nasıl bu kadar malzemeye sahip oldu?

Oradan oraya zıplamaya alışmışız ya araya bir haber girelim:

Şifa Hastanesini işgal eden katil sürüleri hastanedeki yüze yakın çocuk cesedini çok hızlı bir şekilde araçlara yükleyip ortadan kaybolmuşlar. Bizim anti boykotçu çakallara sorsan “Çocuk cenazelerini kokmasın diye toplu olarak bir yere gömmek için oradan çıkarmışlardır” derler. Bu fikir İsrail için fazlaca insancıl. Hatta çok komik. Filistinlilerin cesetlerinin gömülmesi onlar için “israf” sayılır.

Hastanedeki cenazeler eski olamazdı. Vefat etmiş ancak defnetmeye vakit kalmamış olanlar olmalıydı ki birçok uzvu ve derisi “İnsan Derisi ve Organ Bankası”nca değerlendirilebiliyordu.

Araya Kasım Özkan’ın Beyaz Gazete’de yayınlanan karikatürünü paylaşıp konumuza devam edelim.


 
Bu banka dünyanın her yerine İnsan Derisi ve Organı ihraç ediyor ve bu işten de güzel para kazanıyor. Ülkelerin tepesindeki Demokles’in kılıçlarından biri de bu sektördür. Çok az ve cılız rakipleri vardır. Bu bankanın en önemli kaynakları tutukladıkları ve akıbetlerinin ne olduğu bilinmeyen kayıp Filistinlilerdir. Onun için her fırsatta çocukları tutuklayıp, tutuklayıp götürüyorlar.

Halbuki İsrail devleti gelip bizim büyükşehirlerimizde kendilerine ait olan Starbucks ve McDonald’s gibi kurumlara gidip boykotçulara rağmen oralarda yiyip içen, pişkin pişkin sırıtan ve umursamayan çakallarımızı alıp bankalarına götürseler (belki ciğerleri beş para etmez ama) kayış gibi kalın olan derileri uzun süre dayanır, bozulmaz ve değişmez. Uzun yıllar kullanılabilir. Yanık derileri için takviye deriye ihtiyacı olan Amerikalılarda ve İsraillilerde bu çakallarımızın derilerini kullanabilirler. Ancak benim tavsiyem bu çakallarımızın derilerinin özellikle popolarda oluşan yara ve yanıklarda kullanılmasıdır. Başka yere de yakışmazlar.

Siz siz olun, boykotu terk etmeyin.

Kalın sağlıcakla.


 

Yorumlar

  • yorum avatar
    Kemal
    26-11-2023 23:15

    Anlamlı yazı

  • yorum avatar
    Musa Yavuz
    26-11-2023 19:38

    Elinize sağlık Ersoy Baba

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.