dore okulları
Malatya
18 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.51
  • EURO
    34.77
  • ALTIN
    2488.5
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    63510.55$

Cumhurbaşkanlığı makamı, kalkanın mı oldu?

29 Ocak 2018, Pazartesi 08:11


Kılıçdaroğlu'ndan
değişim sinyali!.. 

Parlementer sistemlerde muhalefet olmazsa olmazlardandır. İktidar partisini gayrete sevk etmek, yapılan yanlışları görüp ikaz etmek; ana muhalefetin ana amacıdır. Genelde ülke siyasetinin selameti için elzem olduğu gibi, yerelde de iktidar partisinin temsilcilerinin attığı adımlar, ana muhalefetin veya muhalefetin teşvik ve tenkitleri katma değer oluşturur. 

Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı sayınKemal Kılıçdaroğlu'na, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbabaile CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz hakkında görüşlerimi aktarma fırsatı buldum. Kemal Kılıçdaroğlu'nun hayli dikkatini çeken sözlerim şu şekildeydi: “İktidar partisinin temsilcilerinin Malatya'da yaptığı bir kısım hatalı icraata, CHP'nin Meclis'teki tek temsilci Veli Ağbaba'nın bilmediğimiz bir duruma binaen sesi çıkmamaktadır. Dahası Ağbaba'nın, Malatya ile doğru dürüst bir münasebeti yoktur.” CHP İl Başkanı Enver Kiraz için “Kiraz, maalesef il başkanlığı yapacak seviyede biri değildir. Size bir örnek vereyim:İnsan ekmeği ayaklarının altına alıp çiğner mi? Enver Kiraz, güya çiftçinin sesini duyurmak adına sıfır kilometre pabuçlarıyla Allah'ın bize bahşettiği kayısı nimetini ayaklarının altına alarak ezdi” ifadelerini ekledim. Son söz olarak da “Malatya'da CHP'de siyaset yaparak marka değerini muhafaza eden tek bir kişi var; o da Necdet Ayaydın'ın ta kendisi…” ifadeleriyle dikkat çekmeye çalıştım.  

Bu eleştirilerimin sonrasında, sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözleri arasında can alıcı husus şuydu: “CHP'nin Malatya'da aslında potansiyeli daha geniş. Fakat bunu bir türlü yakalayamadık. Onun için Malatya'da yeni bir yapılanmaya gideceğiz 

 

 

Aslanoğlu ile Parlak'ın beyefendilikleri canlanıyor birden zihnimde… 

Konu CHP ve Veli Ağbaba'dan açılmışken, devam edelim. Malatya'lı olup da HDP gibi provokasyonüzerinden siyaset yapan CHP Malatya milletvekili Veli Ağbaba ve CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi ile birlikte konuşmaları FETÖ ağzına çok benzeyen sözleriyle CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem geldi aklıma. Sosyal demokrat olmadığım halde mezkur Malatyalı vekilleri, CHP'ye yakıştıramıyorum. Ya da CHP böyleymiş de biz mi yanlış öğrenmişiz? Çünkü CHP denilince, merhum Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Mesut Parlak gibi beyefendi kimlikleriyle bilinen, marka değeri yüksek şahsiyetler düşüncelerimde canlanıyor. 

 

Son günlerde sayın Erdem'i gören var mı? 

Muhalefet partisiyken, her platformda sesini duyduğumuz iktidar partisiyle birleştikten sonra; tabiri diğerle “AKKURT” (Ki kastım milli ittifak) olduktan sonra izini kaybettiğimiz Malatyalı hemşerimiz MHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem'den haberi olan beri gelsin… 

 

 “Kripto Meşaleci” olur mu? 

Editörlerimizden biriyle durum değerlendirmesi yaparken konu “Meşale Derneği”ne geldi. Köşe yazımın altındaki yorumlarda “Meşaleci” olduğumu iddia eden yorumlardan yola çıkarak “Sen kripto meşaleci olmayasın” diye latife yaptı editör arkadaşım. Ben de “Meşale o kadar büyüdüde artık kriptoları olsun” şeklinde cevap verdim. Sahi bunlar o kadar büyüdü mü?.. 

 

Dernekler Masası, ne iş yapar? 

Malatya Milletvekili Mustafa Şahin adeta Malatyalıların aklıyla oynuyor. Ben Meşale Derneği'nin Malatya siyaseti üzerinde hakim olmadığını iddia eden Mustafa Şahin gibi düşünmüyorum. O derneğin lideriymiş gibi görünen bir kişinin yanımda bir iddiam sonucunda bizzat Malatya Büyükşehir Belediyesi'ndeki bir yetkiliye hesap sorar gibi telefonda seslenmesi; halen dün gibi aklımda. Bugün Meşale Derneği'nin yerinde Süleymancısı da olsa, Menzilcisi de olsa aynı şeyi yapar. Benim itirazım bu derneğin illegal bir dernek olmadığı yönündedir. Eğer böyle bir durum varsa Dernekler Masası ne iş yapar? 

 

Cumhurbaşkanlığı makamı kalkanın oldu? 

Meşale konusu açılmışken “Şelale” sözünün sahibini de unutmayalım. Sırf seçimlerde mezkur dernek müntesiplerinden gerekli desteği almadığından dolayı yaptığı açıklamaları “bel altı” olarak yorumluyorum. Bunun yanı sıra yaptığı ve içine düştüğü durumdan kurtulmak adına “Cumhurbaşkanımıza bildireceğim” gibi sözleriyle Cumhurbaşkanlığı makamını kendine “kalkan” etmesini de hiç tasvip etmiyorum… 

 

Fotoğraf çektirirken yanında durduklarınıza dikkat edin? 

Benim Malatyalı siyasetçilere tavsiyemdir: Kimlerle fotoğraf karelerine girdiklerine dikkat etsinler. Çünkü üst düzey bazı siyasiler ile fotoğraf çektiren bazı hüviyetsizlerin; o kareleri kullanarak illegal bir şekilde kısa zamanda servet sahibi olduklarını biliyorum. Evvel ahir tavsiyem: “Söz dinleyen salih olur” şeklindedir. 

SAHTEKÂR ŞİRKETE HESAP SORAN YOK!.. 

Daha önce yapılan ihale ile belediyeye bağlı MOTAŞ şirketine verilen ihale daha sonra MUAY adlı Sivaslı firmaya devredildi. Şehir içindeki trafik ve park sorununu otopark yaparak çözmesi gereken belediye, hiç de akla yatkın olmayan parkmetre ihalesiyle araç sahiplerine ek bir yük getirdi. Belediye için basit bir gelir kaynağı olan parkmetre ihalesi daha önceki ihalede herhangi bir gelir sağlamadığı gibi belediyeye ek gider olmuştu. İhaleyi sahte belgelerle kazandığı iddia edilen firma, belediyeye ödeme yapmadan ortadan kayboldu... Mezkur firmanın sebep olduğu zarar için kimseye hesap sorulmadı. 

Yeni dönemde ihaleyi devralan firmaya ise geçmiş dönemdeki alacaklar da devredildi. Bu durumu kendisi için fırsata çeviren firma bazı avukatlarla anlaşarak belli bir tutarın üzerindeki borçlulara tebligat göndererek icraya vermeye başladı. 

Son birkaç ay içerisinde yüzlerce araç sahibi, gelen tebligat üzerine soluğu ya icra dairesinde ya da avukatlık bürosunda aldı.Sözün özü, can sıkıcı işler bunlar...

Selam ve dua ile
Fiemanillah