dore okulları
Malatya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    63679.500$

DİĞERLERİNİN HİÇ Mİ SUÇU YOK?

13 Nisan 2021, Salı 12:00

 

-“Kültür Turu Projesi” adı altında insan kaçakçılığı iddiası, neden şimdi gündeme geldi?

-Bu kumpasın arkasında kim var?

-Konunun en vahim kısmı nedir?

-Yeşilyurt Belediye başkanı Mehmet Çınar ne yapmalı?

-Gri filyasyon kimlere temas ediyor?

-Aysun Baykarabulut'un şaşırtıcı mesajı neydi?

-Malatya Büyükşehir Belediyesinin iktisadi teşebbüsü olan Esenlik Şirketi, liyakat ve ehliyete önem veriyor mu?

- Malatya Büyükşehir Belediyesi'nde, Başkan Başdanışmanı ünvanıyla arz-ı endam eden Fatih Kerimoğlu, şimdi ne yapıyor?

-Eski Milli Görüşçü, yeni CHP'li Mehmet Bekaroğlu, sosyal medya üzerinde nasıl çark etti?



Şeytan'ın bile aklına gelmez” şeklinde bir söz vardır. İşte bu söz ülkemizde yine söylenir oldu. Hem de merkezine bizim Yeşilyurt Belediyesi oturmuş durumda. Birçok haber kanalında yer alan haberlerde, “Kültür Turu Projesi” adı altında insan kaçakçılığı yapıldığı konuşuluyordu. Hatta bizim solak gazete, internet siteleri ve televizyonları sadece Yeşilyurt Belediyesi'ni görüp oradan vurmaya çalışıyordu. Türkiye genelinde 60'a yakın belediyede yaşanan bu olay, sanki sadece Yeşilyurt'ta yaşanmış gibi!..

 BU KUMPAS, FETÖ'YÜ ANDIRIYOR

Yeşilyurt Belediyesi tarafından Almanya'da bir şirketin sponsorluğunda “Çevreye Duyarlı Bireyler Yetiştirmek” adlı projenin ilk başlangıcı Şubat 2020'ye denk geliyor. Fakat Pandemi nedeniyle proje ancak Eylül 2020'de gerçekleşmiş.

Hazırlanış itibariyle bu olay FETÖ gibi şeytani bir örgütün işine benziyor. Büyük ihtimalle gittiği söylenen kişiler gerçekte ise başkalarıydı. Almanya'ya gitmek için vize şartı gereklidir. Vize şartı olmadan gitmenin yolu, gri pasaport. Yani devlet görevlendirmesi. Gidecek kişilerin uygun olup olmadığını emniyet bilir. Emniyete sorulup sorulmadığı ise önemli. Eğer bir kişide yurtdışına çıkış yasağı varsa, Nüfus Müdürlüğü pasaport vermez. Kişinin terörle iltisaklı olup olmadığını da nüfus müdürlüğü bilemez. Bu sebeple bilgilerin Emniyetten alınması gerekir. Emniyetten bilgi alınırken, kişinin sadece GBT'si de istemez. Yazılan yazıda mutlaka kişilerin yurtdışında görevle gönderileceği belirtilir. Bu belirtilmediği takdirde verilen cevap farklı olur.

 MEHMET ÇINAR'A OPERASYON ÇEKİLİYOR

Aradan 6 aydan fazla zaman geçmiş, bu kadar zamanda tek bir yaprak kıpırdamazken, bir hafta önce CHP'li belediye meclis üyelerine bir dosya geliyor. “Bu dosya niye bu kadar bekledi?” diye her aklı başında insan sorar tabii ki… Şahsen konuyu araştırdım. Aldığım duyumlara göre; Mehmet Çınar'a, yakın bir zamanda birileri gelip, bazı isteklerde bulunuyor (şantaj yapmaya kalkıyorlar ).

 Bu isteklere Mehmet Çınar'ın tepkisi, “Yürüyün gidin işinize. Elinizden geleni de ardınıza koymayın. Ekşi yemedim ki karnım ağrısın.” şeklinde oluyor. İşte o gri pasaport meselesi de, o anda yani bir hafta önce patlak veriyor. Evet evet 1 hafta önce!

BU İŞTEN KÂRLI ÇIKAN KİM?

Belediye başkanının, düzenlenecek organizasyonların detaylarını bilme ihtimali yoktur. Belediye başkanı kendisine söylenen kadarını bilebilir. Konu ilk önce kimden çıkmışsa odak noktası o kişidir. Örneğin belediye başkan yardımcısına böyle bir talep gelmiş, başkan yardımcısı bu işi bir birime yönlendirmişse, o birimin yöneticisine bakmak gerekir.

Bu projede belediyenin kârının ne olduğu” en önemli sorudur bence. Belediyenin 2 personelinin katılım masrafı dışında bir kazancı görünmüyor. Kaldı ki buda kazanç değil zaten. Böyle projelerde belediye ve ilçenin tanıtımına katkısına bakılır. Hiçbir medyada yer bulamayan bu konunun tanıtıma da etkisinin olmadığı aşikâr. İşte bu sebeple projeyi getiren, öneren, inceleyen kişilere bakmak gerekir “Maddi kazançları var mı-yok mu?” diye...

Proje ortağı denilen derneğin rolü nedir? Muhtemelen kâğıt üzerinde üye ettiği bu kişilerden bir “ücret” almış mı almamış mı? Neden bu işe girişmiş? Bütün bunlardan çıkardığım sonuç, birileri ya bu işten “rant” elde etti, ya da aynı kişiler terör örgütü sempatizanı. Başka bir izahı yok.

KONUNUN EN VAHİM KISMI

Başka belediyelerde buna benzer olaylar olunca, İçişleri Bakanlığı devreye girip, dernekler masasına "insan kaçakçılığına" dikkat etmeleri hususunda uyarıda bulunuyor. Malatya Kale Belediyesi ile kamuoyunda bilinen bir dernek arasındaki protokol ve aynı şekilde gri pasaport alma girişimi İl Sivil Toplumlu İlişkiler Müdürlüğü ve Malatya Valisi Aydın Baruş'a takılıyor. Soruşturmalar bittikten sonra Yeşilyurt Belediyesi Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü üzerinden bu işi yürütüyor. Malatya Valisi Aydın Baruş'un yerine de Vali Yardımcısı imzasıyla pasaportlar çıkarılıyor. Bütün bunlar Başkan Çınar'ın bilgisi dahilinde mi, yoksa Çınar'da kandırıldı mı? Bilemiyorum. Lakin bu denli şeytani bir planın Fetö ürünü olacağına dair şüphelerim güçleniyor.

 MEHMET ÇINAR NE YAPMALI?

Bundan sonrası için Belediye Başkanı Mehmet Çınar'ın ne yapması gerektiğini âcizane bir kaç maddeyle anlatmak isterim:

 1- Tereddüt etmeden Belediye Başkan Yardımcısını görevden almalı.

2- Bu işle ilgili hangi birimler yazışma yaptıysa, tamamının müdürlerine yol vermelidir.

3- Pasaport, görevlendirme vs. gibi işler İnsan Kaynakları Müdürlüğü'nün görev alanındadır. Çınar'ın maalesef İnsan Kaynakları Müdürü yok. Vekaleten bakan kişi de, bu işleri bilmiyor. İşten anlayan bir İnsan Kaynakları Müdürü bulması şart.

4- Konu daha fazla dallanıp budaklanmadan, çıkıp geniş kapsamlı bir açıklama yapmalı. Zira bu işin altından büyük birileri çıkacak.

5- CHP'li meclis üyelerinin, gidenlerin dönüp dönmediğini bilmelerine imkan yokken, birileri bu konuyu onlara iletmiş anlaşılan. Muhtemelen onlar bu işin maşası ve işin hedefinde Belediye Başkanı Mehmet Çınar var. Bilgiyi veren kişiler eliyle Çınar'a operasyon yapılırsa şaşırmayalım. Bunun için elini çabuk tutmalı ve gerekli görevden almaları derhal yapmalı.

6- Veli Ağbaba basın açıklamasında özetle; "Burada bir suç var, örgütlü bir suç var. Ortada örgüt var mı, para var mı? Savcıları göreve çağırıyorum. Malatya Valiliği nerede?"

"CHP'li meclis üyelerini komisyonlardan çıkarıyorsun. Burada elini kolunu sallayarak iş yapamazsın! Bütün bunların takipçisi olacağız.” şeklinde konuştu. Buradan da anlaşılacağı üzere, 40 yılın başında bir açık bulduğunu düşünen CHP, bu işin peşini bırakmayacak ve sürekli bununla Başkan Çınar'a vurmaya çalışacak.

8- Her ne kadar CHP'li üyeleri komisyondan çıkartmanın intikamı gibi görünse de, bu olay ciddi ve önemli bir konu. Olayı "Bunlar intikam almak için aylar önceki bu olayı ortaya atıyorlar" şeklinde savuşturmak yapılacak en büyük hata olur. Fakat basın açıklamasında konunun bu boyutu da kısaca verilebilir.

A_245

HIRSIZIN HİÇ Mİ KABAHATİ YOK?

Verdiği ince ve ders niteliğindeki mesajlarıyla tanıdığımız Nasreddin Hoca'yla ilgili fıkraların bir çoğunu biliriz. İşte o fıkralardan biri:

Nasreddin Hoca'nın evine gece hırsız girer, evde ne var ne yok götürür. Sabah, komşuları toplanır, Hoca'ya sorularıyla yüklenmeye başlarlar.

- Hocam kapıyı açık mı bıraktın yoksa?

- Hocam şu eski pencereleri değiştir diye sana kaç kere söyledik.

- Bir köpek alsaydın, böyle olur muydu?

- Hocam o kadar sesi duymayacak kadar nasıl derin uyudun?

Hoca bu, lafın altında kalır mı? Yapıştırmış cevabı: Hırsızın hiç mi kabahati yok? 

FİLYASYON EKİBİ KURALIM

Bu gri pasaport meselesinde 60 küsur tane belediye görülmeyip, sadece Yeşilyurt Belediyesi'ne yüklenen ve yüklenenlere hak verenlere sorulmaz mı?

- Bu dolandırıcılar dernek kurarken, görmesi gerekenler, niye görmedi?

- Bu dolandırıcıların kurduğu dernek üyelerinin GBT'lerine veya iltisaklı oldukları yerlere bakılmadı mı?

- Bu dolandırıcılar, belediyeyle irtibata geçtiğinde ve akabinde gelişen olaylarda çıkan kokuyu alması, çıkan gürültüyü duyması gerekenler nasıl derin bir uykuya daldı?

Covid-19 salgınının dilimize kazandırdığı kelimelerden biri de “Filyasyon”dur

Bu kelime, hastalığın kaynağını bulmak ve yayılma zincirini takip etmek anlamına geliyor.

Bizde son günlerde adı “insan kaçakçılığı”yla anılan belediye çalışanlarıyla ilgili bir filyasyonekibi kuralım.

Bu kişilerin gitmesine izin veren valiliğin, emniyetin, Dernekler Müdürlüğü'nün ve İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü'nün hiç mi suçu yok?

ÇOCUKLARIN KAHRAMAN BABALARI!..

Üç çocuk atışmaktadır. Her üçü de babasının dünyanın en hızlı insanı olduğunu iddia eder.

Çocuklardan biri, “Benim babam hedefe bir ok fırlatır, ok hedefe varmadan önce babam varır.” der.

İkincisi “Benim babam hedefe bir kurşun sıkar, kurşun hedefe varmadan babam varır.” Diye ortaya atılır. Üçüncüsü ise, “Onlarda birşey mi? Benim babamın mesaisi 5'te biter. Babam o kadar hızlı ki, hergün 3'te evdedir.”der 

ABARTMAYI ÇOK SEVİYORUZ VESSELAM!..

Yukarıda verdiğim misal gibi, toplum olarak mübalağayı çok seviyoruz. Maalesef, herhangi bir şeyi abartmayı ve olduğundan çok daha büyükmüş gibi göstermeyi marifet sayıyoruz. Geçtiğimiz hafta emekli amirallerin boş beleş bildirisine, hepimiz en üst perdeden tepkimizi koyduk, koymalıydık. Malatya Turgut Özal Üniversiteside tepki koyan kurumlardan biriydi. Lakin bu tepki mesajında iki şey dikkatimi çekti. Diğer bütün üniversitelerin tepki mesajında sadece üniversite ismi yer alıyordu. Yani mesajın altında Rektör, Senato vs. kimsenin ismi yoktu. Turgut Özal Üniversitesi'nin mesajında Rektör Aysun Bay Karabulut ismi dikkatimi çekti. 

İkinci bir husus mesajın içeriğiyle ilgili. Mesaj içeriği; "Üniversitemiz, 15 Temmuzda olduğu gibi, bugünde ülkemizin yanındadır." şeklinde bitirilmiş. 15 Temmuz menfur darbe girişimi 2016 yılında yapıldı. Malatya Turgut Özal Üniversitesi 2018 yılında kuruldu. 2018 yılında kurulan bir Üniversite, 2 yıl önceki bir olayda nasıl taraf olur ki? Dedim ya, abartmayı seviyoruz. Ha eğer mesaj, sadece Rektör Hanımın ise "Üniversitemiz" demek doğru olmaz. Öyle olunca da sanki üniversite rektörden ibaretmiş gibi algılanır.

B_188

GÜRKAN VE KOCA'YI TEBRİK EDİYORUM

Malatya Büyükşehir Belediyesinin iktisadi teşebbüsü olan Esenlik Şirketine ait aşağıdaki sosyal medya paylaşımı dikkatimi çekti. Paylaşım, Dünya Avukatlar Günü nedeniyle, Esenlik Genel Müdürü'nün Şirket avukatına yaptığı kutlama ziyaretine dair bir paylaşım. Gayet şık bir hareket. Paylaşım sayesinde öğrendik ki; Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, ehliyet ve liyakate kıymet veriyor. Zira, Esenlik Şirketi'nin avukatı, 2015 yılında Cumhuriyet Halk Partisi'nin milletvekili adayı olan Memba Kuşçu. Avukat hanımın babası da, Arguvan Belediye Başkanlığı için Cumhuriyet Halk Partisi'nden aday adayı olmuştu. Yani avukat hanım aileden CHP'li. Ak Parti içerisinde onlarca avukat varken, CHP'li bir avukatın, Esenlik Şirketi'ne avukat olarak seçilmesi, ehliyet ve liyakatten başka ne ile açıklanabilir ki? Aynı şeyi CHP'li bir başkan yapar mı? Bilemiyorum. Selahattin Başkan'ı ve kendisi de avukat olduğu halde bu duruma tepkisi olmayan Ak Parti İl Başkanı İhsan Koca'yı bu hassasiyetlerinden dolayı tebrik ediyorum.

C_107

BALON PATLADI!..

Malatya Büyükşehir Belediyesi'nde, Başkan Başdanışmanı ünvanıyla arz-ı endam eden Fatih Kerimoğlu, geçen hafta istifa etti. Bana bu konu hakkında fikrimi soranlara, toplu bir şekilde cevap veriyorum: Hormon verilip büyütüldü. Cilalanarak yükseltildi. Şimdi de yükseltilen o balon patladı! Bütün olay bu... 

Fatih Kerimoğlu, selefleri gibi “İsviçre çakısı” olacaktı da olamadı...

D_65

BİRAZ HASSASİYET SAYIN BEKAROĞLU..

Bundan bir kaç yıl evvel yaşanmış bir olay, sanki bugün yaşanmış gibi bir algı oluşturuluyor. Hatta yaşandığı bile kesin olmayan bazı meseleler öyle köpürtülüyor ki; bir bardak suda fırtınalar kopartılıyor. Yukarıda gördüğünüz foto üzerinde, eski Milli Görüşçü, yeni CHP'li Mehmet Bekaroğlu, sosyal medya üzerinden bir mesaj paylaşmış. Bekaroğlu mesajında “Humor(mizahlaştırma) savunma düzeneği ile ifade ettiğimiz bu durum, en temel meselemizdir. Bir şekilde öne geçen kişi, diğerlerinden farklı olduğuna inanmaya başlıyor, bir tür ilah olduğuna. Siyaset ise öne geçmenin en pratik yolu olarak görülüyor...” ifadelerini kullanmış.

Fotoğrafın mevcut dekan ile ilişkisinin olmadığını öğrenen aynı Bekaroğlu, bu kez de “Bu fotoğrafın mevcut İnönü Ü. İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fikret Karaman'la ilgisinin olmadığını, olayın önceden yaşandığını öğrendim. Zaten fotoğraf insanları rencide etmek için değil, bir toplumsal soruna mizahlaştırma yöntemi ile dikkat çekmek için paylaşılmıştır.” diyerek çark etmiş. Türkiye'nin köklü partilerinde siyaset yapmış birinin, sosyal medya paylaşımlarında daha çok hassas olması gerekmez mi? Foto-montaj olup-olmadığına, hangi zamanda kimin döneminde olduğunu ve yerine bakması gerekmez mi? 

Selam ve dua ile

Fiemanillah