dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    35.03
  • ALTIN
    2459.1
  • BIST
    9798.61
  • BTC
    64430.67$

EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM…

03 Ekim 2018, Çarşamba 21:40

 

 

Milli Eğitimin İçler Acısı Hali

Malatya son yıllarda eğitim konusunda giderek gerileyen bir il. Her sene eğitim kalitesi ve başarılı öğrenci sayısında geriye doğru ilerliyoruz. Bunun birçok sebebi var. Aslında bu konu yöneticilerimizin üzerinde önemle durmaları ve araştırma yapıp, tedbir almaları gereken en önemli konu. Çeşitli sebepleri olan bu sorunu kimsenin çokta ciddiye aldığını düşünmüyorum. Ben konunun yönetim safhasını yazmak istiyorum. Bugüne kadar birkaç dost meclisi dışında tanışma imkânım olmadığı için, İl Milli Eğitim Müdürü Ali Tatlı'yı çok tanımıyorum. Yakinen tanıyan hiç kimseden hakkında bir tek olumlu cümle dahi duymadım. En çok duyduğum şey; kendisine referans olan kişi/kişilerin isimlerini sıralayarak bununla PR yapmaya çalışması oldu. Bu, “ben bir işe yaramam belki ama sırtım pektir.” Demekten başka bir şey değil. Başarılı yöneticilerin hiçbirisi bu tür bir tanıtıma ihtiyaç duymazlar. Bana göre Malatya'da eğitimin başına gelen en kötü olay bu kişinin İl Müdürü olarak görev yapmasından başka bir şey değil. Bu pek başarılı, çok yönlü yöneticinin arkasında duran kişilerin bu zatı kendi memleketinde görevlendirmesi yerinde olur. Çok başarılı olan bu zat bari kendi memleketine hizmet etmiş olur. “Balık baştan kokar” misali Milli Eğitimin başı böyle olunca, aşağı kademelerde de durum çok iç açıcı gelmiyor. Aslında çok başarılı yöneticiler var fakat baş iyi olmayınca, onlarında yapacağı çok şey olmuyor. Yönetim kademesindeki bu sorunlar aşağı doğru bütün kısımlarda sorun yaşanmasına sebep oluyor. Malatya sınav sonuçlarına göre Türkiye'nin en kötü illeri arasında yer alıyor. Okul yöneticilerinin çoğu birilerinin referansı ile atanıyor. İdareci atamalarında neredeyse hiçbir kıstas yok. Beden Eğitim Öğretmeni olan bir kişi Meslek Lisesine, Müzik Öğretmeni İmam Hatip Lisesine atanabiliyor. Üstelik doğru dürüst tecrübe şartı da aranmıyor. Okulların kurulacağı yerlerle ilgili tercihlerin çoğu hatalı. Malatya'da trafik zaten önemli bir sorun iken, okulların kurulduğu yerlerde toplu taşıma olamaması nedeniyle, öğrenciler ya servis kullanıyor ya da aileler çocuklarını okula bırakıyor. Her türlü trafik yoğunluğu artmış oluyor. Birilerinin referansı ile idareci olan kifayetsiz kişiler, mantıksız işler yapmaktan geri kalmıyor. İdarecilerin birçoğu aynı yapıya mensup. Gittiğiniz okullarda yöneticilerin masasına bakarsanız hangi guruba ait dergi aldıklarını görürünüz. Zamanında FETÖ'cülerin ellerine alarak dolaştıkları gazeteleri gibi, bugünkü okul yöneticileri masalarına koydukları dergi ile kendilerini belli ediyorlar. Bütün bunlar öğrencilere olumsuz yansıma yapıyor ve Malatya'nın eğitimde gerilemesine sebep oluyor. En acısı bu sorunu çözmeye çalışan hiçbir yönetici yok!

 

Halk Eğitim Merkezi Nereye Kurulur?

Malatya'da gelir düzeyi düşük olan kişilere dersane hizmeti sunmasının yanında, açtığı birçok kurs ile birçok kişiye ekmek kapısı açan veya kişilerin gelişmesine katkı sağlayan nadide kurumlardan birisi Halk Eğitim Merkezidir. Halk Eğitim Merkezi 15 Temmuz'dan sonra FETÖ'den ele geçen Turgut Özal Kolejinde hizmet vermeye başlamıştı. Binanın yapısal sorunları olsa da 2 yıl boyunca hizmet verildi burada. Yetkililerimiz ne hikmettir bilinmez Halk Eğitim Merkezini, Orduzu Pınarbaşına taşıma kararı almışlar. Yeni yeri “Dağ başı” diye tabir etsek yanlış yapmış olmayız. Merkezi, buraya taşımak “kimseye hizmet vermek istemiyoruz” demekten başka bir şey değil. Anlaşılan gelir düzeyi düşük insanların faydalandığı hizmetlerden artık kimse faydalanamayacak. Mevcut binanın çürük olması ya da çok kötü durumda olması normaldir. Bu sebeple burası boşaltılmak istenebilir. Bunu anlayışla karşılamak lazım. Fakat yeni yer için dağın başı bir yer belirlemenin mantıklı hiçbir izahı olamaz. Madem bina çürük o zaman halk eğitim merkezini FETÖ'den devrolan başka bir binaya taşısınlar. İlla dağ başına götürmek gerekmiyor!

 

Memur-Sen'de Neler Oluyor?

Konu Milli Eğitimden açılmışken eğitimle alakalı önemli bir konudan daha bahsetmek istiyorum. Malatya'lı eğitimcilerin büyük çoğunluğunun üyesi olduğu Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim - Bir – Sen) kongre sürecine girmiş durumda. Memur-Sen ülkemizin en büyük sivil toplum kuruluşu. Çizgisi, görüşü, fikri ve zikri belli olan bir kuruluş. 15 Temmuz menfur hadisesi başta olmak üzere, toplumsal konuların tamamında duruşunu net olarak göstermiş nadide bir örgüt memur-Sen. İşte bu Memur-Sen'in en büyük sendikası Eğitim-Bir-Sen. Üye sayısının fazlalığı nedeniyle Eğitim Bir Sen Başkanı olan kişi aynı zamanda Memur-Sen Başkanı da oluyor. Hâlihazırda bu görevi yürüten mevcut bir başkan var. Her kesime yakın, herkesin derdi ile dertlenen, ömrü hayatı mücadele ile geçmiş bir kişi, Kerem Yıldırım Memur-Sen'in mevcut başkanı. Yeni seçim sürecinde Kerem Başkanın oldukça iddialı bir rakibi var. Rakiple ilgili biraz araştırma yapınca ucunun Malatya'daki neoparalel yapıya çıktığını tespit ettim. Bu yeni paralel yapının kim/kimler olduğu herkesin malumu. Malatya'da ki okulların % 80'ninden fazlasında bu yapıya mensup yönetici kadrosunda kişiler var. İşte bu yeni aday bu yapının desteklediği ve öne sürdüğü bir kişi. Bütün okul idarecileri ağız birliği yapmışçasına bu kişiye destek veriyorlar. Tabi söz konusu yapının Memur-Sen'i ikinci defa ele geçirme planı bu. Yıllar önce de böyle bir şey denenmiş fakat başarılı olamamıştı. Bu defa işe oldukça sıkı bir şekilde sarılıyorlar. Kazanma ihtimalleri oldukça yüksek. Eğer Memur-Sen bu yapının eline geçerse kendi şahsına bir STK olmaktan çıkar, bir başka STK/Örgütün güdümünde bir STK'ya dönüşür. Bunun ilerleyen zamanlardaki yansıması oldukça kötü sonuçlar doğurabilir.

 

Hakan Kâhtalı Nerelerde?

Malatya Ak Parti Milletvekillerinden Hakan Kâhtalı bu aralar kayıp. Eğer hacca gitmediyse bir sıkıntı var demektir. Seçim sürecinde meydanda hiç göremediğimiz Kahtalı, mazbatayı aldıktan sonra bir anda ortalıktan kayboldu. Ahmet Çakır parti tarafından kendisine verilen Koordinatörlük görevi nedeniyle, bölgede çalışmalar yapıyor. Öznur Çalık ve Bülent Tüfenkçi program üstüne program yapıyorlar. Fakat ne hikmetse Hakan Kahtalı görmek mümkün olmuyor. Malatya'da Ak Partili seçmenin çoğunun Kahtalı ile yakınlığı var. Adıyaman/Pütürge aşiretlerinden olan herkes bir yerde Sayın Kahtalı'ya değiyor. İl Başkanlığı sürecinde bu insanların işlerini görmeyen, yaralarını sarmayan Kahtalı, Milletvekilliği sürecinde de aynı tavrı devam ettiriyor. Bu durum kabul edilecek bir durum değil. Sayın Kahtalı'nın milletin içine inmesi ve dertleriyle dertlenmesi gerek. Aksi halde bir daha o makamları görmesi mümkün değil. Aynı şekilde bu tavır yaklaşan yerel seçimler öncesi Ak Parti'nin hanesine olumsuz bir geri dönüş yapar.

 

Film Festivali Ne İşe Yarar?

“Film festivali bir şehre ne kazandırır?” diye bir soru sorduğunuz zaman, karşılığında sürekli Fransa'nın Cannes şehri örneğini duyarsınız. Cannes sıradan bir kasaba iken yapmış olduğu Cannes (Kan) Film Festivali ile bugünkü durumuna gelmiştir. İşte her zaman bu örnek verilir. İkinci bir örneğini bulamazsınız. Türkiye'de bu işi en iyi yapan Antalya Altın Portakal ve birazda Adana Altın Koza. Her ikisinin de yapılmadığını düşünün her iki şehrin hiçbir kaybı olmaz. Genellikle film festivali katılımcıların eğlencelik ihtiyaçlarını karşılamaya dönük bir faaliyet gibi icar edilmektedir. Uluslararası bazda bir haber bulmak oldukça zordur. Ulusal bazda yapılacak olan haber ve tanıtımlarında etkisi tartışılır bir konudur. İcra edildiği ilk yıllarda ulusal bazda oldukça ses getiren Malatya Kristal Kayısı Film Festivali, son 2 yıldır neredeyse medyada kendisine hiç yer bulamıyor. Önceleri Malatya Valiliği öncülüğünde yapılan bu festival, İl Valilerimizin kişisel ilişkilerini ön plana çıkararak göstermiş oldukları üstün gayret nedeniyle, medyada kendine yer bulabiliyordu. Ayrıca eskiden bu işi yapan ekip çok daha profesyonel bir ekipti. Malatya Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde son iki yıldır düzenlenen festivalin sesini duyan yok. Harcanan trilyonlarca liranın bir kuruşluk getirisi yok! Üstelik festival ekibinde yer alanların çoğu Gezi Olaylarına aktif destek veren kişiler. Başkan Hacı Uğur Polat'ın bu konuları gözden geçirerek ya festivali bitirmesi ya da daha iyi bir ekiple çalışması gerekiyor. İstanbul'da gerek medya, gerek sinema ve gerek diğer sanat camiasından Malatya'lı birçok duayen bulunmakta. Yeni festival danışma kuruluna mutlaka bu kişileri de alması ve fikirlerinden faydalanması gerekiyor. Malatya'lı bir yönetmeni bu işin başına getirmesi halinde başarının çok daha artacağını düşünüyorum. Aksi halde milletin cebinden çıkan para, birilerinin eğlencelik parası olur. Sonucunda Malatya hiçbir şey kazanmaz.

 

Kalkınma Ajansı Neyi Kalkındırdı?

Malatya'da ne işe yaramadığını bir türlü öğrenemediğim kurumların başında Kalkınma Ajansı geliyor. İsmine bakınca şehrin en önemli kurumu bu olmalı diye düşünüyorsunuz. Fakat araştırınca şehrin kalkınmasına katkısının neredeyse sıfır olduğunu görüyorsunuz. Genelde eğitim, seminer, gezi, tanıtım vs. gibi daha çok faydalanıcılarına eğlencelik sunan işler yaptığını öğreniyoruz. Birde bu ajans kurma işinin FETÖ'nün fikri olduğunu unutmamak gerekir. Doğru dürüst bir katkısı olmayan Kalkınma Ajanslarına, yıllık o kadar para nasıl harcanır anlamış değilim. Mesele daha açık anlaşılması için bir örnek vermek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde bir dost meclisinde bu ajansın bir projesini ballandıra ballandıra anlatan bir şahsa denk geldim. Bu şahıs “her devrin adamı” türünden birisi. Birkaç farklı kurumda yöneticilik yapan bir kişi. FETÖ'nün etkin olduğu zamanlar onların yılmaz bir neferi gibi hareket ediyordu. Ballandıra ballandıra anlattığı proje; Malatya Yemeklerinin Avrupa'da tanıtılması meselesiymiş. Avrupa'nın birkaç şehrinde Malatya Yemeklerini tanıtacaklarmış. Sonrasına Malatya'ya turist akını olcakmış. Mış mış mış… Güzelce anlatılan bu konuyu duyunca ilk etapta kulağa hoş geldi. Malatya'lı üç-beş firma cebinden para harcayarak gidip memleketi tanıtıp gelecekler diye düşündüm. Sonrasında bu projenin bütçesinin birkaç trilyon olduğunu ve parayı Kalkınma Ajansının vereceğini duyunca, veyl olsun dedim. Devletin tasarruf dönemine girdiği bu zamanda bu kadar para harcadıktan sonra elde edilecek fayda ne kadar olur? Bunu yapanlar hiç düşünmez mi, fayda/maliyet analizi nedir bilmez mi bu insanlar? Bu kadar harcama yapanlar, turizm patlaması olacağını mı sanıyorlar? Elin makarnacısı kalkıp Malatya'ya ayranlı küfte yemeye mi gelecek? Hamburger yiyen koşa koşa Kaburga dolması yemeye gelecek herhalde! Bunu yapanlar neyin aklını yaşıyor bilmiyorum ama bu projenin Malatya Valisinden ve Kalkınma Bakanlığından onay görmeyeceğinden eminim. Maalesef ismi büyük olan bu kurumumuzun yaptıkları bu tür eğlencelik işlerden ibaret.

 

PICARD Konferansı

Dünya Gümrük Örgütü ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı arasında düzenlenecek olan 13. PICARD Konferansı 9-11 Ekim tarihlerinde ilimizde yapılacak. Dünya'da gümrük konusunda bir nevi zirve görevi gören bu etkinliğin Malatya'da düzenlenmesi, şehrimiz açısından oldukça önemli bir fırsat. Bu konferansın Malatya'da düzenlenmesi, zamanın Gümrük ve Ticaret bakanı Hem şehrimiz Bülent Tüfekçi'nin ısrarlı talebiyle mümkün oldu. Fakat durum öyle bir hal almış ki, sanki Malatya'lı kimse bu konferansı istemiyor gibi bir hava var. Etkinliğe 1 hafta kalmasına rağmen dışarıda hiçbir tanıtıma rastlamadık. Valilik, Kalkınma Ajansı, Büyükşehir Belediyesi, TSO, Ticaret Borsası, İş Adamları Dernekleri vs. herkes sus pus olmuş durumda. Ülkemizin en önemli ihraç kalemlerinden birisi olan kayısının başkenti Malatya'da bu denli önemli bir organizasyon olacak ama kimse destek vermeyecek. Bunu mantıkla izah edecek bir cümle bulamıyorum. Hadi siyasi kurumlar bir takım siyasi emelleri nedeniyle tavır almış olabilirler. Ki buda oldukça yanlış bir tutum. Peki ya diğer kurumlar? Bu şehrin Kalkınma Ajansı gidip Avrupa'da yemek tanıtımı yapacağına,  Dünyanın dört bir yanından ayağına kadar gelen Gümrükçülere yemeklerini tanıtsın. Milletin eğlencesi için trilyonlar harcayıp Film Festivali düzenleyenler, bu etkinliğe destek versinler.

 

Selametle…

Adem İnsanoğlu