dore okulları
Malatya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.53
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2436.2
  • BIST
    9810.96
  • BTC
    63646.88$

ESENLİK Mİ BATIYOR? YOKSA BİZ Mİ HASÜDÜZ?...

20 Eylül 2014, Cumartesi 18:31

Tarihte önemli bir yeri olan Malatya, Cumhuriyet tarihinde de büyük bir öneme ve konuma sahiptir. Herşeyden önce coğrafik ve stratejik konumu büyük önem arzeder. Tabiatı ve doğası, insanı ve zekası, insanlığı ve güzelliği herkesçe bilinir. Bununla birlikte insanının idareciliği ve yönetim becerisi fevkelade değil, fevke Türkiye (Türkiye'nin üzerinde)'dir.

Burada yaşayan bizler, bazen birbirimizin, memleketimizin ve değerlerimizin  kıymetini bilmiyoruz. Ama dışardan bakan biri, bize de memleketimize de bayılır. Biraz önce Malatya'da büyük bir yer almış Riyad'dan bir arkadaşımla görüştüm. Malatya'yı ve insanını çok sevdiğini, yatırım yapmak istediğini söyledi. Başka yer düşünmez misin? sorusuna, eğer burada muvaffak olamazsam ikinci derecede İstanbul'u düşünürüm dedi.

Yani Malatyamız o kadar güzel ki, dünyanın en güzel manzarasında oturan, en iyi yerinde keyif süren Malatya'yı merak eder. Çünkü Malatya halk arasında destan gibidir. Dilden dile dolaşır. Tarihe tarihe baktığımızda Malatya'nın ismine sıkça rastlarız. Burada nice alimler, 20. Yüzyılda nice siyasetçiler çıkmış, Türkiye ticaretinde ve markalaşmada hep bir numara olmuş, nice holdingler ve firmalar, zengin iş adamları çıkmıştır.

Gel gelelim şehrin içerisine girdiğimizde birbirimizle alıp veremediğimiz fındık kabuğunu doldurmayan işlerimiz başlar. Haset ve çekememezlik başını alır gider. Kıskançlık ve haset zirve yapar. Buna verilebilecek en güzel örnek ise Esenlik'tir.

Her ne hikmetse şu son zamanlarda her canı sıkılan, Malatya siyasetine kızan, birşeyleri beğenmeyen Esenlik şirketine çatar. Döner dolaşır Esenlikten hırsını almaya çalışır. Yada Esenlik üzerinden birilerini vurmaya kalkar.

Son zamanlarda basında Esenlik ile ilgili çıkan haberler, yazılan ve çizilenler çokda iç açıcı değil. Yetkililerin yazılanlara ve iddialara cevap vermeyişi sanki bir şeyler varmış havasını veriyor. Oysa Esenlik yetkilileri arada bir çıkıp hepsinin ağzını dürecek açıklamalar yapsalar herkes rahatlayacak. Hal böyle olunca hücum dozajı yükseliyor. Doğru yanlış önüne gelen bir şeyler yazıyor veya yayınlıyor. Bu alanda bazıları da iddia edilenlere cevap vermek yerine, birilerine bu durumu fatura etmekle yetiniyor. Bu da en az iddialar kadar vahimdir. Belki de bu satırları yazarken kıyıda köşede kalmış verimsiz birileri yine yazılanların faturasını bana kesiyordur! Ancak hamdolsun ki bu kurumu yazmak yine de bana kalıyor.

Esenlik, bizim öz malımız, 760 bin insanın sahibi ve ortağı olduğu şirketimizdir.

Esenlik, görünenin değil, aslında görünmeyenin arkasında ki en büyük markamızdır.

Esenlik, eşraftan etrafa gelenimizi gidenimizi ağarlayan yüz akımız ve misafirhanemizdir.

Esenlik, Malatya'da üzerine bastığımız kaldırım taşımızdır.

Esenlik, aldığımız hiç bir şeyin etiket fiyatına bakmadan güvenle kasadan geçirdiğimiz kendi öz marketimizdir.

Esenlik, binlerce işçimizin evine ekmek götürdüğü kapımızdır.

Esenlik, darda kalan, yardıma muhtaç ailelerimize açılan kapımızdır.

Esenlik, bir imalathaneler kenti, tek başına bir organize sanayimizdir.

Esenlik, temizliktir, işçidir, aşçıdır, taşçıdır, hizmetkarımız ve medarı iftiharımızdır.

Esenlik, bu şehrin yaşam pınarı, oksijeni, fakir fukaranın ve garip gurebanın kapısıdır.

Esenlik, karı bize dönen, başkalarının gıpta ile hayal ettiği öz sermayemizdir.

Esenlik, bu şehirde alış verişimizi nerede ve kaç paraya yapacağımızı gösteren navigasyonumuzdur.

Esenlik bu şehrin borsasıdır. Gidadan temizliğe, giyimden şarküteriye binlerce ürünün fiyatında baz alınan mihenk taşımızdır.

Esenlik, bölgenin en büyük şirketi, karı halkına dönen tek kurumumuzdur.

Esenlik, spordur, sağlıktır, Süper Lig hayalimizdir.

Esenlik, her gün büyüyen, yatırım yapan, imalat yapan, konut yapan, paramızın para kazandığı darphanemizdir.

Esenlik Malatya'dır, Malatya Esenliktir.

Bırakalım haset ve çekememezliği! Mutlaka birileri burayı yönetecektir. Müdürleri, yetkilileri, sorumluları ve çalışanları olacaktır. Allah kime yazmışsa sorumluluk makamında o olacaktır. Ancak idarecilerin yanlışı varsa, şikayetlerimiz varsa ilgili yerlere ulaştıralım ki, emeğimiz, alınterimiz başkaları tarafından çarçur edilmesin. Kimse bu kurumda daimi değildir. Hiçbir yönetici de kimsenin babasının oğlu değildir. Başarısız olan alınır yerine başkası atanır. Esenliğin idari başarısızlığı, Büyükşehir Belediye Başkanının başarısızlığıdır. Kimse bu riski alamaz. Yanlış yapan bile bile orada tutulamaz. Ama her isteyenin keyfine göre de buralara atama yapılamaz. Bu şehirde yaşayan herkes sırayla atansa aynı eleştiri ve söylemler yine devam edecektir.

Şunu bütün kamuoyu ve Esenlik çalışanları bilmeli ki, burası tüyü bitmemiş yetimin hakkının olduğu yerdir. Bir liranın hesabının bir kişiye değil, yüz binlerce kişiye verileceği yerdir. Aslında idareciliğinin de en riskli olduğu ve hesabın çok ağır olduğu yerdir. Hele birileri bilerek bir yanlış yapsında görsün sonunu! Bu dünyada olmazsa bile öbür dünyada hesabını veremeyecektir!...

Sorumluluğu dağlar kadar ağır, okyanuslar kadar engin olan, ateşten gömlek giymiş Esenliğin idareciliğini yapanlar, yanmamaları için birer Halilurrahman olmaları gerektiğini bilmeliler.

Değerli Malatya kamuoyu ve basını! Bildiğiniz yanlışlar varsa gelin üst düzey yetkililere iletiniz. Yanlışını gördüğünüz birilerini yetkililere iletiniz.. Eksik ve yanlış yapan, yalan söyleyen, aldatan, haksızlık yapan varsa gelin söyleyin hesabı sorulsun. Yoksa üç beş çalışanın sözüyle, buraya mal veren yada veremeyenlerin kişisel hesaplarıyla, duydum ki, dediler ki, iddia edildiğine göre, orda çalışan biri dedi ki, çerezlik şeytan vesveseleriyle habercilik yapmayalım. Kimseyi karalamayalım. Bunun hesabını veremeyiz.

Esenlik battı batacak hesabını yapmayınız. Esenlik bir bakkal dükkanı yada bir seyyar satıcı tezgahı değildir. Bunu iddia edenlerin Esenliği asla tanımadıklarına kaniyim. Bu iddiaların sahipleri Esenliği gezmeye gelseler belki bir haftada bitiremezler. Esenliği yazmaya kalksalar, batacak dedikleri sürede yazamazlar! Eleştirdiğiniz zaman yapıcı eleştiriniz. Bir konudaki yanlışını yazınız ki, faydalı ve etkili olsun. İnandırıcı olsun. Yok efendin Esenlik battı, öldü, bitti gibi genel ifadeler inandırıcı olmadığı gibi, söyleyenler de inandırıcılıklarını, daha da önemlisi güvenlerini kaybederler. Oysa “En ürkek kuş güvendir, uçtumu bir daha yakalayamazsın”

Hele hele birilerini en hassas olduğu tarafıyla vurmak adalete hiç sığmaz. Eksiklerini, başaramadıklarını, yapamadıklarını, yapmalarını istediklerinizi yazın ama kul hakkı, adalet ve eşitlik, emanet vs gibi çok hassas olduklarını bildiğimiz, bilerek yanlış yapmayacakları konularda belden aşağı vurmak en küçük tabirle insafsızlıktır.

Kimsenin haberini kastederek yazımı kaleme almış değilim. Ne birilerine yaranmak, nede birilerine cevap olsun diye de yazmadım. Bu nedenle meslektaşlarım da alınmasınlar. Bilirsiniz ki başkalarının yaptıkları üzerinden habercilik yapmam ve yazı yazmam. Sadece son zamanlarda içimde bir ukde idi, gidermek ve doğruları yazmak istedim.

Cennet gibi bir memelekette kurdun ağacı yediği gibi, hasedimiz içim içim içimizi yemesin. Yoksa Esenlik değil, sadece hased eden batar…

Fi Emanillah…

 

Ey Kalemim! Doğru Bildiklerini Bir Gün Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni