dore okulları
Malatya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.37
  • EURO
    35.04
  • ALTIN
    2325.4
  • BIST
    9104.24
  • BTC
    69955.93$

Ey Uzun Adam!..

01 Eylül 2015, Salı 10:45



Siyasetin kirli yüzüne tanık olduğumuz bugünlerde uzun uzun yağ yapmak için yazmıyorum. Bir zamanların meşhur kelimesi “uzun” zamandır kullanılmadı. Bende çok uzun olmasada birkaç satır yazayım dedim. Ömrün uzun, saltanatın adil ve uzun olsun diye dua ettik. Uzun gecelerde alnımızı secdeye koyduğumuzda en uzun duamızda Sen vardın. Çünkü uzun zamandan beri Müslümanların başı dik değildi, Seninle doğruldu. Uzun vadeli hesap yapanlar, bir gün Uzun Adamın gelip kısa zamanda hesaplarını bozacağını tahmin etmemişlerdi. Bu, Uzun Mehmet hikayesine benzemiyordu. Bugün düşman oklarına tabi olduğumuzda Sana yöneldiğini görüyoruz. Bu bir oyunsa, Allah bu oyunun bütün figüranlarını bertaraf etsin. Yok eğer bu bir hak ve batıl mücadelesi ise de, Allah bizi hakta sabit kılıp, Hak yolunda olanlara yardımcı eylesin.

Ey Uzun Adam,

Hangi şartlarda parti kurup seçime gittiğini biliyoruz.

İktidara nasıl bir ortamda geldiğini de biliyoruz.

İktidarı kimlerden ve ne şekilde devraldığını da biliyoruz.

Şahsına yapılan itirazları da biliyoruz.

Muhtar bile olamaz manşetini atanları da biliyoruz.

Neye ve kimlere rağmen seçime gidip hükümetin başına geçtiğini de biliyoruz.

Bu ülke toprakları ve milletin kanı üzerinde satranç oynayanları da biliyoruz.

Bu halk bir çok şeyi önceden biliyor. Sen gelince millet kendisine gelip canımızla kanımızla seninleyiz dedi.

Bu ülkenin başına geçtiğin andan itibaren Allah seninle islam ümmetinin eğik başını kaldırdı. Seninle bu ülkeyi kalkındırdı. Seninle enflasyonu yendi. Seninle yoksulluğu azalttı. Seninle ilaç ve hastane kuyruklarını bitirdi. Seninle harp sanayisini kurdu. Seninle ilk uydusunu fırlattı. Seninle ilk milli tankını yaptı. Seninle ilk helikopterini, ilk zırhlı aracını üretti. Seninle insansız hava araçlarını yaptı. Seninle Cumhuriyet tarihinin altın çağını yakaladı. Seninle paramız değer kazandı, ekonomimiz canlandı, enflasyon tek haneli rakamı gördü. Dünyamız Seninle mamur oldu. Seninle dünyanın ezberi bozuldu. Dünya beşten büyüktür dedin. Kurulduğundan beri ilk defa Sen İsrail devlet başkanına katilsin dedin. Gazze seninle moral buldu. Filistin davası uluslararası arenada seninle tanındı.  Suriyeli kardeşlerimize bizi ensar yaptın. Mısır'ın darbecilerine karşı durdun. Arakan'ın yaralarını sarmaya, dertlerini dinlemeye gittin. Arap ve İslam alemine örnek oldun. Herkes bunları ve fazlasını biliyor. Yazmaya gerek yok, zira yazacağım her şey tekrardan ibaret olacaktır.

Öyle dualar edildi ki sana, bunu en çok sen hissettin. Çünkü kurdukları tuzaklara bir bir düşenleri gördün. Allah tuzak kuranları millete ifşa etti. Dünya senin için Allah'a niyazda bulunurken bunu en iyi sen anlamış olmalısın ki, balkon konuşmalarında öncelikli olarak ülke dışındakilere duaları için teşekkür ettin. Bu kadar seçimden sonra bu halkın kahar ekseriyeti şahsını tercih ederek ülkenin bütün sorumluluğunu üstüne yükledi. Cumhuriyet tarihinde bu bir ilkti. Bu ülkeye ilkleri yaşatan Sen, diğerlerinden farklı olacağını söyledin. Kanunların Sana verdiği bütün yetkileri kullanacağını haykırdın. Sorumluluğun büyük, artık yükün kaf dağı kadar ağır, zümrüdü anka kuşu kadar da narindi.

Daha Reis-i Cumhur olmadan bir anda dünya sana savaş açtı. Bir sabah uyandık ki, adeta vatan haini ilan edilmişsin!. Yukarıda yazdıklarımı sanki başka birileri yapmış, sense ayak koymuşsun!. Bu ülkenin yargısı sözde suçlu ararken senin peşine düşmüştü!.  Kim kime savaş açmış ve nedeni belli değildi ama hedef Sen'din!… Bu millet topyekün Sana sarıldı. Yedirmeyiz dedi ve yedirmedi. Meşakkatli de olsa sonunda bu millet Seni başkan seçti.

Ey Uzun Adam,

Yazılarımızda ömrümüzü sana vermesi için Allah'a dua ettik. Seni muvaffak kılması için secdelerde Rabbimize arzuhalde bulunduk. Hatta bazen acaba mı diye tereddüte düştüğümüzde Seni rüyalarımızda gördük. Çünkü bu işin bedelini Sen de, biz de ödemiştik. Ülke de ödemişti. Bu millet geçmişte Başbakanların idam edildiğine, Cumhurbaşkanların şüpheli ölümlerine tanık olmuştu!. Herkes aslında bedel ödemişti. Topraktan mahrum bırakılan taneler bile!. Ekilemeyen şeker pancarı, kotalı tütün, yaylada yayılamayan inek, yapılamayan ziraat ve hayvancılık her şey etkilenmiş ve bedel ödemişti!…

Daha yeni bir nefes alıyorduk ki, yeniden soğuk savaşın zemheririni iliklerimize kadar hissettirmek isteyenler çıktı. Bu millet geçit vermedi. Vermedi ama biz okyanusu geçip derede boğulduk. Dünya malı ve konum ile imtihan olduğumuzda kaybettik. Sen ve Ak ekibin vefalı insanları koca bir kayayı dağın tepesine çıkarırken, sanki birileri de aramızdan çıkıp onu aşağıya doğru yuvarlamaya çalıştı. Bütün çatışma beraber olduklarımız kişilerle oldu. Millet bir türlü hakikati öğrenmeden oy verdiklerimiz ne diyorlarsa o doğrudur dedi ve tereddütsüz Seni destekledi. Bir gurupta tereddütsüz karşında durdu. Karşılıklı saldırılar hakkın anlaşılmasının üstünü örttü. Milletin kafası karıştı. Biz mi çok flu olduk yoksa millet mi bizi öyle gördü bilmem ama, gittikçe kan kaybettik. Daha çok güçleneceğimiz yerde elimiz zayıfladı.

Yerelde bunca olanların karşısında zafer kazanmış edası takındık. Günü karlı geçirdikçe halkın gözünde kibirlenmiş göründük. Bu bir algı dahi olsa, buna sebep biz olduk. Oysa her iki taraf düne kadar beraber olan kardeşlerdi. Allah'da; “Müminlerden iki gurup çarpıştıkları zaman kardeşlerinizin arasını yapınız. Biri diğerine saldırmaya devam ederse, o zaman saldıranla  Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşınız” buyurmaktadır. Hiç kimse sulhu denemedi. Basında itibarsız ve geçmişte sicili bozuk olanların bizi savunmaları milletin kafasında soru işaretleri bıraktı. Basınımızın sadece karşı tarafın yazdıklarını okuması ve eleştirmesi pekde lehimize olmadı. Öyle bir hal aldı ki, karşı taraf bir şey yazmasa o gün konuşacak bir konumuz olmazdı!. Bu işe kellesini koyarak anlatacak adam gerekirken, cebine göre konuşanların bizi anlatması ve savunması gün geçtikçe itibarımızı zedeledi.

Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra geçirdiğimiz 7 Haziran seçimlerindeki propaganda hataları ve yanlış adaylarla seçime girmemiz neticesinde, sandıktan birinci parti olarak çıksakda bize kaybettirdi. Çünkü iktidarı kaybetmiştik. Bu durumda başka bir partinin övünmesi yerinde olsa da, bize karı yoktu.

Ey Uzun Adam,

Umarım 7 Haziran akşamından beri partimizin yetkili kurulları ve Başbakanımız, nerede hata yaptığımızı ve neden iktidardan düştüğümüzü iyi analiz etmişlerdir. Şu andan itibaren yeni bir başlangıç için, yeniden Ak İktidar için, Büyük Türkiye için 550 tane adaya ihtiyacımız vardır. Benim olsun hesabını yapanlara takılırsak düşüş devam eder, aynı zamanda yeni parallellerimizi de oluşturmuş oluruz. Bir çok ilde eskilerle devam edersek bu seçimin karı olmaz millete. İlinde oyunu düşürmeyen veya yükselten listeye dokunulmamalı, geriye kalanının hepsine müdahale edilmelidir. Çünkü bu millet, bize abdestinizi tazeleyin dedi. Bazı illerimizde de boy abdestini kastetti!...

Şimdi yeniden Ak Partinin 2002 seçimindeki gibi, verilen oyların bereketine nail olmak, yüzde 34,43 ile 365 vekil çıkarırken, 1 Kasım'da yüzde 41 ile 258 vekilde kalmamak için, Haktan ve Halktan olanları tercih edip, kendimizide Allah'a teslim edelim. Çalışmak ve dua etmek bizden, karar verip doğru insanları doğru yerlerde aday göstermek partimizin yetkili kurullarından!. Yoksa Ak Partiyi yeniden şaha kaldırmak mümkün olmadığı gibi, hızlı düşüşün önüde kesilemeyecektir. Bize ve bu ülkeye emanetin olan Ak Partiye sahip çıkmak için “Ey Uzun Adam!” Allah yar ve yardımcımız olsun.

Fi Emanillah…

Ebuzer AYDIN

“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”