dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.46
  • EURO
    34.73
  • ALTIN
    2434.9
  • BIST
    9930.47
  • BTC
    63994.84$

Fastfood

08 Aralık 2021, Çarşamba 09:19
Fastfood




              Bizim çağalığımızda, yırtık giymek ayıp karşılandığı gibi, ayakta yemek yemek de çok hoş karşılanmazdı. 
              Yamalıklı gezebilirdiniz ama yırtık gezemezdiniz.
               Yani yeni tabirle;
             -"Yamalıklı gezmek in"
             -"Yırtık gezmek out"
               Şimdilerde Fastfood dedikleri, Amerikanvari yemek usulü, ülkemize girdiğinden beri sokakta yemek yemek moda oldu. Eskiden sokakta yemek hem ayıp hem de günah sayılırdı. 
                Unuttunuz mu? Analarınızın; 
              -"Çağam, ayağhda yemen, şeytan garnınızdan götürür" dediği günleri.
                Biz de şeytan götürmesin diye, oturarak yemeye özen göstermez miydik?
                Bir de analarımız, ekmeğin nimet olduğunu, yere dökmenin çok günah olduğunu bize sürekli anlatırlardı.
              -"Çağam, nametleri yere tökersen, nan'a möhtaç olursun"
              -"Ağhrette onları kirpiklerinnen toplarsın"
              -"Allah, o nametleri elinden alır" demezler miydi?
              Düşünceli insanlardı vesselam, yokluk görmüşlerdi çünkü. "Yokluk görmek" çok önemli bir kavramdı. Yeni yetme çağalar yokluk kavramını sadece lugatlarda görüyorlar.
             Onlar şekerin yokluğunda çayı pekmezle içen bir nesildi.
             Onun için herkesin önünden geçerek eve bir şeyler getirmek, hele insanların gözüne bakarak, aç mıdır tok mudur demeden, parası var mıdır yok mudur demeden bir şeyler yemek hiç affedilir şeyler değildi. 
                 Rahmetli böyganamın;
              -"Çağam yolda bi şey yeme, hah'ın nefsi galır" (hah, el alem demek) 
              -"Çağam ekmek bile alsan, bişeye sar getir" dediği günleri hala hatırlarım.
               Şimdi, kim kime, dum duma, sokakta lahmacundan, nohutlu pilava kadar her şey gayet rahatlıkla yeniyor, yenmeyen bir çorba kalmıştı, Allah'a şükür o da şekil değiştirdi, pet bardaklara girdi ve çorba da sokağa çıktı!!!
                Yerlere dökülmüş, saçılmış, gelen geçen o nimetlere basmış kimin umurunda.
                Ya o sosyal medyada yediği yemekleri, yediği etleri paylaşan insanlara ne demeli.
                 Evimizde pişen yemeğin kokusu komşuya gitmesin diye, pencereyi açmayan bir toplumduk. Eğer yemek kokusu gitmişse, birer tabak da komşulara gönderen bir nesildik. 
                  Nerede kaldı bu hassasiyetlerimiz?
                  Nerede kaldı bu zarif insanlarımız?
                  Hasıl-kelam, ayakta yemek modası almış başını gitmiş, vahşi kapitalizmin karşısında, maalesef boynumuz kıldan ince! 
                   Bari insanımız ne yediğini bilse, gam yemeyeceğim!
                   Eskiden yokluk vardı, şimdiki gibi bir çok şeyi bulma şansımız yoktu ama şükretmeyi biliyorduk, elimizdekilerle mutlu olmayı becerebiliyorduk, bizden üsttekilere değil, bizden alttakilere bakmayı becerebildiğimiz için herkese güzel nazarla bakmayı başarabiliyor ve huzur içinde yaşıyorduk. 
                  Onun için her kesimden dostumuz arkadaşımız vardı, 
                  Şimdiki yeni yetme çağalarda arkadaşlık hak getire, her şeyleri sanal olduğu gibi arkadaşlıkları bile sanal.
                   Selam olsun Malatya'mın güzel insanlarına...