dore okulları
Malatya
24 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    34.86
  • ALTIN
    2433.2
  • BIST
    9726.99
  • BTC
    66852.27$

İddialar, yenilir-yutulur cinsten değil!

08 Kasım 2021, Pazartesi 13:27
İddialar, yenilir-yutulur cinsten değil!
 


-Rektör Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’la ilgili çok büyük iddialar içeren bilgi ve belgeler neler?
-Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde 3 senede kaç genel sekreter değişti?
-Akıllara zarar atamanın detayları…
-Sonuçları ağır olacak böyle bir atamayı, kim neye karşılık yapar?
-Yönetim açıklama yapacak mı?
-Muhalefet ne iş yapar?
-İl milli eğitim Müdürü’nden açıklama gelecek mi?
-İlim yuvası neden mikrop yuvasına dönüştü?


Hasbihal’de geçen hafta “Damat’ın raconuna bak!..” başlıklı bir yazı yayınlamıştım. Söz konusu yazının akabinde, Malatya Turgut Özal Üniversitesi’yle ilgili, bir hayli mesaj aldım. Mesajların büyük bir çoğunluğu üniversite içerisinde mağdur edildiğine inanan büyükçe bir grubun olduğu yönündeydi. Söz konusu grup, Rektör Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’la ilgili çok büyük iddialar içeren bilgi ve belgeye sahipti. Üstelik bu belgeler basın mensupları ve siyasilerle de paylaşılmış durumda.

Üniversiteyi, Prof. Karabulut’tan ziyade, eşinin ve bir kaç kişinin yönettiğinden tutun da, yapılan ihalelerin tamamının pazarlık usulüyle ve belli kesimlere verildiğine kadar bir hayli iddiayı barındıran mesajlarla muhatap oldum. 
Aysun Bay Karabulut’un Ankara ve İzmir'de iki tane villa satın aldığı, işe aldığı herkesi özel şartlarla aldığı, yaptığı birçok işin usulsüz olduğu şeklinde daha birçok iddia ve iddialara ait belgelerden bahsediyorum.
 
Burada şunu da ilave etmek isterim: Bu iddiaların kimlere ulaştırıldığıyla ilgili bilgiye sahip değilim. Lakin şunu biliyorum ki; bu iddialarla ilgili bilgi ve belge bana ulaştığına göre, mutlaka başka yerlere de ulaştırılmıştır. 



3 SENE DE 4. GENEL SEKRETER!.. 

İddia boyutunda olan kısımlara bakmadan, bir atamaya dikkat çekmek isterim. Öyle bir atama ki; akıllara zarar! Bu atamayı görünce, bu ülkede kesinlikle bir denetimin olmadığına kanaat getirdim. Rektör Karabulut'un üçüncü senesindeki dördüncü genel sekreterinden bahsediyorum. Ömer Akkuş isimli bu şahıs, 2016 yılının Mart ayında, Malatya Valiliği’nde çalışırken bir disiplin cezası almış. Bu cezaya göre, 10 yıl boyunca Daire Başkanı ve üstü kadrolara atanması kanunen mümkün değil. Buna rağmen Aysun Bay Karabulut, bu şahsı önce daire başkanı olarak atamış. Ardından genel sekreter olarak atamasını yapmış. 10 yıllık bekleme süresi 5 yıl olarak uygulanmış. Sadece akademik personel için geçerli olan bir kanun maddesinden faydalanılmış. Söz konusu şahısın, 657 sayılı kanuna tabi olmasına rağmen, 2547 sayılı kanunun bir maddesindeki hükme göre ataması yapılmış.

ANLATILMASI DA ANLAMASI DA ÇOK ZOR!..

İşte elime geçen belgelerden sadece biri ve kabak gibi ortada duran bir durum. Koskoca üniversiteyi yöneten bir rektörün, böyle bir hatayı nasıl yaptığını anlayabilmiş değilim. Hadi rektör bu hatayı yaptı da, üniversite yönetimindeki diğer insanlar bu atamayı nasıl kabul edip de imza attı? Anlatması da, anlaması da oldukça zor bir durum var ortada. Bakalım bu yazıdan sonra nasıl anlatacaklar veya nasıl anlayacağız? Açıklamayı merakla bekliyorum. Konunun başka önemli bir tarafı da, atanan bu kişinin, üniversitedeki bugüne kadar yapılan bütün inşaat ihalelerin sorumlusu olması ve hepsini pazarlık usulüyle yapması!
 
YÖNETİMDEN AÇIKLAMA BEKLİYORUZ

Eğer bu iddia doğru ise (Doğru olmamasını temenni ediyorum) üniversitenin idari olarak bitik olduğu anlamını çıkarmamız gerekiyor. Söz konusu kişinin yaptığı ve yapacağı bütün işler yetkisiz olacaktır. Sonuçları ağır olacak böyle bir atamayı, kim neye karşılık yapar?Doğrusu merak ediyorum. Bakalım üniversite yönetimi zahmet edip bir açıklama yapacak mı? Umarım beklenen açıklamayı yaparlar da, hepimiz işin doğrusunu öğrenmiş oluruz. 

MUHALEFET NE İŞE YARAR?

Elime geçen belgelerin birer kopyasının, siyasilerin de eline geçtiğini tahmin ediyorum. Hadi diyelim ki; Ak Parti ve MHP iktidarı temsil ettiği için siyasileri laf-söz etmiyor. Hadi yine diyelim ki; CHP yönetiminin de Aysun Bay Karabulut'un eşinin “meşrebi” sebebiyle sesi kesilmiş durumda. Peki, geriye kalan diğer parti yöneticileri, neden böyle bir hukuk tanımazlık iddiasına müdahil olmaktan imtina eder? İşte anlamakta zorlandığım bir başka konu da bu!.. 

İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ’NDEN AÇIKLAMA GELECEK Mİ?

Geçtiğimiz ay, İmam Hatip Liselerinin Kuruluş Haftası münasebetiyle bir dizi etkinlik düzenlendi. Dost meclislerinden birinde söz döndü dolaştı, imam hatip liselerine geldi. Sohbetteki dostlarımdan biri Malatyalı olmam hasebiyle, Malatya’nın güzide okullarından Selahaddin Eyyubi Anadolu İmam Hatip Lisesi proje okulundan bahsetti. Okulun 6 yıllık kısa mazisi olmasına rağmen, akademik ve proje olarak çeşitli başarılara ulaştığını anlattı. Böyle bir başarının, okulun bir cazibe merkezi olmasına sebep olduğunu, ancak buna rağmen bu yıl öğrencilerin okulu terk ettiğinden bahseden dostum, öğretmenlerin görevlendirmelerini iptal ettiğini, başka okullara kaçmak için mücadele verdiğini söyledi. Bu sözleri maalesef üzülerek dinledim. 

Geçtiğimiz yıllarda Malatya’nın sayılı okullarından biri olan okulun, bu yıl neden gözden düştüğünü sorguladım bir an. Sebebini sorduğumda, okul müdürünün okuldaki bütün paydaşlara mobbing uyguladığını ve keyfi uygulamalarda bulunduğunu duyarak üzüntüm bir kat daha arttı. 



İLİM YUVASI NEDEN MİKROP YUVASINA DÖNÜŞTÜ?

Anlatılanların tafsilatını merakla sordum. Aldığım cevap ise; müdürün öğrencilere toplum içinde hakaretler savurarak bağırdığını, öğretmenlerin ders programlarını kişiye göre ayarladığını, okuldan gitmesini istediği öğretmenlerin ders programlarını bozduğunu, okula gelen hizmetlilerin okul müdürünün üslubundan dolayı okulda çalışmak istemediklerini duydum. Akabinde de salgın hastalık döneminde temizliğe daha fazla dikkat edilmesi gerekirken, hizmetlilerin okuldan kaçmasından dolayı sınıfların ve koridorların mikrop yuvası haline geldiği, çöplerin kutularından taştığından bahsedildi. Son olarak; Müdürün göreve başlamasından sonra okulda 10’a yakın öğretmenin, onlarca da öğrencinin okuldan ayrıldığı, hizmetlilerin emekliye ayrıldığı ya da başka kurumlara tayin istediğini öğrendim.
 
MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜNE ÇAĞRIMDIR


Elbette, bunlar birer iddia!.. Bu olaylar silsilesinin araştırmasını yapmak ve gereğini yapmakla görevli İl Milli Eğitim Müdürü’ne buradan açık çağrımdır: 
Bu kadar özveri ve fedakârlıkla kurulan bu okullarda liyakat esasının bu kadar geri plana atılması kabul edilebilir bir şey değil. Bu toplumun geleceği olan çocukların emanet edildiği ellerin ehliyetiyle ilgili bir şeyler yapılması gerekir. Adnan Menderes, Tevfik İleri, Mahmud Celaleddin Ökten, Cumhurbaşkanımız ve daha birçok önemli şahsiyetin çok ağır bedeller ödediği; bir okuldan çok bir davanın sembolü olan imam hatip okulları ve temsil ettiği değerler, bir kişinin insafına bırakılmamalıdır. Şayet iddialar doğru ise İl Milli Eğitim Müdürü neyi bekliyor?
İmam Hatip gibi bir okulun bu halde olmasındaki amaç;  

İçinin tamamen boşaltılması mı?
Temsil ettiği değerlerin iyice yitirilmesi mi?
Sıradanlaşması mı?
Toplumda gördüğü desteğin ortadan kaldırılması mı? 


İmam hatiplerle ilgili ortalıkta bu kadar bilgi kirliliği varken; bu yapılanlar art niyetli insanların ekmeğine yağ sürmüyor mu? Bu uygulamalar proje okullarının kuruluş amacına zarar vermekte ve okulların kalitesini düşürmektedir. 

Selam ve dua ile
Fiemanillah