dore okulları
Malatya
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.32
  • EURO
    35.10
  • ALTIN
    2298.6
  • BIST
    9055.55
  • BTC
    71299.59$

İhsan Koca konuştu, salon buz kesti!..

07 Mart 2022, Pazartesi 11:39
İhsan Koca konuştu, salon buz kesti!..

-2023 seçimlerine vatandaşla iletişimi keserek mi hazırlanıyorlar?

-İhsan Koca’nın üslup sorunu neyi işaret ediyor?

-Ak Parti yetkilileri “seçimi kaybetmek” adına neler yapıyor?

-AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir’in ziyaretinden notlarım…

-Beydağı, neden “sakat çocuk” doğurdu?

-Malatya’nın “protokol manyağı” kim?

-İHKİB seçimleri Malatya için neden önemli?

-Karabulut ile “Bay Kemal” akraba mı?

-Doktorlara ve sağlık çalışanlarına önerim var!

-Haftanın karikatüründe ne var?






Malum olduğu üzere, ülkemiz 2023’teki seçime doğru yol alıyor. Bütün partilerde olduğu gibi, Ak Parti de teşkilatlarını “diri” tutmak adına, bir dizi toplantıya ev sahipliği yapıyor. Bu toplantılardan biri de, Ak Parti Malatya İl Teşkilatı’nın mahalle temsilcileriyle gerçekleştirdiği toplantıydı. İl Başkanı İhsan Koca’nın talimatıyla gerçekleştirilen toplantıda yaşanan bir olay, herkeste “soğuk duş” etkisi oluşturdu. Söz konusu toplantının açış konuşmasını yapmak için vakur bir edayla hazırlanan İhsan Koca, salonda bulunan mahalle temsilcilerini şöyle bir süzer. Tam konuşacakken, temsilcilerden biri öfkeli bir şekilde ayağa kalkar ve yine aynı öfkenin vermiş olduğu ses tonuyla “Ben bir soru sormak istiyorum. Mahalle temsilcisi olmama rağmen; İl Başkanımız İhsan Koca’yı aradığımda, bir türlü kendisine ulaşamıyorum. Acaba bu durum şahsıma münhasır bir tavır mı, yoksa Sayın Başkanımız herkese böyle mi davranıyor? Bunun özel bir sebebi varsa, öğrenebilir miyim?” der.

Şok sözleri duyan İhsan Koca, oturduğu koltuktan evvela sağa-sola sendeleyerek, salonda bulunanların merakla beklediği şu cevabı verir: “Beni iki defa çaldırdığınızda, eğer size cevap vermiyorsam; demek ki sizinle görüşmek istemiyorum. Burada anlaşılmayacak ne var ki?”

İhsan Koca’nın yaşadığı şoktan, daha büyük bir şok dalgasıyla karşılaşan salondakilerin halini varın siz düşünün. 

AMAÇ SEÇİMLERİ KAYBETMEKSE, BAŞARIYORSUNUZ!..

Geçtiğimiz hafta, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir, teşkilat çalışmaları kapsamında, Malatya'ya bir ziyaret gerçekleştirdi. Teşkilat mensuplarıyla bir araya gelen Kandemir, teşkilat mensuplarının büyük bir kısmının toplantıya katılmadığını biliyor mu acaba? Çünkü, Ak Parti ilçe teşkilatlarından, Yeşilyurt İlçe Başkanı Muhammet Yalçınkaya ve Battalgazi İlçe Başkanı Basri Kahveci’den başka, kimse yoktu o toplantıda. İki tane merkez ilçenin yönetiminden de kimse davet edilmemişti mesela. Hatta diğer ilçe başkanları da davet edilmemişti. Bu konuda kritik yaptığım parti yetkililerinden bazılarına, konuyla ilgili sarf ettiğim sözler şu şekildeydi: “Bu konuyla ilgili eksiklik veya kusurun büyük çoğunluğu  Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir’dedir. Çünkü, programa başlamadan önce, ilçe başkanlarını ve yönetimlerini görmekte ısrar etmesi gerekirdi. Hatta bir tespitte bulunulmasını da sağlamalıydı. Ayrıca, bu konuyla ilgili, il yönetiminin de eksikliği veya kusuru vardır. Bunun da baş müsebbibi, İl Başkanıdır. Eh işte, il başkanı da kendine göre haklı; Davet edilenler, ne kadar çok olursa, Kandemir’in yanında kendisinin tartışılır hale getirilme ihtimali, o derece yüksektir.”

Hâsıl-ı kelam; önümüzdeki seçimi Ak Parti’ye kaybettirmek için büyük bir gayretin olduğunu görüyorum. Bu gayret, diğer partiler de devam ederken, içeriden de o değirmene su taşıyanlar var maalesef. 

BEYDAĞI, ENGELLİ ÇOCUK DOĞURDU

Dost meclisinde, gündem yine Malatya’ydı. Bir araya geldiğim dostlarımla, “Şevket Keskin’in, Hakan Kahtalı’nın ortağı olduğu firma hakkındaki söylemlerini analiz ettik”. Ayrıca, “Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ın ‘denge’ siyaseti”, “Veli Ağbaba’nın Malatya Turgut Özal Üniversitesi hakkındaki iddialara bigane kalması” ve “Kuzey Çevre Yolu çalışmalarının durdurulduğu” iddialarını da ihmal etmedik. 

Yukarıda saydığım bütün olumsuzluklar karşısında, meclisimizdeki bir belediye başkanımızın, “Beydağı, bu dönem engelli çocuk doğurdu” şeklindeki tespitine katılmamak mümkün değildi. 

MALATYA’NIN “PROTOKOL MANYAĞI” EKSİKTİ, O DA OLDU

Malatya’mızın “Sadakat” isimli “Protokol köpeği”ni bilmeyeniniz yoktur herhalde? “Protokol köpeği”miz olur da, “Protokol manyağı”mız olmaz mı? En sonunda o da oldu. “Bir bu eksikti” dediğinizi duyar gibiyim. 

Evet, maalesef-maatteessüf bir bu eksikti. Daha önce valilik binasına taş atmaktan dolayı, hakkında işlem yapılan kişi, geçtiğimiz günlerde de iki tane eczaneye taş atmak suretiyle zarar vermiş. Eczanelerden biri, Ak Parti MKYK üyesi ve Malatya milletvekili Öznur Çalık’ın, diğeri de eşi Kenan Bey’in eczanesiymiş. Malatyamız, önceleri “Velî”leriyle anılırdı. Şimdiler de ise ya “Köpeği”, ya da “Deli”siyle anılır oldu. (Bil-vesile hem Öznur Hanım’a, hem de eşi Kenan Bey’e geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim)

İHKİB SEÇİMLERİ, MALATYA’YI  YAKINDAN İLGİLENDİRİYOR!..
 
Önümüzdeki günlerde, İstanbul  Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçılar Birliği’nin (İHKİB) seçimi olacak. Mevcut Başkan Mustafa Gültepe’nin yanısıra, aynı yönetimde bulunan Özkan Karaca da aday. Malatyalı iş insanlarının yoğun üye olduğu birlik, Malatyalılar için büyük önem arz ediyor. Söz konusu seçimle ilgili olarak, önceki gün Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’nun da fikrine müracaat ettim. Kendisinden şöyle bir cevap aldım: “Yatırım konusunda en büyük desteği, İHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Gültepe’den ve İHKİB’in yönetiminde bulunan değerli iş insanlarından aldık. Mustafa Gültepe ilimize çok büyük bir yatırım yaptı. Malatya’ya bin 250 çalışanı olan büyük bir tekstil fabrikası kurdu. İHKİB üyesi iş insanlarımızın yapmış olduğu yatırımlarla, binlerce hemşerimiz evine ekmek götürüyor. 19 binin üzerinde üyeli İHKİB, ülkemizin yıllık 21 milyar dolarlık tekstil ihracatının yaklaşık dörtte üçünü gerçekleştiriyor. İHKİB’in katkılarıyla Malatya’mız; Anadolu’nun tekstil şehri konumuna ulaşmış durumda.”



KARABULUT İLE “BAY KEMAL” AKRABA MI?

Önceki gün, yazarlarımızdan Yüksek Elektrik Mühendisi Sayın Bilgin Akbal ile sohbet ediyorduk. Kendisi, “Neden Turgut Özal Üniversitesi Rektörünün adını, özellikle ‘Aysun Bay Karabulut’ diye yazıyorsun? Bu şekilde yazınca ‘Bay Kemal’ sözüne atıfta mı bulunmak istiyorsun?” şeklinde bir soru yöneltti. Ben de rektör hanımın kızlık soyadının “Bay”, eşinin de “Karabulut” olduğunu belirttim. 

Bizimle birlikte olan bir arkadaşım da, Rektör hanımın eşinin Kemal Kılıçdaroğlu’nun akrabası olduğunu ileri sürdü. Aslında bu konu daha önce de kulağıma gelmişti. Buna delil getirenler, Kemal Kılıçdaroğlu’nun önceki soyadının “Karabulut” olduğunu varsayarak, böyle bir iddiada bulunuyordu. Bu iddia, önceleri Ercan Karabulut’un hoşuna gitmiş olabilir. Ancak şimdilerde pek hoşuna gideceğini zannetmiyorum… 

Hatırladığım kadarıyla; Ercan Karabulut, 2014 Martı’ndaki seçimde, CHP’den Hekimhan Belediye Başkanlığına tevessül etmiş ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun akrabası olduğunu çokça dillendirmişti. Şimdilerde ise iktidar partisinin “nimet”lerinden istifade etmesi hasebiyle; var gücüyle “Aslı olmayan bu iddia”dan kaçıyor. 

Kim bilir, yarın-öbür gün “Millet ittifakı”nın en büyük ortağı CHP iktidar olursa, Sayın Karabulut da; “Kılıçdaroğlu bizim büyük dedemizin lakabıydı…” demeye başlar.

CANI YANANI BİR DE SİZ “İNCİTMEYİN!..”

Önceki hafta, “Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekiminin gölgesi yok” başlıklı bir yazı yayımlamıştım. Bu konu hakkında edindiğim bilgi muvacehesinde, pandemi münasebetiyle ötelenen tedavi sürecinin günümüzde birikmesinden dolayı, hasta yoğunluğu varmış. Hatta İstanbul’da da tanıdığım bazı hastalar, bir buçuk yıldır ameliyat sırası alamadıklarını söylüyorlar. Bundan kat-ı nazar ederek, doktorlarımızın hastalarla olan münasebetinin; “çok kırıcı”, “itici” ve de “ürpertici” olduğunu görüyorum. Acizane teklifim; doktorlarımızın ve diğer sağlık çalışanlarımızın, moral motivasyonunu yüksek tutacak aktivitelere yönlendirilmesi yönündedir. Böylece hasta ve hasta yakınlarına davranışlarında, bir nebze olsun iyileşme olacağı kanaatindeyim. Ayrıca “mesleki eğitimin” yanısıra, “iletişim dersini” de ilave etsek, hiç fena olmaz.

Selam ve dua ile…
Fiemanillah