dore okulları
Malatya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.37
  • EURO
    34.97
  • ALTIN
    2325.6
  • BIST
    9079.97
  • BTC
    70358.76$

Koordinasyon eksikliğine rağmen Kızılay!..

31 Temmuz 2016, Pazar 06:06


YORUM/ANALİZ: MURAT ÇETİN

Geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanlığı açıklamasıyla İnönü Üniversitesi'ndeki rektörlük seçimindeki son nokta da konulmuş oldu. Böylece üniversitemizde yeni bir dönem başlıyor. Bu yeni dönemin başta üniversitemiz, sonra Malatyamıza, son olarak da Türkiyemize hayırlı olmasını diliyorum.

PROF. DR. ÇELİK'LE MAHKEME SALONLARINDA HESAPLAŞIYORUZ

Rektörlük seçimiyle ilgili kalem oynatan az sayıdaki meslektaşım gibi şahsımın da birkaç kelam etmişliği var. Prof. Dr. Cemil Çelik'in ikinci dönem adaylığının yaşandığı seçimde de birkaç kez yazarak, uyarılarda bulunmuştum. Cemil Çelik'in ikinci dönem için aday olmayacağı açıklamasına vurgu yaptığım ve kendisini birkaç kez uyardığım yazıları, Malatya Time takipçileri iyi hatırlar. O günlerdeki yazılarımızla ilgili olarak Cemil Çelik tarafından mahkemeye verilmişliğimiz de vardır.

ÜLKEM VE MALATYA İÇİN HAYIRLISINI İSTİYORUM

Asıl konumuzu dağıtmadan rektörlük seçimleriyle ilgili değerlendirmemize dönelim. Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Malatya'nın müstesna insanlarından biridir. Turgut Özal'ın misyonuyla hareket ederek kimseyi ötekileştirmeyen ve eğitime önem veren önemli bir şahsiyettir. Gönlünde yatan rektörlük makamını, Allah nasip etti. Daha önceki adaylığı sırasında da şahsen Ahmet Kızılay'ın seçilmesini isteyenlerden biriydim. Bu sözüm “Ahmet Kızılay'a iki dönemdir çalışıyorum” şeklinde anlaşılmasın. Hakkımda ahlaksız iddialarda bulunacaklara “Bizi bilen bilir. Bilmeyen de kendi gibi bilir” sözlerini hatırlatmak isterim. Daha önceleri de defalarca belirttiğim gibi ben ülkem ve Malatyam için neyi hayırlı görüyorsam, onu yazıyor ve dillendiriyorum. Malatya için üniversitemiz, geleceğimiz olan gençler için hayırlısı ne ise bilgim ve birikimimle onu savunuyorum.

HİÇBİR GAYRI AHLAKİ OLUŞUMUN İÇİNDE OLMADIM

Ahmet Kızılay'ı yakinen tanıyan bir kardeşiniz olarak, doğru bildiğimi, doğru bir şekilde sizlere aktarma gayretindeyim. Hiç kimsenin ve hiçbir gayrı ahlaki oluşumun adamı olmadım. Üniversitemizin başına geçecek kişinin işinin ehli, liyakat sahibi ve sevilen bir insan olması gibi kriterlere bakarak kalem oynatıyorum. Belirttiğim gibi Ahmet Kızılay'ı yakinen tanıyor ve ehliyetli ve liyakat sahibi olduğunu biliyorum. Ayrıca üniversitenin sevilen bir ismi olduğuna birçok kez şahit oldum. Fetullahçı Terör Örgütü'nün mağduru bir ismin masumiyetine inandığı için kendi durumunu bile riske atarak, eğitime, dostluğa, duaya ve insanlara verdiği önemi şahsen biliyorum.

HER BİRİ AYRI KIYMETTEKİ İNSANLAR. ANCAAAAK…

Prof. Dr. Ahmet Kızılay'ın seçimde aldığı oy tamamen kendi başarısıdır. Birlikte hareket ettiği arkadaşlarının yok denecek kadar az katkısı olmuştur kendisine. Maalesef, ortada bir ekip çalışması veya kurumsal bir yapı yoktu. Kurumsal çalışmak, mesai tanzim etmek, kamuoyunu bilgilendirmek ve yapılan çalışmaları anlatmak çok önemlidir. Ahmet Kızılay'ın birlikte hareket ettiği insanlarda bu saydığım özellikler maalesef yoktu. Bu sözleri ederken, Ahmet Kızılay'la birlikte hareket eden değerli insanları kötüleme amacı gütmüyorum. Her biri ayrı kıymete haiz insanlardır. Eleştirilerimin amacı o insanları değersizleştirme çabası değil, bundan sonraki süreçte daha koordine bir şekilde hareket etmelerini sağlamak içindir. Burada birkaç örnek vermek isterim. İlk defa Ahmet Kızılay'ın Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın doktoru olduğunu ilan eden yayın organı Malatya Time oldu. Sonra bazıları haberimizden dolayı rahatsızlıklarını açık bir şekilde dile getirip, yalanlama yoluna gittiler. Hatta bu hususta Twitter fenomeni olarak bilinen "Başkentçi" ismiyle maruf kişiye şu şekilde twitt attırdılar: "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ahmet Kızılay adında bir doktoru yoktur." Buradaki maksat ise Ahmet Kızılay'ın kişiliği üzerine gölge düşürmekti. Hâlbuki girişimci, krizi fırsata çevirendir. Maalesef Ahmet Kızılay'ın ekibi bu fırsatı göremedi. Ben Ahmet hoca adına şöyle bir basın açıklaması yapılması gerektiğini düşünüyorum: “Ahmet Kızılay hocamız dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın DOKTORUDUR. 27 Mart 2014'de Van mitinginde Cumhurbaşkanımızın ses kısıklığı problemi vardı. İşte bu problemi bizzat gideren Ahmet Kızılay'dır. Kendisi Sayın Cumhurbaşkanımızı bizzat EVİNDE tedavi etmiş, fakat bunu kamuoyu ile paylaşmayı etik bulmamıştır. Bu husus hocamızın iradesinin dışında kamuoyunda yayılmış; çeşitli tebrik ve tenkitleri ise beraberinde getirmiştir. Kamuoyunu bilgi kirliliğinden kurtarmak adına bu açıklamayı yapma zarureti hâsıl olmuştur" Böyle basit bir açıklamayla bu tartışmaların önü alınabilir, bu arada Ahmet Kızılay lehine oyların da devşirilmesine yardımcı olunabilirdi.

400'ÜN ÜZERİNDE OY BEKLİYORDU…

Ahmet Kızılay'ın ekibi kurumsal çalışama yapamadı. Mesaiyi tanzim edemedi. Sosyal medyayı ve basını kullanamadı. Bu kanatta profesyonellik hâkim değildi. Kaldı ki doğru dürüst basın bülteni dahi yayımlayamadılar. Hâlbuki karşısında Ahmet Kızılay Hocadan çok az oy almasına rağmen çok profesyonel ve kurumsal çalışan adaylar vardı. Hâsılı: Bu seçimde Kızılay 400'ün üzerinde oy bekliyordu.

BEKLENTİLER FARKLI..

Halbuki ekip ruhu sinerji oluşturmak içindir. Tıpkı dört tane 1'in yan yana, tesanütle bir araya gelerek; 1111'i oluşturmaları gibi... Ahmet Kızılay'ın ekibi mezkur sinerjiyi yakalayamamıştır. Yani işin özü, Ahmet hocaya katma değer sağlayamayan bu ekip, Ahmet hocayla değer kazanma yolunu takip etmiştir.

MALATYA TİME, ORTAYI KESTİ, KIZILAY GOLÜ ATAMADI


Hatırlarsanız, seçim günlerinde Malatya Time olarak bir çağrıda bulunmuştuk. Henüz uçak ve helikopterler milletimize ölüm kusmamış, tanklar üzerimizden geçmemiş ve darbe kalkışması yapılmamıştı. “Adaylar neden FETÖ hakkında açıklama yapmıyor?” tarzında yazılar yazmıştık. Bu yazılarımıza adaylar arasından karşılık veren tek isim Aysun Bay Karabulut olmuştu. Biz o çağrıyı yaptığımız anda bu çağrımıza kulak veren adaylar olduğu halde, Kızılay'ın ekibi dikkate almadı. Bugün görüyoruz ki zaman bizi haklı çıkarttı.


KRİZİ YÖNETMEK İÇİN…

Söz ekip çalışmasına gelmişken diğer adaylardan Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut'un hakkını teslim etmek gerekir. Karabulut'un kendisin ve yanındakiler seçim sürecini gayet iyi idare etmişlerdir. Yukarıda belirttiğim hususlara azami oranda riayet etmişler ve iyi de bir sonuç almışlardır. Bunda siyaset pazarının önemli isimlerinden yardım almanın da etkisi olmuştur mutlaka. Krizi yönetmek için, bilgi, birikim ve itidalli hareket şarttır.


MALATYA SEVDALISININ TAVSİYELERİ

Üniversitemizin yeni rektörüne, bir Malatyalı olarak, bir Malatya sevdalısı olarak ve Malatya'yı objektif gören bir göz olarak bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum:

Ahmet Kızılay, şehirle barışık, devletle barışık ve siyasetçilerle barışık olmalı. Ancak bu barışıklık, herhangi bir siyasetçinin, herhangi bir hizbin ve her hangi bir gurubun adamı olmak olarak algılanmamalı. Eğitime katkı sunmak için görevlendirildiğini unutmamalı. Kendinden önce ideolojik düşünen rektörlerin uğradığı akıbeti iyi tahlil etmeli. Ortak paydamız olan Malatya'ya katacağı değeri bulmak adına çalışmalı.

Ahmet Kızılay, FETÖ'yle mücadeleye tam ve koşulsuz destek vermeli. "Zalime merhamet, mazluma zulümdür" ilkesiyle hareket edip, küçük yaşta kendi menfi emelleri için yetiştirdikleri çocukları, illegal bir şekilde üniversitelere yerleştirip, vatan ve millete muzır bir illet olmuş FETÖ ile mücadele etmeli. Milyonlarca insanın hakkına girerek gasp edenleri asla affetmemeli.

Ahmet Kızılay, ARGE çalışmalarını titiz bir şekilde yürütmeli. İş dünyasıyla hareket ederek; bilim ile iş dünyasını bir araya getirmeli. Daha nitelikli, daha düzgün ve daha verimli projelerle ekonomiye katkı sağlamalı. Mesela 400 iş adamı çok küçük ve kendisini sarsmayacak ufak sermayeyle Malatya'da İnönü Üniversitemiz öncülüğünde bir fabrika kurabilir. Böylelikle, hem iş dünyamıza ekstra bir gelir, hem Malatya için yeni bir istihdam sahası, hem de Malatya'mızın marka değerini yükseltir. Bunun için MİAD ideal bir kuruluş.

Ahmet Kızılay, üniversiteyi devlet mantığıyla yönetmeli. Birlikte çalışacağı arkadaşları, iyi tespit etmeli. Liyakat ve ehliyeti gözeterek, işin ehli olan kişileri görevlendirmeli. Irkçılığın bir başka şekli olan, “Benim adamım” “Benim arkadaşım” “Benim hemşerim” “Benim cemaatim(den)” “Benim Camiam(dan)” veya “Bizim Meclis(ten)” tarzında düşüncelerden uzak durmalı. Başarının ve başarısızlığın sorumlusu olarak gösterilecek tek kişi kendisidir.

Ahmet Kızılay, 550 milyonluk bütçede tüyü bitmemiş yetimin hakkı olduğunu unutmadan, bütçe lobisine müsaade etmemeli. Çok sağlam ve güvendiği bir isim veya heyetle bu işi götürmeli. Malum bütçeyi idare etmek her kişinin değil er kişinin kârıdır.
Bu husustaki tavsiyeler çoğaltılabilir…

HAYIRLI OLSUN

Ahmet Kızılay gibi müstesna bir şahsın üniversitemize rektör olmasının önümüzdeki dönemde Malatyamıza büyük katkı sağlayacağını ve saydığım hususları başaracağını düşünüyorum. Bu vesileyle, Ahmet Kızılay'ı rektörlüğünden dolayı tebrik ediyor, Yüce Rabbimden ülkemize, Malatyamıza ve üniversitemize hayırlı olmasını diliyorum.