dore okulları
Malatya
23 Nisan, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.62
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2417.0
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66402.21$

KUDÜS KAN AĞLARKEN MALATYA’DA KONSER!... 

16 Aralık 2017, Cumartesi 20:34

 

“Bir yandan bir SMS gönder Gazze'ye 5 TL katkı ver diye mesaj atan Malatya Belediyesi, şu an 300 bin TL bütçe ile kapalı spor salonunda Alişan konseri veriyor. Başörtülü bacılar göbek atıyor. Bir zamanlar Cuma bile kılmayan radikal müminler, elleri çatlarcasına alkış ile keyfe katkıda bulunuyor… tekbiiiir yerini, helaaaaal naralarına bıraktı. Hayırlı olsun… 

 

16.12.2017 Cumartesi saat 13.49'da telefonuma gelen WhatsApp mesajıydı bu. İrkildim, rüya mı acaba diye yerimden kalktım!. Hemen mesaj sahibini aradım. Ödediğimiz bedellere göbek attırıyorlar dedi. Bu konser şimdi mi? dedim. Evet, hem de canlı yayında dedi. Yayınlamasını asla düşünemediğim, mesajda kastettiği radikallerin kanalını açınca bir şok daha yaşadım. Heybemde ne kadar bayramlık kelimeler varsa sarfettim. Ağzıma geleni saydım. Şu an bile alzaymır hastası gibi klavyenin tuşlarına basmakda zorluk çekiyorum, ellerim titriyor. Söylediklerimi Allah'tan başka kimse duymadı. Kendilerini de Allah'a havale ettim. Malatya Belediyesi esenlik şirketi, milli piyango idaresi izniyle düzenlediği hediye çekiliş kampanyası münasebetiyle Malatya'nın kapalı spor salonunda devasa led ekranlar kurdurarak, şarkıcı Alişan'ı getirmiş, türkü söyletiyor, kızlarımızda göbek atıyordu. 

 

Buraya kadar olan kısmı belki biraz daha normal, asıl vahim olanı ise, protokolde önde oturanlardı. İsimlerini saymaya gerek yok, bu işin siyasetinden nemalananlar, Kudüs kan ağlarken bu pervasızlığa alkış tutanlardı. Eyvaaaah! Müslüman mahallesinde salyangoz satanlar artık Müslümanların radikalleriydi. Dün Cuma namazı sonrasında Kudüs için yürüyenler, bugün Alişan konserini yaptırıyor ve önde protokolde oturuyorlardı. Televizyon kanallarında mesajla, sokakta caddede insani yardım toplayanlar, Malatyalıların parasını topluca gevendelere ve pavyonculara veriyorlardı!. Kudüs'te Yahudiler Müslümanları katlederken Malatya'da müslümanlar vur patlasın, çal oynasın eğleniyorlardı. İdeolojiniz batsın!. Alkış tutan elleriniz kırılsın!. Dün kahrolsun İsrail diye bağıran dilleriniz kurusun!. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!?. Hangi yüz bu kardeşim!?. Hangi tarafınızdan baksak ayrı bir yüzünüz var!...  

 

Allah Resulu S.A.V. buyuruyor ki; “Sizden biriniz bir kötülük gördüğünde onu eliyle düzeltsin. Buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin. Buna da gücü yetmezse kalbinden buğzetsin. Bu ise imanın en zayıf noktasıdır” Bu hadisi, Sayın Cumhurbaşkanımız daha dün canlı yayında okumuştu. O, Yahudilere karşı okumuştu, benim hatırlattığım yer ise çok daha vahim!... Elimle bir şey yapamayacağıma göre dilimle yapmam gerekirdi. Hiç olmazsa birkaç kelime yazmalıydım. 

 

Kardeşlerim, Esenlik şirketinin ticareti bizi ilgilendirmiyor. Esenliğe mal verenlerde değiliz. Oradan nemalanmıyoruz da. Ancak Kudüs için dünyayı ayağa kaldırdığımız bir zamanda bu yapılır mı!?. İbadet gibi illa da yapmayı kafaya koymuşsanız şayet, bırakın ortalık biraz durulsun, tansiyon düşsün, akan kan kurusun, azıcık unutun şu ilk kıblemizi, sonra ne haliniz varsa görün!. Uykusuz kalmış, gözaltı torbaları sarkmış Reisi Cumhurun bağırması kesilinceye kadar bari bekleyin!. Kudüs'te onlarca ölü, binlerce yaralı varken, hangi vicdan size bunu yaptırıyor!?. 

Bugün Reis, arkasında yürüyenleri, belediyesini yiyen bu ideolojiyi biliyor mu acaba!?. 

Bugün Malatya'da hükümet ve Sayın Cumhurbaşkanımız yolda kalmıştır. Reis Kudüse doğru yürürken, arkasındaki sözde dava arkadaşları Tel Aviv've doğru gitmişlerdir. 

 

Bunu CHP'Lİ bir belediye yapsaydı, İsrail'e kadar kovardık!. Din, iman, onur ve haysiyet bırakmadan her türlü hakareti yapardık!. Fakat tüm bunlar, bu makamları yakında başkalarına bırakacağımızın habercisidir, unutmayın…  

 

Bugün Malatya'nın her sokağında pantolon giymiş saçı örtülü radikallerin kızlarını görürsünüz!. Hangi keyif konağına yada mekanına girseniz, bir metre uzunluğunda nargile zoppiğini ağızlarında çıkarmayan dava adamlarıyla karşılaşırsınız!. Hangi kafeye girseniz, mücahitlerin zar atıp tavla oynadığına şahit olursunuz!. hangi kahveye uğrasanız, pişti ve domino çeviren radikalleri seyredersiniz!. Şimdide milletin parasıyla sanatçı getirip Kudüs'ün kanı üzerinde kızlara göbek attıranları görür, ekranlarda seyredersiniz!. Sözde üç kişiye üç araba vererek halka destek oluyorsunuz, arabaların fiyatından daha çok parayla da anahtar teslim töreni, günah seremonisi düzenliyorsunuz!?.  Siz Allah'tan korkmaz mısınız!?. Hani adam yetiştirmiştiniz!?. Hani bu ülke daru'l harpti Cuma kılmayacak kadar cihada hazırlıyordunuz bu gençleri!?. Şimdi de sıra onların kızlarını oynatmaya mı geldi!?. Hani sizin tabirinizle dünya çapında liderler çıkarmıştınız!?. Nerede onlar!?. Islahınız mı çok, ifsadınız mı!?. Sizler, saf ve temiz yürekleri arada bir dernek tabelaları altında toplayıp kendilerini dolgu malzemesi olarak kullandıklarınıza İslamı verdiğinizi mi sanıyorsunuz!?. Bu mu İslam!?. Bu mu İman!?. Bu mu dava!?. 

 

Burada, büyük bir özveriyle bu rezaleti böyle bir günde canlı yayınlayan televizyonun başındaki dostum Fahri Memur'a da bir çift sözüm var; 

Kıymetli abim, bu şehirde herkes sana Fahri abi der. Bizlerin abisisin, davan için bedel ödedin. İnancın için yıllarca hapis yattın. Çoluk çocuğun yollarını gözledi. Eminim ki çıktığında hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını sende gördün. Bunca çile ve ızdıraptan sonra, kaybolmuş bir ömrü, sonunda gelip bunların günahına bekçi olmak için mi feda ettin!?... bugün Alişan konserini Kudüs gününde canlı veren, örtülü kızların attığı göbekleri canlı canlı yayınlayan televizyonun başında durmak için mi bunca çileye katlandın!?. Cezaevinden çıktığından beri, Malatya'da şu günah kutusundan başka sana layık görecekleri başka bir yer yok muydu acaba!?. Hani sen bedel ödedin, onlarsa dışarıda keyiflerini çattılar. Çıkınca sana gösterecek başka bir ekmek kapısı yok muydu!?. Senin alanın televizyonculuk mu!?. Yada böyle bir yayıncılık yapmak için mi bu kadar bedel ödedin!?. Birileri bedel öderken, kimlerin neler yaptığını da görüyor musun!?. Yahu hadi benim Allah'tan başka sahibim yoktu, dışarı çıktığımda tek başımaydım, yinede kimseye eyvallah etmedim. Hani senin arkanda kocaaaaaaa bir cemaat vardı sözde!. Sen malınla davana katkı sağlayan zengin biriyken, senin yanında çay içmeye gelenlerin bugünkü dünyalarını görüyor musun!?. Bazıları bedel ödemeseydi bugün bazılarının bu zenginlikleri olur muydu acaba!?. Dostum, sen medrese-i Yusufiye mezunusun unutma!!!... Bırak artık sevaplarını başkalarının günahına örtü yapmayı!. Ahiret sermayeni beş para etmeyenler için bu dünyada harcama!. Rezzak olan bir tek Allah'tır. Rızık korkusuyla yapıyorsan endişelenme. Dava olarak görüyorsan da, unutma ki, yükseldikçe yukarılara, dava hep aşağılarda kaldı, onu yüksekte arama, bıraktığın yere dön, göreceksin davanı ve ne halde olduğunu!!!…  

 

Şimdi; 

Dinim ve inancım üzerinde siyaset yapan, Müslümanların saf ve temiz duygularını kullanan, malımızı ona buna peşkeş çeken, haksızlık yapan, adaletsiz davranan, ideolojik yaklaşan her kim varsa bu memlekette, hakkımız haram olsun. Gün gelecek, ya kaçacak delik bulamayacaklar, yada selam verecek bir insan!. Hepinizi Allah'a havale ediyoruz. Vekilimiz Allah'tır. O, ne güzel vekil, ne güzel yardımcıdır!. 

 

Direnişin başkenti, kavgaların otağı, Kemalizmin tutmadığı, zalime baş eğmeyen, sembol şehir, yazar Şevket Başıbüyüğün “idamlık bir kent Malatya”sı, bugün Kudüs olmuştur. Filistin'e gitmeyin artık!. Yahudiye atacak taşı olan beri gelsin…  

 

Fi Emanillah… 

Ebuzer AYDIN 

“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”