dore okulları
Malatya
24 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    34.93
  • ALTIN
    2428.2
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66728.43$

“Kur’an Allah kelamıdır” inancı kâfi mi?

12 Ocak 2018, Cuma 07:10

Yıl 2002...

Malatya'da alnı “secde” görmüş bir arkadaşımla bir konu hakkında sohbet ederken, konuştuğumuz mevzu ile ilgili kendisine bir "ayet" söylemiştim.

Arkadaşım ise bana şu şekil de cevap vermişti:

-“İyi de “ayet” bu zaman da geçerli mi?”

Bu sözü duyduğum anda, adeta kan beynime sıçramıştı... 

Bu mesnetsiz söz karşısında ne diyebilirdim ki?

Kendisine şu şekilde cevap verdim:

-“Sen ne demek istiyorsun, Haşa Kur'an tarih kitabı mı?

Maalesef günümüz de çoğu Müslümanın inancı da bu şekilde..

Bura da şunu da  ifade etmekte maslahat gözetiyorum..

 "İman etmek ayrıdır, amel etmek bütün bütün ayrıdır." 

Kişinin amelde zafiyet göstermesi, eğer o amel "farz-ı ayn" ise yapamaması o kişiyi günahkar yapar. Amma ve lakin; o ameli inkar etmesi çok vahim neticeleri doğurur ki neuzubillah!... 

Kur'an'a iman nasıl olmalıdır?” hususunda geçenler de katıldığım tefsir dersinde şu notları tutmuştum.

O notları bura da sizinle paylaşmanın faydalı olacağını mülahaza ediyorum.

Âyet-i kerîmede geçen “Siz Kur'ân'ı mı inkâr ve tekzîb edersiniz?” cümlesi, sâdece Kur'ân'ın Kelâmulláh olduğunu inkâr ve tekzîb(yalanlamak) etmek ma‘nâsında değildir.

Kur'ân'ın Kelâmulláh olduğunu kabûl etmemek, inkâr ve tekzîb hükmünde olduğu gibi; Kur'ân'da geçen ahkâmın “icrâ“ ve “tatbîkına” tarafdâr olmamak da inkâr ve tekzîb hükmündedir.

O hâlde, sâdece “Kur'ân, Alláh'ın kelâmıdır” demek îmân için kâfî değildir.

Zîrâ, kâfirler de “Alláh Mûsâ'yaTevrât'ı, Ísâ‘ya İncîl'i, Muhammed'e Kur'ân'ı vermiş” diyorlar.

Peki, bunlar, bu sözleriyle îmân etmiş sayılıyorlar mı?

Hayır.

Zîrâ, akide kitâblarında beyân edildiği üzere; îmânın sahîh olabilmesi için, gelecek maddelerde geçen hükümleri tasdîk etmek şarttır:

1) Kur'ân'ın Kelâmulláh olduğunu “tasdik” etmek.

2) Ahkâm-ı Kur'âniyyenin bütününe “îmân” etmek ve o ahkâmın ayn-ı rahmet ve adâlet olduğuna “inanmak.

3) Ahkâm-ı Kur'âniyyenin bütününün icrâ ve tatbîkına “tarafdâr” olup o ahkâmın tamâmını “iltizâm” etmek.

4) O ahkâmı sedd ü bend “etmemek.

5) Ahkâm-ı Kur'âniyyenin belli bir zamânla mukayyed(kayıtlı) “olmadığına”, o ahkâmın bütün zamânlara “hükmettiğine inanmak.”

6) O ahkâmın hepsinin hak ve güzel olduğunu “kabul” etmektir. Hîç bir hükm-i İlâhîyi “küçümsememek” ve alay konusu “yapmamaktır.”


Selam ve dua ile...

Fiemanillah…