dore okulları
Malatya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.38
  • EURO
    35.11
  • ALTIN
    2326.3
  • BIST
    9117.07
  • BTC
    70104.96$

Nasıl oldu da bu kadar kar yağdı?

27 Ocak 2022, Perşembe 18:02
Nasıl oldu da bu kadar kar yağdı?


Son 30 yılın en şaşırtıcı kışını yaşıyoruz. Bu millet “kar duası”na da çıkmadığı halde nasıl oldu da bu kadar kar yağdı (ve belki de daha yağacak) ? Ben bu yaştayım, böyle bir kışı ve kar yağışını çocukluğumda gördüm ve yaşadım. 
İstanbul başta olmak üzere ülkemizin birçok şehrinde “kar esareti” yaşandı, yollar kapandı, araçlar yolda kaldı ve hayatımız kar yüzünden alt üst oldu. Olsun, hele İstanbul’a hiç acımıyorum. Söz konusu kar olunca gerisi teferruat!
Kar istemiyor muyduk, işte kar! 
Biz istedik bir göz Allah verdi iki göz! 
Siz söyleyin kar yağıyor ben diyeyim “altın yağıyor”! 
Kar bugün belki bizim için cefadır, sıkıntıdır fakat sonrası zenginlik, refah ve mutluluktur. Ülkemiz için büyük bir kazançtır. 
Kar yüzünden halkımızın büyük bir kısmı nice musibetler yaşasın, ben pencere kenarında oturmuş, bir yandan çayımı yudumlayıp kitabımı okurken, öte yandan iki metre karla kaplanmış Beydağı’nı seyrediyorum zevkle! 
Oooh canıma değsin (Yani şükürler olsun demek istedim) 
Bekle Beydağı, bekle ovalar, köyler, dereler, yaylalar, bekle beni, karlar erir erimez ordayım! Ne zaman diye vakit sorma, tavşanlar yuvasından çıkar çıkmaz ordayım! 
İşin şakası bir yana, ülkemiz gökten gelen beyaz tanecikler sayesinde Allah’ın izniyle büyük bir berekete, bolluğa ve refaha kavuşacak. 
Tam da sıkıştığımız, daraldığımız, umudumuzu kaybettiğimiz bir zamanda üzerimize yağdı bu bereket çıtırcıkları… Suyumuzun çekildiği, tabiatın kuruduğu, toprağımızın çatladığı bir zamanda geldi. Yavaş yavaş, sessiz sedasız üzerimize yağan karla birlikte umut çiçeklerimiz sulandı. 
Merhametlilerin en merhametlisi, rahman ve rahim olan, gani ve şafi sıfatıyla Yüce Allah bize bir kere daha acıdı. Bir kere daha bizi bağışladı. Bir kere daha hiç hak etmediğimiz halde bizi nimetlerine gark etti. Allah da biliyor ki, biz kulları da yine unutacağız Rabbimizi, yine şımaracağız, yine bu nimetlerin kadrini bilmeyeceğiz. Ama Allah işte, biz kullar gibi değil, Allah büyük, Allah yüce, Allah cömert, Allah hep bağışlayan. İbadet ettiğimiz fakat sözünü dinlemediğimiz İlahımız böyle bir İlah! Allah veriyor biz azıyoruz… Bu kadar kardan sonra artık biz kulların akıllanması gerekmez mi? 
Ben de geçenlerde kuraklık ile ilgili bir yazı yazmıştım. “Küresel yalanların” ve “meteorolojinin” kurbanı oldum. Kar gelmez zannettim ve felaket tellallığı yaptım. Ertesi günü saatlerce yağan karı görünce yüzüm kızardı, utandım, mahcup oldum, Allah’a yöneldim ve “Sen ne büyüksün Rabbim, beni bağışla” dedim. 
İlk defa yanıldığıma ve kandırıldığıma sevindim. Keşke hep böyle sakata gelsem, böyle mahcup olsam… Her ne kadar Şeyh Hasan’ın oğlu olsam da sonuçta ben de normal bir insanım ve hata yapma lüksüm olabilir. 
Şimdi ekolojik denge, küresel ısınma, barajlar, fen bilimleri yerle bir olmadı mı? Bütün bilimsel gerçekler iflas etmedi mi? Bu kadar karı neyle izah edeceğiz? Allah için söyleyin ey bilimselciler (Bu arada ben de bilimselciydim) böyle bir kar yağışını tahmin ediyor muydunuz? 
Vallahi, kendi adıma bu soruların cevabını veremem. Allah bana iyi bir ders verdi, ağzımın payını aldım oturdum yerime! Şimdi baharı hayal ediyorum. 
Aman Allahım! 
Şimdiden keklik seslerini, çiçeklerin renklerini, kelebeklerin uçuşlarını, arıların vızıltısını, derelerin coşmasını, barajların dolmasını, gökyüzünün maviliğini, tabiatın yeşilliğini hayal ediyorum. 
Tabiat anamız coşmuş, insanoğlunun kirlettiği yeryüzünü beyaz taneciklerle temizlerken mesajını da iletiyor bana: “Bahara beklerim Alişan abi, gel buyur başımın üstünde yerin var!” 
*****  
Fotoğraf: Yukarıoba Mahallesi/Gündüzbey