dore okulları
Malatya
03 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.40
  • EURO
    34.80
  • ALTIN
    2399.4
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59401.41$

Ölüm Döşeği!..

15 Eylül 2023, Cuma 23:30
Ölüm Döşeği!..

Şehirler de tıpkı insanlar gibi canlı varlıklardır aslında. Her ne kadar insanlar gibi doğmasalar da onlar da zamanla büyüyüp gelişmekte ve nihai olarak çeşitli nedenlerle yaşamları son bulmaktadır. Bir bakıma şehirlerin insanlar tarafından meydana getirilmesi hasebiyle insani özelliklerin birçoğunu yansıttıkları söylenebilir. Yani özünde şehir ve şehir yaşamının insandan ve insani gerçekliklerden uzak kurgulanamayacağı aşikardır.

Yaşadığımız elim deprem hadisesinden sonra Malatya’da yaşatılanlar şehir ve insan birlikteliğini yok etmekte, sunulan şartlar insanların şehirde kalmasını zorlaştırırken, şehrin insaniyetinin yok olmasına da neden olmaktadır. Ancak buna rağmen ölümüne ramak kalmış bir hastanın bitkisel hayattaki durumunu görmezden gelerek hastanın ahvali hakkında sürekli güzellemeler yapan ve gerçekleri hasta yakınlarından saklayan doktorlar misali, şehrin yöneticilerinin ve siyasilerinin şehrin bitkisel hayattaki durumuna “çıkmadık candan umut kesilmez” anlayışıyla yaklaştıkları ve Türkiye kamuoyuna da böyle yansıtmaya çalıştıkları görülmektedir. Aslında gerçek şu ki, insani şartları sağlamakta dahi zorlanan şehrin her köşesinden yükselen selalara kulaklarını tıkamaktadırlar. 

Malatya’da insani yaşamın en temel gereklerinden olan elektrik ve su ihtiyacının gün aşırı belli belirsiz kesintilerle sekteye uğraması şehirde yaşamak ve kalmak isteyen insanların şartlarını giderek zorlaştırmaktadır. Evet, belki zor bir dönemden geçilmekte ancak depremden bu yana geçen süre zarfında (7 Ay) temel ihtiyaçların kesintisiz hizmeti çoktan sağlanmış olmalıydı. Hal böyleyken çözül(e)meyen sorunlar şehirde kalmayı tercih edenleri giderek kendi şehrine ve insanına yabancılaştırmaktadır. Bu bakımdan şehirde kalmak için ufak bahanelere sığınan Malatyalılara adeta şehirden kaçmaları için büyük nedenler sunulmaktadır. 

Şehirde devam eden yıkım çalışmalarının yol açtığı enkazlar zaten olmayan trafik düzenini iyice içinden çıkılmaz bir hale getirirken, yıkımlar sonrası şehri kapsayan toz bulutları ise sağlık açısından elverişsiz bir ortam yaratmaktadır. Son zamanlarda ağır hasarlı binaların yıkım çalışmalarına hız vermek adına “patlatma yöntemi” ile sürdürülen çalışmalar ise “aynı anda x tane binanın yıkımının gerçekleştirilmesi” şovuna dönüşmeye başladı yavaştan. Bir taraftan yıkım çalışmalarının kontrollü ve plan dahilinde ilerlediği vurgulanırken, diğer taraftan böylesi toplu yıkımlarla rekor kırmak veya ilgi devşirmek oldukça anlamsız gelmektedir. Durum ve şartlar nerede ve nasıl olursa olsun sanırım her fırsatta şov yapmayı seven bir milletiz.

Deprem sonrasında şehrin demografik yapısında ve ekonomik hayatında önemli niceliksel ve niteliksel değişimler ve kırılmalar yaşanmaktadır. Deprem sonrası dönemde kamu personeline yönelik gerçekleşen tayinlerle yetişmiş ve nitelikli personellerin (özellikle eğitim alanında) şehirden ayrılması ciddi kayıplara yol açmıştır ve bu kayıpların ikame edilememesinin etkileri uzun vadede kendini gösterecektir. Şehrin ekonomisi için oldukça önemli olan ticaret sektörlerinin desteklenmemesi ise sektörel yatırımların başka şehirlere kaçmasına neden olmaktadır. Bu durum ise hâlihazırda kısır olan (yalnızca kayısıya dayalı) Malatya ticaret hayatını yok etmektedir. Ayrıca şehirde konut ve iş yeri arzında yaşanan sıkıntılara bağlı olarak artan talepler karşısında fahiş seviyeleri gören kira fiyatları, Malatya’da şehir hayatının geleceğini ve insani yaşamın gereklerini zorlaştırmaktadır. Ancak durum böyleyken şehrin geleceğini ilgilendiren ve insani yaşamın şartlarını gerektiren ana ve öncelikli yani olmazsa olmaz konular yerine olmazsa da olur konulara (kavşak peyzaj-çiçek düzenlemeleri gibi) ağırlık verilmektedir. Bitkisel hayattaki bir hastaya makyaj yapmak kadar saçma uygulamalarla amaçlanan şey, acaba “hastamız iyi bir sorun yok” imajı mı oluşturmak yoksa “hastamız zaten ölüyor bari ölüsü güzel dursun” düşüncesi mi? Bilemiyorum.

Gelelim hasta ziyaretlerine..! Şehrimiz yorgun, bitkin ve oldukça hasta durumda ve hastaya geçmiş olsun ziyaretleri süreç içerisinde gecikmeli de olsa ara ara farklı dönemlerde gerçekleşmektedir. Bakan, bakan yardımcıları, bürokratlar, gazeteciler ve diğerleri tarafından yapılan ziyaretler, hasta bir şehire ve hasta yakınları olan halka yönelik değil de adeta doktorlarla yapılan ikili görüşmelere dönüşmüş durumdadır. Neredeyse hasta odasına dahi girilmeden kapıda ayak üstü temennilerle ve sanki “hasta ziyaretinin kısası makbuldür” mahiyetinde yapılan ziyaretlerle hastaya moral verilmeye çalışılmaktadır. Ancak ziyaretçilere, bu hastalığın diğerlerinden farklı olduğu, hastayla (şehir) ilgilenmeleri gerektiği ve korkmuş, yorulmuş ve ümitsiz olan hasta yakınlarına (halka) moral sağlamaları gerektiği hatırlatılmalıdır. Durum böyleyken gerçekleşen ziyaretler hâlâ şehrin arka sokaklarından (gerçeklerinden) uzak olarak merkezde ufak bir şehir turunun ardından brifingler, protokol süreçleri ve çeşitli açılışlarla şölen havasında devam etmektedir. Ayrıca Malatya’nın durumu hakkında “bu kadar kötü bir manzara ile karşılaşacağımı tahmin etmiyordum” değerlendirmeleriyle hastanın ve hasta yakınlarının gönüllerini almaya çalışmak, hastaya hiçbir faydası olmayan vicdani ve masum bir hareketin ötesine de ne yazık ki geçememiştir. Belki de burada hastalığın başından beri doktorların (yöneticilerin ve siyasilerin) teşhislerinin ve hastanın durumuna ilişkin bilgilendirmelerinin eksikliği ön plana çıkmaktadır. 

Yaşadığı her şeye ve her türlü zorluğa rağmen yaşamayı ve yaşatmayı seven bir şehir, iyi doktorların elinde uygun tedavi yöntemlerine cevap verecektir. Nitekim, yapılan altyapı hazırlıklarının ardından yeni eğitim-öğretim yılında şehrin üniversitelerinin yüz yüze açılacak olması, hastanın ayağa kalkması için yeterli olmasa da iyileşme sürecinin önemli bir adımı olarak görülebilir. Uygulanacak tedavi yöntemlerinin işe yarayıp yaramayacağını ise zaman gösterecektir.

İyi olacak hastanın ayağına doktor gelir mi bilmem ama şu an ölüm döşeğindeki şehrimizin yoğun bir bakıma ihtiyacı var.

Kalın sağlıcakla..

Yorumlar

  • yorum avatar
    Musto
    17-09-2023 10:58

    Umarim ders alirlar ??

  • yorum avatar
    Emrah Korkmaz
    17-09-2023 10:06

    Hocam yüreğine sağlık duygularımıza tercüman olmuşsun.

  • yorum avatar
    Kübra
    16-09-2023 15:39

    Mehmet Emin Bey, gerçekten de tespitiniz çok doğru. Deprem görmüş, yuvalar dağılmış, esnaf perişan, medyamız ise aynı anda dokuz binanın patlama yoluyla imha edildiğini çarşaf çarşaf yazıyor. Hey koçum be! Sanki aksiyonel bir film izliyoruz....

  • yorum avatar
    İsmet
    15-09-2023 23:58

    Güzel yazı..Malatya ağır yaralı.....

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.