Kale İçeriden Sarsıldı: Sami Konuştu, Özgür Yüklendi, Kurum Geldi
28 Temmuz 2025, Pazartesi 11:53
AK Parti için Malatya bir şehir değildi.
Bir nişandı.
Kaledir yazılı seçim panosuydu.
Seçime girersin, sonuç bellidir.
Oy pusulası değil, teşekkür kartı dağıtılır.
Ama sonra…
Kale içerden ses verdi.
Sami Er çıktı dedi ki:
“Belediyenin borcu 17 milyar.
Faiziyle etti 23 milyar!”
AK Parti neye uğradığını şaşırdı.
Muhalefet mikrofon aramadı.
İktidar kendi cümlesiyle vurulmuştu.
Bunu gören Özgür Özel, Malatya’ya geldi.
Kürsüye çıktı.
Sadece bir cümle kurdu:
“Yolsuzluğun daniskası burada!”
Ve dedi ki:
“Bunu ben demiyorum, sizin belediye başkanınız söylüyor.”
Malatya’da mikrofonu Özgür tuttu.
Barutu ise Sami doldurmuştu.
Ankara durdu.
Kalktı.
Panikledi.
Ve sonra…
Murat Kurum geldi.
Aylardır gelemeyen Kurum…
İstanbul depremi dedi, İzmir yangını dedi, gelmedi.
Ama Özgür gelince geldi.
Yani deprem için değil,
siyasi artçı için geldi.
Konuştu:
36 bin konut dedi.
550 konut/gün dedi.
Ve bombayı patlattı:
“300.000’inci deprem konutunu Malatya’da teslim edeceğiz!”
Cümle büyük, sayı dev, niyet belli.
Kale çatladı, sıva tutmaya geldi.
Ama fotoğraf her şeyi anlattı:
Yanında bir vekil yok.
Bir teşkilatçı yok.
Bir Malatya bile yok.
Çünkü kale hâlâ orada…
Ama içerisi boş.
Sami konuştu.
Özgür yüklendi.
Kurum geldi.
Ama artık herkes biliyor:
Bu kale dışarıdan değil, içeriden düşüyor.
Muaccel mi, Mübalağa mı?
Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin borcu açıklandı.
Sami Er çıktı dedi ki:
“Borç 17 milyar! Faiziyle 23 milyar!”
Herkes sustu.
Çünkü çok büyüktü.
Çünkü çok korkunçtu.
Çünkü çok yuvarlaktı.
Ama sonra belediye meclisi oturdu,
Rakamları topladı,
Vergiyi yazdı,
Faizi çizdi,
Ve dedi ki:
“Hayır başkanım… Anapara sadece 5 milyar 650 milyon.”
Yani 5,6 milyar borç…
Üzerine 6,4 milyar faiz…
Toplam 12 milyar.
Ama başkan “Hayır!” dedi.
“Ben 23 diyorum.”
Belki de sabah uyanınca öyle hissetmişti.
Ya da 23 milyar daha tehditkâr gelmişti.
Bilemiyoruz.
Ama bildiğimiz bir şey var:
Bu raporun altında meclis komisyonunun imzası var.
Yani başkanın değil,
Matematiğin fikri geçerli.
Meclis toplanmış,
Adını “Borçlar Komisyonu” koymuş,
Kalem oynatmış,
Döviz çevirmiş,
Hesap yapmış.
Ve sonunda…
“Toplam borç 12 milyar TL” demiş.
Ama bizim başkan, o belgeye rağmen,
Hâlâ 23 milyar diyor.
O zaman soralım:
Bu rakam muaccel mi, mübalağa mı?
Yoksa psikolojik eşik mi?
Çünkü artık bu şehirde borç değil,
ifadeler vade uzatıyor.
Meclis “5 milyar” diyor,
Başkan “23 milyar” diyor…
Aradaki 17 milyar fark nereye gidiyor?
Cevap mı?
23 milyar kere düşünün.
Çarşı Var, Altı Yok!
Malatya’da çarşı yapılıyor.
Yani öyle dediler.
Temel atıldı.
Kurdele kesildi.
Cam takıldı.
Vitrin parlatıldı.
Fotoğraf çekildi.
Dışarıdan bakınca her şey tamam gibi.
Ama içeride hayat yok.
Çünkü alt yapı yok.
Su yok.
Elektrik yok.
Kanalizasyon yok.
Doğalgaz yok.
Yani müteahhit de teslim etmiyor.
Etse ne olacak?
Esnaf fişi nereye takacak?
Kira ödesin diye anahtar mı verilsin?
Müteahhit de bunu biliyor.
O yüzden işi ağırdan alıyor.
Yavaş yavaş…
Nasıl olsa bitmiş gibi gösteriliyor.
Ama unutulan bir şey var:
Boş bir dükkân, umut değil.
Maketten ibaret.
Alt yapı deyince ne anlıyoruz?
— Su yok.
Musluk var, dua ile çalışıyor.
— Elektrik yok.
Ampul takılı, ışık hayal.
— Kanalizasyon yok.
Tuvalet var ama sadece seyirlik.
— Doğalgaz yok.
Soğukta soba mı yakalım?
— İnternet yok.
Story çeksen sinyal yok, dert anlatsan çekmiyor.
Yani çarşı dediğin şey, şu anda sadece fotoğraf dekoru.
Malatya’nın ticareti depremde gitti.
Çarşı olmazsa ticaret dönmez.
Ticaret olmazsa şehir nefes alamaz.
Ama biz hâlâ vitrin takıyoruz,
Işığı olmayan dükkâna cam parlatıyoruz.
Sonra da çıkıp diyoruz ki:
“Malatya ayağa kalkıyor.”
Hayır.
Malatya makyajlanıyor.
Ve içine hâlâ su verilmiyor.
Çünkü bilirsiniz:
Altı olmayan her yapı, yıkılmak için bekler.
Ve Malatya beklemekten başka bir şey yapamıyor.
Matem Günü Çorbayla Kamufle Edilemez
Aşure, Arapça’da “on” demek.
Muharrem’in onuncu günü.
Kerbela’nın sarsıcı hatırası…
Hz. Hüseyin’in şehit edildiği, matem tutulması gereken gün.
Ama biz ne yapıyoruz?
Tencereyi kaynatıyoruz.
Evet…
Malatya’da Aşure Günü artık matem değil, “çorba günü” olarak biliniyor.
Bir yanda Kerbela…
Bir yanda kaşık.
Ortada ne mesaj var, ne mana.
Ama çorba var.
AK Parti dağıtıyor.
CHP dağıtıyor.
MHP dağıtıyor.
TSO bile dağıtıyor.
Borsa dağıtıyor.
Yani, matem mi var?
Çorba ile ört.
Krizi mi var?
Çorba ile bastır.
Ekonomi mi çökmüş?
Çorba ile avut.
Mesela…
AK Parti’nin Malatya’daki yerel yönetimi hata üstüne hata yapıyor.
Plan yok, program yok, vizyon yok.
Ama çorba var!
Fotoğraf çekiliyor, paylaşılıyor,
Altına da yazılıyor:
“Birlik, beraberlik, bereket…”
CHP’ye bakıyorsun:
Muhalefet yapması lazım.
Şehre katkı sunması lazım.
Ama o da kepçeyi almış eline,
Sıraya geçmiş.
Siyasi boşluk mu var?
Çorba ile dolsun!
TSO desen:
İhracat düşmüş, fabrika kapanıyor,
Kayısıcı ağlıyor, tüccar kepenk kapatıyor.
Ama başkan çorba dağıtıyor.
Yani döviz girdisi yok ama
nohut var, buğday var, aşure var!
Ticaret Borsası ne yapıyor?
Esnaf ağlıyor.
Çiftçi küskün.
Ama onlar da bir kazan kaynatıyor.
Sanki dertlerin kayısı reçetesi değil,
tarçınla, karanfille çözülür gibi.
Ve sonra biri çıkıp diyor ki:
“Ne var canım bunda, güzel bir gelenek…”
Evet.
Ama bu gelenek matemle başlar,
şekersiz başlar.
kerbelasız olmaz.
Yani mesele çorba değil.
Mesele, çorbayla neyin üzerinin örtüldüğü.
Aşure günü, bir yas günüdür.
Bir sorgulama günüdür.
Bir adalet günüdür.
Ama biz o günü
bir kepçelik mutabakatla geçiştiriyoruz.
Çünkü bizde artık belediyecilik yok…
Kepçecilik var.
Siyaset yok…
Tencere fotoğrafçılığı var.
İcraat yok…
Altına yazılan “afiyet olsun” var.
Ve sonra da diyoruz ki:
“Malatya birlik içinde…”
Hayır.
Malatya şu an sadece çorbanın buharı içinde.
Ama herkes unuttu:
Aşure şekerle pişer ama…
Kerbela kanla yazılmıştır.
Malatya TSO’da Aşure Karıştıranlar!
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nda seçim yaklaştı.
Kazan kaynıyor.
Ama bu kez mercimek değil, mevki…
Başkan Oğuzhan Sadıkoğlu sahada.
Piyasa onu en son nerede gördü?
Bir aşure kazanının başında.
Bir elinde kepçe, diğer elinde hesap.
Kime dağıtıyor?
Aşure mi, oy mu?
Malatya’da esnaf siftahsız kepenk kapatırken,
Sadıkoğlu hâlâ meydanlarda poz kesiyor.
Kepçeyi bırakmıyor.
Seçim kepçesi bu…
Helva biter, koltuk bitmez!
Ama bu kez iş zor.
Çünkü adaylar da az değil, iddialı.
Bakın şimdi…
Bilal Yıldırım: Yıldızı Parlayan Eski Başkan
Yeniden Refah Partisi’nin eski Malatya İl Başkanı.
Milletvekili adayıydı.
Büyükşehir adayıydı.
Siyasetten odaya geçmeye hazırlanıyor.
Slogan net:
Parti bitti, sıra parti türevinde.
Ramazan Özcan: Borsa’nın Kadim Başkanı
Ticaret Borsası’nın değişmeyen ismi.
Yılların başkanı.
Eğilmedi.
Bükülmedi.
Seçimle geldi, seçimle kaldı.
Esnafla kurduğu diyalogla,
Borsadan çıkıp TSO’ya geçmeye hazırlanıyor.
Kulislerde diyorlar ki:
“Sadıkoğlu bile onunla tokalaşmadan toplantı yapamıyor.”
Mahmut Boyraz: Sessiz Stratejist
En sessiz olan, en çok plan yapan…
Masada konuşmuyor, ama kuliste konuşuluyor.
Bir denklem kurmuş.
İçinde formüller var:
Sadıkoğlu dışarı, Poyraz içeri.
TSO’nun siyaset laboratuvarında çalışan bir teknokrat gibi.
Kepçe yok elinde ama ajanda dolu.
Ve Diğerleri: Baydemir, Çelebi…
Abdurrahman Baydemir, Zekeriya Çelebi…
Yarışa ısınan isimler.
Kimi eski, kimi yeni.
Ama hepsi “Sadıkoğlu gitsin” diyen cephede.
Sadıkoğlu: Başkan mı, Aşureci mi?
Soruyorlar:
“Bu kaçıncı dağıtım başkanım?”
O cevaplıyor:
“İkram bitmez, hizmet devam.”
Ama esnaf başka şey dağıtıyor:
İflas dilekçesi…
Kısacası…
TSO seçimi, Malatya’nın küçük ama gösterişli sandığı.
Kim kazanır bilinmez.
Ama kaybeden belli:
Esnaf.
Çünkü herkes seçimde…
Ama kimse çarşıda değil.
KALEM HAKKI: Sağ Kol Değilse de Sağdan Sokuluyor!
Eyüp Sağlam kendini “başkanın sağ kolu” sanıyor.
Belki de öyle. Çünkü hep sağda duruyor.
Ama mesele duruşta değil, dokunuşta.
Malatya’da hangi iş karıştıysa,
Hangi sokak çıkmaz olduysa,
Altından ya bir danışman sesi, ya da Eyüp Sağlam’ın “teması” çıkıyor.
Kol olmaktan çok,
Her işe sağdan parmak sokuyor!
LAF EBESİ: “Paylaşmasam Yoktum Zannedecekler”
Malatya’da bir açılış oldu mu,
AK Partililer sıraya giriyor.
Ziyareti kim yaptı, kurdeleyi kim kesti belli değil.
Çünkü herkes kendi hesabından,
“Ben olmasam olmazdı” diye paylaşıyor.
Her başarının onlarca babası var.
Ama sorumluluk doğunca,
Anası bile bulunmuyor.
Sosyal medya dolu…
İcraat boş.
FİSKOS MASASI
Malatya’da kulisler yine hareketli… Kimi susuyor, kimi konuşuyor, kimi de fısıldıyor. Ama Fiskos Masası her sesi duyuyor!
– Beytur Beklemede, Bayat Her Yerde!
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Mehmet Beytur’un, Sabri Bayat’la uyum sorunu yaşadığı konuşuluyor.
“Ben her işi yapıyorum, sen otur keyfine bak!” diyen Bayat’ın gölgesinde Beytur şimdilik sessizliğe çekilmiş.
Genel sekreter var ama etkisi hâlâ yok!
– Yeni Malatyaspor’un Adı Yetiyor, İş Adamı Kaçıyor!
Yeni Malatyaspor’a destek çağrıları yapıladursun…
İş dünyası temkinli.
Eski Malatyaspor’daki fatura skandoları hâlâ hafızalarda…
Yeni teklifleri duyan bazı isimler, adını bile duymak istemiyormuş!
– Üç Koltuk Gidiyor, Yer Yerinden Oynayacak!
Malatya’da üç kurumun idare amirinin değişeceği konuşuluyor.
“Listeler hazır, isimler Ankara’da bekliyor” diyenlerin sayısı az değil.
Yani yeni koltuklar için eski dengeler bozulmak üzere!
– Sahte Diploma İddiası, Suç Duyurusuyla Dolaşımda!
İnönü Üniversitesi’ndeki sahte diploma söylentileri bir süredir kulaktan kulağa dolaşıyor.
Rektörlük makamı iddiayı reddediyor ama yaptığı suç duyurusu, adeta iddiayı teyit ediyor!
“İnkâr mı var, tespit mi?” sorusu havada kalıyor…
– Salih Karademir’e Karalama Hamlesi!
MAGİNDER Başkanı Salih Karademir hakkında, bazı çevrelerin bilinçli bir propaganda çalışması başlattığı konuşuluyor.
“AK Partililere tehdit oluşturuyor” algısıyla hedef alınan Karademir için düğmeye basılmış gibi görünüyor.
Siyasette soğuk savaş, dernek vitrininden yürüyormuş!
Fiskos Masası kulak kabartmaya devam ediyor…
Çünkü Malatya’da duyulan değil, fısıldanan yazılıyor!
Selam ve dua ile
Fiemanillah
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Lale Ergün
28-07-2025 17:30Sami Er'in bu haftaki karikatürüne çok güldüm. Çizeri Kasım beyi konu ve çizim ustalığından dolayı tebrik ediyorum.
Yasin
28-07-2025 16:40Sadıkoğlu o koltuğu Malatya halkının aleyhine meşgul ediyor.. Şehrin sanayisi onun döneminde yüzde yirmi gerilemiştir.. Koca fabrikalar kapanmış başka noktalara gitmişlerdir.. Malatya bu yöneticilerden kurtulmalıdır
Hamza
28-07-2025 15:58Çarşının batı kanadı hala duruyor temeller bile atılmamış.. Alt yapı üst yapı konusunda belediye nerede??? Sami Bey anca poz versin!! İnönü Caddesi bu gidişle 3 yılda bitmez.. Çarşının bir kısmını açsanız kaç yazar, kim o keşmekeşliğin içine girecek.. Bakan Kurum her şeyin farkında.. Ama olan oldu eldeki malzeme bu ne yazıkki...
Battal
28-07-2025 14:54Sami Er Malatya da partisine muhalif olan en büyük isimdir..Öyle ki Chp nin muhalefet etmesine bile gerek kalmıyor.. Parti kurmayları eminim bunun farkındalar...
Nevin Arslan
28-07-2025 13:37Milletvekili dediğin mecliste konuşur, şehrin sesi olur. Ama artık vekillik, sosyal medya fotoğrafçılığına dönüşmüş gibi. Kalem Hakkı yazılarında bu mesele sürekli işleniyor. Umarım bu eleştiriler muhatabına ulaşır da biraz sorumluluk hissederler.
Kemal Yıldırım
28-07-2025 13:37Kalem Hakkı ve Fiskos Masası köşeleri, artık Malatya’da siyaset-medya ilişkilerini anlamak için pusula işlevi görüyor. Özellikle sosyal medya görünürlüğüyle siyasal etki arasındaki mesafe iyi irdeleniyor.
Selda Avcı
28-07-2025 13:37Yeni Malatyaspor’da başkanlık tartışması yılan hikayesine döndü. Adil Gevrek’in ‘nerede söz verdiğin 200 milyon’ çıkışı, Haşim Karadağ’ın iddialarını gölgede bıraktı. Malatya halkı artık laf değil, çözüm bekliyor.
Nihat Ercan
28-07-2025 13:36Malatya’nın eski Milli Eğitim Müdürü bir anda ortadan kayboldu. Eskiden sürekli etkinliklerdeydi, şimdi hiç sesi çıkmıyor. Uzlet mi, görev değişikliği mi, sağlık sorunu mu? Laf Ebesi köşesinde sorulan bu soru aslında kamu denetimi açısından çok kıymetli.
Ali Yüceer
28-07-2025 13:36Sabri Bayat için ‘şoför koltuğundan protokol koltuğuna’ denmişti, tam isabet. Sessiz ama derinden ilerlemiş biri. Ancak bu kadar kritik bir pozisyonda olan birinin kamuoyu önünde bu kadar az görünmesi soru işareti yaratıyor.
HÜSEYİN Tokatlı
28-07-2025 13:35AK Partili Sami Er’in sözleri CHP kürsüsünden yankılanıyorsa burada ciddi bir siyasi boşluk var demektir. ‘Sözler hazırdı, kaynak belliydi’ ifadesi siyasetteki metinleşmeyi ve sahicilik eksikliğini çok iyi anlatıyor.
Ayşe Günal
28-07-2025 13:35Bir üniversite düşünün: önce ‘sahte diploma yok’ diyor, sonra savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Murat Çetin’in yazısı bu çelişkiyi görünür kılıyor. Bence burada asıl araştırılması gereken, üniversite içi sistemik zaaflar.
Mehmet Arslan
28-07-2025 13:34Belediye borcu 17 milyar mı, 23 milyar mı? Sayıştay ne diyor? Sami Er ne söylüyor? Kalem Hakkı bu çelişkiyi iyi özetlemiş. Ama hâlâ net bir tablo yok. Halk olarak sadece ‘yük’ hissediyoruz ama bu yükün sebebi kim, cevap yok!
Zeynep Kocabaş
28-07-2025 13:34Murat Kurum’un Malatya ziyaretinden anladığımız şu: eski dosyalar tekrar raftan indiriliyor. Ama sorun şu ki, yeni bir şey söylenmiyor. Kalem Hakkı’ndaki tespit çok netti: ‘Kurum geldi ama kimse karşılamadı.’ Vekillerin bile katılmadığı bir programın Malatya’ya ne faydası olur?
Ahmet Erdem
28-07-2025 13:34Malatya’nın vekilinden ne beklenir? En azından şehrin derdini Meclis’e taşıması… Ancak sayın Ölmeztoprak, kamera karşısında görünmek dışında elle tutulur bir etki bırakmadı. Murat Çetin’in yazısındaki ‘sıfır gibi’ benzetmesi bence fazlasıyla yerinde. Mevcut tablo, sadece görsel bir temsiliyet sağlıyor ama siyasal çözüm yok.