dore okulları
Malatya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.38
  • EURO
    34.99
  • ALTIN
    2325.6
  • BIST
    9058.25
  • BTC
    69943.82$

“Ömer” Osman mı, yoksa İhsan mı?

29 Aralık 2019, Pazar 22:56

 

 SESLİ MAKALE 

 

AK Parti'nin 18. Yıldönümü dolayısıyla geçtiğimiz aylarda düzenlenen resepsiyonda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan : “...Bu kutlu çatının altından ayrılanların hiçbirinin esâmesi şimdiye kadar okunmamıştır, şimdiden sonra da okunmayacaktır. Büyük kongre sürecimiz önemli bir fırsattır. Belde, ilçe, il kongrelerimizi başlatıyoruz. Bize Ömerler lazım. Bu Ömerleri bulduğumuzda, şu anki konumumuzdan daha ileriki bir konuma geleceğiz, hiç endişeniz olmasın..." sözlerini sarf etmişti.

AK Parti Malatya İl Teşkilatı'nda, İl Başkanı İhsan Koca'ya muhalif olanlar “Ömer” derken, çareyi “Osman”da bulmuşlar.

Ankara'daki kuvvetli bağlantılarından dolayı İhsan Koca'ya karşı mevcut adaylarla mesafe alamayacaklarını düşünen bazı isimler, Osman Timurtaş'ı gündeme getirmeye çalışıyor.

AK Parti İl Başkanlığı Yürütme Kurulu'ndan alınan dört kişi yerine, kendi yakınlarını  “Monte eden” İhsan Koca'nın kulislerde “Yeşilyurt ve Battalgazi ilçe başkanlarını da görevden alacağı”nın konuşulması, muhaliflerin farklı arayışlar içerisine girmesine sebep oluyor. Daha önce Ankara'da hayatını devam ettiren Osman Timurtaş'ın da bağlantılarının kuvvetli olduğunu söylemek gerekir. Timurtaş'ın ticari faaliyetlerini gerekçe göstererek Malatya'ya taşınmasının asıl sebebinin, “İl başkanlığı” olduğunu iddia edenlerin de sayısı azımsanmayacak kadar fazla...

 Osman Timurtaş'ın “İl Başkanlığı”na ikna edilmesi durumunda ve kulislerdeki bilgilerin ışığında akla gelen bir soruyu dillendirmek gerekiyor: “AK Parti'nin Malatya'daki Ömer'i,  İhsan mı yoksa, Osman mı?..

MÜTEVAZI KELİMESİNİN KARŞILIĞI AHMET KIZILAY...

 Geçtiğimiz hafta röportaj yaptığım İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay için genel yorum şu şekildeydi: “Biz Ahmet hocanın hayatı hakkındaki ince detayları bu kadar bilmiyorduk. Demek Malatya'da kalmasının asıl sebebi, merhum Cumhurbaşkanımız Özal'ın Malatya ile ilgili misyonunu tamamlamakmış.”

Profesör Dr. Ahmet Kızılay hakkındaki tespitlerim:

-"Mütevazı" kelimesinin karşılığını tam anlamıyla temsil ediyor.

-"Sosyal ilişkileri" çok ileri düzeyde.

-Tanıştığı kişiyi kolay kolay unutmayan bir "hafızası" var.

-Temsil ettiği kurumun menfaatlerinden taviz vermemek adına, gerektiği zaman; nezafetten, nezaketten  de taviz vermeyerek “Hayır”  demesini iyi biliyor.

-Ankara'daki "üst düzey" diyalogları kuvvetli olmakla birlikte, şehir ile ilişkileri de çok kuvvetli.

-Turgut Özal Tıp Merkezi'ne, bahusus Karaciğer Nakli Enstitüsü'ne büyük önem veriyor.

- Türkiye sıralamasında, İnönü Üniversitesi'nin "üst sıralara" çıkması için hayli gayret gösteriyor.

 GÜRKAN'IN, ALGIYI YÖNETME DE EKSİKLİĞİ VAR

 Hamdolsun, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan'la “Siyaset-Time”ın ilk bölümünü yayımladık. Yaptığımız röportajda “Selahattin başkanın dedikleri doğru mu? Eğer doğru ise kamuoyu neden bu hizmetlerden habersiz?” şeklinde şahsıma yöneltilen sorular, dur-durak bilmedi. Hatta bir yorumda “Gürkan 'bu dönem başkanlıkta kalır yada kalmaz' tartışması yaşadığımız her dönem Hızır gibi yetişip hakkındaki algıyı ters yüz ediyorsunuz. (…) Zira ben çok birşey görmüyorum.” ifadeleri kullanılmıştı.

Burada evvela şunu hatırlatmak istiyorum. Yapılan röportajda bana ait olan cümleler sadece sorulardı. Verilen cevaplar ise Gürkan'ın kendi açıklamalarıydı. Bu münasebetle aynı soruyu bende Sayın Gürkan'a sorduğumda, Genel Sekreter Yardımcısı Latif beyle birlikte bana, röportajda “Yaptık”, “Yapıyoruz” ve “Proje aşamasında..” dediği bir çok yeri gezme imkanı sundular. Gezdiğim yerlerde harıl harıl çalışma olduğunu maalmemnuniye (Vicdan rahatlığıyla) söyleyebilirim.

Bununla birlikte Malatya'da Selahattin Gürkan hakkında bir algı oluşturulduğuyla ilgili benim de kanaatim var. Bu algının kırılması için ise biraz daha gayret gösterilmeli ve icraatlar basın yoluyla paylaşılmalı. Bu durumda da önce sayın başkana, daha sonra da basın danışmanlarına görev düşüyor.

1_922

 
CUMHURİYETÇİLERİMİZİN HALİ-AHVALİ

Geçtiğimiz hafta Perşembe günü sosyal medya hesabından “Kubbe Dağı geçit vermedi. Pütürge ve Doğanyol kongrelerimize katılamadan geri döndük” şeklinde paylaşımda bulunan CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz, beni şaşırttı(!)

Yukarıdaki metni okumadan önce CHP yöneticileriyle ilgili “Zorlu şartlara rağmen kongrelerimizi başarıyla tamamladık” şeklinde bir tahminde bulunmuştum. Enver Kiraz'ın paylaşımıyla yanıldığımı anladım. Bu vesileyle de fotoğraf paylaşan CHP İl Başkanı Enver Kiraz, halinden pek de memnun değilmiş gibi görünüyordu. Kubbe Dağı'nın soğuğunu iliklerine kadar hissettiği her halinden belli olan Enver Kiraz'ın iç dünyasını şöyle tahmin ettim: “Kardeşim ne işim var benim Allah'ın dağında. Yok arkadaş, CHP için bu çile çekilmez. Otur, Envershop'ların birinin başında kazan(!) ekmek paranı. Milletin derdi seni mi gerdi Enverrr?..

Hemen yanındaki sakallı kişinin duruşu ise “Çalıştığı işten çıkmaya niyet etmiş ay sonu maaşını bekleyen ve patronunu umursamayan” kişinin duruşunu anımsattı. Bu duruş “Bıraktım onca derdi kendimi semte attım. Belki inanmazsın ama bütün borcu kapattım. Ne bakkalı, ne manavı, ne manyak dönercisi.. Rahatça geçiyorum kovalamıyor beni..” Şarkı sözlerine “Aaah Veli, bundan sonra çeker miyim senin derdini?” der gibi bir tavır sergiliyordu.

Hemen yanındaki takım elbiseli ise tam bir halk adamı “Mecburiyetten kravat takmış, Cumhuriyet bekçisi” imajını sergiliyordu.

Malatya Milletvekili ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ise “Bakmayın, siz benim tipi-kar yediğime. Bir görünen yüzüm var, bir de görünmeyen... Her ne kadar kendime “Cesur yürek” desem de, vücudum dayanamaz Kubbe'deki kara kışa...” der gibi bir hali vardı.

(Şimdi bu fotoya getirdiğim yorum için dava açmasalar bari)  

 MEMUR-SEN'İN MALATYA ÖZELİNDEKİ DURUMU

 Malatya, sivil toplum kuruluşlarının fazlalığıyla ve onların gücüyle dikkat çeken bir ilimiz. Çünkü STK'lar birlikte hareket etme ve ortak karar alma özelliğine sahipti. Fakat son bir iki senede, Malatya'da STK'ların bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde etki alanları kısıtlanmış durumda. Toplum için önemli konularda çok büyük işlere imza atan güçlü STK'lar yok artık. Hele kısa bir zaman sonra parçalanmış ufak tefek STK'lar olursa şaşırmayın. Sözün burasında bir örnek vermek isterim. Türkiye'nin en büyük STK'sı olan Memur-Sen de bu küçülmeden ya da etkisizleştirmeden payını almış durumda. Öyle ki kendi üyelerine uygulanan ayrımcılığa dahi karşı duramayacak hale geldi. Bunun belli başlı birkaç sebebi var.

1- Memur Sen İl Başkanı'nın selefleri kadar karizmatik ve etkili bir liderliğe sahip olmaması. Hatta üyelerin sorun ve sıkıntılarıyla ilgilenmemesi.

2- İktidar partisi il yönetimi ve vekillerinin sendikanın taleplerine karşı kapalı olmaları.

3- Sendikadan ayrılanların kurdukları diğer sendikaların etkisi(!)

 Genel olarak bu sebeplerle ülkenin en büyük sivil toplum kuruluşu, Malatya'da güç kaybediyor. Daha önce birçok önemli konuda inisiyatif alan bu güzide kuruluşun zayıflaması, pek hayra alâmet değil.

  SAYIN GÜDER, İSPENDERE İLGİ BEKLİYOR

 Malatyamızın önemli şifa kaynaklarından biri İspendere'dir. Malatya'nın sağlık turizminde olmazsa-olmaz faktörlerinden biri olan İspendere'de, geçtiğimiz yıllarda çok güzel bir proje başlatılmıştı. Selahattin Gürkan'ın döneminde, üniversiteyle birlikte hareket edilerek başlatılan bu proje kapsamında, Malatya'nın içinde bulunduğu bölge ve ülkemiz için bir ilk olma özelliğini taşıyan İspendere'de Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları (GETAT) binası  yapıldı. Bina bitirilip içinin donatılmasına sıra gelince, proje akamete uğradı.

Tasarruf tedbirlerinin uygulandığı açıklanmış olsa da, ciddi bir ihmali de gözardı etmemeliyiz. Çünkü tasarruf tedbiri olarak proje durmuş olsa bile, bu işten sorumlu insanların sivil toplum kuruluşlarını, hayırsever işadamlarını ve sınırları içinde bulunduğu ilçe belediyesini harekete geçirmesi gerekmektedir. Malum olduğu üzere, İspendere Battalgazi Belediye sınırları içinde bulunuyor. Selahattin Gürkan'dan sonra tek bir çivi dahi çakılmayan bu büyük ve önemli proje için, herkesin taşın altına elini koyması elzem olmuştur.

Aslına bakarsanız, belediye ve üniversite işbirliğiyle hazırlanmış bu projenin içinin tefrişatı için çok fazla bir bütçeye de gerek yok. Selahattin Gürkan ile başlayan bu projenin, sayın Osman Güder'le tamamlanması, prestij ve tanıtım için çok daha uygundur.

Sonuç olarak, sağlık turizmi için potansiyeli olan İspendere'de, konaklama imkanı, şifalı içme suyu, havuzlar, sauna ve hamam gibi müştemilat dahi bulunuyor. Yaz sezonunda, bu haliyle bile pek çok ziyaretçiyi konuk eden İspendere, ilgi ve alaka bekliyor.

 İTHAL ARAÇLAR “OUT” YERLİ ARAÇ “IN”

Geçtiğimiz Cuma günü ülkemizin milli otomobilinin tanıtımı yapıldı. Bu tanıtımı izleyip, otomobilin özelliklerini görünce göğsümüz kabardı. Muhalif kesimin bir çok eksiklik (!) bulduğunu söylediği bu otomobilin hem görüntüsü, hem de teknik özellikleri, 60 yıllık bir hasretin bittiğini gösteriyordu. Tanıtım toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilk ön satışa talip olduğunu açıkladı. Hemen ardından ülkemizin dört bir yanında talepler gelmeye başladı. Malatya Büyükşehir Belediyesi ile Malatya Ticaret ve Sanayi Odası, üretilecek 44. araca talip oldu. Hemen ardından Yeni Malatyaspor Kulüp Başkanı Adil Gevrek de 15 adet aracı alacaklarını beyan etti.   

Selam ve dua ile

Fiemainllah