dore okulları
Malatya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.60
  • EURO
    34.80
  • ALTIN
    2498.3
  • BIST
    9440.8
  • BTC
    64682.49$

Ramazan'a Tımarhane(de) Bayram!...

26 Mayıs 2020, Salı 13:05

 

-SESLİ MAKALE-

 

 

Adı Ramazandı ama beni tutun demiyor, orucu anlatıyordu. Diyarbakır Ulu camide namazını kılıp sonra gelin beni kılın da demiyordu!. Camiye girmeyen dışardakilere namazı anlatıyordu!.

Terör örgütü PKK'YA da eleman toplamıyor, cami avlusunda dinden bahsediyordu!. Halbuki onun da bu imkanı vardı ama nedense hiç kullanmıyordu!

Daha da ilginci herhangi bir cemaate de çağırmıyordu!. Şeyhi de yoktu!. Soru soranlara ayet ve hadislerle Allah'ın dinini anlatıyordu!. Ramazan tek tabanca, tek başına, tıpkı yanlışa karşı duran Gıfarlı Ebuzer gibi o da yalnızdı!...

 Derken bizlerde Ramazanı mahzun bitirmiş, bayrama buruk girmiştik. Bugüne kadar sokağa çıkma yasağının olmadığı iller de dahil, ülke genelinde dört gün sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Olur ya birileri densizlik yapıp bayram namazını kılmaya kalkar, ya da yaşlı anne ve babasını ziyaret eder!... Tedbirli olmak her zaman iyidir!...

 Zira bilim kurulumuz var, hangi kararları alın deseler alıyorlar, bizler de uyuyoruz. Çünkü ilkokula başlarken de "uyu uyu yat uyu" diyerek başlamıştık okumaya!. Hep uyuduk!. Bu koronavirüs döneminde de Allah var, hakkını yememek lazım, milletçe iyi yattık!.

 Olsun, "hayat eve sığar" "evde kal hayatta kal" aslında başkalarına hayat ver demekti!. Süreçte başkalarının yaşaması için eve kapatılmamız lazımmış kapatıldık?. Onların hayatı çok önemli!. Onlar için dışarı çıkılmamalı, çocukları, yaşlıları eve hapsetmeli!. Allah muhafaza birine bulaştırırız, bunun vebalinden kurtulamayız sonra!.

 Basın ne derse onu yapmalıyız!. Dünya da böyle yapmıyor mu!? O zaman şu bilim kuruluna ne gerek var diyeceğim, birileri rahatsız olacak!?. Bu bilim adamları kim diyeceğim, sana ne diyecekler!?. Bunlar madem bilim adamıydı şimdiye kadar neredelerdi!?. Yoksa bunlar yıldızlar gibi, karanlık çökünce mi görünüyorlar!?...

Bilim adamlarının işi buluş muluş, bilim milim, üretim müretim mi, yoksa kurul murul mu diyeceğim, çocuk mucuk olma, çok ileri gidiyorsun diyecekler!?.

Yani kesinlikle birilerinin talimatlarını yerine getiren bir kurul değil bu!...:)

Akçadağ'lının dediği gibi, söyleyen gitti!. Ancak Ramazan'la ilgili söyleyeceklerim var;

 Bayramı aslında çoğumuza zehir eden, üzüntümüzü arttıran Diyarbakır'lı Ramazan hoca lakaplı Ramazan BÖÇKÜN'ÜN mahkeme kararıyla tımarhaneye atılması oldu. Bu haber, bir anda sosyal medyada Türkiye'nin gündemine oturdu!.

 Ramazan BÖÇKÜN Diyarbakır'lıdır. Siyaset ve herhangi bir siyasi parti propagandası yapmayan, Ulu caminin sembolü haline gelmiş, yıllardır buraya gelen ziyaretçilere bildiklerini anlatan, adeta orayla özdeşleşmiş simge biri!.

 Ankara'ya ait bir kedi cinsinin Ankara'nın sembolü olarak kabul edilmesi ve heykelinin Ankara'ya dikildiğini gördük!.

Malatya ile özdeşleşmiş delimiz Mercedes Kadir'in, ölmeden önce heykelini yapıp müzede sergiledik, yakında da filmini çekeceğiz!.

Ama Diyarbakırlı Ramazan BÖÇKÜN'Ü mahkeme kararıyla tımarhaneye, delilerin içine attık!.

Niye mi!?

Bu sorunun cevabını hep beraber arayacağız. Öncelikle bu karar bir faciadır. Hasta bir insanın tedaviyi red etme hakkı varken, hasta olmayan birinin hastaneye, üstelik deliler hastanesine yatırılması adaletsizlik ve hukuksuzluktur. Akıl sağlığının yerinde olup olmadığına mahkeme karar veremez. Böyle bir karar hukuki olsa dahi, ne insani ne de vicdanidir!. İnsan onurunu zedeleyen bir karardır!. Zira o da bir insan ve onun da bir onuru ve şerefi vardır. Ailesi, dostları, arkadaşları ve sosyal çevresi vardır...

 Yıllardır bu cami çevresinde dini tebliğ eden bu kişi, bugüne kadar neden kimsenin ilgisini çekmedi!?.

Hastaydı da neden tedavi edilmedi!?.

43 yaşına geldikten sonra mı ansızın akıllarına geldi de tımarhaneye tıktılar?.

 PKK'nın sosyalizmi ve komünizmi, ilahiyatçıların Deizmi, sistemin de Kemalizm'i dayattığı, bu ülkenin güzide kenti, göz bebeğimiz Diyarbakır'ımızda Müslüman bir gencin İslam'ı anlatması, anlatırken kullandığı dilin etkisi, hele hele son zamanlarda sosyal medyada yer bulup çokça paylaşılması belli ki birilerini çok ciddi rahatsız etmiş!...

 Zulmün, dini anlatan behlülleri sardığı bir dönemin güneşi yavaş yavaş batıyor, karanlığı çöküyor, yıkılışı da yaklaşıyor!...

 Müsteşriklerin cirit attığı, misyonerlerin kapı kapı dolaştığı, dinlerini değiştirme karşılığında tonlarca para dağıttığı, öğrencilere burs adı altında para verip kandırdığı, ama kimsenin sesinin çıkmadığı bir zamanda, Diyarbakır'da Ulu cami bahçesinde Müslüman olmanın gereklerini anlatan birinin göze batması, sözde şikayet sonucu mahkeme kararıyla tımarhaneye atılması, iktidara da, 83 milyona da ayıp olarak yeter!...

 Aslında millet iktidar sahiplerinin dindar olduklarını iyi biliyor!. Bu nedenle mukaddesatımız onların döneminde ayaklar altına alındı!.

Aile onların döneminde yerle bir edildi!.

Zina onların döneminde suç olmaktan çıktı!..

İstanbul Sözleşmesini onlar imzaladı!.

6284'ü onlar çıkardı!.

Erken yaşta evlenenleri onlar cezaevlerinde tecavüzcülerle aynı koğuşta yatırdı!.

Çocuk haczini onlar getirdi!.

Süresiz nafaka zulmünü onlar çıkardı!.

Kocaları ve babaları onlar evden attı!.

Çocuklarının velayetlerini onlar ellerinden aldı!.

Kadının beyanına onlar, esastır dedi!.

Diyarbekirli Ramazan'ı onlar tımarhaneye tıktı!.

 Daha sahaya inip insanlara kendilerini anlatıp, onları da dinleyeceklermiş! İşte onlar ve adaletleri! İşte toplum ve derdi!

Haydi şimdi bu zulümleri önce bitirin, sonra gelin görüşelim!...

 Peki Ramazan BÖÇKÜN'Ü tımarhaneye atmakla kimin eline ne geçecek!? Bu gerçeğin altındaki gizli  amaç nedir!?.

 Cumhuriyetin kuruluşundan beri sistem, doğru dini anlatanlarla hiç barışık yaşayamadı!. Bu genci de tımarhaneye attırarak toplum üzerindeki davet etkisini önce kırmak, sonra da bitirmektir!. Boş verin siz, takmayın onun dediklerini, söyledikleri bir delinin anlattıklarından öte bir şey değildir. Akıl ve ruh hastası meczup birisidir!. Bakın tımarhaneye yatırdık, yarın çıksa da zaten tımarhanede yatmış bir delidir deyip, itibar etmeyin algısını oluşturmaktır asıl amaç!...

 Hani Ömer'in adaletini uygulayacaktınız!?.

Hani Ömer'leri bulup getirin diyordunuz!?.

Hani Fırat'ın kenarında otlanan bir devenin telef olmasından kendinizi Ömer gibi sorumlu tutacaktınız!?

Müslümanı deli diyerek tımarhaneye kapattınız!. Bu adaletiniz Ömer'den daha çok Yezid'in kılıcına benzemiyor mu!?.

 Siz bugün şahsi bir günah işlemiyorsunuz ki Allah ile kendi aranızda diyelim. Siz, insanların hakkına giriyor, zulmediyor, adaletsizlik yapıyorsunuz!. İktidar sarhoşluğuyla, güç zehirlenmesi yaşıyorsunuz!.

Bu yaptıklarınızın tarihteki karşılığı helâktır...

 Ey bugün Müslüman kimliğine bürünmüş koltuk sevdalıları!.

Yüce dinime ne kadar zarar verdiğinizi, insanları dinden ne kadar soğuttuğunuzu biliyor musunuz!?.

Eylem ve söylemlerinizle toplumu ne kadar gerdiğinizi biliyor musunuz!?.

Tüm emek ve çabaları yok ederek bir devri kapatmak üzere olduğunuzu biliyor musunuz!?.

 Bu ülkede o kadar çok hasta ve deli var ki, kimse görmüyor bile!?.

Millet sosyal medya hastası oldu, kimse umursamadı!.

Başörtülü kızlar İnstagram delisi oldu, kimse aldırmadı!.

Millet ikiye bölündü, kardeş kardeşi, komşu komşuyu öldürecek kadar siyasi veba hastalığına yakalandı, kimse önemsemedi!.

Daha geçenlerde vekilin biri kameraların önünde, milletin meclisinde etmedik küfür bırakmadı. Ağza alınmayacak en galiz küfürü Allah'a  yaptı, -gerçi o öbür adamın Allah'ına sövmüştü bizim değil :)- ama kimse duymadı ne yapıyorsun demedi!?. Olayın ardından çıkıp hayatını Allah'a adamış biri olduğunu söyleyince de, nasıl bir kahraman olduğuna topyekûn şahit olduk!. Kimse şikâyetçi olup, tımarhaneye götürelim demedi!. Ama Diyarbakırlı Ramazanı tımarhaneye tıktık!...

 Ramazan tımarhanede bayramını yapadursun, onun için belki de arzulayıp ulaşamadığıydı bu!. Belki de hayatının en büyük tebliğiydi!. Ama Ramazan'ın tımarhaneye atılması onun akli dengesizliği değil, belki de dengesiydi!. Aslında bu da, adaletin eliyle tesis edilen adaletsizliğin zirvesiydi!...

Yazmak da savunmak da tımarhaneye atılmış bu insandan geriye bana kalan şerefiydi!.

Onurla, gururla...

Yarın ilahi huzurda şahidim olur belki!...

Fi Emanillah.

 

Ebuzer AYDIN

"Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni!"