Recai KUTAN (1930-2024)
07 Ekim 2025, Salı 17:03
Malatya'nın ve Türk siyasetinin unutulmaz nahif isimlerinden, ülkemize ve ilimize önemli hizmetlerde bulunan Recai Kutan’ı vefatının 1’inci yılında saygı ve rahmetle anarken, 12 yıl önce onunla ilgili yazdığım bir yazıyı rahmete vesile olması dileği ile arz ediyorum.
BEYEFENDİ
Tevazu, nezaket, zarafet, bilgi, birikim, duruş… Ve beraberinde oluşan saygınlık… Beyefendiliği tanımlayan / tamamlayan öğeler olarak kabul edilir. Bunlardan biri eksikse, kişiye konjonktür gereği belki bir süre beyefendi denilse de, bulunduğu makam ve mevkii kaybedince bu unvanı da kaybeder.
Vaktiyle siyasette bu unvanla anılan, hatta bu unvan ile ihraz ettiği makamın çok ötesinde tanınan kişiler, siyaseten bulundukları makamdan düştükten sonra küçük bir çevresi dışında onu bu unvanla ananlar olmamıştır. Bugün esameleri bile okunmamaktadır. Kimileri de vardır ki beyefendilikleri bulundukları makamla ilgili değildir. Sayıları az da olsa onlar; sıra dışı, müstesna, özel insanlardır. Makamlarından ayrılsalar da, isimlerinin toplumda bir karşılığı, özgül ağırlığ vardır. Güçlerini ve saygınlıklarını bulundukları makamdan almaz, bilakis makama güç verirler. Recai Kutan (ağabey) bunlardan biridir.
2008 yılından (Saadet Partisi Genel Başkanlığı) beri onun ne bir partide ne de bürokraside resmi/aktif bir görevi vardır. Lakin nezaketi, tevazuu ve dürüstlüğü ile partili, partisiz herkesin içtenlikle ‘ağabey’ diye hitap ettiği, saygı ile andığı bir tecrübedir. Beyefendi tabirinin tam karşılığı has bir Malatyalıdır. Eskilerin eskimez tabiri ile, hâzâ kibarlık, hâzâ nezâket, haza zarafet… rahmetli Necmettin Erbakan hocamın ifadesi ile “hâzâ sadakat” akil, bilge bir şahsiyettir.
Başta 28 Şubat dönemi olmak üzere, Erbakan hocam, her sıkıştığında, yasaklı duruma düşürüldüğünde görevi o’na vermiş; o da ülkenin en sıkıntılı ve milli / İslami çizgide siyaset yapmanın “en zor” olduğu günlerde görevini layığı ile yapmaya, ülkeyi sahili selamete çıkarmaya çalışmıştır.
Güven veren sempatik kişiliği ile her daim sağduyunun, diyaloğun, uzlaşının adresi olmuştur. Rektör Prof.Dr. Cemil Çelik, İnönü Üniversitesi’nin 2013-2014 akademik yılı açılış törenine Sayın Recai Kutan’ı davet ederek yerinde bir jest yapıp fahri doktora payesi vermişti. Gecikmiş de olsa üniversitenin bu davranışını kutluyor, sayın rektöre ve üniversite senatosuna teşekkür ediyorum. Milli Görüş ekseninde siyaset yapmanın fevkalade zor olduğu günlerde parti genel başkanlığı, bakanlık, genel müdürlük gibi pek çok görevi başarı ile tamamlamış olan Recai Kutan, Malatya’nın İsmet İnönü ve Turgut Özal‘dan sonra yetiştirmiş olduğu en önemli devlet ve siyaset adamıdır.
Türkiye’de vesayet kırbacının seçilmiş yönetimin tepesinde sallandığı; medya başta olmak üzere Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin dahi askerin düzenlediği söyleşilere topluca katıldığı, muvazzaf bir generalin ülkenin seçilmiş başbakanına hakaretler yağdırdığı bir dönemde nasıl ülke yönetilir? Nasıl bakanlık yapılır? Bütün bu sancılı, karanlık günlerin canlı tanığıdır Recai Kutan. Onun hayatı ve siyasi yaşamı üniversitelerde okutulacak, üzerinde akademik çalışmalar yapılabilecek düzey ve zenginlikte tecrübelerle doludur. Gösterilen vefa örneği takdire şayan olmakla birlikte, sadece doktora unvanı vermekle yetinilmemeli; hayatı başta kamu yönetimi, siyaset, hukuk ve sosyoloji bölümleri olmak üzere sosyal bilimler alanında akademik çalışma yapan öğrencilere master ve doktora tez konusu olarak verilmelidir. Ayrıca Recai ağabeyin törende yaptığı konuşmada gerek öğrencilere ve öğretim üyelerine, gerekse ülkede siyaset yapan herkese ‘kulaklara küpe’ hatta manifesto olacak bir ders niteliğindedir. Konuşma, küçük bir broşür olarak bastırılıp dağıtılabilirdi. Bunu üniversitemizin yeni rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat hocam pekala yapabilir.
Evet Malatya, genelde Battalgazi, Niyazi-i Mısri, Said Çekmegil, Şemsi Belli, Ahmet Kaya gibi muhalif, protest karakterli insanların mebzul olarak çıktığı bir diyardır. Burada öyle munis, ılımlı, beyefendi insanlar nadiren yetişir. Recai Kutan işte öyle nadirattan müstesna biridir. Kıymeti bilinmeli; kıymetini bilmek için, vefatı beklenmemelidir.
21 EYLÜL 2013
Ziya KESRİKLİOĞLU
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.