dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.97
  • ALTIN
    2448.2
  • BIST
    9716.77
  • BTC
    64452.97$

RIZÂ-İ İLÂHİ

28 Mayıs 2021, Cuma 10:24

 

 

Karanlık dehlizlerden, sonsuz nura, kayboluşlar labirentinden, bâki istikâmete, ayrılıklar bataklığından, vuslat ummanına ne zaman geçeceksin?

İhlâsla teslimiyetin seni Allah'ın kudretine ne zaman ulaştıracak?

Teslimiyetindeki samimiyetin, tahkikindeki tasdiğin seni Rabbine ne zaman yaklaştıracak?

Hakikât nuru, avamın ve havasın gönüllerini sana ne zaman gösterecek?

Seni sınıyor diye daha ne kadar Rabbinden uzaklaşacak, kaçacaksın?

O, seni, senin için imtihana tâbi tutuyor ki; sebeplere yapışıp, O'nun rızasını terk edecek misin, etmeyecek misin, gördüğün zahire aldanacak mısın, yoksa hakikâti mi seçecek, isteyeceksin, görenin mi huzuruna çıkacaksın, yoksa körün mü, sana sağır kulaklara mı emânet edeceksin en kıymetli sözlerini, yoksa suskunluğunu bile anlayan o sonsuz işitici ve idrâk edene mi?

Anlamıyor musun hâlâ hakikâtinin önünde set kuran onlar, düşünmezler, düşünmeni istemezler, görmezler ve görmeni istemezler, duymazlar ve duymanı istemezler, inanmazlar ve senin de inanmanı istemezler, tam tersine yalanlar; doğrulamazlar.

Gölgelerin tuzaklarından, aslına dön. Seni özünden, seni hakikâtinden, seni sonsuz saadetinden ayıran ne varsa terk et, vuslat denizine seni çıkarmak için, nefsine ve dahi sana çarpan rahmet dalgalarını fark et, ki her türlü belâ rüzgârına tahammül edebilesin.

Ki bu kabuğunu kırıp, özünü seçtiği kullarına Rabbinin şaşmaz nazârıdır. Varlığın saydığın, kendine yük edindiğin benliğin kırılıncaya, tuzla buz edilinceye kadar sabret.
Hatırla o muazzam hakikâti; varlıkları yok eden, onları kendilerinden dahi habersizler için değil, kıymetini ve değerini ancak verebilmeye muktedir olan kendi için tekrar var eder. Sevin ve bekle; şikâyet etme.

Kapat seslere kulağını, aç gönlünün duyularını ve dinle Rabbinin o nazenin buyruğunu: "Sonra onu başka bir yaratılışla yeniden var ederiz. Yaratıcıların en güzeli olan Allah ne yücedir!"
(Mü'minun / 14.)

İlk yaratılışın geneldir. Bahsi geçen yaratılışın ise münferittir.

Seni diğerlerinden, yanılgılardan, başkalarından ayırır.

İlk yaratılışındaki mânâyı öldürür, altını üstüne getirir ve nihahet ruhâni hâle erdirir.

Dilediği hususta ve dilediği kimsenin kalbinde ve ömründe kudretini gösteren Allah, evet ne yücedir!

İmtihan meydanında dahi sana lütufta bulunan, seni belki belâ denizinde yüzmek zorunda bırakan; ama muhakkak dayanacak nefesi de bahşeden ve sana destek olan Allah ne yücedir!

Sırtındaki belini büken, gücünü tüketen, dizlerini artık yürütmeyen külfet yüklerini atmana teşvik eden, yüklerin özü olan düşman nefsine karşı hamle yapmanda seni irâde sahibi kılan, gölgenin bile sana uzak kaldığı en tenhalarda dahi sana şahdamarından yakın olan; gizli, ama bir o kadar da aşikâr olan Allah ne yücedir!

Hakım Calinus'un oğlunu hatırlasana. Hani dilsiz ve akılsız numarası yapmıştı da, o ilimler denizine açılmış, okyanusları aşmıştı? Allah'la tartışma, anlamadığın hususlara haddi aşarak itiraz etme; kapatma kapıyı ki hikmet-i ilâhiye kalbine nüfuz edebilsin.

Sen, tanımadığının cahilisin; O'nun cahili olma. O ki dilediğini mümkün kılan, olduran, yaptıklarından da asla ve hâşâ sorguya çekilmeyendir; oysa sen hesap verecek, sorgulanacaksın.

Gerisinden değil; yalnızca O'ndan kork. Başkalarından değil; yalnızca O'ndan umut et.

Kudret hikmete, bâtın zahire üstün gelinceye dek, daimiyeti istikâmetin ile taçlandır.

Senin hakikât sınırları dışında herhangi bir şeye ihtiyacın yok, bunu idrâk edinceye kadar sınırları aşmaktan hicâb duy. O'nun yardımı, sana sabır ve sebât göstermen dahilinde gelecektir.

Vââdinden dönmeyen buyuruyor: "Allah sebredenlerle beraberdir." (Bakara / 153.)

" Allah'ın taraftarlarıdır üstün gelecek olan!" (Ankebut / 69.)

"Yolumuzda çaba gösterenlere yollarımızı gösteririz." (Maide / 56.)

Uğraş. Çaba göster. O'na karşı hata yapmaktan sakınmadıkça, sapkınlıktan, bid'atlerin peşine düşmekten, hevâ ve heveslerine uymaktan sakınmadıkça; nefsinin münâfık olduğunu itirâf etmekten de utanma. Allah'tan utan ve kalbinle yalnızca ve yalnızca O'na yönel.
Allah'a vereceği nimetler için, kendin için amel etmeyi bıraktığında ancak Allah'ın rızasına erebilirsin. Sahih olmadan fasih olamazsın. Teslimiyetinde sahih ol ki; idrâkinde fasih olabilesin. Sözünde sahih ol ki; kalbinde fasih olabilesin. Başka yerlerde, başkalarında arama; bütün esenlik ve selâmet, kalbe nazâr buyuranın rızasındadır.
Ki; "Bunda kalbi olanlar için veya görerek kulak verenler için bir öğüt vardır."
(Kâf / 7.)

Akıl kalbe, kalp sırra, sır yokluğa, yokluk varlığa intikâl etsin ki; tahkik, tasdikle vuku bulsun, sözler eyleme dönüşsün. Eyleme dönüşmeyen söz rehber değil, aleyhe bir delildir. Amelin eylemi ihlâs, tevhid ve Allah'ın kitabına, Râsûlünün sünneti seniyyesine sımsıkı sarılmaktır.
Gerisi çeliktir, çomaktır.

Kimden ümitleniyor, kime güveniyorsan; senin tanrın odur. Kimi bekliyor, kimden korkuyorsan; senin putun odur.

Sana gelen hayır ve şerri sana Allah'ın bizzat isâbet ettirdiğini tefekkür etmeden, kimin sana doğrudan o hayır ya da şerri dokundurduğunu düşünüyorsan senin taptığın da odur.
Allah'ın kalbinde zatından başkasını görmesinden sakın. Kalbinde kendisinden başkasından umduğunu, başkasından korktuğunu, başkasını sevdiğini ve beklediğinin de başkası oldugunu görmesinden de sakın. Kalbini temizlemedikçe o nûr o dipsiz karanlıkları nura boğmayacak ve sen aldandıkça aldanacaksın; kendini kendin aldatma.
"Bilâkis, insan kendisi üzerine bâsirettir (şahittir)."
(Kıyamet, 75/14.)

Nefsini dünyaya, kalbini ukbâya, sırrını ise kalbin asıl sahibine bırak.

Nefsinin gözündeki perdeyi kaldır ve ona de ki: "Rabbinin seni gördüğü gibi, sen de O'nu gör!"

Kezâ, hakikî bir keşif ancak hicâbı, perdeyi gözden kaldırınca olur.

Vuslat istersen yol tektir; budur. İstemezsen de yol da açık, kapı da açıktır.

Kaybolma, kendi yolunun yolcusu olma; karanlıklarını boğan, vuslâtına eren nûr ol.

Velhâsıl; sonsuzlarca, sonsuzlarca ve sonsuzlarca seni razı edebilecek bir Rabbin var; çünkü O Rahmân ve Rahîm.

Sonsuz merhamet, rahmet sahibi..

Ama dünya durduğunda, o son nefesini verdiğinde, senin, Rabbini razı edebileceğin bir imkânın yok. Olmayacak...

Her şey; şimdi mümkün.

Şu ân!

Vesselâm....