dore okulları
Malatya
02 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.36
  • EURO
    34.75
  • ALTIN
    2396.0
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59076.69$

Seçimin Ardından...

12 Haziran 2023, Pazartesi 14:31
Seçimin Ardından...

Uzun bir seçim maratonu sonrası yeni Cumhurbaşkanlığı kabinesinin de belirlenmesiyle ülke yönetimine yeniden start verilirken Malatya’da ise durumlar “yıkıldığı” yerden devam etmektedir. Şehirde devam eden yıkım çalışmalarından geriye giderek tanınmaz hale gelen şehrin silüeti ve yükselen toz bulutlarının neden olduğu kirlilik kalmaktadır. Seçim gündeminin yoğunluğu, Malatya’da depremin izlerini yok etmese de gündemin bir nebze de olsa değişmesine yol açmıştır. Seçimlerin ardından şehir merkezinde yapılan seçim kutlamaları, bir yönüyle eleştirilere açıkken diğer yönüyle toplumun içinde bulunduğu sosyo-psikolojik çöküntüden kaçmaya yönelik refleksif bir davranış sergilemesi veya toplumun eski rutinlerine dönme çabası olarak değerlendirilebilir. Ancak seçimler sonrasında Malatya özelinde belki daha da önemli olan husus, 2023 seçim sonuçlarının bizlere ne anlattığı ve yeni dönemde Malatya’nın imarî, ekonomik ve sosyo-kültürel açılardan yeniden inşa sürecinde aktörlerin üzerine düşen görevlerin ne olduğudur.

Seçimler, sonuçları itibariyle yalnızca siyasi yönetimlerin belirlenmesinde etkili olan araçlar değildir. Seçimler aynı zamanda toplumların içinde bulundukları ideolojik, ekonomik, kültürel ve sosyo-psikolojik koşulların anlaşılmasını sağlayan oldukça önemli ölçeklerdir. Sosyal bir varlık olan insanın içinde bulunduğu sosyo-ekonomik, kültürel ve tarihi gelişmelerden etkilenmesi, bu etkilerle güdülenmesi ve nihai olarak siyasal davranışta bulunması pek tabiidir. Bu durum bireylerin yalnızca rasyonel birer seçmen olarak değerlendirilemeyeceği, seçmenlerin tercihlerinde ait oldukları etnik ve dini hassasiyetlerinin, milli ve manevi değerlerinin, yaşam deneyimlerinin ve duygularını besleyen tarihi zihinsel kodlarının önemli bir yer edindiği, insanın en temelde sosyal bir varlık olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir. Ancak sosyal medya platformlarındaki sanal zaferlerin ve yapay seçim anketleri ve sonuçları üzerinden oluşturulan algıların bu gerçekliği karşılamadığı ve seçmenlerin tercihlerinin ötesinde bir sanal gerçeklik sunduğu, reel gerçekliğin ve siyasetin ise çok farklı olduğu görülmektedir. 

2023 seçimleri sürecinde Cumhur ve Millet ittifakının; seçim kampanyalarında cumhuriyetin yeni yüzüncü yılına yönelik söylem farklılıkları, ittifakların bileşiğinin homojen veya heterojen yapısından kaynaklı ideolojik ve siyasal uyum(suz) durumları ve yaşanan ekonomik ve sosyal krizlere yönelik çözüm yaklaşımları seçim sonuçlarını şekillendiren temel etkenler olarak değerlendirilebilir. Deprem bölgeleri için ana belirleyici etkenin ise asrın felaketinin ardından depremin akut döneminde yapılan yardım çalışmaları, deprem bölgelerinin iyileştirilmesi, imarı ve geleceğine ilişkin yapılan faaliyetler, hazırlıklar ve önerilen projeksiyonların toplumdaki yansımasının etkili olduğu düşünülebilir. Bu açıdan Malatya’da dahil olmak üzere genel seçimlerde düşen oylarına rağmen Cumhur İttifakı’nın deprem bölgelerinin genelinde seçimi önde bitirmesinde, yaşanan küresel siyasi, sosyal ve ekonomik sıkıntılara rağmen seçmenlerin güven ve istikrar arayışı (konutların inşası ve şehirlerin imarı gibi konularda) içerisinde olmasının veya belirsizlikten kaçınan tavırla yönelimlerinin etkili olduğu, diğer taraftan ise Millet İttifakı’nın bu arayışın alternatifi ve kaçışın sığınağı ol(a)mamasının önemli rol oynadığı söylenebilir.

Seçimlerin ardından Malatya’nın sosyo-ekonomik yapısının yeniden nasıl şekilleneceği, şehrin imarî vizyonunun nasıl ve nerede başlayacağı, Türkiye Yüzyılı’nda Malatya’nın yeni yerinin ve rolünün ne olacağına;  kısa vadede iyileştirmeye (altyapının geliştirilmesi, sanayinin ve ticaretin desteklenmesi, toplum eğitimi, sosyal ve psikolojik destek hizmetleri vb.) orta vadede düzenlemeye (şehrin yeniden inşası, yeni imar ve iskân alanları oluşturulması vb.) ve uzun vadede yatırıma dönük programlar (ekonomik kalkınma, teşvik ve destek paketleri vb.) ve politikalar belirleyecektir. Bu aşamada ise Malatya adına yasal ve yapısal sorumluluk, milletin temsilcisi olarak görevler üstlenen Malatya’nın vekillerine, yerel yöneticilerine ve ilgili kamu kurumlarına düşmektedir. Ancak burada herkes taşın altına eline koymalıdır. Malatya’nın deprem bölgesi olmasının yanı sıra seçimlerde verdiği oy desteği üzerinden bakanlık devşirme düşüncesinden ziyade Malatya’ya “bakan değil *gören* bir yaklaşımın” benimsenmesi için çaba harcanmalıdır. Aksine bir bakış açısının benimsenmesi ise, sorumluluktan kaçınmaya ve bahaneler üretmek için zemin oluşturacaktır. Ayrıca bu yaklaşım deprem bölgelerinde böylesi bir ayrıcalık olmaksızın gelişmenin ve kalkınmanın imkansızlığı algısının oluşmasına da neden olacaktır. Nitekim geçmiş yıllarda Malatya’dan kabinede bakanlık yapılan dönemlerde olmuştur ve bu dönemlerin etkisi ayrı bir tartışma konusudur. Ancak Malatya’nın gelişiminin, şehrin yeniden imar ve inşa sürecinin -yerel yönetimler de dahil olmak üzere- kişilere bağlı anlayıştan kurtarılması elzemdir.

Malatya’nın 6 Şubat öncesine dönmesini hayal edenler kadar çalışmalar sonrası Malatya’nın 6 Şubat öncesinden daha iyi bir şehir vizyonuna kavuşacağı umudu taşıyanlar ve bu hayallerin imkansızlığının farkında olanlar bulunmaktadır. Bu hayalin ve umudun önündeki imkansızlığın temel nedenini, belirsizlik kaynaklı umutsuzluk ve sabırsız bir tahammül oluşturmaktadır. Ayrıca Malatya’nın muhtelif bölgelerinde binaların hasar tespit sonuçlarının zaman içerisinde önce ağır hasarlıdan orta hasarlıya oradan ise az hasarlıya (neredeyse hasarsıza varıncaya dek) dönüşümü ve bunun oluşturduğu güvensizlik algısının da umutsuzluğu beslediğini unutmamak gerekmektedir. Siyasal, sosyal ve ekonomik kaygılardan uzak bir şekilde değerlendirilmesi gereken bu dönüşüm süreci, umarız acı tecrübelerden derslerin alınacağı bir sürece dönüşmez. Nitekim, testi kırıldıktan sonra döv(ün)menin anlamı kalmayacaktır. Diğer taraftan şehir merkezinin yıkım sürecindeki kargaşa ve kaos trafiği, düzensizliğin düzen halini aldığı sözüm ona ticaret hayatıyla Hindistan’dan hallice bir şehir görüntüsü ve önü alınamayan zamların ve fahiş kira fiyatlarının neden olduğu çaresizlik ise Malatya’nın kalan umutlarını ne yazık ki giderek tüketmektedir. 

Seçimin ardından şehirdeki çalışmalara hız verileceği düşüncesi, şu an için kamuoyundaki en temel beklentilerden biridir. Kamu kurumlarından ve yerel yöneticilerden tüm bu sorunlara izleyici değil, önleyici ve düzenleyici bir yöntemle yaklaşımlar geliştirmesi beklenmektedir. Bu açıdan sorunlara yönelik çözümler geliştirilmesi, belirsizliklerin giderilmesi ve depreme dirençli bir şehrin inşa edilmesi süreçlerini görebilmek Malatya’nın umutlarının yeniden tazelenmesine yardımcı olacaktır. Diğer taraftan yerel seçimlere bir yıldan daha az bir zaman kaldı. Seçmenlerin hizmet odaklı siyasal yönelimlerinin etkili olacağı yeni seçim sürecinde yerel yönetimlerin beş yıllık çalışma ve hizmet dönemi değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Siyasi partilerin deprem bölgeleriyle kurdukları ilişkiler, oldukça kısa bir süre olsa da çalışmalara bağlı olarak verilen sözlerin yerine getirilip getirilemeyeceği izlenimi ve yerel yönetimlerin şehirlerin imar ve inşa sürecindeki performansları 2024 yerel seçimlerinin sonuçlarını belirleyici etkenler olacaktır. 

 

Yorumlar

  • yorum avatar
    Turgut
    12-06-2023 18:35

    Yerinde açıklamalar olmuş Emin Bey.Malatyalılar olarak içimizi yazıya aktarıp paylaştığınız için teşekkür ederiz.

  • yorum avatar
    Hamit Korkmaz
    12-06-2023 18:02

    Malatya insanın genel bakış açısını ve beklentilerini yansıtan güzel hem de çok güzel bir yazı olmuş inşallah Malatya nin siyasi ve yerel yöneticileri de bu yazıyı görürler ve anlarlar.Kalemine sağlık , Sayın Hocam

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.